Tehdit ve Hakaret Suçu: Unsurlar, Yaptırımlar, Birlikte İşlenilmesi
Bu yazı, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve çoğu zaman beraber işlenen tehdit ve hakaret suçlarına ilişkin temel bilgileri ve bu suçların birlikte işlenmesi durumunda ortaya çıkan hukuki durumları ele almaktadır. İçerik, her iki suçun tanımı, unsurları, nitelikli halleri, hukuka uygunluk sebepleri, kusurluluğu etkileyen haller, teşebbüs ve iştirak durumları, içtima hükümleri ile soruşturma ve kovuşturma usullerini kapsamaktadır.
Tehdit suçunun koruduğu hukuki değer nedir?
Tehdit suçunun koruduğu hukuki değer, kişilerin karar verme ve hareket etme hürriyetidir. Tehdit fiili, mağdurun iç huzurunu bozarak ve güvenlik duygusunu zedeleyerek kişinin istediği gibi irade oluşturma ve oluşturduğu iradeye yönelik hareket etme hürriyetini kısıtlar. Bu sebeple 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu tehdit fiilini “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde yaptırıma bağlamış ve kişilerin karar verme ve iradi hareket etme hürriyetini koruma altına almıştır.
Tehdit suçunun maddi unsuru nedir?
Tehdit suçunun maddi unsuru, bir başkasını kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmek veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit etmektir.
Tehdidin konusu olan saldırının, zararın veya kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, failin bunu gerçekten isteyip istememesinin herhangi bir önemi yoktur. Önemli olan mağdurun, failin bildirdiği kötülüğü işleyeceğine dair bir kanaatinin oluşmasıdır.
Tehdit suçunun manevi unsuru nedir?
Tehdit suçunun manevi unsuru kasttır. Tehdit suçu ancak failin bilerek ve isteyerek işleyebileceği bir suçtur. Tehdit suçunun oluşabilmesi açısından failin kasten hareket etmesi yeterlidir. Ayrıca failin herhangi bir saik veya tasarlamayla hareket etmesine gerek yoktur.
Yargıtay eski tarihli bazı kararlarında tehdit suçundan söz edebilmek için tasarlama unsurunun olması gerektiği yönünde kararlar vermiş olsa da, yeni tarihli kararlarında kızgınlıkla söylenen sözlerin dahi tehdit suçunu oluşturacağını, ayrıca bir tasarlamanın aranmayacağına yönelik kararlar vermiştir.
Tehdit suçunun nitelikli halleri nelerdir?
Tehdit suçunun nitelikli halleri TCK’nun 106. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre tehdit suçunun nitelikli halleri şunlardır:
a) Tehdidin silahla işlenmesi,
b) Tehdidin kendini tanınmayacak bir hale koyarak işlenmesi,
c) Tehdidin imzasız mektupla işlenmesi,
d) Tehdidin özel işaretlerle işlenmesi,
e) Tehdidin birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi,
f) Tehdidin var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi.
Tehdit suçunda teşebbüs mümkün müdür?
Tehdit suçu, soyut tehlike suçu olduğu için kural olarak icra hareketlerinin tamamlanmasıyla oluşur. Ancak tehdit bildirimi postayla gönderilen bir mektup gibi çeşitli araçlarla yapılıyorsa ve bildirim muhatabın bilgisine ulaşmamışsa, icra hareketleri tamamlanamadığı için teşebbüs söz konusu olabilecektir.
Söze ve davranışa dayalı tehdit eylemlerinde, söz söylendiği ve davranış şeklen anlaşıldığı anda tehdit suçu oluşacaktır. Çünkü tehdit suçu aynı zamanda bir sırf hareket suçudur. Dolayısıyla birçok ihtimalde tehdit suçuna teşebbüs mümkün olmayacaktır.
Tehdit suçunda iştirak mümkün müdür?
Tehdit suçu iştirak hükümleri açısından herhangi bir özellik göstermemektedir. Tehdit suçunda iştirakin her şekli mümkündür. Burada önemli olan husus; tehdit suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesinin suçun nitelikli halini oluşturacağıdır. Tehdit suçunun, tehdit içeren ifadeleri üçüncü bir kişinin mağdura aktarması ile işlenmesi durumunda aktaranın sorumluluğu her olayın somut özelliklerine göre belirlenecektir.
Tehdit suçunda içtima hükümleri nasıl uygulanır?
Tehdit suçunda içtima hükümleri şu şekilde uygulanır:
Zincirleme suç hükümleri, failin aynı suç işleme kararı ile aynı kişiyi, farklı zamanlarda, birden fazla defa tehdit etmesi durumunda uygulanır.
Aynı neviden fikri içtima, failin aynı anda çeşitli mağdurları tehdit ettiği hallerde uygulanır.
Farklı neviden fikri içtima, tek bir eylemle, hem tehdit suçunun hem de başka bir suçun işlenmesi durumunda uygulanır.
Ayrıca TCK’nun 106/3. maddesinde özel bir içtima kuralı düzenlenmiştir. Buna göre, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmolunacaktır.
Tehdit suçunda hukuka uygunluk sebepleri nelerdir?
Tehdit suçunda hukuka uygunluk sebepleri, TCK’nda düzenlenen genel hukuka uygunluk sebepleridir.
Bunlar; görevin yerine getirilmesi (m. 24/1), meşru savunma (m. 25/1), hakkın kullanılması (m. 26/1) ve ilgilinin rızası (m. 26/2)dır.
Eğer failin tehdit fiili bu hallerden birisine giriyorsa yapılan tehdit hukuka aykırı olmadığı için suç teşkil etmez ve dolayısıyla cezalandırılmaz. Örneğin, evine zorla girip kendisine saldırmak isteyen birisine camdan silah doğrultarak “Git buradan yoksa seni vururum!” denmesi, eğer diğer şartları da varsa meşru savunma kapsamında değerlendirilebilecektir.
Tehdit suçunda kusurluluğu etkileyen haller nelerdir?
Tehdit suçunda kusurluluğu etkileyen haller şunlardır: Hukuka aykırı ve fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi, zorunluluk hali, cebir veya tehdit dolayısıyla kişinin irade yeteneğinin etkilenmesi ve haksız tahrik. Örneğin, bir kimsenin, bilerek neden olmadığı, ağır ve muhakkak bir tehlike karşısında; kendisine veya bir başkasına ait bir hakkı korumak için tehdit suçunu işlemesi durumunda cezalandırılması söz konusu olmayacaktır. Çünkü tehdit eden kişi zorunluluk hali içerisinde olması sebebiyle kusurlu değildir.
Hakaret suçunun koruduğu hukuki değer nedir?
Hakaret suçunun koruduğu hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusa ilişkin manevi değerleridir. Bu suç tipi ile toplum içinde yaşayan bireylerin onuru, saygınlığı ve değeri hukuki koruma altına alınmaktadır. Kişilerin toplum içindeki itibarları, diğer insanların gözündeki saygınlıkları ve değerleri korunmaktadır.
Hakaret suçunun maddi unsuru nedir?
Hakaret suçunun maddi unsuru, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmaktır.
Suçun oluşması için mağdurun bu saldırıdan haberdar olması gerekir. Hakaret fiili, mağdurun huzurunda gerçekleştirilebileceği gibi, mağdurun yokluğunda ve fakat en az üç kişiyle ihtilat ederek de işlenebilir. Ayrıca hakaret fiilinin içeriğinin somut bir fiil veya olgu isnadı ya da sövme şeklinde olması gerekmektedir.
Hakaret suçunun manevi unsuru nedir?
Hakaret suçunun manevi unsuru kasttır. Fail, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikteki somut bir fiil veya olguyu isnat ettiğini veya sövme fiilini gerçekleştirdiğini bilmeli ve istemelidir. Hakaret suçunda genel kast yeterli olup, ayrıca özel kast aranmaz. Failin, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide etmek amacıyla hareket etmesi şart değildir. Ancak failin, söylediği sözlerin veya yaptığı hareketlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebileceğini öngörmesi gerekir.
Hakaret suçunun nitelikli halleri nelerdir?
Hakaret suçunun nitelikli halleri TCK’nun 125. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında düzenlenmiştir. Buna göre hakaret suçunun nitelikli halleri şunlardır:
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı işlenmesi,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi,
d) Gıyapta hakaretin alenen işlenmesi.
e) Ayrıca hakaretin sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi de nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.
Hakaret suçunda hukuka uygunluk sebepleri nelerdir?
Hakaret suçunda hukuka uygunluk sebepleri: görevin yerine getirilmesi, hakkın kullanılması ve ilgilinin rızasıdır. Ayrıca TCK’nun 127. maddesinde düzenlenen ispat hakkı da bir hukuka uygunluk sebebidir. Buna göre, isnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu fiilin kamu görevlisine karşı görevinden dolayı yapılmış olması halinde de ispat isteminin kabulü, isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılması için yargı yolu açık olan bir hususa ilişkin olması koşuluna bağlıdır. İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.
Daha anlaşılır şekilde ifade etmek gerekirse;
- Eğer birine suç sayılan bir şey yaptığını söylerseniz ve bu doğruysa, size hakaret suçundan ceza verilmez. Örneğin, birine ‘Sen hırsızlık yaptın‘ derseniz ve bu kişinin gerçekten hırsızlık yaptığını ispatlayabilirseniz, hakaret suçundan ceza almazsınız. Bunun yanında, eğer kişinin suçu ispat olsa bile bu suç üzerinden hakaret edilirse ceza alınır. Örneğin; hırsızlık suçu kesinleşmiş birisine aşağılamak maksadıyla “Hırsız geliyor!” şeklindeki bir ifade cezalandırılacaktır.
- Eğer bir kamu görevlisine, görevi ile ilgili bir suçlama yapıyorsanız, bu suçlamanın doğru olup olmadığının mahkemede incelenebilir olması gerekir. Örneğin, bir polise ‘Sen rüşvet aldın‘ diyorsanız, bu iddianın mahkemede incelenebilecek somut bir iddia olması gerekir.
Hakaret suçunda teşebbüs mümkün müdür?
Hakaret suçunda teşebbüs mümkündür. Hakaretin mağdurun gıyabında ve fakat en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi durumunda, failin elinde olmayan sebeplerle bu ihtilatın gerçekleşmemesi halinde teşebbüs söz konusu olabilir. Örneğin, failin mağdura hakaret içeren bir mektup yazması ve bu mektubu postayla göndermesi, ancak mektubun postada kaybolması veya yanlış adrese gönderilmesi durumunda teşebbüs söz konusu olacaktır. Ancak hakaretin doğrudan mağdurun huzurunda işlenmesi durumunda teşebbüs mümkün değildir.
Hakaret suçunda iştirak mümkün müdür?
Hakaret suçunda iştirak mümkündür. Hakaret suçu, iştirak bakımından özellik arz etmeyen suçlardandır. Bu nedenle suça iştirakin her şekli mümkündür. Örneğin, bir kişinin başka bir kişiye hakaret etmesi için azmettirme veya yardım etme şeklinde iştirak mümkündür. Ayrıca birden fazla kişinin birlikte hakaret etmesi durumunda müşterek faillik söz konusu olacaktır. Örneğin, iki kişinin birlikte bir başkasına hakaret içeren sözler söylemesi durumunda, her iki fail de müşterek fail olarak sorumlu tutulacaktır.
Hakaret suçunda içtima hükümleri nasıl uygulanır?
Hakaret suçunda içtima hükümleri şu şekilde uygulanır: Zincirleme suç hükümleri, failin aynı kişiye karşı değişik zamanlarda birden fazla hakaret etmesi durumunda uygulanır.
Aynı neviden fikri içtima, failin tek bir fiille birden fazla kişiye hakaret etmesi durumunda uygulanır.
Farklı neviden fikri içtima, tek bir fiille hem hakaret hem de başka bir suçun işlenmesi durumunda uygulanır.
Örneğin, failin mağdura hem hakaret hem de tehdit içeren sözler söylemesi durumunda, farklı neviden fikri içtima hükümleri uygulanarak faile en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı ceza verilir.
Hakaret suçunun soruşturma ve kovuşturma usulü nedir?
Hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Yani mağdur, suçun işlendiğini öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunmazsa, soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Ancak kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı değildir, re’sen yapılır. Cumhurbaşkanına hakaret suçu da şikayet aranmaksızın re’sen soruşturulur ve kovuşturulur.
Hakaret ve tehdit suçları arasındaki farklar nelerdir?
Hakaret ve tehdit suçları arasındaki temel farklar şunlardır:
- Korunan hukuki değer: Hakaret suçu kişilerin şeref ve haysiyetini korurken, tehdit suçu kişilerin irade ve hareket özgürlüğünü korur.
- Fiil: Hakaret suçunda bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte söz veya davranışlarda bulunulurken, tehdit suçunda bir kimseye gelecekte zarar verileceği bildirilir.
- Manevi unsur: Her iki suç da kasten işlenebilir, ancak tehdit suçunda failin amacı mağduru korkutmak veya endişeye düşürmek iken, hakaret suçunda böyle bir amaç aranmaz.
- Şikâyet: Hakaret suçu genel olarak şikâyete bağlı iken, tehdit suçunun temel şekli re’sen kovuşturulur.
- Ceza: İki suçun cezaları farklıdır ve tehdit suçunun cezası genellikle daha ağırdır.
Tehdit ve hakaret suçları aynı fiille işlendiğinde nasıl bir hukuki durum ortaya çıkar?
Tehdit ve hakaret suçlarının aynı fiille işlenmesi durumunda, TCK’nun 44. maddesinde düzenlenen farklı neviden fikri içtima hükümleri uygulanır. Bu durumda fail, işlediği fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet vermiş olur. Kanun koyucu, bu gibi durumlarda faile en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı ceza verilmesini öngörmüştür. Dolayısıyla, tehdit ve hakaret suçlarının cezaları karşılaştırılarak, fail hakkında daha ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulur. Ancak her iki suçun da oluştuğu kabul edilir ve fakat ceza yalnızca ağır olan suçtan verilir.
Tehdit içeren sözlerin aynı zamanda hakaret oluşturması durumunda nasıl bir yargılama yapılır?
Tehdit içeren sözlerin aynı zamanda hakaret oluşturması durumunda, öncelikle her iki suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı ayrı ayrı değerlendirilir. Eğer hem tehdit hem de hakaret suçunun unsurları oluşmuşsa, farklı neviden fikri içtima hükümleri uygulanır. Yargılama sırasında her iki suç için de deliller toplanır ve değerlendirilir. Ancak hüküm aşamasında, daha ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı ceza verilir. Örneğin, “Seni öldüreceğim, şerefsiz!” şeklindeki bir ifade hem tehdit hem de hakaret içerir. Bu durumda hâkim, her iki suçun oluştuğunu tespit eder ancak cezayı daha ağır olan suçtan verir.
Tehdit ve hakaret suçlarının birlikte işlenmesi durumunda, suçların nitelikli halleri nasıl değerlendirilir?
Tehdit ve hakaret suçlarının birlikte ve aynı fiille işlenmesi durumunda, her iki suçun da nitelikli hallerinin oluşup oluşmadığı ayrı ayrı değerlendirilir. Eğer her iki suçun da nitelikli hali söz konusu ise, bu nitelikli haller dikkate alınarak ceza belirlemesi yapılır. Örneğin, bir kamu görevlisine görevinden dolayı hem tehdit hem de hakaret edilmesi durumunda, her iki suçun da nitelikli hali oluşmuş olur. Bu durumda, nitelikli hallere ilişkin cezalar karşılaştırılarak, en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulur.
Tehdit ve hakaret suçlarının birlikte işlenmesi durumunda, mağdurun şikâyeti nasıl değerlendirilir?
Tehdit ve hakaret suçlarının birlikte işlenmesi durumunda, her iki suçun da soruşturma ve kovuşturma şartları ayrı ayrı değerlendirilir. Tehdit suçunun temel şekli re’sen kovuşturulurken, hakaret suçu genellikle şikâyete bağlıdır. Bu durumda, mağdurun şikâyeti olmasa bile tehdit suçundan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilir. Ancak hakaret suçundan dolayı işlem yapılabilmesi için mağdurun şikâyeti gereklidir.
Eğer mağdur sadece tehdit suçundan şikâyetçi olmuşsa, hakaret suçu yönünden kovuşturma yapılamaz. Fakat farklı neviden fikri içtima hükümleri uygulanacağı için, fail hakkında yine de en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulur.
Tehdit ve hakaret suçlarının birlikte işlenmesi durumunda, zamanaşımı nasıl hesaplanır?
Tehdit ve hakaret suçlarının birlikte ve aynı fiille işlenmesi durumunda, farklı neviden fikri içtima hükümleri uygulanacağından, zamanaşımı süresi en ağır cezayı gerektiren suça göre belirlenir. TCK’nun 66. maddesine göre, dava zamanaşımı süreleri suçun kanunda yer alan cezasının üst sınırına göre belirlenir. Dolayısıyla, tehdit ve hakaret suçlarının cezaları karşılaştırılarak, daha ağır cezayı gerektiren suçun zamanaşımı süresi esas alınır.
Hakaret suçunun temel şeklinin cezası nedir?
Hakaret suçunun temel şekli için öngörülen ceza, TCK’nun 125. maddesinin 1. fıkrasına göre üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Bu ceza, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişiye verilir. Hâkim, somut olayın özelliklerine göre hapis cezası veya adli para cezası seçeneklerinden birini tercih edebilir.
Tehdit suçunun temel şeklinin cezası nedir?
Tehdit suçunun temel şekli için öngörülen ceza, TCK’nun 106. maddesinin 1. fıkrasına göre altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Bu ceza, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişiye verilir. Ancak, 12/5/2022 tarihli değişiklikle eklenen hükme göre, bu suçun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Yani kadına karşı işlenen tehdit suçlarında hâkim, cezayı belirlerken alt sınır olarak dokuz ayı esas alacaktır.
Hakaret ve tehdit suçlarının nitelikli hallerinde cezalar nasıl belirlenir?
Hakaret suçunun nitelikli halleri TCK’nun 125. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir. Bu hallerde cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. Örneğin, hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi halinde verilecek cezanın alt sınırı bir yıl olacaktır.
Tehdit suçunun nitelikli halleri ise TCK’nun 106. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Bu hallerde fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Örneğin, tehdidin silahla işlenmesi halinde verilecek ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olacaktır.
Hakaret suçunun alenen işlenmesi durumunda ceza nasıl belirlenir?
Hakaret suçunun alenen işlenmesi, TCK’nun 125. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. Örneğin, temel şekli için öngörülen üç aydan iki yıla kadar hapis cezası, alenen işlenme durumunda yaklaşık olarak üç buçuk aydan iki yıl dört aya kadar hapis cezasına dönüşecektir.
Tehdit suçunda malvarlığına yönelik tehdit ile diğer tehditler arasında ceza bakımından nasıl bir fark vardır?
TCK’nun 106. maddesinin 1. fıkrasına göre, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur. Bu durumda ceza, temel şekle göre daha hafiftir ve şikayete bağlıdır. Oysa hayata, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik tehditlerde ceza altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır ve re’sen kovuşturulur. Bu ayrım, malvarlığına yönelik tehditlerin diğer tehditlere göre daha hafif sayıldığını göstermektedir.
Örnek Yargıtay Kararı İncelemesi
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16.2.2021 tarih ve E. 2018/46, K. 2021/38 sayılı kararında tehdit ve hakaret içeren ifadelerin birlikte kullanılması durumunda cezai sorumluluğun nasıl belirleneceği konusu ele alınmıştır.
Karara konu olayda sanık, hakkında açılan bir kamu davasının duruşma salonuna girerken katılana hitaben “Seni öldüreceğim, senin ananı avradını sinkaf edeceğim” şeklinde sözler sarf etmiştir.
İlk derece mahkemesi, sanığın fiilinin hukuki anlamda tek bir fiil olmadığı gerekçesiyle “seni öldüreceğim” ifadesi için tehdit suçunun, “senin ananı avradını sinkaf edeceğim” ifadesi için ise hakaret suçunun oluştuğuna karar vermiştir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi ise “(…) ‘Seni öldüreceğim, senin … sinkaf edeceğim’ biçimindeki sözlerin geleceğe yönelik TCK’nın 106/1-1. madde ve cümlesinde düzenlenen hayata ve cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında hakaret suçundan ayrıca mahkûmiyet hükmü kurularak fazla ceza verilmesinden dolayı (…)” demek suretiyle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise konuyu değerlendirirken şu ifadeleri kullanmıştır: “(…) ‘Senin ananı avradını sinkaf edeceğim!’ şeklindeki sözlerin ‘Seni öldüreceğim!’ şeklindeki tehdit içerikli sözlerden hemen sonra söylenmiş olması karşısında; eylemin gerçekleştirildiği sırada sergilenen davranışlar dikkate alındığında, tehdit kastı ile hareket ettiği konusunda kuşku bulunmayan sanık tarafından söylenen sözlerin olayın bütünlüğü içerisinde kül halinde geleceğe yönelik olarak hayata ve cinsel dokunulmazlığa karşı tehdit suçunu oluştuğu kabul edilmelidir.”
Bu kararla Yargıtay Ceza Genel Kurulu, tehdit ve hakaret içeren ifadelerin bir arada kullanılması durumunda, olayın bütünlüğü içinde değerlendirilmesi gerektiğini ve bu durumda tek bir suçun (tehdit suçunun) oluştuğunu kabul etmiştir. Bu yaklaşım, ceza hukukunda “doğal hareket tekliği” görüşüyle uyumludur ve fail hakkında orantısız ceza verilmesinin önüne geçmeyi amaçlamaktadır.
Ancak, kararda bazı Ceza Genel Kurul üyelerinin karşı oy kullandığını da belirtmek gerekir. Karşı oy görüşüne göre, sanığın fiilinin hukuki anlamda tek bir fiil oluşturmadığı, gerçek içtima hükümleri uyarınca hem tehdit hem de hakaret suçunun oluştuğu ve sanığın her iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyetine hükmedilmesi gerektiği savunulmuştur.
Bu karar, tehdit ve hakaret suçlarının bir arada işlenmesi durumunda cezai sorumluluğun belirlenmesi konusunda önemli bir içtihat oluşturmaktadır. Bununla birlikte, konunun tartışmalı niteliği ve karşı oy görüşlerinin varlığı, bu alanda yasal düzenleme ihtiyacını da ortaya koymaktadır.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.