Nişanın Bozulması Nedeniyle Tazminat *2024 – Av. Ozan Soylu
Nişanın Bozulması Nedeniyle Tazminat
Nişanlanma, toplumsal ve hukuki bir anlaşma olarak, evlilik öncesinde bireyler arasındaki niyet beyanını temsil eder. Hukuki açıdan, nişanlanma, kadın ve erkeğin karşılıklı olarak evlenme vaadinde bulundukları bir ilişki olarak tanımlanır. Ancak, nişanlılık döneminin sona ermesi, taraflar arasında çeşitli hukuki anlaşmazlıklara neden olabilir. Bu yazıda, nişanın bozulmasının hukuki sonuçları ve bu süreçte açılabilecek tazminat davaları ele alınacaktır.
Nişanlanmanın Hukuki Niteliği
Nişanlanma, Türk Medeni Kanunu‘nun 118. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre nişanlanma, evlenme vaadiyle yapılan bir sözleşmedir. Ancak bu sözleşme, tarafları evlenmeye zorlayacak hukuki bir yaptırıma sahip değildir. Nişanlanma, evlilik öncesi bir hazırlık dönemi olarak kabul edilir ve taraflara birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı verir.
Nişanın Bozulması
Nişanın bozulması, taraflardan birinin veya her ikisinin evlenme niyetinden vazgeçmesi anlamına gelir. Nişanın bozulması için herhangi bir şekil şartı öngörülmemiştir. Taraflardan birinin açık beyanı veya nişanı bozma niyetini gösteren davranışları yeterlidir.
Nişanın Bozulma Nedenleri
Nişanın bozulmasının çeşitli nedenleri olabilir:
- Tarafların uyumsuzluğu
- Ekonomik sorunlar
- Ailevi anlaşmazlıklar
- Aldatma
- Kişisel gelişim ve değişimler
- Sağlık sorunları
- Uzun süreli ayrılıklar
Nişanın Bozulması Nedeniyle Tazminat
Nişanın bozulması durumunda, bazı hallerde tazminat talep etme hakkı doğabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 120. ve 121. maddeleri, nişanın bozulması halinde tazminat talebini düzenlemektedir. Tazminat talep edebilmek için nişanın haklı bir sebebe dayanarak bozulması gerekmektedir. Haklı sebepler dava esnasında hakim tarafından belirlenir.
Ancak uygulamada ve görüş olarak kabul gören bazı haklı sebepler mevcuttur. Bunlar ;
- Kötü hayat sürme
- Tembellik
- Evlenmenin sürekli olarak ve nedensiz bir şekilde geciktirilmesi
- Nişanlıya ya da akrabalarına karşı saygısızlık ya da küstahça davranışlar
- Sadakatsizlik
- Dolandırıcılık
- Nişanlılardan birinin uzun süren ya da ağır bir hastalığa yakalanması
- Kumarbazlık
- Taraflardan birinin ana ya da babasının aile düzenine aykırı hareketlerde bulunması
- Nişanlı kızın başka birine kaçması
- Nişanlılardan birinin bulaşıcı bir hastalığa yakalanması
Maddi Tazminat
Maddi tazminat, Türk Medeni Kanunu’nun 120. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, nişanın bozulması yüzünden maddi zarara uğrayan taraf, kusuru olmayan diğer taraftan uygun bir tazminat isteyebilir.
Maddi tazminat kapsamına girebilecek hususlar şunlardır:
- Nişan hazırlıkları için yapılan masraflar: Nişan töreni öncesinde yapılan harcamalar. Örnek: Nişan yüzükleri, davetiye ve süsleme masrafları.
- Düğün hazırlıkları için yapılan masraflar: Düğün öncesinde yapılan organizasyonel harcamalar. Örnek: Gelinlik, düğün davetiyeleri ve dekorasyon.
- Ev eşyası alımı için yapılan masraflar: Evlilik öncesi yeni ev kurmak için alınan eşyalar. Örnek: Mobilya, beyaz eşya ve mutfak gereçleri.
- Nişan veya düğün için kiralanan mekan masrafları: Törenin yapılacağı yer için ödenen kira bedeli. Örnek: Düğün salonu veya kır düğünü mekanı kirası.
- Nişan veya düğün için sipariş edilen yiyecek-içecek masrafları: Tören için hazırlanan ikramların maliyeti. Örnek: Catering hizmeti veya düğün pastası ücreti.
- Nişan veya düğün için alınan kıyafet masrafları: Tören için özel olarak alınan kıyafetlerin bedeli. Örnek: Gelinlik, damatlık ve şık ayakkabılar.
- Evlilik hazırlığı nedeniyle işten ayrılma sonucu oluşan gelir kaybı: Evlilik hazırlıkları sebebiyle işten ayrılan kişinin kaybettiği gelir. Örnek: Düğün organizasyonu için işini bırakan bir kişinin aylık maaş kaybı.
Maddi tazminat talebinde bulunabilmek için bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir:
- Nişanın bozulmuş olması
- Maddi bir zararın ortaya çıkmış olması
- Zarar gören tarafın kusursuz olması
- Diğer tarafın kusurlu olması
- Zarar ile nişanın bozulması arasında illiyet bağının bulunması
Manevi Tazminat
Manevi tazminat, Türk Medeni Kanunu’nun 121. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Manevi tazminat talebinde bulunabilmek için gerekli şartlar şunlardır:
- Nişanın bozulmuş olması
- Kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir zararın ortaya çıkmış olması
- Zarar gören tarafın kusursuz olması
- Diğer tarafın kusurlu olması
- Zarar ile nişanın bozulması arasında illiyet bağının bulunması
Manevi tazminata konu olabilecek durumlar şunlar olabilir:
- Nişanın haksız yere ve incitici bir şekilde bozulması: Nişanlılık ilişkisinin sebepsiz veya küçük düşürücü bir şekilde sona erdirilmesi. Örnek: Nişanın aniden, sebepsiz yere bir mesajla sona erdirilmesi.
- Nişanlının aldatılması: Nişanlılardan birinin, nişanlılık sürecinde üçüncü bir kişiyle yasak ilişki yaşaması. Örnek: Nişanlıyken başka biriyle romantik bir ilişkiye girmek.
- Nişanlının ailesine veya çevresine karşı küçük düşürülmesi: Nişanlının yakın çevresi veya ailesi önünde onur kırıcı davranışlara maruz bırakılması. Örnek: Nişanlının ailesi önünde hakaret edilmesi.
- Nişanlının özel hayatının ifşa edilmesi: Nişanlıya ait gizli veya özel bilgilerin izinsiz olarak başkalarıyla paylaşılması. Örnek: Nişanlının özel mesajlarının sosyal medyada yayımlanması.
- Nişanlıya fiziksel veya psikolojik şiddet uygulanması: Nişanlıya zarar verici davranışlarda bulunulması. Örnek: Nişanlıya bağırmak, tehdit etmek veya fiziksel olarak zarar vermek.
Tazminat Davasının Açılması ve Süresi
Nişanın bozulması nedeniyle açılacak tazminat davası, nişanın bozulmasından itibaren bir yıl içinde açılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü bir süredir ve sürenin geçmesiyle birlikte dava açma hakkı ortadan kalkar.
Dava, maddi tazminat ve manevi tazminat talepleri için ayrı ayrı veya birlikte açılabilir. Görevli mahkeme, Aile Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Hediyelerin İadesi
Nişanın bozulması durumunda, taraflar arasında verilen hediyelerin iadesi de gündeme gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 122. maddesi, nişanlılık ilişkisi sona erdiğinde, tarafların birbirlerine verdikleri alışılmışın dışındaki hediyelerin iadesini düzenler. Bu hediyeler, aynen veya mislen geri verilmelidir. Eğer hediye aynen geri verilemiyorsa, parasal değeri talep edilebilir.
Hediyelerin iadesinde, tarafların kusur durumu dikkate alınmaz. Nişan dolayısıyla verilen hediyeler, nişanlılık sona erdiğinde iade edilmelidir. Ancak, günlük ihtiyaçlar için yapılan masraflar ve sıradan hediyeler iade kapsamına girmez. Örneğin, çiçek, çikolata gibi hediyeler iade edilmezken, altın, pırlanta gibi değerli hediyeler iade edilmelidir.
Hediyelerin İdesinde Yargıtayın Yaklaşımı
Yargıtay, nişanın bozulmasıyla ilgili davalarda, tarafların sosyal durumlarını ve yerel örf-adetleri dikkate alarak karar vermektedir. Yargıtay kararlarında, nişanlılık ilişkisi sona erdiğinde yapılan harcamaların ve verilen hediyelerin iadesi hususunda detaylı değerlendirmeler yapılır.
Örneğin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, bir kararında nişanın bozulması sonrası hediyelerin iadesi konusunda, verilen hediyelerin cins, miktar ve değerini belirlemek amacıyla bilirkişi raporu alınmasına hükmetmiştir. Bu karar, nişanlılık sürecinde verilen hediyelerin iadesi konusunda titiz bir inceleme gerektiğini ortaya koymaktadır.
Nişanın Bozulmasında Kusur Kavramı
Nişanın bozulmasında kusur kavramı, tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar. Kusur, nişanı bozan tarafın davranışının hukuka aykırı olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır.
Kusur değerlendirmesinde dikkate alınabilecek faktörler şunlardır:
- Nişanı bozma nedeninin haklılığı
- Nişanı bozma şekli ve zamanlaması
- Tarafların nişanlılık sürecindeki davranışları
- Nişanın bozulmasında üçüncü kişilerin etkisi
Kusur oranının belirlenmesi, hakimin takdirine bağlıdır ve her somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir.
Nişan Bozma Davalarında İspat Yükümlülüğü
Nişanın bozulması nedeniyle açılan tazminat davalarında, davacı taraf, nişanlılık ilişkisinin geçerli olduğunu, nişanın haksız yere bozulduğunu ve bu durumun maddi veya manevi zarara yol açtığını ispat etmekle yükümlüdür. Davalı taraf ise nişanın haklı bir nedenle bozulduğunu veya kendisinin kusurlu olmadığını ispat etmelidir.
İspat yükümlülüğü, taraflar arasında yapılan harcamaların ve verilen hediyelerin iadesi konusunda da geçerlidir. Mahkemeler, ispat yükümlülüğünü yerine getiren taraf lehine karar verir. Bu nedenle, nişanın bozulmasıyla ilgili davalarda delil sunulması büyük önem taşır.
Sonuç
Nişanın bozulması durumunda tazminat talep edilebilmesi için, kusur, zarar ve illiyet bağı gibi unsurların bir arada bulunması gerekmektedir. Ayrıca, dava açma süresi ve hediyelerin iadesi gibi konular da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu süreçte, hukuki danışmanlık almak, tarafların hak kaybı yaşamadan süreci yönetmesine yardımcı olur.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.