Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası Mirastan Mal Kaçırma

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası – Mirastan Mal Kaçırma

MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI-MİRASTAN MAL KAÇIRMA

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası konusunda önce muris muvazaasının yani mirastan mal kaçırmanın ne olduğunu anlamak gerekir. Muris muvazaası (mirastan mal kaçırma), miras bırakanın mirasçılarından bazılarının yahut bütün mirasçılarının miras paylarına hak kazanmalarının önüne geçmek adına yapmış olduğu işlemleri ifade etmekte olup yasalarda ayrıca düzenlenmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Madde 19’da yer alan muvazaaya ilişkin düzenlemeler uygulama alanı bulmakta ise de işbu meseleye ilişkin kuralların içtihatlar doğrultusunda belirlenmiş olduğunu söylemek gerekecektir. Uygulamada muris muvazaasına ilişkin en sık rastlanan işlemlerin, miras bırakanın mirasından ari kılmak istediği mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla bağışlamak istediği malvarlığına ilişkin devir iradesini satış yahut ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak açıklamasıyla meydana geldiği görülmektedir. Dolayısıyla miras bırakanın gerçek iradesi ile resmi olarak yapılan işlem bakımından görünüşteki iradesi arasında bilinçli olarak meydana getirilen bir farklılık bulunmakta olup bu işleme muris muvazaası adı verilmekte Yargıtay’ca, 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile detayları açıklanmaktadır:

Bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte (bağışlamak istediği tapu sicillinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olsun miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Kanununun 18. maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerine ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan Medeni Kanununun 507. ve 603. maddelerinin sağladığı haklara etkili olmayacağına, Yargıtay İçtihatları Birleştirme (Büyük Genel Kurulunun 1/4/1974 günlü ikinci toplantısında oyçokluğuyla karar verildi.

MURİS MUVAZAASININ (MİRASTAN MAL KAÇIRMA) UNSURLARI NELERDİR?

Saklı paylı olsun ya da olmasın, mirasçılar tarafından murisin gerçekte kendilerinden mal kaçırmak ve miras hakkından yoksun bırakmak amacı ile yaptığı ve tapuda satış, ölünceye kadar bakma sözleşmesi vb. şeklinde gösterilmiş olan gizli bağış sözleşmelerini ifade eden kurumun unsurları tanımdan yola çıkarak aşağıdaki gibi açıklanabilecektir:

Muvazaa Anlaşması

Muvazaa anlaşması, muris ile devralanın iradeleri ile beyanları arasında yaratmış olduğu kasıtlı uygunsuzluğu ifade eder. Mirasçıları aldatma kastıyla aralarında mevcut bağış iradesini saklamaya yönelik olarak gerçekleştirilen görünürdeki işlemin hükümsüzlüğü hususunda sağladıkları mutabakattır.

Mirastan Mal Kaçırma Amacı

Anıldığı üzere muris muvazaasında miras bırakanın motivasyonu gerekçesinin ne olduğu fark etmeksizin mirasçıların paylarına düşen miras haklarını almalarının önüne geçmek olup nihayetinde mal kaçırma kastıyla hareket ettiği sabittir. İşbu maksada gerekçe olarak mirasçıların ihtiyaç durumları, müşkül durumdaki miras bırakana bakmış olmaları, cinsiyet temelli ayrımcılık gibi hususlar gösteriliyorsa da somut olayda muvazaa iradesi ahlaki boyuttan soyutlanarak analiz edilmeli bir zarar meydana getirme niyeti aranmaksızın kastın mal kaçırma olduğu gözetilmelidir. Nitekim bu husus Yargıtay kararlarına da konu olmuştur.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise mal kaçırma gayesiyle gerçekleştirilen işleme ilişkin muris muvazaası hükümlerinin uygulanabilmesi muvazaa iddiasının yalnızca mirasçılar tarafından ileri sürülmesi halinde mümkün olur, üçüncü kişiler için aldatma şartının oluştuğundan söz edilemez.

Görünürdeki İşlem

Görünürdeki işlem, miras bırakan ve devralanın aldatma ve bağış iradesini saklamak maksadıyla gerçekleştirdikleri çoğunlukla satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi türlerinde kendini gösteren işlemdir.

Gizli İşlem

Miras bırakan ve devralanın gerçek iradelerinin tezahür ettiği işlemi ifade eden gizli işlem, bir takım sebeplerle mirasçıların haklarını ileri sürmelerini engellemek için yapılan görünürde mevcut işlemin arkasına saklanan iradeyi ifade eder.

MUVAZAALI İŞLEMLERİN SONUÇLARI

Görünürdeki işlem

En temel anlamıyla bir sözleşmenin kurulabilmesi için gerekli olan tarafların birbirlerine uygun irade beyanlarından yoksun olması sebebiyle geçerli bir işlem olarak hüküm ifade etmeyecek ve sonuç doğurmayacaktır. Keza asli kural bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınması olup görünürdeki işlemin geçersiz kabul edilmesi gerekecektir.

Bu meseleye ilişkin karşımıza çıkan bir husus ise üçüncü kişilerin kazanımlarının ne olacağı konusudur. Taşınmazlarda hakim olan sebebe bağlılık ilkesi muvazaalı olması sebebiyle geçersizlik yaptırımıyla karşılaşan görünürdeki işlemin tapu siciline tescil işlemini de geçersiz kılacak ve yolsuz tescilden bahsedilebilir hale gelinecektir.  Muvazaa kural olarak, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 1023 tapu siciline güven ilkesi gereği, iyiniyetli üçüncü kişi tapudaki kayda güvenerek bir ayni hak kazanmış ise kişinin bu kazanımı korunacaktır. Tescilin yolsuz olmasına karşın, iyiniyetli üçüncü kişiye karşı muvazaa iddiası ileri sürülemeyecektir.

Gizli işlem

Gizli işlem tarafların ortak iradeleri ile meydana getirmeyi amaçladıkları işlem olup hiç şüphesiz işleme özgü geçerlilik şartlarını da sağlıyor ise hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Muris muvazaası söz konusu olduğunda gizli işlemi oluşturan bağış sözleşmesinin geçerlilik şartlarını sağlayıp sağlamadığı araştırılacak ve sağlıyor ise işlemin ayakta olduğundan bahsedilebilecektir.

MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI (MİRASTAN MAL KAÇIRMA)

Miras bırakanın, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla kendi mirasçısı olsun olmasın herhangi bir kişi ile anlaşarak bağış sözleşmesini gizlemek sureti ile satış gibi bir devir meydana getirmiş ise, hakları zarar gören mirasçılar muvazaalı işlemin iptali için dava açma hakkına sahiptirler. Mirasçıların açabilecekleri bu davalar tenkis, denkleştirme davaları olabileceği gibi tapu iptali ve tescil davası açma hakları da mevcuttur.

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında mevcut talep, tapu kaydının düzeltilmesinden ibarettir. Sebebe bağlılık ilkesi gereğince muvazaalı sözleşmenin geçersizliği tescilin yolsuz olması sonucunu doğuracak tapu sicilinin gerçeğe uygun olarak düzeltilmesi gerekecektir.

MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME

Muris muvazaasına dayalı tapu iptali davası yani mirastan mal kaçırma davası malvarlığı haklarına ilişkin bir dava olup görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir.

MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASINDA YETKİLİ MAHKEME

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası, taşınmazın aynından doğan bir dava olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 12 kesin yetki kuralı uyarınca, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde açılacaktır.

DAVANIN TARAFLARI

Miras bırakanın yapmış olduğu aldatıcı işlem dolayısıyla miras hakkı zarar gören saklı paylı olsun olmasın her bir mirasçı muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında davacı sıfatıyla yer alabilecektir.

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında davalı ise, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmak suretiyle bağış sözleşmesini ifa ettiği kişi olacaktır.

MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında bir hak düşürücü süre yahut zamanaşımı söz konusu değil ise de muris taşınmaz ile ilgili kadastro tespitinden önce ölmüş ve ölümünden sonra taşınmazın tapulama tespiti yapılarak devralan kişi üzerine tespit edilmiş ise muris muvazaasına dolayısıyla açılacak olan tapu iptal ve tescil davası 3402 sayılı Kadastro Kanunu Madde 12 uyarınca on yıllık hak düşürücü süreye tabi olacaktır.

İSPAT YÜKÜ

Türk Medeni Kanunu Madde 6 taraflardan her birini, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü kılmıştır. Davacı, iddia ettiği hakkın doğruluğunu ispatla mükellef olduğu gibi muris muvazaası dolayısıyla tapu iptal ve tescil talebi üçüncü kişiye yöneltilmiş ise, iyiniyetin bir karine niteliğinde olmasından mütevellit davacının üçüncü kişinin kötü niyetli olduğunu da ispat etmesi gerekecektir.

Muvazaa iddiası üçüncü kişiler tarafından da ileri sürülüyor ise Yargıtay tarafından verilen kararlarda muvazaa iddialarının tanık dahil her türlü delille ispat edebileceğine hükmolunmuştur.

Muvazaa iddiası muvazaalı işlemin tarafları tarafından ileri sürülüyorsa yazılı delille ispat şartı bulunmaktadır.

 

Muris muvaazası (mirastan mal kaçırma) ve muris muvazaası (mirastan mal kaçırma) nedeniyle tapu iptal ve tescil davası ile ilgili daha detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Yazıyı paylaşın: