Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

mirasın reddi

Reddi Miras, Mirasın Reddi Davası

Reddi miras, mirasın reddi nedir?

Muris, ölümünden sonra miras bırakan gerçek kişilere denmektedir. Kural olarak murisin borçlarından murisin kanuni temsilcileri ve varsa atanmış mirasçıları sorumludurlar. Mirasçıların sorumluluğu mirasın kesin olarak kazanılmasıyla doğar. Bunun için de mirasın kabulü veya reddi miras süresinin geçmesi gerekir.

Bir kimsenin ölümüyle birlikte özellikle miras hukuku bakımından önemli sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Ölüm halinde murisin hak ve borçları kendiliğinden mirasçılarına geçer. Buna tereke denmektedir. Kural olarak miras ölümün gerçekleştiği anda mirasçılara geçer. Bu küllü halefiyet ilkesinin kanuni gereğidir. Miras ölüm anında mirasçılara geçer ve mirasçıların mirası kabul etmesi aranmaz. Mirasın yani terekenin içinde hem haklar hem de borçlar bulunmaktadır. Miras halk arasında her ne kadar ölen kişi tarafından birtakım mallar ve mülkler bırakılması olarak görülse de ölen kişinin borçları da onun mirası olarak mirasçılarına geçer. Kanun koyucu mirasçıların bu gibi durumlarda mağdur olmasını önlemek amacıyla bu hükme bir sınırlama getirmek istemiştir. Buna göre “reddi miras” müessesi düzenlenip mirasçıların miras bırakanın borçlarından sadece miras bırakılan terekeyle sorumlu olması hakkı tanımıştır.

Miras iki farklı şekilde reddedilebilir.

  1. Mirasçının açık bir şekilde murisin bıraktığı mirası reddetmesi (mirasın gerçek reddi)
  2. Kanun gereği mirasın reddedilmiş sayılması (mirasın hükmen reddi)

MİRASIN GERÇEK REDDİ

Kanun koyucu mirasın kanuni ve atanmış mirasçılar tarafından 3 ay içinde reddedilebileceğini hüküm altına almıştır. 3 aylık süre miras bırakanın ölümünün öğrenilmesiyle veya atanmış mirasçıların durumun kendilerine bildirilmesiyle başlamaktadır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup süreye riayet etmemek mirasın reddedilmesini imkansız hale getirecektir.

Sulh hukuk mahkemesine başvurarak miras reddedilebilir.

REDDİ MİRAS NASIL YAPILIR ?

Mirasçılar sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla başvurabilir. Sulh hakimi ret beyanını bir tutanağa geçirir. Süresi içinde kayıtsız ve şartsız olarak yapılmış ret beyanı mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğe yazdırılıp mirasçılara mirasın reddedildiğine dair belge verilir.

Miras bırakanın terekesi ölüm halinde doğrudan yasal ve atanmış mirasçılara geçer. Miras bırakanın hakları ve borçları kural olarak kanunen derhal mirasçılara geçer. Hakların geçmesinde uygulamada sakıncaya pek rastlanmamakla birlikte mirasçıların miras bırakanın borçlarıyla sorumlu hale gelmesi onları mağdur etmektedir. Bu borçların ödenmesi için kendi kişisel malvarlıklarıyla sorumlu olmaları büyük bir dezavantajdır. Kanun koyucu bu nedenlerden ötürü külli halefiyet ilkesini sınırlama ihtiyacı hissetmiştir. Bu bağlamda mirasçılara mirası reddetme hakkı tanınmak suretiyle “reddi miras” müessesi yasal zemine oturtturulmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 605.maddesine göre “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”

REDDİ MİRAS NE ZAMAN YAPILIR ?

Mirasın reddi kural olarak miras bırakanın ölümünden sonra yapılabilir. Miras bırakanın sağ olduğu zamanlarda reddi miras yapılmaz. Ancak mirasçılık sıfatını kazanmak istemeyen bir kişi miras bırakanın sağlığında mirastan feragat sözleşmesi yapmalıdır.

HANGİ SEBEPLERDEN ÖTÜRÜ MİRAS REDDEDİLEBİLİR?

Uygulamada genellikle miras bırakanın borçlarından kurtulmak amacıyla reddi miras yapıldığı gözlemlense de başkaca nedenlerle de reddi miras yapılmasında kanuni engel yoktur. Ahlaki nedenlerden ötürü, diğer mirasçıların paylarının arttırılması veya özel sebeplerden ötürü de miras reddedilebilir.

REDDİ MİRAS HAKKI NASIL KULLANILIR ?

Reddi miras yaparken dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar vardır.

  1. Mirasçı fiil ehliyetine sahip olmalıdır.

Ayırt etme gücüne sahip 18 yaşını tamamlamış kısıtlı olmayan tam ehliyetli kişiler tek başına reddi miras yapabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler ise tam ehliyetsiz kabul edilip tek başına reddi miras yapma hakkına haiz değillerdir. Ancak onlar yerine tam ehliyetsiz kişinin yasal temsilcileri onu temsilen mirası reddedebilir. Mirasçı sınırlı ehliyetsiz ise yani ayırt etme gücüne sahip olmakla birlikte 18 yaş altı ise veya kısıtlı ise yapacağı reddi mirasının hukuki sonuç doğurması mirasçının yasal temsilcilerinin onayına tabidir.

  1. Reddi miras beyanı sözlü veya yazılı olarak sulh mahkemesine yapılmalıdır.

Mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir. Ret beyanı kural olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. İster sözlü ister yazılı olarak reddi miras yapılabilmektedir.

  1. Ret beyanı kayıtsız ve şartsız olarak yapılmalıdır.

Ret beyanı herhangi bir tereddüde yer vermeden açıkça yapılmalıdır. Ret beyanı ne geciktirici ne de bozucu koşula bağlı olarak yapılamaz. Bu gibi durumlarda geçersizlik yaptırıma tabi olur. Örneğin “mirası diğer ablamın reddetmesi şartıyla reddediyorum” gibi beyanlar reddi mirasa engel teşkil eder.

RET HAKKININ KULLANILMASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

Reddi mirasın yapılmasındaki olağan süre 3 aydır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir.

RET SÜRESİNİN UZATILMASI

Kimi durumlarda kanuni ret süresi yetersiz kalabilir. Örneğin mirasçının hastalığı, yabancı ülkede bulunması gibi sebeplerden ötürü yasal süre içinde reddi miras yapmasının mümkün olmadığı hallerde ret süresinin uzatılması veya yeni bir ret süresi verilmesi gündeme gelecektir. Bu durum hakimin takdir yetkisindedir. Hâkim bu hakkı kendiliğinden kullanıp bir mirasçıya ek süre veremez. Mirasçının bu hususta bir talebi olması şarttır. Hâkim mirasçının öne sürdüğü önemli sebepleri değerlendirip hakkaniyete uygun düşmesi halinde ya yeni bir süre tayin edecek ya da kalan süreyi uzatacaktır. Bu süre 3 ayla sınırlı değildir. Gerekli görüldüğü takdirde uzatılmış süre tekrar uzatılabilir.

REDDİ MİRAS BEYANININ GERİ ALINMASI VEYA İPTAL EDİLMESİ

Ret beyanın geri alınması ve iptal edilmesi birbirinden farklı müesseselerdir. Geri alma, ret beyanından sonradan vazgeçmektir. Ret beyanının iptali ise çeşitli nedenlerden ötürü ret beyanının geçersiz hale gelmesi halidir.

  1. RET BEYANININ GERİ ALINMASI

Kural olarak reddi miras beyanı geri alınamaz. Ancak bazı hallerde geri alınmaya olanak tanınmıştır. Bu bağlamda tereke alacaklıları dahil tüm ilgililerin geri almaya onay vermesi gerekir. Buna olanak veren diğer bir ihtimal ise reddin geri alınmasına dair beyan sulh mahkemesine ret beyanından önce ulaşması halidir. Reddi miras beyanının geri alındığına dair beyan, sulh mahkemesine ret beyanı ile aynı anda ya da ret beyanından sonra ulaşıp ret beyanı öğrenilmeden önce reddin geri alındığı öğrenilmişse de ret beyanının geri alınması söz konusu olacaktır.

  1. RET BEYANININ İPTAL EDİLMESİ

Ret beyanı hata, hile, korkutma ve yanılma nedeniyle diğer tüm irade beyanları gibi iptal edilebilir. Önemli olan husus, mirasçının gerçeği bilse idi mirası reddetmeyeceğinin kanıtlanmasıdır. Örneğin, mirasçı terekede borç olmamasına rağmen bu konuda aldatılmış ve borç altına girmemek için reddi miras yapmış ise bu müesseseden yararlanabilir.

REDDİ MİRAS BEYANI NASIL İPTAL EDİLİR ?

Ret beyanının iptal edilmesini sulh mahkemesinden talep edebilirsiniz. Ret beyanı iptal talebiniz kabul edildiğinde ret beyanı yapıldığı andan itibaren geçmişe etkili olarak iptal olur.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ VE ŞARTLARI

Kimi durumlarda reddi miras beyanı olmamasına rağmen miras hükmen reddedilmiş sayılır. Bu durum bazı hallerde gündeme gelir. Bu durumlar;

  • Miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olması gerekir.

Bu husus resmen tespit edilmiş olmalıdır. Miras bırakanın aleyhine yürütülen takiplerin nedeniyle aciz belgesi var ise, iflas kararı var ise bu husus gündeme gelir.

  • Mirasçıların mirası hükmen ret haklarını kullanmaları gerekir.

Şartların gerçekleşmesi halinde miras hükmen reddedilmiş sayılacağından sulh mahkemesine başvurmaya gerek yoktur. Mirasçılar bu durumun tespiti için dava yoluna başvurabilir.

MİRASIN REDDİNİN HUKUKİ SONUÇLARI

Reddi miras hakkını kullanan kişiler  “mirasçı” sıfatını kaybederler. Reddi miras yapan kişinin miras payı diğer mirasçılara geçer. Miras bırakanın tek mirasçısı varsa ve bu kişi tarafından reddi miras yapılmışsa ya da tüm mirasılar reddi miras yapmış ise bu halde geriye başka mirasçı kalmayacağı için miras iflas hükümlerince tasfiye edilir. Reddi mirasın hukuki sonuçları bakımından çeşitli ihtimalleri değerlendireceğiz.

  • En yakın mirasçıların tamamının reddi miras yapması ;

Bu olasılıkta sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye gerçekleşir. Tasfiye sonunda artık değerler mirasçılara reddi miras yapmalarına rağmen verilir. Miras bırakanın terekesinin borca batık olduğu durumlarda sıklıkla rastlanılan bir durumdur. Reddi miras yapan kişiler buna rağmen kendilerine verilen arta kalan değerleri reddetme hakkına sahiptir.

  • Altsoyun tamamının reddi miras yapması ;

Bu olasılıkta reddi miras yapan kişilerin payları miras bırakanın sağ eşine geçer. Eş sağ değilse bu hüküm uygulama alanı bulmaz. Aynı şekilde sağ eşin de bu mirası reddetme hakkı saklıdır.

  • Sonradan gelen alt derece mirasçılar yararına reddi miras yapılması ;

Bu olasılıkta miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarının reddi miras yapması şarttır. Bununla birlikte reddi miras yapan bu kişilerden en az birinin bu reddi miras beyanını sonradan gelen mirasçılar yararına yapması gerekmektedir. Reddi miras beyanı sadece bu kişilerden belirli kişilere değil tamamının yararına olarak yapılmalıdır. Bu durumda sulh hukuk mahkemesi sonradan gelen bu kişilere durumu bildirerek 1 ay içinde mirası kabul edip etmeme hususunda karar vermelerini isteyecektir. Yanıt gelmemesi halinde miras reddolunmuş kabul edilecektir.

  • Atanmış mirasçıların reddi miras yapması ;

Bu halde atanmış mirasçının payı en yakın yasal mirasçılara geçecektir. Bazı durumlarda miras bırakan atadığı mirasçıların mirası reddetmeleri halinde bu miras payının kime geçeceği hususunda ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Yapılan yorumla miras bırakanın mirasının yakın mirasçılarına geçmesini istemediği kanaatine varılırsa reddedilen miras payının devlete geçmesi sağlanabilir.

REDDİ MİRAS YAPAN MİRASÇILARIN ALACAKLILARI (BORÇLULARI) NASIL KORUNUR ?

Aciz haline düşen veya iflas eden bir mirasçı kendisine gelen mirası reddederse dolaylı bakımdan bu kişinin alacaklıları yani borçluları zarar görmüş olacaktır. çünkü bu kişinin miras yardımıyla alacaklılarını tatmin etmesi mümkündür. Kanun koyucu bu halde reddi miras yapan mirasçıların alacaklılarını koruma altına almıştır. Malvarlığı borçlarını karşılayamayan bir mirasçı, bu durumuna rağmen sırf alacaklılarına zarar vermek, onları tatmin etmemek için mirasını reddederse; alacaklılar veya iflas dairesi bu reddi mirasın iptalini talep edebilir.

  • Mirasçı aciz halinde olmalı veya iflas etmiş olmalı ve buna rağmen reddi miras yapmalı.
  • Reddi mirası alacaklılarına zarar vermek için yapmalı yani zarar verme kastı olmalı.
  • Alacaklılar veya iflas dairesine yeterli güvenceyi vermemeli.

bu hallerde ret tarihinden başlayarak 6 ay içinde reddin iptali istenebilir. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Bu hususta görevli ve yetkili mahkeme miras bırakanın son yerleşim yerinin asliye hukuk mahkemesidir. Alacaklılar bu davayı açabileceği gibi iflas dairesi de davacı konumunda olabilir.

MİRAS BIRAKAN KİŞİNİN ALACAKLILARI NASIL HUKUKEN KORUNUR ?

Uygulamada bazen insanların alacaklılarını zarara sokmak amacıyla sağlığında mirasçılarına kazandırmalarda bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu kişinin ölümü halinde geriye kalan tereke alacaklıları tatmin edecek miktarda olmayacak ve alacaklılar mağdur olacaktır. miras bırakanın mirasçıları da bu borçlardan kişisel olarak sorumlu olmamak adına reddi miras yaptıkları takdirde alacaklıların alacaklarını tahsil etmeleri güç hale gelecektir. Bu husus kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir. bu hükme göre ödemeden aciz olan bir kişinin reddi miras yapan mirasçıları, miras bırakanın alacaklarına karşı, miras bırakanın ölümünden 5 yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar. Bu hükmün amacı miras bırakanın alacaklılarını korumaktır. Alacaklılar dava yoluna başvurarak tasarrufun iptali davası açabilirler.

REDDİ MİRAS İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR

  • Mirası reddetmeden ölen mirasçılar reddi mirası kim yapabilir ?

Mirası reddetmeden ölen mirasçıların ret hakkı kural olarak kendi mirasçılarına geçmiştir. Miras bırakanına mirasın geçtiğini öğrendikleri tarihten itibaren 3 ay içerisinde mirası reddedilirler.

  • Temsilci aracılığıyla reddi miras yapılabilir mi?

Ret hakkı kişiye sıkı suretle bağlı bir hak değildir. Yetkili vekil tarafından reddi miras yapılabilir. Doktrinde bu yetkinin özel yetki olduğu hususunda tartışmalar bulunmaktadır. Dolayısıyla temsilcinizin tarafınızca verilen özel bir yetkiye sahip olması gerekmektedir.

  • Ret beyanında gerekçe göstermek zorunlu mu?

Hayır, ret beyanınızda herhangi bir gerekçe gösterme zorunluluğunuz yok. Önemli olan beyanın içeriğinden açıkça mirasın reddedildiği anlaşılmasıdır.

Miras Hukuku ile ilgili daha detaylı için iletişim sayfamızdan bize ulaşabilirsiniz.

 

KARARLARDAN ÖRNEK ALINTILAR

  • Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde; “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, tasfiye sonunda arta kalan değerlerin ise mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği” düzenlenmiştir. Yani murisin en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.
    Bu yasal düzenleme uyarınca, mirasınbirinci derecedeki mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde miras ikinci derecedeki mirasçılara geçmez. Tereke tasfiye olunur, borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım varsa red vaki olmamış gibi birinci derece mirasçılarına verilir. Türk Medeni Kanunu’nun 614. maddesinde mirasçıların sonra gelen mirasçılar yararına mirası reddedebilecekleri düzenlenmiş ise de, somut olayda bu maddeye göre yapılmış bir mirasın reddi talebi de bulunmamaktadır.
    Dava konusu olayda, murisin mirasının en yakın mirasçıları tarafından reddedildiği açıktır. Mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp, sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddedilen borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi ve buna göre taraf teşekkülü sağlandıktan sonra karar verilmesi…” ( Hukuk Dairesi         2021/2421 E.  ,  2021/11977 K.

 

  • 4721 sayılı TMK’nın 609. maddesinin dördüncü fıkrasında “Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasınaçıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
    Bu yasal düzenlemeye göre mirasın reddi istemi, mirasın açıldığı yerin sulh hukuk mahkemesinde mirasçı tarafından sözlü veya yazılı beyanla yapılabilir. Buradaki yetki kesin olup, miras bırakanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir. (TMK 609. md – Y.2.HD 2009/129191 E. – 2009/17413 K.)

 

  • Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğurur. Böyle bir davada sulh hakiminin görevi, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca red beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Bu nedenle, mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacının ayrıca duruşmaya gelmesine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı halde; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesi gereğince “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” ( Hukuk Dairesi         2021/1635 E.  ,  2021/3758 K.)

 

 

Yazıyı paylaşın: