İhtiyati Haciz Nedir? Teminat İadesi, Karara İtiraz, Kesin Hacze Dönüşmesi, Yargıtay Kararı *2024
İhtiyati Haciz Nedir?
İhtiyati haciz, alacaklının haklarını korumak amacıyla, borçlunun malvarlığına geçici olarak el konulmasını sağlayan hukuki bir tedbirdir. İcra ve İflas Kanunu’nun 257-268. maddeleri arasında düzenlenen bu uygulama, borçlunun mal kaçırma riskine karşı alacaklıya güvence sağlar. Mahkeme kararıyla uygulanır ve kesin hacze dönüşebilir.
Borç ilişkilerinde, alacaklı genellikle borcun vadesinde ve tam olarak ödenmesini ister. Ancak, borcunu yerine getirmek istemeyen borçlular, dava veya takip süreçlerinin uzun sürmesinden faydalanarak alacaklının yasal yollarla alacağını tahsil etmesini engelleyebilirler.
Bu makalede, ihtiyati haczin şartlarını, talebinin nasıl yapıldığını, karara bağlandığını ve diğer hukuki süreçleri detaylı şekilde ele alacağız.
Vadesi Gelmiş Alacaklarda İhtiyati Haciz Şartları
Vadesi gelmiş alacaklarda ihtiyati hacizin koşulları İcra ve İflas Kanunu‘nun 257. maddesinde belirtilmiştir.
1 – Alacağın Rehinle Temin Edilmemiş Olması Gerekir
İhtiyati haciz talep edebilmek için, alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Yani, alacaklıya karşı olan borç, başka bir varlıkla güvence altına alınmamış olmalıdır.
Rehinle temin edilmiş bir alacak zaten ek bir güvence altındadır ve bu durumda ihtiyati haciz uygulamasına ihtiyaç duyulmaz.
Rehin hakkı, borcun ödenmemesi durumunda alacaklıya, rehin konusu varlığı icra yoluyla nakde çevirme ve alacağı tahsil etme yetkisi veren sınırlı bir ayni haktır. İcra ve İflas Kanunu’nun 45. maddesine göre, rehinle temin edilmiş alacaklar için öncelikle rehinin paraya çevrilmesi yoluna başvurulmalıdır. Dolayısıyla, eğer bir alacak rehinle temin edilmişse, alacaklı doğrudan ihtiyati haciz talep edemez.
İcra ve İflas Kanunu’nun 257. maddesinde geçen “rehin” terimi, hem taşınır hem de taşınmaz rehinleri ile aynı madde gereğince kapsanan diğer durumları içerir. Bu bağlamda, örneğin, borçlu üzerinde bir “hapis hakkı” bulunuyorsa, bu hak da bir rehin hakkı olarak kabul edilir ve dolayısıyla alacaklı borçlu aleyhine ihtiyati haciz talep edemez.
Ancak, “şahsi teminat (kefalet)” kanun koyucu tarafından güçlü bir teminat olarak kabul edilmediğinden, borcu için kefil olan borçlu hakkında ihtiyati haciz talep edilebilir. Bununla birlikte, kefilin ölmesi veya iflas etmesi gibi riskler nedeniyle, alacaklının ihtiyati haciz talep edebileceği belirtilmektedir.
Bazı istisnai durumlarda, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile ihtiyati haciz talep edilebilir:
a) İcra İflas Kanunu’nun 45/II ve 167/I maddelerine göre, kambiyo senedine dayanan alacaklı, alacağı rehinle temin edilmiş olsa bile ticari senetlere özgü adi takip yollarına başvurabilir.
b) İcra İflas Kanunu’nun 45/III. fıkrası gereğince, ipotekle temin edilmiş faiz ve yıllık taksit alacaklarında haciz yoluna başvurulabilir.
c) Alacağı rehinle teminat altına alınan bir alacaklı, rehin verilen malın değeriyle karşılanamayacağı anlaşılan kısım için ihtiyati haciz talep edebilir. Bu durumda, mahkeme öncelikle rehin verilen mala kıymet takdiri yaptıracaktır. Daha sonra rehinle temin edilmemiş olan açık miktar için ihtiyati haciz kararı verebilecektir. Ancak, tesis edilen rehin, ihtiyati hacze konu olan alacak miktarından fazla ise artık ihtiyati haciz kararı verilemeyecektir.
d) Gemi alacaklıları, gemi ve navlun üzerinde haiz oldukları rehin hakkına rağmen, ihtiyati haciz isteyebilirler.
e) Türk Ticaret Kanunu’nun 13/3 maddesinde, ticari işletme rehni alacaklılarına alacakları için ihtiyati haciz isteme hakkı tanınmıştır. İcra İflas Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle taşınır rehni tabirine ticari işletme rehni de eklenmiştir.
f) Rehin hakkı üzerinde anlaşmazlık varsa, alacaklı rehin mevcudiyeti hususundaki iddiasına halel gelmemesi koşuluyla, bu rehinle temin edilmiş alacağı için ihtiyati haciz isteyebilir. Çünkü alacaklı, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığı takdirde, mevcut dava nedeniyle rehin hakkına bir itirazla karşılaşacaktır. Bu nedenle, alacaklının rehinin paraya çevrilmesi yoluna gitmesini talep etmek hakkaniyete uygun değildir.
2 – Alacağın Vadesi Gelmiş Olmalıdır
Alacağın vadesi gelmiş olmalıdır ki ihtiyati haciz talep edilebilsin. Genellikle, ihtiyati haciz istemine konu olan senetlerde belirli bir vade öngörülmüş olduğundan, mahkeme senedin vadesinin gelmiş olup olmadığını araştırmak zorundadır.
Doktrinde, bonolara konulan muacceliyet şartlarının geçersiz olduğu, bu şartın ancak tarafların ayrı bir sözleşmede kararlaştırmışlarsa geçerli olduğu ifade edilmektedir. Uygulamada da Yargıtay içtihatları bu yöndedir.
Eleştirilen bir konu ise mahkemelerin genellikle protesto edilmemiş kambiyo senetleri hakkında ihtiyati haciz kararı vermemesidir. Kambiyo senedinin vadesinin gelmiş olmasının yanında protesto çekilmesi ve bunun senede eklenerek mahkemeye verilmesi gerekmez. Yetkili hamilin senedin vadesinin gelmiş olması yeterlidir. Ancak, alacaklının müracaat borçlularına karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için, ödememe protestosunun çekilmiş olması ve bu protestonun ihtiyati haciz talebine eklenmesi gerekir.
Çek hakkında ise vade olmadığından, çek görüldüğünde ödenir. Bu nedenle, bir çeke dayanılarak çek üzerinde yazılı keşide gününden önce de ihtiyati haciz istenebilir.
Ancak, çek borçlularına karşı ihtiyati haciz istenebilmesi için, çekin süresinde ödenmesi için bankaya ibraz edilmesi veya alacaklının ödememe protestosu çekilmiş olması ve bu protestonun ihtiyati haciz talebine eklenmesi gerekir.
Ayrıca, çek hakkında mahkemeden ödeme yasağı kararı alınması çekin ihtiyati hacze konu edilmesine engel teşkil etmez.
Vadesi Henüz Gelmemiş Alacaklarda İhtiyati Haciz Koşulları
Yukarıda özetlediğimiz gibi, henüz vadesi gelmemiş bir alacak için ihtiyati haciz kararı talep edilemez. Talep edilebilmesi için İcra İflas Kanunu 257. maddeye göre belirtilen durumların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu durumları özetleyecek olursak:
1 – Borçlunun Belirli Bir Yerleşim Yeri Bulunmaması Durumu
Alacaklı, bu maddeye dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunmak istediğinde, mahkemenin borçlunun belirli bir yerleşim yeri olmadığına kanaat getirmesi gerekmektedir. Ayrıca, borçlunun yerleşim yeri olmaması sadece hiçbir yerleşim yeri bulunmaması anlamına gelmez; aynı zamanda, mevcut yerleşim yerlerini sık sık değiştirmesi şeklinde de anlaşılmalıdır.
2 – Konkordato Tasdik Talebinin Reddi Durumunda İhtiyati Haciz
İİK’nın 301. maddesinin 2. fıkrasına göre, konkordatonun tasdikini reddeden mahkeme, teminat aramaksızın borçlunun tüm kabili haciz mallarının ihtiyaten haczedilmesine karar verir. Tasdik talebini reddeden mahkeme, başka bir koşul aramadan ve herhangi bir talep olmaksızın otomatik olarak ihtiyati haciz kararı verecektir.
İHTİYATİ HACİZ TALEBİ VE KARARA BAĞLANMASI
İhtiyati haciz, icra takibinin henüz başlamadığı veya davanın açılmadığı bir aşamada alınabileceği gibi, dava açıldıktan veya icra takibine başlandıktan sonra da istenebilir (İİK.m.264).
İhtiyati haciz talep eden alacaklı, mahkemeden bir ihtiyati haciz kararı almak için başvurmalıdır. Mahkemenin ihtiyati haciz kararı olmadan borçlunun malları üzerine ihtiyati haciz konulamaz.
İİK m.258/1’e göre, alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunurken, alacağını ve gerektiğinde ihtiyati haciz sebeplerini kanıtlayacak deliller sunmak zorundadır.
İhtiyati haciz talebinde özellikle, alacağın rehinle temin edilmemiş olduğu ve alacağın vadesinin geldiği konularında hakime ikna edici açıklamalar yapılır ve bunların kanıtları sunulur.
Bunun yanında, alacağın henüz vadesi gelmemişse fakat borçlunun, borçlarını ödemekten kaçınmak amacıyla mallarını gizlediğini, kaçırma veya kendisi kaçma hazırlıkları yaptığı ya da hileli işlemlerde bulunduğu bir durum söz konusu ise bu durumun da mahkemeye sunulması gerekir.
İhtiyati Haciz Kararına İtiraz:
İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz süreci İİK Madde 265’e göre şekillenir. Borçlu, ”kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere”, ”mahkemenin yetkisine” ve ”teminata” belgelerle desteklenen dilekçesini sunmak suretiyle itiraz edebilir.
Huzurda yapılan hacizlerde ise, haczin tatbiki ya da tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye başvurarak itirazını dile getirebilir.
Üçüncü kişiler de menfaatlerinin ihlal edildiğini öğrendikleri tarihten itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabilirler.
Mahkeme, tarafları davet edip gösterilen sebepleri incelemek suretiyle itirazı kabul edebilir veya reddedebilir. Ancak taraflar gelmezse, evrak üzerinden karar verilebilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi, bu başvuruyu inceler ve karar kesindir. Ancak istinaf yoluna başvurmak, ihtiyati haciz kararının icrasını durdurmaz.
Yetkili Mahkeme
İhtiyati haciz kararı vermek için yetkili mahkeme, alacağın dayanağı olan sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesidir. İlamsız icra takiplerinde yetkili olan icra dairesi, aynı zamanda ihtiyati haciz talepleri için de yetkilidir
Dava açıldıktan sonra veya dava açarken dava konusu alacak için yalnız davaya bakan mahkemeden ihtiyati haciz istenebilir. Davaya bakan mahkemeden başka bir mahkeme, ihtiyati haciz kararı vermek için yetkili değildir.
Görevli Mahkeme
İhtiyati haciz kararı vermek için görevli mahkeme, alacağın miktarına göre, Sulh veya Asliye Hukuk (veya Asliye Ticaret) Mahkemesidir.
Esasında görevli mahkeme İcra ve İflas Kanununda açıkça belirtilmemiştir. İİK md 258’de, genel olarak mahkeme teriminden bahsederek, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın görevle ilgili hükümlerinin uygulanacağını ifade eder.
Eğer vade tarihinden itibaren işlemiş faiz için de ihtiyati haciz isteniyorsa, bunun miktarı görevli mahkemeyi belirlemede dikkate alınmaz
Uygulamada, çoğu kez işlemiş faiz için de ihtiyati haciz talep edilirken, dilekçede belirtilmemekte veya talep edilse bile mahkemeler sadece asıl alacak için ihtiyati haciz kararı vermektedir.
Bu durumda, alacaklılar takip talebinde bulunurken işlemiş faizi de, asıl alacak ile birlikte talep eder ve borçluya bunların toplamı üzerinden ödeme emri gönderirler. Ancak ihtiyati haciz istemiyle mahkemeye başvurulduğunda, geçmiş günler faizi için de ihtiyati haciz kararı isteniyorsa, bu da dilekçede ayrıca belirtilmeli ve mahkeme bu talebi dikkate alarak karar vermelidir.
İhtiyati Haciz Talebinin Karara Bağlanması
İhtiyati haciz talebi üzerine, mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir (İİK m.258/II). Borçlunun mallarını kaçırma ihtimali varsa ve borçlu dinlenmeden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekiyorsa, mahkeme bu kararı verir.
Genellikle uygulamada borçlu dinlenmeden (duruşmasız olarak) ihtiyati haciz kararı verilmektedir. Alacaklıdan hukuki işlemler dışında alacağını yazılı delil ile ispat etmesi istenmemelidir. Eğer bir haksız fiil sonucunda zarar meydana gelmişse, alacaklı zararın meydana geldiğini her türlü delile dayandırabilmelidir.
İhtiyati haciz talebinde, alacaklının alacak ve ihtiyati haciz sebeplerini mahkemeye kanaat getirecek delillerle desteklemesi gerekmektedir. Bu ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat olmayabilir, ancak mahkeme alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına “az çok kanaat getirmişse” ihtiyati haciz kararı vermelidir.
Mahkeme, talep tarihindeki durumlara göre ihtiyati haciz kararı vermelidir. Ancak, başlangıçta eksik olmasına rağmen daha sonra fark edilen ihtiyati haciz şartları tamamlanmışsa, mahkeme talebi reddedemez.
Alacaklının Teminat Göstermesi
İhtiyati haciz isteyen alacaklı, hacizde haksız çıkması durumunda borçlunun ve üçüncü kişilerin uğrayacakları tüm zararlardan sorumlu olup, teminat vermeye mecburdur (İİK m.259/1).
Alacak, bir ilamla destekleniyorsa teminat aranmaz (İİK m.259/II). İlamın kesinleşmiş olması da bu durumda gereklidir. Ayrıca konkordato tasdiki talebinin reddedilmesi durumunda verilen ihtiyati haciz kararında da teminat aranmaz (İİK m.301/II).
İhtiyati Haciz Teminat Oran Ne Kadardır?
İhtiyati hacizde belirlenecek teminatın miktarını ve şeklini hakim serbestçe takdir etse de uygulamada genellikle alacağın %10 ile %15 arasında teminat alınmaktadır. Ancak, taraflar teminatın şeklini önceden sözleşmeyle belirledilerse, teminat bu oranda değerlendirilir.
Teminat gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması durumunda, hakim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi veya kaldırılması yönünde karar verebilir.
Alacağın ilam niteliğindeki bir belgeye dayandırılması halinde (İİK m.38), teminat gösterilmesi gerekip gerekmediğini mahkeme takdir eder (İİK m.259/III).
Alacaklı, takdir edilen teminatı mahkeme veznesine yatırdığını gösteren makbuzu mahkeme dosyasına ibraz eder ve ihtiyati haciz kararı kendisine ancak o zaman verilir. Dolayısıyla, alacaklı teminatı mahkeme veznesine yatırmadan ihtiyati haciz kararı alamaz ve bu nedenle teminat yatırılmadığı sürece ihtiyati haciz kararının uygulanması mümkün olmaz.
İhtiyati Haciz Teminat İadesi Nasıl Gerçekleştirilir?
Mahkeme yazı işleri müdürü, teminatın iadesi için kanunî şartların oluşup oluşmadığını araştırıp mahkemeye sunar. Mahkeme, teminat gösterilmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalktığını anlarsa teminatın iadesine karar verir.
Mahkemenin bu kararı verebilmesi için, hüküm ya da icra takibin kesinleşmesi ya da haciz kararının kalkması akabinde bir ay içerisinde tazminat davasının açıldığının anlaşılamaması gereklidir.
İhtiyati hacizde teminatın iadesi, HMK Yönetmeliğinde düzenlenmiş olsa da HMK’da düzenlenmemiştir. Bu yüzden ihtiyati hacizde teminatın iadesi meselesinde, HMK. m.392/f.2 hükmü, yani ihtiyati tedbirde teminatın iadesi hükmü kıyasen uygulanır.
İHTİYATİ HACİZ KARARININ İCRASI
İhtiyati haciz kararının icra edilmesi, İİK m.79-99 hükümlerine göre gerçekleştirilir. Yani, icra dairesi, borçlunun mal, hak ve alacaklarına genel haciz yolundaki hükümlere göre ihtiyati haciz koyar ve ihtiyaten haczettiği mallar üzerinde genel haciz yolundaki hükümlere göre muhafaza tedbiri alır.
Yetkili İcra Dairesi
İhtiyati haciz kararının icrası için yetkili icra dairesi, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesidir (İİK m.261, I). Bu yetki kesindir. İhtiyaten haczedilecek mallar başka yerde ise, yetkili icra dairesi, malların bulunduğu yerdeki icra dairesini istinabe eder (İİK m.261,II).
Bu durumlarda, ihtiyati haciz kararının içeriğini belirten açık bilgilerin istinabe edilen icra dairesine gönderilen talimata yazılması gerekir. Talimatta özellikle, borçlunun hangi mallarının ihtiyaten haczine karar verildiği belirtilmeli, böylece ihtiyati haciz kararını aynen uygulamakla yükümlü icra dairesinin kararın kapsamı dışına çıkıp kararda belirtilmeyen malları haczetmesi önlenmelidir.
Süre
Alacaklının ihtiyati haciz kararının icrasını istemesi bir süreye tabidir. Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde, yetkili icra dairesine başvurarak, ihtiyati haciz kararının icrasını istemek zorundadır (İİK m.261, I .c.1).
Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde, yetkili icra dairesinden ihtiyati haciz kararının icrasını istemezse, ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar (m.261, I c.2).
Bu on günlük süre, karar tarihinden itibaren başladığından mahkemelerin hangi tarihte ihtiyati haciz kararını vermişlerse karar tarihi olarak o tarihi yazmaları gerekir. Halbuki uygulamada, mahkemeler bazen ihtiyati haciz talebini birkaç gün inceledikten sonra, karara sanki aynı gün karar vermiş gibi talep tarihini yazmaktadırlar.
İcra Memurunun İhtiyati Haciz Kararını Fiilen İcrası Ve
Tutanak Düzenlemesi
İhtiyati haczi uygulayacak olan icra dairesi, ihtiyati haciz kararının verilmesi için gerekli olan maddi ve şekli şartların yerine getirilip getirilmediğini araştıramaz. Yani ihtiyati haciz kararının kanuna uygunluğunu sorgulayamaz. Ancak, bir kararın yanlış verilmiş olması, onun uygulamasını da etkiliyorsa icra memuru kararı icra etmemelidir.
Bu durumda icra dairesi ihtiyati haciz kararını değil kararın icrasını reddeder. İhtiyati haciz kararında borçlunun haczedilemeyecek olan mallarının da haczi öngörülmüşse icra dairesi kararı icra etmekten kaçınmalıdır. Eğer icra dairesi bu kararı uygulayıp, haczi caiz olmayan malları haczederse, bu haciz işlemine karşı şikayet yoluna gidilebilir.
İcra dairesi, ihtiyati haciz kararında belirtilen malları, bunların değerleri alacağı karşılamaya yetse de yetmese de haciz ile yetinmek zorundadır.
Alacaklının on gün içinde ihtiyati haciz kararının icrasını istemiş olmasına rağmen, icra dairesinin borçlunun malları üzerine ihtiyati haciz koymasından önce veya sonra yapmış olduğu genel haciz yolu ile takip üzerine borçlu ödeme emrine itiraz etmesi ve böylece icra takibini durdurmuş olması, icra dairesinin ihtiyati haciz kararını icra etmesini önlemez.
Yabancı para alacağı için ihtiyati haciz talep edilirse, alacak önce Türk lirasına çevrilmeli ve ardından ihtiyati haciz talebinde bulunulmalıdır. Eğer mahkeme, yabancı para üzerinden ihtiyati haciz kararı verirse, bu kararı uygulayacak icra memuru, bunun icrasını reddetmelidir. Ancak uygulamada yabancı para alacağının Türk lirasına çevrilmeden hacze konulduğu görülmektedir.
Gayrimenkullerin ihtiyati haczi için genellikle mahalline gidilmeyip, icra dairesi tarafından gayrimenkulün haczedildiği Tapu dairesine bildirilmektedir. İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirtilen yedi günlük süreler, gayrimenkul üzerine ihtiyati haciz konulduğunun, icra dairesi tarafından alacaklıya ve borçluya tebliğ edildiği tarihte işlemeye başlar.
Borçlunun mallarını ihtiyaten haczeden memur, bir ihtiyati haciz tutanağı düzenler. Eğer borçlunun hiç malı yoksa, tutanak kesin aciz belgesi niteliğindedir. Haczedilebilecek malların değerinin alacağı karşılamayacağı anlaşılırsa, tutanak geçici aciz belgesi olarak kabul edilir.
İcra dairesi, üç gün içinde, ihtiyati haciz tutanağının birer örneğini, ihtiyati haciz konulması sırasında hazır bulunmayan alacaklıya ve borçluya tebliğ eder. Bu tebligat, özellikle ihtiyati haczi tamamlayan işlemlerin süresinin başladığı ve ihtiyati haciz kararına itiraz süresinin başladığı tarihin belirlenmesi açısından önemlidir.
Hakkında ihtiyati haciz kararı verilen ve bu kapsamda malları haczedilen borçlunun, mal beyanında bulunmamaktan dolayı cezalandırılması söz konusu değildir.
İİK. m.268/III hükmü gereğince alacaklının ihtiyati haciz koydurduğu mallar üzerinde bir rüçhan hakkı (öncelik) bulunmamaktadır. Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında bu kurala bir istisna getirilmiştir. Buna göre, alacaklının yaptığı ihtiyati haciz masrafları için malın satış bedeli üzerinde rüçhan hakkı mevcuttur.
İhtiyati Haczin Kesin Hacze Dönüşmesi
Genel haciz yoluyla takip sırasında, borçlu ödeme emrine itiraz etmez ve yedinci günün sonunda borcu (tüm fer’ileriyle birlikte) ödemezse, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür.
Borçlu, yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açarsa, bu dava sonuçlanana kadar ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesini engelleyebilir; diğer bir deyişle, ihtiyati haciz bu şekilde devam eder. Borçtan kurtulma davası alacaklının aleyhine sonuçlanırsa, ihtiyati haciz hükümsüz hale gelir.
Genel haciz yolundan farklı olarak, kambiyo senetlerine özgü takip yönteminde itiraz ve ödeme süreleri özel olarak belirlenmiştir. Borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde kambiyo senedinde belirtilen borca veya senet altındaki imzaya itiraz etmemesi durumunda takip kesinleşir.
Ancak bu durum, ihtiyati haczi kesin hacze dönüştürmez. Çünkü borçluya tanınan ödeme süresi on gündür ve bu sürenin ödeme yapılmaksızın geçirilmesiyle ancak alacaklıya kesin haciz talebinde bulunma yetkisi verilir ve ihtiyati haciz de bu sürenin sonunda kesin hacze dönüşür.
Tasarrufun iptali davalarında ihtiyati haciz kararı verilmesi için aciz belgesine ilişkin dava şartı aranmaz. Ancak, bu kapsamda verilen ihtiyati haciz tamamlayıcı bir işlemdir. Çünkü öncelikle bu davaların temelinde kesinleşmiş bir icra takibinin varlığı gereklidir. Bu nedenle, tasarrufun iptali davası sırasında alınan ihtiyati haciz kararı, kararla birlikte kesin hacze dönüşecektir.
Alacaklı, haczin uygulanmasından veya haciz yokluğunda yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçluya karşı görevli mahkemede alacak davası açmalıdır (İcra ve İflas Kanunu madde 264/I). Bu durumda, ihtiyati haczin sonucunu davada verilecek karar belirler. Mahkeme, davanın kabulüne karar verdiğinde alacaklının bir ay içinde ilamlı takip yapması halinde ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür.
İhtiyati Haczin Kesin Hacze Dönüşmesi ve Tasarrufun İptali Davasında Sıra Cetveli
Birden fazla alacaklının haklı görüldüğü tasarrufun iptali davalarında, iptale konu malvarlığına dair cebri icra ve haciz yetkisi her bir alacaklıya verildiğinden, satış tutarının tüm alacakların ödenmesine yetmemesi durumunda sıra cetveline ve koşulları varsa hacze iştirake ilişkin ilkeler gereği alacaklılar arasında paylaştırma yapılacaktır.
Bir alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasının daha önce karara bağlanması ve kesinleşmesi üzerine tasarruf konusu malvarlığı unsuru cebri icra yoluyla satıldığında, diğer alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasını etkilemez.
Diğer davada ihtiyati haciz kararı verilmişse, icra dairesince o alacak için de pay ayrılacağından, mahkemenin esas hakkında hüküm vermesi gerekmektedir. Böylelikle, tasarrufun iptali davası kapsamında verilen ihtiyati haciz kesin hacze dönüşecek ve depo edilen paranın hak sahibi belirlenecektir.
”(…) Davacı vekili dava dışı borçluya ait bağımsız bölümün satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının ihtiyati haczinin 25.04.2006 günü kesin hacze dönüşmüş olmasına rağmen, hatalı hesaplama ile kendi hacizlerine iştirak ettirildiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir (…) 6. HD, 11.11.2021, 1493-1401.
İHTİYATİ HACİZ İLE İHTİYATİ TEDBİR ARASINDAKİ FARKLAR
Uygulamada zaman zaman ihtiyati haciz kararı verilmesi gereken durumlarda hatalı olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmektedir. İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasındaki farklar şöyle sıralanabilir:
a) İhtiyati haciz, yalnızca para ve teminat alacaklarına ilişkin dava veya icra takiplerinde söz konusu olurken, ihtiyati tedbirin kapsamı daha geniştir. Çünkü ihtiyati tedbir konusu, menkuller, gayrimenkuller ve bir şeyin yapılmasına veya yapılmamasına veya bir şeyin teslimine ilişkin istemler de içerir.
b) İhtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya açmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir. Buna karşın ihtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey asıl davanın konusudur.
c) İhtiyati haciz kararından sonra alacaklı, borçlu hakkında mutlaka dava açmaya mecbur değildir. İcra takibinde de bulunabilir. Ancak ihtiyati tedbir kararı alan kişi, mutlaka süresi içinde davasını açmalıdır.
d) İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasında, açılacak olan istihkak davaları bakımından da farklılık vardır. İhtiyaten haczedilen mallar hakkında açılacak olan istihkak davaları icra tetkik merciince, ihtiyati tedbirin konusu olan şeyler hakkındaki istihkak davalarına ise genel hükümlere göre mahkemelerce bakılır.
e) Gayrimenkul mallar üzerine ihtiyati tedbir konulduğunda, mahkeme gayrimenkulün devredilmesini de yasaklayabilir. Ancak ihtiyati haciz konulan mal başkasına devredilebilir.
f) İhtiyati hacizde, üzerine haciz konulan mal satılır ve alacaklının alacağı bu bedelden temin edilir. Oysa ihtiyati tedbirde, üzerine ihtiyati tedbir konulan mal aynen verilir çünkü davanın konusu esasen o maldır.
g) 4949 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle 265. maddeye ihtiyati haciz kararına karşı temyiz yoluna gidilebilme olanağı getirilmiştir. Buna karşın, ihtiyati tedbir kararları bakımından böyle bir temyiz yolu öngörülmemiştir. Kanunda, ihtiyati tedbir kararlarına karşı sadece itiraz yolu öngörülmüştür.
İhtiyati Haciz Örnek Yargıtay Kararı
- Hukuk Dairesi 2014/16266 E., 2015/4472 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ: Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR –
İhtiyati haciz isteyen vekil, fatura ve sevk irsaliyelerine dayalı alacağın tahsili amacıyla ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, ihtiyati haciz talebi kabul edilmiş, ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu vekili, alacaklı …. İnş.Ltd.Şti.’nin dava dışı …. Yapı Ltd.Şti’ne mal satıp fatura düzenlediğini ve …. Yapının faturayı kabul ettiğini, mükerrer tahsilat yapmak isteyen …. İnş.Ltd.Şti.’nin gerçeği yansıtmayan faturalar düzenleyerek ihtiyati haciz kararı aldığını, teslim belgelerinde ismi bulunan ……. Yapı Ltd.Şti. çalışanı olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, ihtiyati haczin sebeplerine dayanarak ihtiyati hacze itiraz edenin itiraz nedenlerinin yerinde olduğu, malların teslim edildiği kişilerin aleyhine ihtiyati haciz talep edilen … Hafriyat Ltd.Şti. çalışanı olmayıp, …. Ltd.Şti. çalışanları olduğu, ihtiyati haciz talebine dayanak fatura konusu malların itiraz eden davacı şirkete teslim edilmiş mallar olmadığı, alacak iddiasının bu haliyle yargılamayı gerektirdiği, verilmiş olan ihtiyati haciz kararının yerinde olmadığı gerekçeleriyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmiştir.
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı gereğince mahkemenin İİK’nun 258/1. maddesi uyarınca alacaklının alacağı hakkında kanaat sahibi olması yeterlidir.
Başka bir anlatımla, ihtiyati haciz talebini inceleyen mahkeme alacağın gerçekte var olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapmakla yükümlü değildir.
Bu husus, işin esasıyla ilgili davada çözümlenmesi gereken bir konudur.
Nitekim somut olayda mahkemece ihtiyati haciz talebine eklenen fatura ve sevk irsaliyeleri değerlendirilerek yaklaşık ispat kuralı gözetilmek suretiyle alacak hakkında kanaat sahibi olunduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz kararı verilmiş olup ihtiyati haciz kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından ve somut olayda İİK’nun 265. maddesinde öngörülen itiraz sebepleri mevcut olmadığından itirazın reddi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ihtiyati haciz isteyen yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.