Kesinleşen Beraat Kararı Bozulabilir mi? *2025
Ceza yargılamasında beraat kararının kesinleşmesi, kural olarak yargılamanın sona erdiği anlamına gelir. Ancak kesinleşen beraat kararlarının bozulması mümkündür. Bu durumda olağan ve olağanüstü kanun yollarına başvurulabilir. Beraat kararının bozulması için usuli veya esasa ilişkin hukuka aykırılıkların varlığı gerekir. Bu yazıda, kesinleşen beraat kararlarının hangi hallerde ve ne şekilde bozulabileceği, bozma kararının sonuçları ve özellik arz eden durumlar incelenecektir.
Kesinleşen Beraat Kararının Bozulması
I. Kesinleşen Beraat Kararına Karşı Kanun Yolları
A. Olağan Kanun Yolları Bakımından İnceleme
1. İstinaf İncelemesi
Kesinleşen beraat kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuru, kararın usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklarının denetlenmesini sağlar. İstinaf incelemesinde bölge adliye mahkemesi, beraat kararını hem maddi olay hem de hukuki nitelendirme yönünden inceleyebilir. Beraat kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılabilmesi için, kararın hukuka aykırı olduğunun açıkça tespit edilmesi gerekir. Bölge adliye mahkemesi, beraat kararını kaldırarak yeniden yargılama yapabilir veya dosyayı yerel mahkemeye gönderebilir.
2. Temyiz İncelemesi
Kesinleşen beraat kararına karşı temyiz kanun yolunda Yargıtay, kararı yalnızca hukuka uygunluk yönünden denetler. Temyiz incelemesinde beraat kararının maddi yönü değil, hukuki nitelendirme ve usul kurallarına uygunluğu değerlendirilir. Yargıtay, beraat kararını hukuka aykırı bulduğunda bozma kararı verir. Bozma kararı üzerine yerel mahkeme ya bozmaya uyar ya da direnme kararı verir. Temyiz incelemesinde beraat kararının bozulabilmesi için kararın açıkça hukuka aykırı olduğunun saptanması şarttır.
B. Olağanüstü Kanun Yolları Bakımından İnceleme
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtirazı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bölge adliye mahkemesinin kesinleşen beraat kararlarına karşı itiraz yetkisine sahiptir. Bu itiraz yetkisi Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nın 308. maddesi uyarınca, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde kullanılmalıdır. Başsavcının itirazı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından incelenir. İtiraz sonucunda beraat kararı bozulursa, bölge adliye mahkemesi bozmaya uyarak yeniden yargılama yapar. Bu olağanüstü kanun yolunda dikkat edilmesi gereken husus, itirazın yalnızca hukuka aykırılık iddiasıyla yapılabilmesidir.
2. Kanun Yararına Bozma
Kesinleşen beraat kararlarına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulabilir. CMK’nın 309. maddesi uyarınca, bu yola Adalet Bakanı’nın talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı gidebilir. Kanun yararına bozma, hükmün esasını etkilemeyen hukuka aykırılıkların giderilmesini amaçlar. Bu nedenle kanun yararına bozma kararı, kesinleşen beraat hükmünün sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Sanık yararına olan kanun yararına bozma başvurusunda ise beraat kararı kaldırılabilir ve daha lehe sonuçlar doğuracak şekilde yeni bir karar verilebilir.
3. Yargılamanın Yenilenmesi
Kesinleşmiş beraat kararlarına karşı başvurulabilecek bir diğer olağanüstü kanun yolu yargılamanın yenilenmesidir. CMK’nın 311. maddesinde sayılan sebeplerin varlığı halinde, örneğin beraat kararının sahte belgeye dayandığının ortaya çıkması veya yeni delillerin ele geçirilmesi durumunda, yargılamanın yenilenmesi talep edilebilir. Bu talep kabul edilirse beraat kararı kaldırılır ve yargılama yeniden yapılır. Yargılamanın yenilenmesi yoluna, kararın kesinleşmesinden sonra öğrenilen maddi vakıalar veya yeni deliller sebebiyle başvurulması mümkündür.
II. Kesinleşen Beraat Kararının Bozulma Sebepleri
A. Usule İlişkin Bozma Sebepleri
1. Mahkemenin Kanuna Uygun Oluşmaması
Kesinleşen beraat kararının en temel bozulma sebeplerinden biri, mahkemenin kanuna uygun teşekkül etmemiş olmasıdır. Kanunda öngörülen niteliklere sahip olmayan hakimlerin katılımıyla oluşturulan mahkeme heyeti tarafından verilen beraat kararı, mutlak bozma sebebi sayılır. Aynı şekilde, duruşmalarda hazır bulunması zorunlu olan Cumhuriyet savcısının yokluğunda verilen beraat kararları da bu kapsamda değerlendirilir. Mahkemenin yetki ve görev kurallarına aykırı şekilde oluşması da beraat kararının bozulmasını gerektirir.
2. Hükmün Gerekçesiz Olması
CMK’nın 230. maddesi uyarınca, beraat kararının mutlaka gerekçeli olması gerekir. Mahkemenin hangi sebeple beraat kararı verdiğini açıkça göstermesi zorunludur. Beraat kararının CMK’nın 223/2. maddesinde sayılan hallerden hangisine dayandığının belirtilmemesi veya gerekçenin yetersiz olması bozma sebebi oluşturur. Yargıtay içtihatlarına göre, “delil yetersizliğinden beraat” gibi soyut ifadelerin kullanılması da hükmün gerekçesiz sayılmasına ve bozulmasına yol açar.
3. Beraat Kararının Yanlış Fıkraya Dayandırılması
CMK’nın 223. maddesinde beraat kararının hangi hallerde verileceği beş bent halinde sayılmıştır. Mahkemenin somut olayda mevcut olan beraat sebebini yanlış değerlendirmesi ve kararını yanlış bende dayandırması bozma sebebidir. Örneğin, suçun sanık tarafından işlenmediğinin kesin olarak ispat edildiği bir durumda, delil yetersizliğine dayanılarak beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, beraat kararının dayandığı fıkranın doğru tespit edilmesi, sanığın lekelenmeme hakkı açısından da önem taşır.
B. Esasa İlişkin Bozma Sebepleri
1. Delillerin Yanlış Değerlendirilmesi
Kesinleşen beraat kararının en önemli bozulma sebeplerinden biri, mahkemenin delilleri hatalı değerlendirmesidir. Dosyadaki mevcut delillerin eksik incelenmesi, bazı delillerin göz ardı edilmesi veya deliller arasındaki çelişkilerin giderilmemesi bozma sebebi oluşturur. Yargıtay içtihatlarına göre, özellikle sanık aleyhine olan delillerin yeterince tartışılmadan beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır. Delillerin değerlendirilmesinde vicdani kanaat ilkesinin sınırlarının aşılması veya dosya kapsamıyla bağdaşmayan sonuçlara ulaşılması da beraat kararının bozulmasını gerektirir.
2. Beraat Gerekçesinin Hukuka Aykırı Olması
Mahkemenin beraat kararını verirken dayandığı gerekçenin hukuka aykırı olması, kararın bozulmasına yol açar. Örneğin, suç teşkil eden bir fiilin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle beraat kararı verilmesi veya kanunda suç olarak tanımlanan bir eylemin suç olmadığı yönündeki değerlendirmeler hukuka aykırıdır. Ayrıca, beraat gerekçesinin maddi vakıalarla çelişmesi, mantık kurallarına aykırı olması veya çelişkili ifadeler içermesi de bozma sebebi olarak kabul edilir.
3. CMK 223/9’a Aykırılık
CMK’nın 223/9. maddesi uyarınca, derhal beraat kararı verilebilecek hallerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez. Bu hükme aykırı olarak, beraat kararı verilmesi gerekirken diğer kararlardan birinin verilmesi bozma sebebidir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, özellikle delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmesi gereken hallerde zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi veya derhal beraat kararı verilmesi mümkünken ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi CMK 223/9’a aykırılık oluşturur.
III. Kesinleşen Beraat Kararının Bozulmasının Sonuçları
A. Yeniden Yargılama Süreci
1. Direnme Kararı
Kesinleşen beraat kararının üst mahkeme tarafından bozulması üzerine, yerel mahkeme direnme kararı verebilir. CMK’nın 307. maddesi uyarınca verilen direnme kararı, bozma kararını veren üst mahkemenin hukuki değerlendirmesine katılmadığını gösterir. Mahkeme direnme kararında, önceki beraat hükmünün hukuka uygun olduğunu ve neden bozma kararına uymadığını gerekçelendirmelidir. Direnme kararı üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gider ve burada verilen karar kesin nitelik taşır.
2. Bozmaya Uyma
Yerel mahkeme bozma kararına uyduğunda, artık bozma kararının gerekçesiyle bağlı olarak yargılamayı sürdürmek zorundadır. Bozmaya uyma kararı ile beraber önceki beraat kararı ortadan kalkar ve yargılama yeniden başlar. Mahkeme, bozma kararında belirtilen eksiklikleri gidermek ve hukuka aykırılıkları düzeltmek suretiyle yeni bir karar verir. Bu süreçte yeni deliller toplanabilir ve ek savunmalar alınabilir.
B. Sanığın Hukuki Durumu
1. Beraat Hükmünün Hükümsüz Kalması
Kesinleşen beraat kararının bozulması ve yerel mahkemenin bozmaya uyması durumunda, önceki beraat hükmü tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar. Sanık hakkındaki beraat kararının hükümsüz kalması, kişinin tekrar sanık statüsüne dönmesine yol açar. Ancak bu durum, sanığın masumiyet karinesinden yararlanmasına engel değildir. Yargıtay içtihatlarına göre, beraat hükmünün hükümsüz kalması geriye dönük etki doğurmaz.
2. Yeni Hüküm Verilinceye Kadar Sanığın Durumu
Beraat kararının bozulmasından sonra yeni hüküm verilinceye kadar sanık, CMK’nın güvencelerinden yararlanmaya devam eder. Bu süreçte koruma tedbirlerine başvurulması mümkün olmakla birlikte, özellikle tutuklama gibi ağır tedbirlere karar verilirken, kişinin daha önce beraat etmiş olması göz önünde bulundurulmalıdır. Sanık, yeni hüküm verilinceye kadar savunma haklarını kullanabilir ve delil sunabilir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, bu aşamada sanığın lehine olan deliller özellikle değerlendirilmelidir.
IV. Kesinleşen Beraat Kararının Bozulmasında Özellik Arz Eden Durumlar
A. Delil Yetersizliğinden Beraat Kararlarının Durumu
1. Değerlendirme Kriterleri
Delil yetersizliğinden verilen beraat kararlarının bozulması özel bir değerlendirmeyi gerektirir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, böyle bir kararın bozulabilmesi için mevcut delillerin mahkumiyet için yeterli olduğunun açıkça ortaya konulması gerekir. Delil yetersizliğinden beraat kararının bozulması durumunda, yeni deliller ortaya çıkmadıkça aynı delillerle mahkumiyet kararı verilmesi “şüpheden sanık yararlanır” ilkesine aykırılık teşkil eder.
B. Derhal Beraat Kararlarının Durumu
1. Özel Bozma Şartları
CMK’nın 223/9. maddesi kapsamında verilen derhal beraat kararlarının bozulması daha sıkı şartlara tabidir. Bu kararların bozulabilmesi için, derhal beraat şartlarının oluşmadığının kesin olarak tespit edilmesi gerekir. Yargıtay içtihatlarına göre, derhal beraat kararının bozulması halinde durma veya düşme kararı verilmesi gerektiğine ilişkin bozma sebepleri geçerli değildir. Çünkü derhal beraat kararı, diğer karar türlerine göre önceliklidir.
C. Zamanaşımı Sorunu
1. Uygulama Esasları
Kesinleşen beraat kararının bozulmasında zamanaşımı önemli bir sorun teşkil eder. Yargıtay’ın kabul ettiği ilkelere göre, beraat kararının bozulmasından sonra zamanaşımı süresi dolmuşsa, artık mahkumiyet kararı verilemez. Ancak derhal beraat kararı verilebilecek hallerde, zamanaşımı gerçekleşmiş olsa bile düşme kararı değil, beraat kararı verilmelidir. Beraat kararının bozulması üzerine yapılan yeni yargılamada, zamanaşımı süresinin hesabında bozulan kararın kesinleşme tarihi esas alınır.
2. İstisnaları
Bazı suç tipleri açısından zamanaşımı işlemez. Örneğin, insanlığa karşı suçlar ile TCK’nın 77. maddesinde düzenlenen suçlarda zamanaşımı söz konusu değildir. Bu tür suçlarda kesinleşen beraat kararının bozulması halinde, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi mümkün değildir.
İlginizi çekebilir: Mahkemede Beraat Nedir: Hukuki Anlamı, Şartları ve Sonuçları Nelerdir?
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.