Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Ara Karar Nedir, Neden Verilir? *2025 – Av. Ozan Soylu

Ara Kararın Tanımı ve Hukuki Niteliği

1. Ara Kararın Tanımı

Ara karar, bir davanın görülmesi sırasında mahkemenin verdiği ara nitelikteki kararlardır. Bu kararlar, davayı tamamen bitirmez ancak davanın ilerlemesini ve yürütülmesini sağlar. Nihai karardan farkı ise mahkemenin ara kararla dosyadan elini çekmemesidir.

Yani mahkeme, ara karardan sonra davaya bakmaya devam eder ve gerektiğinde bu kararından dönebilir. Ayrıca ara kararlara karşı kural olarak tek başına kanun yoluna başvurulamaz; ancak nihai kararla birlikte üst mahkemeye götürülebilir.

Bir örnekle açıklarsak: Mahkemenin keşif yapılmasına karar vermesi bir ara karardır ve dava bu kararla bitmez. Ancak mahkemenin davayı reddetmesi veya kabul etmesi nihai karardır ve bu kararla dava sona erer.

2. Ara Kararın Amacı

Ara kararın temel amacı, yargılamada ortaya çıkan ara sorunlarda doğru ve kanuna uygun kararların oluşturulmasıdır. Böylece nihai olarak gerçeğe ulaşılması ve aynı zamanda usul kurallarına uygun ara kararlar ile hem usuli açıdan bir eksikliğin olmadığı hem de gerçeğe uygun nihai kararların oluşması sağlanmış olur. Ara kararlar, yargılamanın hızlandırılmasına ve basitleştirilmesine katkı sunmakta, nihai karara giden yoldaki engellerin ortadan kaldırılmasını amaçlamaktadır.

 

 

Ara Kararın Türleri

1. Usule İlişkin Ara Kararlar

Usule ilişkin ara kararlar, mahkemenin davayı yürütmek ve ilerletmek için verdiği kararlardır. Bu kararlar davanın özüne girmez, sadece yargılamanın düzgün işlemesini sağlar. Bir benzetme yaparsak, bu kararlar bir otomobilin motorunu değil, direksiyonunu ve pedallarını ilgilendirir – yani aracın nereye gideceğini değil, nasıl gideceğini belirler.

Mahkeme bu tür kararları, dava sürecini düzenli ve verimli bir şekilde yürütmek için verir. Davanın nasıl ilerleyeceğine, hangi işlemlerin yapılacağına ve sürecin nasıl yönetileceğine dair kuralları belirler. Örneğin mahkeme, bir tarafın “bu dava bu mahkemede görülemez” itirazını reddedebilir, hakimin davadan çekilme talebini karara bağlayabilir, ya da bir sonraki duruşmanın ne zaman yapılacağını veya keşfe ne zaman gidileceğini belirleyebilir. Tüm bu kararlar, davanın özünü değil, davanın nasıl yürütüleceğini ilgilendirir.

a. Yargılamanın Şekli İşleyişine İlişkin Ara Kararlar

Yargılamanın şekli işleyişine ilişkin ara kararlar, mahkemenin uyuşmazlığın esasına yönelik olmayan ancak esas uyuşmazlığın değerlendirilebilmesi için gereken usuli işlemlerin yapılmasına yönelik kararlardır. Bu kararlara örnek olarak duruşma günü belirlenmesi, keşfe hangi tarihte gidileceği, tebligat yapılması, tarafların duruşmaya çağrılması, davanın bekletici sorun yapılması, davaların birleştirilmesi ve ayrılması, nüfus kayıtları istenmesi verilebilir.

b. Yargılamanın Maddi İşleyişine İlişkin Ara Kararlar

Yargılamanın maddi işleyişine ilişkin ara kararlar, mahkemenin davanın esasını çözüme kavuşturmak için aldığı, delillerin toplanması ve değerlendirilmesine yönelik kararlardır. Bu kapsamda hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde tarafları çağırarak dinlemesi, soru sorması, delillerin zamanında getirilmesi için gerekli tedbirleri alması, bilirkişi incelemesi yaptırılması gibi kararlar verilebilir. Bu tür kararlar doğrudan uyuşmazlığın çözümüne hizmet eden işlemlerin yapılmasını sağlar.

2. Esasa İlişkin Ara Kararlar

Esasa ilişkin ara kararlar, mahkemenin uyuşmazlığı nihai olarak çözmemekle birlikte maddi hukuka ilişkin bazı meselelerin çözümüne yönelik verdiği kararlardır. Bu kararlar, yargılamanın seyrini etkileyebilen ve çoğunlukla geçici hukuki korumaya yönelik kararlar olarak kabul edilmektedir. Örneğin tedbir nafakasına ilişkin verilen ara karar veya bir senedin sahteliği iddiasına ilişkin verilen karar bu kapsamdadır.

Esasa ilişkin ara kararlar konusunda öğretide farklı görüşler mevcuttur. Bir görüş, ara kararın sadece usuli konulara ilişkin verilebileceğini, maddi hukuka ilişkin konularda ara karar verilemeyeceğini savunurken; diğer görüş yargılamayı basitleştirmek veya kısaltmak amacıyla maddi hukuku ilgilendiren konularda da ara karar verilebileceğini kabul etmektedir.

Esasa ilişkin ara karar verilmesi halinde mahkeme, henüz nihai kararını vermeden önce maddi hukuka ilişkin bazı sorunları çözüme kavuşturmuş olur. Bu tür kararlar özellikle zamanaşımı def’i gibi maddi hukuk savunmalarının değerlendirilmesinde veya hak düşürücü sürelerin incelenmesinde karşımıza çıkmaktadır. Kanun koyucu HMK md. 142 ile özellikle ön inceleme aşamasında hak düşürücü süreler ile zamanaşımı konusundaki itiraz ve def’ilerin incelenip karara bağlanmasını düzenlemiştir.

 

 

Ara Kararın Özellikleri ve Verilme Zamanı

1. Ara Kararın Verilme Zamanı

Mahkeme, davanın açılmasıyla birlikte ara karar vermeye başlayabilir. İlk ara karar genellikle tensip tutanağı şeklinde ortaya çıkar. Burada mahkeme, davanın türüne ve içeriğine göre yapılması gereken işlemleri belirler. Ara kararlar, yargılamanın her aşamasında verilebilir ancak mahkemenin nihai kararıyla birlikte dosyadan el çekmesiyle ara karar verme yetkisi sona erer. İstisnai olarak, kanunda özel olarak düzenlenen hallerde, nihai karardan sonra da ara karar verilebilir. Örneğin tarafın nihai kararı istinafa taşıması için mahkemenin eksik harcın tamamlanmasına ilişkin bir haftalık kesin süre vermesi böyledir.

2. Ara Kararın İçeriği

Ara kararın içeriğine ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak nihai kararlara ilişkin HMK md. 297’deki şekil şartları, niteliğine uygun düştüğü ölçüde ara kararlar için de kıyasen uygulanır. Ara kararlar açık, anlaşılır ve uygulanabilir olmalıdır. Mahkeme, tarih, hakim veya hakimlerin ve zabıt katibinin imzası gibi şekli unsurları içermelidir. Özellikle kesin süre verilmesi gibi önemli sonuçlar doğuran ara kararlarda, yapılacak işlemler ve bunların sonuçları açıkça belirtilmelidir.

3. Ara Kararda Gerekçe Zorunluluğu

Anayasa’nın 141. maddesinde “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” denilmektedir. Bu hüküm gereğince ara kararların da gerekçeli olması zorunludur. Gerekçe, tarafların hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olup, kararın denetlenmesini de mümkün kılar. Özellikle yargılamanın seyrini önemli derecede etkileyen ara kararlarda, gerekçelendirme daha da önem kazanır. Mahkeme, ara kararın dayanağını oluşturan maddi ve hukuki sebepleri açıkça göstermelidir. Gerekçesiz verilen ara kararlar, kanun yolu denetiminde bozma sebebi oluşturabilir.

4. Ara Karardan Dönülebilmesi

Ara karardan dönülebilmesi, Türk hukuk sisteminin önemli özelliklerinden biridir. Mahkeme, verdiği ara kararın hukuka aykırı olduğunu fark ettiğinde veya yeni gelişmeler karşısında ara kararın değiştirilmesi gerektiğinde, gerekçesini belirtmek şartıyla kararından dönebilir. Bu özellik, yargılamanın sağlıklı yürütülmesine ve adaletin tecellisine hizmet eder. Ancak mahkemenin ara karardan dönme yetkisi sınırsız değildir. Özellikle taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğuran ara kararlardan dönülemez. Ayrıca mahkeme, keyfi biçimde veya haklı bir gerekçe göstermeden ara kararından dönemez.

5. Kanun Yoluna Başvurulamama

Türk yargılama hukukunda, kural olarak ara kararlara karşı tek başına kanun yoluna başvurulamaz. Bu durum, ara kararın yargılamayı ilerletmeye yönelik niteliğinden kaynaklanır. Ara kararlar ancak nihai (kesin) kararla birlikte kanun yolu denetimine tabi tutulabilir. Bu kuralın temel amacı, yargılamanın gereksiz yere uzamasının önüne geçmektir. Ancak bazı istisnai durumlarda, örneğin ihtiyati tedbir kararlarına karşı olduğu gibi, kanun koyucu ara kararlara karşı doğrudan itiraz veya kanun yoluna başvuru imkanı tanımıştır. Bu istisnalar, genellikle telafisi güç veya imkânsız zararların önlenmesi amacıyla öngörülmüştür.

Ara Kararın Yargılama İlkeleriyle İlişkisi

1. Hukuki Dinlenilme Hakkı

Hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biridir. Bu hak, ara kararların verilmesi sürecinde de gözetilmelidir. Mahkeme, ara karar vermeden önce tarafların görüşlerini almalı, onlara açıklama ve ispat imkanı tanımalıdır. Özellikle tarafların hukuki durumunu önemli ölçüde etkileyecek ara kararlarda, hukuki dinlenilme hakkının tam olarak sağlanması gerekir. Ara kararlara ilişkin gerekçelerin açıklanması, tebligatın usulüne uygun yapılması ve kararlara itiraz imkanının tanınması, hukuki dinlenilme hakkının somut görünümleridir.

2. Usul Ekonomisi İlkesi

Usul ekonomisi ilkesi, davaların en az giderle, en kısa sürede ve en basit şekilde sonuçlandırılmasını hedefler. Ara kararlar bu ilkenin gerçekleşmesinde önemli bir araçtır. Mahkeme, gereksiz ara kararlar vermekten kaçınmalı, yargılamayı uzatıcı nitelikteki ara kararları minimize etmelidir. Örneğin, bekletici sorun yapılmasına ilişkin ara kararlarda, usul ekonomisi ilkesi özellikle gözetilmelidir. Mahkeme, şartları oluşmadan veya somut olayda faydalı olmayacağı halde bekletici sorun kararı vermemelidir.

3. Adil Yargılanma Hakkı

Adil yargılanma hakkı, ara kararların verilmesi sürecinde de gözetilmesi gereken temel bir haktır. Mahkeme, ara kararları verirken taraflar arasındaki eşitliği gözetmeli, sürpriz kararlardan kaçınmalı ve kararlarını gerekçelendirmelidir. Özellikle delillerin toplanması ve değerlendirilmesine ilişkin ara kararlarda, silahların eşitliği ilkesi gözetilmelidir. Ara kararların makul sürede verilmesi ve yerine getirilmesi de adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Ara kararların şeffaf ve öngörülebilir olması, yargıya olan güveni artırır ve adil yargılanma hakkının gerçekleşmesine katkı sağlar.

Ara Kararın Uygulamadaki Önemi ve Sorunlar

1. Uygulama Örnekleri

Uygulamada ara kararlar çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır. En sık rastlanan örnekler bilirkişi incelemesi yaptırılması, keşif kararı verilmesi, tanık dinlenmesi ve delillerin toplanmasına ilişkin kararlardır. Özellikle tensip tutanağı ile verilen ilk ara kararlar, davanın seyrini önemli ölçüde etkiler. Gider avansının tamamlanması için verilen kesin süreler, duruşma günü tayini, bekletici sorun yapılmasına ilişkin kararlar da sık karşılaşılan ara kararlardandır. Ayrıca geçici hukuki koruma niteliğindeki tedbir nafakası kararları da önemli ara karar örnekleri arasındadır.

2. Karşılaşılan Sorunlar

Ara kararların uygulanmasında çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır. En önemli sorun, gerekçesiz ara kararların verilmesidir. Mahkemeler bazen ara kararların gerekçelendirilmesine gereken özeni göstermemektedir. Diğer bir sorun, tebligat işlemlerinde yaşanan aksaklıklardır. Özellikle kesin süre içeren ara kararların tebliğinde yaşanan sorunlar, hak kayıplarına neden olabilmektedir. Bazı mahkemelerin gereksiz yere bekletici sorun kararı vermesi, yargılamanın uzamasına yol açmaktadır. Ayrıca ara karardan dönme konusunda yaşanan tereddütler ve usuli müktesep hak kavramının sınırlarının belirsizliği de uygulamada sorun yaratmaktadır.

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Ozan Soylu

Ara Karar Nedir, Neden Verilir?

Yazıyı paylaşın: