İhtiyati Tedbir Kararı Nasıl Alınır? Şartlar, Süreç ve Sonuçlar *2024
İhtiyati Tedbir Nedir?
İhtiyati tedbir, ileride açılacak veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yönelik geçici bir hukuksal korumadır. Bu tedbir, hukuksal belirsizliklerin ortadan kaldırılması ve tarafların haklarının güvence altına alınması amacıyla uygulanır.
İhtiyati Tedbirin Hukuki Bağlamı
“Ihtiyati tedbir” ile “esasa ilişkin karar” arasında mutlak bir bağımlılık ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, başlangıçta ihtiyati tedbir kararı verilmiş olması, davanın kabul edileceği anlamına gelmemekte; aynı şekilde, tedbir isteminin reddedilmiş olması da davanın reddedileceği anlamına gelmemektedir.
İhtiyati Tedbirlerin Çeşitleri ve İşlevleri
İhtiyati tedbirlerin çeşitli amaçları bulunmaktadır:
Teminat amaçlı ihtiyati tedbirlerle, dava sonucunda elde edilmesi muhtemel olan bir hak güvence altına alınır. Örneğin, çekişmeli malın devri veya muhafazası gibi durumlarda bu tedbirler uygulanır.
Düzenleme amaçlı ihtiyati tedbirlerle ise, uyuşmazlık konusu hukuksal ilişkinin geçici olarak düzenlenmesi amaçlanır. Örneğin, boşanma davasında çocuğun geçici velayetinin bir tarafa verilmesi gibi durumlarda bu tedbirler kullanılır.
Edim amaçlı ihtiyati tedbirler ise, bir hakkın geçici olarak ifa edilmesini sağlar ve alacaklının geçici olarak tatmin edilmesini amaçlar. Örneğin, dava sürecinde geçici nafaka tahsisi gibi durumlar bu kapsama girer.
İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz Farkları:
İhtiyati tedbir ile ihtiyati haczi birbirinden ayırmak önemlidir:
İhtiyati haciz yalnızca para ve teminat alacakları için talep edilebilirken, ihtiyati tedbir genellikle para dışındaki varlıklar için de talep edilebilir. Para ve teminat alacakları için ihtiyati tedbir talep edilemez. Ayrıca, bir şeyin verilmesi veya yapılması talepleri dava edildiğinde, bu talepler ihtiyati tedbir kapsamına alınabilir.
İhtiyati tedbirde, tedbir konusu olan şey, uyuşmazlık konusu olan şeydir. Ancak ihtiyati hacizde, haczedilen şey, uyuşmazlık konusu olan şey değildir. İhtiyati haciz, para alacaklarını temin etmek için borçlunun mal varlığına uygulanır. Ancak para alacağı ile ihtiyati haciz konulan mal varlığı arasında doğrudan bir bağlantı yoktur.
İhtiyati haciz kararından sonra alacaklı dava açabilir veya icra takibi başlatabilir. Ancak ihtiyati tedbirde sadece dava açılabilir. Çünkü ihtiyati tedbirin tamamlanması, yalnızca dava yoluyla mümkündür.
İhtiyati haciz sadece icra dairesi tarafından talep edilebilirken, ihtiyati tedbirin uygulanması için icra dairesinden talep edilebileceği gibi, mahkeme kararında belirtilerek yazı işleri müdürüne de görev verilebilir.
İhtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmedikçe, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. İhtiyati hacizde ise, ana davada alacaklı haklı çıkarsa, ihtiyati haciz kendiliğinden geçersiz hale gelir. Ancak alacaklı, davada haklı çıkmasına rağmen, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ilamlı takip talebinde bulunmazsa, ihtiyati haciz hükümsüz kalır.
İhtiyati Haciz ile ilgili detaylı yazımızı inceleyebilirsiniz.
İhtiyati Tedbir Koşulları
Hak Kaybı ve Zarar Endişesi: Mevcut durumda ortaya çıkabilecek bir değişiklik nedeniyle hak kaybı, sakınca veya ciddi zarar endişesi bulunduğunda ihtiyati tedbir kararı alınabilir. Bu endişe, hakın elde edilmesinin zorlaşacağı, tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme nedeniyle sakınca veya ciddi zararın ortaya çıkacağı durumlarda geçerlidir. Ayrıca, bu koşul uyuşmazlık olmadığı durumlarda da geçerlidir.
Haklılığın Kabaca İspatı: İhtiyati tedbir isteyen taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbirin nedenini ve türünü açıkça belirtmeli ve davanın esasında haklılığını kabaca kanıtlamalıdır.
Dava Ehliyeti ve Hukuksal Yarar: İhtiyati tedbir isteyen kişinin dava ehliyetine ve hukuksal yarara sahip olması gerekir. Hukuksal yararı olan herkes, ihtiyati tedbir talep edebilir. Ancak fer’i müdahil talepte bulunamaz.
Teminat Gösterme: İhtiyati tedbir talep eden kişi, haksız çıkması durumunda karşı tarafın ve üçüncü kişilerin muhtemel zararlarına karşı teminat göstermek zorundadır. Genellikle %10 ila %19 arasında teminat istenmektedir. Ancak, mahkeme belirli bir kanıta sahip olan kişinin teminat talebinde bulunmamasına karar verebilir.
Adli Yardım Alan Kişilerin Durumu: Adli yardım alan kişilerin teminat göstermesi gerekmez. Bu kişiler, teminat gösterme yükümlülüğünden muaftır.
Teminatın İadesi Süresi: Teminat, asıl davanın kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasından itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmazsa iade edilir.
Giderlerin Ödenmesi: Dava açılmadan önce ihtiyati tedbir talep edilirse, talep sahibinden başvuru harcı ve maktu karar harcı peşin alınır. Davacı aynı dilekçe ile hem ihtiyati tedbir talep eder hem de esas davayı açarsa, hem başvuru harcı hem de dava açılırken ödenmesi gereken karar ve ilam harcı alınır.
İhtiyati Tedbir Kararı Verilmeyecek Durumlar
Davanın Esasını Çözecek Konularda Karar Verilemez: Yasa’da belirtilmemiş olmasına rağmen, öğreti ve uygulamada kabul edilen ilkeye göre, davanın esasını çözecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Örneğin, boşanma davası gibi davalarda boşanmaya karar verilmesi veya kira tespit davasında kira bedelinin artırılmasıyla ödeme yapılması gibi durumlarda ihtiyati tedbir kararı verilemez.
İcra Takibinden Sonra Açılan Olumsuz Tespit Davalarında Karar Verilmez: İcra takibinden sonra açılan olumsuz tespit davalarında genellikle ihtiyati tedbir kararı verilmez.
Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Durumlarda Karar Verilmez: İdari makam tarafından verilmiş bir önleme kararı varken, taşınmaz mal anlaşmazlığına ilişkin dava açılmadan adli mercilerce ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Kamulaştırma Durumlarında Karar Verilmez: Lehine kamulaştırma yapılan taşınmaz malın boşaltılması durumunda, mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Devlet İhale Yasası Uyarınca Karar Verilmez: Devlet İhale Yasası’na göre, idarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz.
Orman Yasası Kapsamında Karar Verilmez: Orman Yasası’na göre, orman sınırları dışına çıkarma işlemleri veya orman sınırlaması ve tespit işlemlerine karşı açılan davalarda yürütmeyi durdurma ve ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Borçluya Karşı Takipler ve Konkordato Durumunda Karar Verilmez: Borçluya karşı başlamış olan takiplerin konkordato mühletinin bitiminden sonraki dönem içinde durdurulmasına veya borçluya karşı yeni takip yapılamayacağına karar verilemez.
Madencilikle İlgili Durumlarda Karar Verilmez: Madencilik faaliyetlerinde kullanılan kuyular, ocaklar, galeriler ve makineler gibi unsurlar üzerine münferiden haciz veya ihtiyati tedbir konulamaz.
.
Yetkili ve Görevli Mahkeme
Önleyici tedbirler, ya dava öncesinde ya da dava açıldıktan sonra talep edilebilir.
Eğer önleyici tedbir dava öncesinde talep ediliyorsa, talep, esas davanın yetkili ve görevli olduğu mahkemeden yapılır (HMY m. 390/1). Eskiden 1086 sayılı yasaya göre, önleyici tedbir dava öncesinde talep edildiğinde, tedbir en az maliyetle ve en hızlı şekilde yerine getirilecek mahkemeden talep edilebilirdi (1086 sayılı Y. m. 104/1). Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasası ile bu kural kaldırılmıştır.
Eğer önleyici tedbir dava açıldıktan sonra talep ediliyorsa, talep ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden yapılır (HMY m. 390/1).
Görevli mahkeme konusunda, önleyici tedbir için genel kurallar geçerlidir.
Önleyici tedbir kararı dava öncesinde verilmişse, talepte bulunan, bu kararın uygulanmasını istediği tarihten itibaren iki hafta içinde esas davasını açmalıdır.
Ancak, talepte bulunanın iki hafta içinde dava açması tek başına yeterli değildir. Aynı süre içinde, dava açtığına dair evrakı, kararı uygulayan memura teslim etmeli ve karşılığında bir belge almalıdır. Aksi halde tedbir otomatik olarak kaldırılır (HMY m. 397/1). Eskiden 1086 sayılı yasada bu süre on gün olarak düzenlenmişti (m. 109).
Tedbir, dava açılırken veya dava açıldıktan sonra talep edilmişse, talepte bulunanın başka bir işlem yapmasına gerek yoktur.
Tahkim yargılamasında, hakemler de önleyici tedbir kararı verebilir. Bu düzenleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasası ile getirilen bir yeniliktir.
Usul ve Yargılama
İhtiyati tedbir yargılamasında basit yargılama usulü uygulanır (HMY m. 316/1-6) ve adli tatilde de ihtiyati tedbire karar verilebilir.
İhtiyati tedbir yargılaması, özellikle iki noktada normal yargılamadan ayrılır:
Taraf Teşkili: İstemde bulunanın haklarının derhal korunmasının gerekli olduğu durumlarda, yargıç karşı tarafı dinlemeden tedbire karar verebilir (HMY m. 390/2).
İspat: İhtiyati tedbir kararı için kesin ispat gerekmez; yaklaşık ispat yeterlidir.
Mahkeme, inceleme sonrasında ihtiyati tedbir isteminin kabulü veya reddi yönünde karar verebilir. Bu karar, dava sonunda verilen kararlara benzemez, geçici bir nitelik taşır ve gerçek anlamda kesin bir hüküm doğurmaz.
Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın korunması veya bir yediemine tevdi edilmesi veya bir eylemin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı önleyecek her türlü tedbire karar verebilir (HMY m. 391/1).
İhtiyati tedbir kararında:
İhtiyati tedbir isteyenin, varsa yasal temsilcisi ve vekilinin, karşı tarafın adı, soyadı ve yerleşim yeri ile isteyenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
Tedbirin, hangi nedene ve kanıtlara dayandığı açık ve somut olarak belirtilmelidir,
Tedbirin ne tür bir önlem olduğu net bir şekilde ifade edilmelidir,
İsteyenin ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceği yazılmalıdır (HMY m. 391/2).
İhtiyati tedbir istemi bir dava olmadığından, zamanaşımını kesmez; hak düşürücü bir etkisi de yoktur.
İhtiyati tedbir kararı, alacağı muaccel hale getirmez; temerrüt tarihine tek başına etki etmez. Ayrıca, İcra ve İflas Yasası’nın 100. maddesinde ihtiyati tedbirden bahsedilmediği için, ihtiyati tedbir kararı derece kararı olarak alınmaz ve hacze iştirak edenler açısından dikkate alınmaz.
Mahkeme, ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verirse, isteyenin başvuru ve karar harcını karşı tarafa yükler; ancak peşin ödenmiş olan harçların dışında ek bir harç talep edemez. İsteyenin vekili varsa, mahkeme, isteyenin lehine vekâlet ücreti gibi yargılama giderlerine hükmedebilir.
Asıl davanın karara bağlanmasıyla birlikte, mahkeme ihtiyati tedbir giderlerini de davada haksız çıkan tarafa yükleyebilir.
İhtiyati Tedbir Kararının Uygulanması
İhtiyati tedbir kararının uygulanabilmesi için kararın verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talepte bulunulması gerekmektedir. Bu süre içinde talep yapılmazsa, tedbir kararı yasal süre içinde dava açılmış olsa bile otomatik olarak kalkar. Bu düzenleme, tedbirin uzun süreli uygulanmasının istismara açık bir durum oluşturabileceği endişesiyle getirilmiştir.
Tedbir kararının uygulanması için kararı veren mahkeme, yargı çevresinde bulunan veya tedbir konusu mal ya da hakkın bulunduğu yer icra dairesinden yardım alabilir. Mahkeme, yazılı olarak belirtmesi halinde, tedbirin uygulanmasında yazı işleri müdürünü de görevlendirebilir.
İhtiyati tedbir kararının uygulanması için gerektiğinde zor kullanılabilir. Bu durumda, kolluk kuvvetleri ve köy muhtarları, uygulamayı gerçekleştirecek memura yardımcı olmak ve emirlerine uymakla yükümlüdürler.
İhtiyati tedbiri uygulayan memur, bir tutanak düzenler. Bu tutanakta, tedbirin konusu ve bulunduğu yer gösterilir; ayrıca tedbirle ilgili iddialar da kaydedilir. Bu tutanak, tedbir sırasında hazır bulunmayan taraflara ve duruma göre üçüncü kişilere tebliğ edilir.
İhtiyati tedbir kararları hakkında yasa yoluna başvurulması durumunda, tedbirle ilgili dosya ve kanıtların yalnızca örnekleri ilgili mahkemeye gönderilir.
İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına aykırı davranan kişi, bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılabilir. Görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, tedbir kararı veren mahkeme olurken, esas dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkeme yetkilidir.
Tedbir kalkmış veya kaldırılmışsa, bu durum ilgili yerlere bildirilir ve ihtiyati tedbir dosyası, asıl dava dosyasının bir parçası olarak kabul edilir.
İhtiyati Tedbir Kararının Etkisi
Eski Yasa’da, mahkeme tarafından verilen asıl kararın tebliğiyle ihtiyati tedbirin otomatik olarak sona ereceği belirtilmişti. Ancak, davanın usule ilişkin bir kararla sonuçlanması durumunda, ihtiyati tedbirin ne olacağına dair bir hüküm bulunmuyordu.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasası’na göre ise, ihtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmedikçe, son kararın kesinleşmesine kadar devam eder. Yani, asıl karar kesinleşene kadar tedbir uygulanmaya devam eder. Ancak mahkeme, gerektiğinde tedbirin kaldırılmasına da karar verebilir.
Özellikle, tedbir kararı verildikten sonra, asıl hükümde tedbiri isteyen haksız çıkarsa, mahkeme kararıyla birlikte tedbirin kaldırılmasına karar verebilir. Bu durumda, yasa yoluna başvurulduğunda tedbir kalkmış olur. Ancak, örneğin usule ilişkin bir karar verilmişse, bu tedbirin kaldırılması için yeterli bir neden olmayabilir. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak, gerektiğinde mahkeme hükümle birlikte tedbirin kaldırılmasına karar verebilir.
Görüldüğü üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasası ile ihtiyati tedbirin etkisi zaman açısından genişletilmiştir.
İhtiyati Tedbir Kararına Karşı Konulması
Karara İtiraz ve Yasa Yoluna Başvurma
İhtiyati tedbir kararlarına karşı, karşı tarafın dinlenmeden alınan kararlara itiraz edilebilir. Ancak, kararın alınması durumunda itiraz, icrayı durdurmaz. Kararı verilirken dinlenen taraf, bu aşamada itiraz edemez; çünkü karar verilirken tüm itirazlarını zaten mahkemeye bildirmesi gerekir.
Karşı tarafın ihtiyati tedbir kararı verildiğinde hazır bulunması durumunda, tedbirin uygulanmasından itibaren bir hafta içinde, hazır bulunmaması halinde ise tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir. Eski yasada bu konuda belirli bir süre öngörülmemiş, itiraz mümkün olmuştu.
İhtiyati tedbir kararının uygulanması nedeniyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de kararı öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde itiraz edebilirler. Ancak, üçüncü kişiler mahkemenin yetkisine itiraz edemezler. Eski yasada bu olanak bulunmamaktaydı.
İtiraz dilekçeyle yapılır ve itiraz edenin nedenlerini açıkça göstermesi ve tüm kanıtları dilekçesine eklemesi gerekir. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.
İtiraz hakkında verilen karara karşı, yasa yoluna başvurulabilir. Ancak, yasa yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz. İhtiyati tedbir isteminin reddi durumunda veya kabul edilmesi halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yolu açılabilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasası ile ihtiyati tedbir isteminin kabulü durumunda itiraz olanağı bulunmaktadır. Ancak, istemin reddi durumunda itiraz olanağı söz konusu olmadığından doğrudan istinafa başvurulması gerekmektedir.
Bölge adliye mahkemelerinin istinaf başvurusu üzerine ihtiyati tedbir hakkında verdiği kararlara karşı temyiz yolu bulunmamaktadır.
Teminat Gösterme
Bir kişiye karşı ihtiyati tedbir kararı verildiğinde veya bu karar uygulandığında, kişi mahkemece kabul edilecek bir teminat gösterirse, mahkeme, duruma bağlı olarak tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verebilir. Ancak, mahkeme, teminat gösterilse bile, tedbir kararında herhangi bir değişiklik yapmak zorunda değildir. Gerekçesini açıklayarak, teminat karşılığında olsa bile tedbir kararında herhangi bir değişiklik yapmayabilir.
Teminatın miktarı, tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasıyla orantılı olarak belirlenir. Teminatın şekli konusunda yargıç serbesttir. Ancak, tarafların teminatın şeklini sözleşmeyle belirlemeleri durumunda, teminat bu şekilde belirlenir.
İhtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması kararı nedeniyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de kararı öğrendikten sonra bir hafta içinde tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına itiraz edebilirler. İtiraz dilekçeyle yapılır ve itiraz eden, nedenlerini açıkça göstermeli ve tüm kanıtları dilekçesine eklemelidir. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir.
İhtiyati Tedbirin Sona Ermesi
İhtiyati tedbir kararı, itiraz üzerine haksız bulunması durumunda kaldırılabilir.
Karşı taraf aleyhine ihtiyati tedbir kararı verildiyse ve teminat gösterilirse, bu tedbir kaldırılabilir. Ancak, durum ve koşullar değişmişse, istem üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın da karar verilebilir.
İhtiyati tedbir kararının uygulanması için verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde istenilmezse, yasal süre içinde dava açılmış olsa bile, tedbir kararı kendiliğinden kalkar.
İhtiyati tedbir kararı dava açılmadan önce verildiyse ve tedbir isteyen kişi, bu kararın uygulanmasını istediği tarihten itibaren iki hafta içinde esas hakkındaki davayı açmamışsa, tedbir kendiliğinden kalkar.
İhtiyati tedbir kararı dava açılmadan önce verildiyse ve tedbir isteyen kişi, bu kararın uygulanmasını istediği tarihten itibaren iki hafta içinde esas hakkındaki davayı açmış olsa bile, dava açtığına ilişkin belgeleri kararı uygulayan memura ibraz edip dosyaya koymamış ve karşılığında bir belge almamışsa, tedbir kendiliğinden kalkar.
İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan Tazminat Davası
Haksız ihtiyati tedbir kararından zarar görenler, zararlarını gidermek amacıyla lehine ihtiyati tedbir kararı verilen tarafa karşı bir tazminat davası açabilirler. Burada sorumluluk, kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır ve adil bir denge sağlanmalıdır.
Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.
Tazminat davasında davacılar, tedbir kararının alınması veya uygulanması nedeniyle zarar gören karşı taraf veya üçüncü kişilerdir. Ayrıca, tedbir uygulanmamış olsa bile, bu kişiler, tedbirin uygulanmaması veya kaldırılması için teminat göstermişlerse tazminat talep edebilirler. Zira bu durumda teminat göstermek suretiyle bir zarar ortaya çıkmış olabilir. Davalı ise lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraftır.
Tazminat davasının koşulları, genellikle haksız eylem hükümlerine (Borçlar Yasası madde 41 vd.) göre belirlenir. Ancak, ihtiyati tedbir kararından kaynaklanan tazminat davasında kusur koşulu aranmaz çünkü kusursuz sorumluluk söz konusudur. Bu durumda, sorumluluğun koşulları şu şekildedir:
1 – İhtiyati tedbir kararının icra edilmiş olması gerekmektedir.
2 – İhtiyati tedbirin haksız olması gerekmektedir. Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen tarafın üç durumdan biri gerçekleşirse, bu durumda haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararın tazmin edilmesi gerekecektir.
Bu üç durum:
a. İhtiyati tedbir isteminde bulunduğu anda haksız olduğunun anlaşılması,
b. Tedbir kararının kendiliğinden kalkması,
c. Tedbir kararının itiraz üzerine kaldırılmasıdır.
3 – Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle bir zararın doğması gerekmektedir.
4 – Haksız tedbirle ortaya çıkan zarar ile ihtiyati tedbir arasında uygun nedensellik bağı bulunmalıdır.
Tazminat davasını, öncelikle ihtiyati tedbir kararının muhatabı olan karşı taraf ve bu tedbir nedeniyle zarar görmüş üçüncü kişiler açabilir. Yani, zarar görenler bu davaları açabilirler.
Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasası’nda, 1086 sayılı eski Yasa’dan farklı olarak, tazminat davası açma hakkı bir yıllık süreye tâbi kılınmış ve bu süre hükmün kesinleşmesinden veya bir hüküm yoksa ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren başlatılmıştır.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.