Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

terke dayali bosanma

Terk Nedeniyle Boşanma Davası

Kural olarak evlilik ortak hayatı gerekli kılar. Ortak hayatı paylaşmak eşlerin birbirlerine karşı olan yükümlülüklerinin bir parçasıdır. Eşlerden biri bu yükümlülüğünü yerine getirmemek için diğer eşle olan ortak hayatından uzaklaşırsa eşini terk etmiş sayılır. Terk edilen eş, terk nedeniyle boşanma davası açabilir.

Kelime anlamı itibarıyla ayrılma, bırakma, ihmal etme anlamına gelen terk, aile hukuku çerçevesinde uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Kanun koyucu bu nedenden ötürü terki bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğer eşle birlikte yaşadığı ortak konutu bilerek ve isteyerek terk etmesi veya bu ortak konuta haklı sebep olmaksızın dönmemesi halinde terk nedeniyle boşanma davası gündeme gelebilir. Ancak terk nedeniyle boşanma davası açmak birtakım hususların varlığına bağlıdır. Terke dayalı boşanma davası açmak için gerçekleşmesi gereken şartlar bulunmaktadır. Bu şartlara aşağıda yer vereceğiz.

Terk, özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Davacı olan eş, somut davada terkin varlığını ispatlar ise hakim başka bir hususa dikkat etmeksizin boşanmaya karar verir. Ek olarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tartışması vuku bulmaz. Bununla birlikte terk kusura dayanan bir boşanma nedenidir. Davacının kusurlu olması boşanma davasının kabulü için önem arz etmektedir.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMA ŞARTLARI

Terk sebebine dayanarak boşanma davası açmak bazı şartlara tabi tutulmuştur. Bu şartların gerçekleşmesi durumunda davacı eş terk nedeniyle boşanma davası açmaya hak kazanır. Dava şartları sıkı koşullara bağlandığı için uygulamada terk sebebine dayanarak boşanma davasına oldukça az rastlanmaktadır. Ancak mutlak ve özel bir boşanma sebebi olmasından ötürü bir avukat ile görüşerek etkili bir hukuki süreç yürütebilirsiniz.

1. Eşlerden biri ortak hayata son vermiş olmalıdır. (eşi terk etmiş olmalıdır)
2. Bu terk bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmelidir. (kusurlu olmalı)
3. Terkin amacı evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirmeme olmalıdır veya ortak konuta dönmeme olmalıdır.
4. Terk en az 6 ay sürmelidir.
5. Terk halen devam ediyor olmalıdır.
6. İhtarda bulunulmalı ve bu ihtar sonuçsuz kalmış olmalıdır.

Yukarıda maddeler halinde verdiğimiz koşullar sağlandığında terk edilen eş dava şartlarını yerine getirmiş olup terk nedeniyle boşanma davası açabilir.

TERK NEDENİYLE BOŞANMADA ORTAK HAYATA SON VEREN HALLER

Terke dayalı boşanma davası açabilmek için eşlerden biri haksız bir şekilde yani haklı bir sebebi olmadan ortak konutu terk etmelidir. Bu bağlamda terkin haksız olması çok önemlidir. Örneğin iş dolayısıyla ortak konuttan ayrılmış ise ortada haklı bir sebep bulunduğu için terk etmiş sayılmayacaktır.

Uygulamada sık sık rastladığımız aldatma veya şiddet gibi nedenlerden ötürü evini terk eden kişilerin bu hususta haklı bir sebepleri olduğu için diğer eş tarafından terke dayalı boşanma davası istemine konu olmayacaklardır. Üzerinde durulması gereken diğer husus ise bu haksız terkin kişi bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. Terk eden kişi bunu kendi serbest iradesiyle yapmalıdır. Hileye, cebire, tehdite maruz kalan kişinin ortak konutu terk etmesi karşı tarafa boşanma davası açma hakkı vermeyecektir. Daha ayrıntılı bilgi edinmek için büromuzu ziyaret ederek boşanma hukukunda uzmanlaşmış ekibimizden hukuki destek alabilirsiniz.

HANGİ DURUMLARDA TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇILABİLİR?

  1. Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek için evi terk ettiğinde,
  2. Haklı bir sebep için terk etmiş ve daha sonra bu sebep ortadan kalmasına rağmen eve geri dönmediği durumlarda,
  3. Eşlerden birinin diğerini evi terk etmeye zorladığı durumlarda,
  4. Eşlerden birinin diğer eşin eve dönmesini haklı bir sebep olmadan engellediği hallerde

Önemli olan husus eşlerden birinin ortak konutu yani evi terk etmesinin altında yatan sebeptir. Eşlerden biri tedavi olmak için, iş için, hapiste olduğu için ortak konutta bulunamıyorsa kural olarak terk etmiş sayılmaz. Eşlerden birinin bulaşıcı hastalığa sahip olması, kötü muameleye maruz kalması gibi haklı sebeplerin varlığı halinde terkin dava koşulu sağlanmaz.
Ancak haklı sebebe dayanarak evden ayrılma durumunda bu haklı sebep ortadan kalkmışsa ve buna rağmen eş eve geri dönmüyorsa terke dayalı dava açma koşulu sağlanacaktır. Örneğin, eşinin bulaşıcı hastalığa yakalanması sebebiyle diğer eş evi terk etmiş ve eşi iyileşmesine rağmen halen eve geri dönmüyorsa ortada haklı sebep olmadığı için eş artık terk eden statüsüne girmiş olacaktır.

Eşlerden biri diğer eş tarafından evi terk etmeye zorlanmışsa yani rızası olmadan evden uzaklaştırılmış, kovulmuş ise burada da terke dayalı dava söz konusudur. Terk etmeye zorlanan eş kendisini evden uzaklaştıran eşe karşı dava açabilir. Bu durumda eşini evden kovan, uzaklaştıran eş “terk eden” kişi konumunda olup ona karşı terk nedeniyle boşanma davası açılabilecektir.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVALARINDA 6 AYLIK SÜRE UNSURU

Terk için sağlanması gereken şartlardan biri de terkin en az 6 aylık bir sürenin tamamlanmasıdır. Eşlerden biri en az 6 aydır ortak konuta dönmüyor veya haklı sebep olmadan diğer eşin gelmesini engelliyor olmalıdır. Bununla birlikte terk halen devam ediyor olmalıdır. Eşler tüm koşullar sağlanmasına rağmen ortak hayatlarını sürdürmek için tekrar bir araya gelmişler ise boşanma davası açılamaz.

6 aylık süre kesintisiz işlemelidir. Eşlerden biri 6 aylık süre içinde ortak konuta dönmüşse ve tekrar terk etmişse bu 6 aylık süre tekrar işlemeye başlayacaktır. Ancak günümüzde bu hüküm sık sık kötüye kullanılmaktadır. Terk eden eş, diğer eş terk sebebiyle boşanma davası açamasın diye 6 aylık süre dolmadan ortak konuta uğruyor ve tekrar konutu terk ediyorsa hakkın kötüye kullanımı mevcut olacak ve bu yaptığı hukuk aleminde koruma görmeyecektir. Böyle bir durum tespit edildiğinde hakim süre koşulunu sağlanmış kabul edecektir.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA İHTAR KOŞULU

İhtar, terke nedeniyle boşanma davasının olmazsa olmaz koşulu olarak kanuni bir zorunluluktur. Terk edilen eş öncelikle terk eden eşin eve geri dönmesi için ihtar çekmek zorundadır. İhtar çekilmeden dava açılmaz. Açtığınız davada ihtar çekmediğiniz tespit edilirse davanız reddolunur. İhtar çekmek başlı başına yeterli değildir. Usulüne uygun olmadan çekilen ihtarın bir hükmü yoktur. İhtar çekerken uyulması gereken önemli hususlar vardır. Bunlar;

  • Terkin üzerinden 4 ay geçmiş olmalıdır.
  • İhtar, aile mahkemesi hakimi veya noter aracılığıyla çekilmelidir.
  • İhtar, samimi olmalıdır.
  • İhtar çekildikten sonra 2 ay ihtarın sonucu beklenmelidir.

Yukarıda belirtildiği üzere, ihtar şekil şartına tabidir. Yani telefonla, mektupla ya da diğer yöntemlerle çekilmesi dava şartını sağlamaz. Hakim veya noter unsuru zorunludur.
İhtar, terk edilmenin herhangi bir zamanında çekilemez. Kural olarak, terkin üzerinden 4 aylık asgari süre geçmeden ihtar çekilemez. İhtar çekildiğinde ise kural olarak 2 ay ihtarın sonucu için beklenmelidir. Terkin başlangıcından itibaren 4 aylık süre içinde ihtar çekilemeyeceği gibi ihtar çekmenin üzerinden 2 ay geçmedikçe boşanma davası açılamaz. Böylece 6 aylık süre tamamlanmış olur ve terke nedeniyle boşanma davası açılabilir.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI SÜRECİ

Terke dayalı boşanma davası açabilmek için gerekli koşullar sağlandığında hukuki sürecinizi boşanma hukuku avukatları ile etkili ve hızlı şekilde yürütebilir, davanızı açabilirsiniz. Yukarıda bahsi geçtiği gibi terk nedeniyle boşanma davası açmak basit bir işlem değildir. Birtakım koşulları sağlamak ve ağır şekil şartlarına uymak gerekmektedir. Ancak bu koşullar sağlandığında ve bu süreç tamamlandığında hakim, mutlak bir boşanma sebebi olmasından ötürü boşanmaya karar verir. Bu bağlamda süreciniz uzatılmaz, başka koşullar aranmaz.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

Terk Nedeniyle Boşanma Davası Nerede Açılır?

Terk nedeniyle açılan boşanma davalarında görevli ve yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya dâvadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yerin aile mahkemesidir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Tazminat İstenebilir mi?

Evet, kural olarak boşanma yüzünden zarara uğrayan kişi, kusurlu eşten maddi tazminat isteyebilir. Ancak burada önemli olan husus tazminat isteminde bulunan kişinin diğer eşten daha az kusurlu olması veya hiç kusurlu olmaması gerekmektedir. Manevi tazminat ise boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kişilik hakkı ihlal edilen eş tarafından istenebilir.

İhtarda Yaşanılanları Affettiğini Belirten Eş Manevi Tazminat İsteyebilir mi?

Affedilen olaylar manevi tazminata engel olur. Eğer terk edilen eş diğer eşe çektiği ihtarda o zamana kadar yaşanılanları affettiğini belirtiyorsa manevi tazminat istemine bulunduğunda diğer olayları affetmiş ve manevi tazminat hakkından feragat etmiş kabul edilir. O zamana kadar cereyan eden olaylardan ötürü manevi tazminat alamaz. Ancak ihtardan sonra meydana gelen olaylar için manevi tazminat isteme hakkı saklıdır.

Terkle Birlikte Birden Fazla Boşanma Sebebine Dayanılarak Boşanma Davası Açılabilir mi?

Terk nedeniyle boşanma davası açmış iseniz diğer boşanma sebepleri de somut olayda mevcut olsa bile onları ileri süremezsiniz. Bu durum diğer boşanma sebepleri için geçerli olmayıp terke özgüdür.

Bu konuda daha detaylı bilgiye ulaşmak için iletişim sayfamızdan bize ulaşabilirsiniz.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI İLE İLGİLİ ÖRNEK KARARLAR

“…baldızına evlenme teklif etmek suretiyle zaten kusurlu durumda olan erkeğin, bu haklı nedenle evine dönmeyen eşine terk ihtarında bulunduğu, ortak çocuk Tuğba’ya ve eşine hakaret içerikli mektup ve mesajlar gönderdiği, tüm bu olanlar üzerine kadın eşin TMK’nın 166/1. maddesine dayanarak boşanma davası açtığı anlaşılmıştır. Yerel mahkemece; kadının davasının reddine gerekçe olarak gösterilen, 13.06.2012 tarihli duruşmada yer alan “davalının terke dayalı boşanma davasına esas olan ihtar tarafıma tebliğ edildikten sonra boşanma davası açılmıştır” şeklindeki beyandan “kadının, erkeğin kusurlu davranışlarını hoşgörü ile karşıladığı” nitelendirmesi somut olayın özelliğine uygun düşmemektedir. Erkeğin; boşanmaya neden olan olaylara, baldızı Sema’ya evlenme teklif etmesi ve ayrıca eşine hakaret içeren mektup ve mesajlar yazması şeklinde gerçekleştirdiği kusurlu davranışlarıyla sebep olduğu, hâl böyle olunca taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizliğin var olduğu, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu ve bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün olmadığı açıktır.” (Hukuk Genel Kurulu         2017/2411 E.  ,  2021/995 K.)

ÖRNEK KARAR

“…terke dayalı boşanma davasında dava açma hakkı, kanunun açık deyimiyle sadece terk edilen eşe ait bulunduğundan, diğer eşi ortak konutu terke zorlayan veya ortak konuta dönmesini engelleyen eşin terk eden eş konumunda olması nedeniyle terke dayalı boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. Somut olayın değerlendirilmesinde ise; mahkemece, eşini ortak konutu terke zorlayan davacının dava açma hakkı olmadığı belirtilerek açılan dava reddedilmiş ise de, Özel Dairece “davalının haklı bir sebebi olmadığı hâlde davet edildiği ortak konuta dönmediği” gerekçesiyle davanın kabulü gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Dosyaya yansıyan olaylar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı erkek eşin sürekli hakaret ettiği ve kadın eşi ortak konuttan kovmak suretiyle eşini terke zorladığı anlaşılmıştır. Yukarıda üzerinde durulan tüm olgu, kavram ve yasal düzenlemeler gözetildiğinde davacının gerçekte iddia ettiği gibi terk edilen değil, terk eden eş olduğunun kabulü gerekmektedir. Durum bu olunca davacının, terk edilen eşe ait bulunan terke dayalı boşanma davası açma hakkı bulunmadığından, davasının da kabul edilemeyeceği…” (Hukuk Genel Kurulu         2017/2727 E.  ,  2020/846 K.)

Davacı-davalı erkek tarafından terk hukuki sebebine dayalı (TMK m. 164) boşanma davası açılmış, erkeğin davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına hükmedilmiştir. Terk sebebiyle boşanma davasında eşlerin birlikte seçtiği ( TMK m. 186 ) veya Türk Medeni Kanunu’nun 188. maddesindeki şartların oluşması sebebiyle eşlerden biri tarafından seçilen ya da hakim tarafından belirlenen ( TMK m. 195 ) bağımsız bir konuta davet edilmesi gerekir. Davalı-davacı kadının davet edildiği konut, tarafların ortak konutu değildir. Bu sebeple davalı-davacı kadın ihtara uymamakta haklıdır. (2. Hukuk Dairesi         2019/308 E.  ,  2019/1378 K.)

 

Yazıyı paylaşın: