Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Hakaret Suçunda Fail ve Mağdur Kimdir? – Av. Ozan Soylu

Hakaret suçu, kişilerin şeref, onur ve saygınlığını korumayı amaçlayan ve toplumsal düzenin temel taşlarından olan kişilik haklarını güvence altına alan önemli bir suç tipidir. Bu suçun temel unsurlarından olan fail ve mağdur kavramlarının incelenmesi, suçun doğru anlaşılması ve uygulanması açısından önem taşımaktadır.

 

1- FAİL

A. Genel Olarak Faillik

Ceza hukukunda fail, suçu işleyen kişiyi ifade eder ve her suçta mutlaka bir fail bulunması zorunludur. Faillik kavramı, ceza hukukunun temel prensiplerinden olan “cezaların şahsiliği” ilkesiyle doğrudan bağlantılıdır. Türk Ceza Kanunu’nda fail genellikle “kimse” veya “kişi” terimleriyle ifade edilmekte olup, sadece gerçek kişiler suçun faili olabilmektedir.

B. Hakaret Suçunda Failin Özellikleri

Hakaret suçunun faili herkes olabilir. TCK m.125’te “bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi” denilmek suretiyle, hakaret suçunun özgü suç olmadığı ve herkes tarafından işlenebileceği kabul edilmiştir. Hakaret suçunun işlenmesinde akıl hastalığı, yaş küçüklüğü veya geçici nedenlerin varlığı dolayısıyla davranışlarını yönlendirme yeteneği olmayan kişiler hakaret suçunun faili olsalar bile cezalandırılmaları mümkün değildir.

C. Basın Yoluyla İşlenen Hakaret Suçlarında Faillik

Basın yoluyla işlenen hakaret suçlarında failin belirlenmesi ve cezai sorumluluğun esasları 5187 sayılı Basın Kanunu’nda düzenlenmiştir. Süreli yayınlarda öncelikle eser sahibi sorumludur. Eser sahibinin belli olmaması, yurt dışında bulunması veya ceza ehliyetinin bulunmaması gibi durumlarda, sorumlu müdür ve bağlı olduğu yetkililer sorumlu tutulur. Bu düzenleme, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan suç ve cezaların şahsiliği prensibine aykırı olduğu gerekçesiyle doktrinde eleştirilmektedir.

D. Dolaylı Faillik ve Hakaret Suçu

Hakaret suçunda dolaylı faillik mümkündür. Örneğin, bir kişinin kusur yeteneği olmayan küçük veya akıl hastasını kullanarak başkasına hakaret ettirmesi durumunda, bu kişileri araç olarak kullanan kişi dolaylı fail olarak sorumlu tutulacaktır. Aynı şekilde, bir hayvanın (örneğin papağanın) hakaret içeren sözleri söylemek üzere eğitilip kullanılması durumunda da, hayvanı bu amaçla kullanan kişi dolaylı fail olarak sorumlu tutulacaktır. Bu gibi durumlarda TCK m.37/2 gereğince dolaylı faillik hükümleri uygulanır.

2 – MAĞDUR

A. Genel Olarak Mağdurluk

Suçun maddi unsurlarından biri olan mağdur, suçun konusunun ait olduğu kişidir. Mağdur kavramı ile suçtan zarar gören kavramları birbirinden farklılık göstermektedir. Kural olarak mağdur, aynı zamanda suçun işlenmesi ile zarar gören kişidir. Ancak suçtan zarar gören kişi, her zaman o suçun mağduru olmayabilir. Bu ayrım özellikle hakaret suçlarında önem kazanmaktadır.

B. Hakaret Suçunda Mağdurun Özellikleri

1 – Gerçek Kişiler

Hakaret suçunun mağduru herhangi bir gerçek kişi olabilir. TCK m.125’te “bir kimseye” ifadesi kullanılarak bu husus vurgulanmıştır. Gerçek kişinin sosyal konumu, eğitim düzeyi, toplumsal statüsü veya yaşı önemli değildir. Herkesin kendisine saygı duyulmasını beklemek hakkı vardır, çünkü modern hukuk düzeni herkesin birey olarak kişilik haklarını ve saygınlığını korur. İsnat yeteneği olmayanlar ve küçükler de kendilerine yöneltilen hakaret fiilini idrak edip anlayamasalar da hakaret suçunun mağduru olabilirler.

2 – Tüzel Kişiler

Tüzel kişilerin hakaret suçunun mağduru olup olamayacağı doktrinde tartışmalıdır. Bir görüşe göre, tüzel kişilerin hakaret suçunun mağduru olamayacağı, tüzel kişiye yönelik hakaret fiili tüzel kişinin organını oluşturan veya temsilcisi olan gerçek kişileri hedef almışsa bu gerçek kişilerin suçun mağduru olduğu kabul edilmelidir. Diğer görüş ise tüzel kişilerin de bu suçun mağduru olabileceğini savunmaktadır, zira tüzel kişilerin de toplum nezdinde bir saygınlığı ve itibarı bulunmaktadır.

3 – Kamu Görevlileri

Kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı işlenen hakaret suçu, nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. TCK m.6’da tanımlanan kamu görevlisi kavramı, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişiyi ifade etmektedir. Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaretin söz konusu olabilmesi için, hakaretin kamu görevlisinin yerine getirdiği görevle bağlantılı olması gerekir.

4 – Resmi Kurullar ve Kurul Halinde Çalışan Kamu Görevlileri

TCK m.125/5’e göre kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi halinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır ve zincirleme suç hükümleri uygulanır. Bu düzenleme özellikle mahkeme heyetleri, üniversite kurulları, belediye meclisleri gibi kurul halinde çalışan kamu görevlileri için önem taşımaktadır. Kurula yapılan hakaretin görevden dolayı olması ve kurul ile hakaret arasında nedensellik bağının bulunması gerekir.

C. Özel Mağdurluk Durumları

1 – Akıl Hastaları ve Küçükler

Akıl hastaları ve küçükler hakaret suçunun mağduru olabilirler. Doktrindeki hakim görüşe göre, bu kişilerin kendilerine yapılan hakaretin ahlaki kötülüğünü anlayamamaları veya normal bir insan gibi değerlendirememeleri, suçun oluşmasına engel değildir. Çünkü korunan hukuki değer, mağdurun iç şerefi değil, toplum içindeki objektif saygınlığıdır. Bu kişilere karşı işlenen hakaret suçlarında şikayet hakkını kanuni temsilcileri kullanabilecektir. Akıl hastası veya küçüğün hakaret fiilini anlayamaması, failin cezalandırılmasına engel teşkil etmez.

2 – Daha Önce Suç İşleyen Kişiler

Daha önce suç işleyen kişiler de hakaret suçunun mağduru olabilirler. Öğretide baskın olan görüşe göre, onur kırıcı bir suçtan hüküm giyen kişilerin de sırf insan olarak doğmalarından kaynaklanan ve korunmaya değer şeref alanları vardır. Bu nedenle, örneğin hırsızlık suçundan mahkum olan birine “hırsız” denilmesi hakaret suçunu oluşturur. TCK m.127/2’ye göre ispat edilmiş bir fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde de cezaya hükmedilir. Bu düzenleme, kişilerin geçmişteki fiilleri nedeniyle sürekli damgalanmalarını önlemeyi amaçlamaktadır.

3 – Topluluklar

Toplulukların hakaret suçunun mağduru olabilmesi için, topluluğun sınırlandırılmış, belirli ve teşhis edilebilir kişilerden oluşması gerekir. Örneğin, belli bir derneğin üyelerine, bir siyasi partinin mensuplarına veya belli bir ailenin fertlerine yönelik hakaret bu kapsamda değerlendirilir. Ancak “memleketi x şehri olan tüm insanlar sahtekardır” gibi teşhis edilmemiş bir gruba yönelik genel ifadeler hakaret suçunu oluşturmaz. Bu tür ifadeler, koşulları varsa TCK m.216 kapsamında halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu oluşturabilir.

4 – Ölmüş Kişiler

Ölümle kişilik sona erdiği için, ölüler hakaret suçunun doğrudan mağduru olamazlar. Ancak TCK m.130/1’e göre bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişinin cezalandırılacağı öngörülmüştür. Bu suçun kovuşturulması ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulmasına bağlıdır. Bu düzenleme ile esasen ölünün yakınlarının saygınlığı korunmak istenmiştir. Ayrıca 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu ile Atatürk’ün hatırasına hakaret özel olarak düzenlenmiş ve re’sen takip edilmesi öngörülmüştür.

D. Dolaylı Mağdurluk ve Hakaret Suçu

Dolaylı mağdurluk, hakaret suçunda önemli bir görünüm biçimidir. Bir kişiye yönelik hakaret, bu kişiyle yakın ilişki içinde bulunan başka kişilerin de mağdur olması sonucunu doğurabilir. Örneğin, evli bir kadına “zina eden kadın” denilmesi halinde, bu hakaret aynı zamanda kocaya karşı da yapılmış sayılır. Bu durumda hem doğrudan hakaret edilen kişi hem de dolaylı olarak hakaret edilen kişi suçun mağduru olabilir. Bu gibi hallerde zincirleme suç hükümleri uygulanarak tek ceza verilip artırım yapılır. Dolaylı hakaretin kabul edilebilmesi için, mağdurlar arasında alt soy, üst soy, kardeşler ve eşler gibi yakın akrabalık ilişkisinin bulunması gerektiği kabul edilmektedir.

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Ozan Soylu

Hakaret Suçunda Fail ve Mağdur

Yazıyı paylaşın: