Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlar *2024 – HMK
Bu makalemizde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘na (HMK) göre icraya konulabilmesi için kesinleşmesi gereken kararlar hangileridir konusunu ele alacağız. Hangi davalarda verilen kararların icraya konulabilmesi için kesinleşmesi gerektiğine dair bilgiler vereceğiz. Ayrıca, bu kuralın istisnalarını da inceleyeceğiz.
Kararın Kesinleşmesi Nedir?
Mahkeme tarafından verilen kararın tüm itiraz yollarının tükenmesi veya itiraz edilmemesi ile birlikte yargılamanın tüm yönleriyle sona ermesi anlamına gelir. Bu aşamadan sonra karar kesin hüküm niteliği kazanır ve herkes için bağlayıcı hale gelir.
Hangi Kararlar Kesinleşmeden İcraya Konulamaz?
Kural olarak, mahkeme kararları kesinleşmeden icraya konulabilir. Ancak, bazı istisnalar da mevcuttur. Aşağıda, kesinleşmeden icraya konulamayacak kararların bir listesini bulabilirsiniz:
Taşınmazın aynına (mülkiyetine) ve ayni haklara ilişkin ilamlar: Tapu iptali ve tescil davaları gibi taşınmazın mülkiyetine ilişkin davalarda verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. (Hukuk Muhakemeleri Kanunu 367/2)
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar: Boşanma davası, velayet davası, kişisel ilişkinin değiştirilmesi davası, isim değişikliği davası gibi davalarda verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz. Ancak nafaka davalarında verilen kararlar bu istisnanın dışındadır. Nafaka artırım davasında verilen kararlar, yoksulluk nafakasının kaldırılması davası sonrasında verilen nafakanın kaldırılmasına dair kararlar bakımından kararın kesinleşmesi gerekmez.
Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları: Ceza davalarında verilen tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz.
Kira tespit davalarında verilen kararlar: Kira tespit davaları ile kira uyarlama davaları kesinleşmeden icraya konulamaz. Ancak tahliye davasında verilen kararın icrası bakımından kararın kesinleşmesi gerekmez.
Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar: Menfi tespit davası, bir hakkın veya hukuki durumun var olmadığının tespitini amaçlayan bir davadır. Bu davalarda verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. (İcra ve İflas Kanunu 72. madde)
Yabancı mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar: Yabancı mahkemelerde verilen kararların Türkiye’de icraya konulabilmesi için, öncelikle bu kararların Türkiye’de tanınması ve tenfizi gerekir. Bu kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz. (Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun. 41/2)
Sayıştay kararları: Sayıştay tarafından verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz.
İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar: İdare aleyhine açılan davalarda verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz.
Aşağıda kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar ile ilgili daha detaylı bilgi verilecektir
Taşınmazın Aynına (Mülkiyetine) ve Ayni Haklara İlişkin İlamlar
Taşınmazın aynına (mülkiyetine) ve ayni haklara ilişkin ilamlar, taşınmaz malların mülkiyetini, kullanımını veya diğer ayni haklarını etkileyen mahkeme kararlarını kapsar. Bu tür davalarda verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz.
Hangi Davalar Bu Kapsama Girer?
Tapu İptali ve Tescil Davaları: Bir taşınmazın tapu kaydının iptalini veya başka bir kişi adına tescilini talep eden davalardır.
Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davaları: Miras bırakanın, mirasçılarını mağdur etmek amacıyla mal kaçırmak için hileli işlem yaptığı durumlarda açılan davalardır.
Vekaleti Kötüye Kullanma Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davaları: Vekilin, kendisine verilen yetkiyi kötüye kullanarak taşınmazı haksız yere devrettiği durumlarda açılan davalardır.
Miras Hukuku Davaları: Mirasın paylaşımı, mirasçılık belgesinin iptali veya tashihi gibi miras hukuku ile ilgili davalarda verilen kararlar da bu kapsama girer.
Mal Rejimi Davaları: Evlilikte edinilen malların paylaşımı ile ilgili davalarda verilen kararlar da taşınmazın aynına ilişkin ilamlar olarak değerlendirilir.
Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan Doğan Davalar: Kat mülkiyeti ile ilgili davalarda verilen kararlar da taşınmazın aynına ilişkin ilamlar arasında yer alır.
Neden Kesinleşmeden İcraya Konulamaz?
Taşınmazın aynına ve ayni haklara ilişkin davalarda verilen kararların kesinleşmeden icraya konulamamasının temel sebebi, bu tür kararların mülkiyet ve diğer ayni hakları doğrudan etkilemesidir. Kesinleşmemiş bir kararın icraya konulması, kamu düzenini bozabilir ve hak kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle, bu tür davalarda kesinleşme şartı aranmaktadır.
Aile ve Şahsın Hukukuna İlişkin İlamların Kesinleşmeden İcraya Konulamayacağı Durumlar
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin davalarda verilen kararların çoğu kesinleşmeden icraya konulamaz. Bunun sebebi, bu tür kararların aileyi ve aile bireylerini doğrudan etkilemesi ve geri dönüşü mümkün olmayan sonuçlara yol açabilmesidir.
Bazı istisnalar da mevcuttur:
Nafaka ve tedbir nafakası: Boşanma davası veya ayrılık davası sırasında, eşlerden biri veya çocuklar için hükmedilen nafaka ve tedbir nafakası, kesinleşmeden icraya konulabilir.
Kişiye karşı işlenen hukuka aykırı fiillerden doğan maddi ve manevi tazminat: Boşanma davası veya ayrılık davası sırasında, bir eş tarafından diğer eşe karşı işlenen hukuka aykırı fiillerden doğan maddi ve manevi tazminat, kesinleşmeden icraya konulabilir.
Çocuğun korunması için verilen tedbir kararları: Çocuğun korunması için acil bir durum söz konusuysa, aile mahkemesi tarafından verilen tedbir kararları kesinleşmeden icraya konulabilir.
Bu istisnalar dışında, aile ve şahsın hukukuna ilişkin davalarda verilen kararların kesinleşmesi beklenmelidir. Aksi takdirde, icra takibi başlatılması hukuka aykırı olabilir ve hak kayıplarına yol açabilir.
Mahkumiyete İlişkin Ceza İlamlarının Tazminat ve Yargılama Giderlerine İlişkin Kısımları
Ceza davalarında sanığın mahkumiyetine karar verilmesi halinde, mahkeme tarafından tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin de hüküm kurulabilir. Bu hüküm, ceza yaptırımının yanında sanığın mağdura verdiği zararı da tazmin etmeyi ve yargılama masraflarını karşılamasını amaçlar.
Ancak, tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm, ceza yaptırımının bir parçası olarak değerlendirilir ve kesinleşmeden icraya konulamaz.
Neden kesinleşmeden icraya konulamaz?
Ceza davalarında kamu düzeni esastır. Kesinleşmemiş bir kararın icraya konulması, kamu düzenini bozabilir ve hak kayıplarına yol açabilir.
Tazminat ve yargılama giderlerinin hesaplanması karmaşık olabilir. Bu nedenle, kararın kesinleşmesi ve tüm tarafların itiraz haklarını kullanması beklenmelidir.
Sanığın teminat göstermesi veya itiraz etmesi gibi durumlar söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda icra takibi ertelenebilir veya iptal edilebilir.
Tazminat ve yargılama giderlerinin kesinleşmeden icraya konulamamasının istisnaları da vardır. Örneğin, mağdurun acil ihtiyacı varsa veya sanığın kaçma riski varsa, mahkeme kararı kesinleşmeden icraya konulmasına karar verebilir.
Tazminat ve yargılama giderlerinin icraya konulması için:
Ceza davasında verilen kararın kesinleşmesi gerekir.
Mağdur veya savcı, icra takibi başlatmak için gerekli belgeleri icra dairesine sunmalıdır.
İcra dairesi, inceleme sonucunda takibin başlatılıp başlatılmayacağına karar verir.
Kira Tespit Davalarında Verilen Kararlar
Kira tespit davaları, kiracı ve kirasının, kira bedelinin ne olması gerektiği konusunda anlaşamadıkları durumlarda açılan davalardır. Bu davalarda mahkeme, kira bedelinin ne olması gerektiğine karar verir.
Peki, kira tespit davalarında verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulabilir mi?
Hayır, kira tespit davalarında verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulamaz. Bunun sebebi, kira tespit davalarının edai nitelikte olmasıdır. Edai davalar, bir borcun varlığını veya yokluğunu tespit etmeye yönelik davalardır. Bu tür davalarda verilen kararlar, bir para borcu oluşturmaz.
Kira tespit davalarında verilen kararlar, kiracı ve kirasının arasındaki kira bedelinin ne olması gerektiğine dair bir tespit içerir. Bu tespit, kiracıya icra takibi başlatma yetkisi vermez. Kiracı, kira bedelinin tahsili için ayrı bir dava açmak zorundadır.
Menfi Tespit Davasına İlişkin İlamlar
Menfi tespit davası, bir hakkın veya hukuki durumun var olmadığının tespitini amaçlayan bir davadır. Bu davalarda mahkeme, davacının iddiasını kabul ederse, dava konusu hakkın veya hukuki durumun var olmadığına karar verir.
Peki, menfi tespit davasına ilişkin ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir mi?
Hayır, menfi tespit davasına ilişkin ilamlar kesinleşmeden icraya konulamaz. Bunun sebebi, menfi tespit davalarının edai nitelikte olmasıdır. Edai davalar, bir borcun varlığını veya yokluğunu tespit etmeye yönelik davalardır. Bu tür davalarda verilen kararlar, bir para borcu oluşturmaz.
Menfi tespit davasında verilen karar, sadece davanın konusunu oluşturan hakkın veya hukuki durumun var olmadığını tespit eder. Bu tespit, davacıya icra takibi başlatma yetkisi vermez. Davacı, hakkını veya hukuki durumunu ihlal eden kişiye karşı ayrı bir dava açmak zorundadır.
Yabancı Mahkeme İlamlarının Tenfizi Hakkındaki Kararlar
Yabancı mahkemelerde verilen ve Türkiye’de icraya konulmak istenen kararlar için öncelikle tenfiz kararı alınması gerekir. Tenfiz kararı, yetkili Türk mahkemesinin, yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icraya konulabileceğine dair verdiği karardır.
Peki, tenfiz kararı kesinleşmeden icraya konulabilir mi?
Hayır, tenfiz kararı kesinleşmeden icraya konulamaz. Bunun sebebi, tenfiz kararının bir ilam niteliğinde olmasıdır. İlamlar, kesinleştikten sonra icraya konulabilir.
Tenfiz kararının kesinleşmesi için:
- Karara karşı itiraz edilmemiş olması veya itirazın reddedilmiş olması gerekir.
- Kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekir.
- Karara karşı yargısal yolların tükenmiş olması gerekir.
Sayıştay Kararları
Sayıştay, kamu idarelerinin mali işlemlerini denetleyen ve yargılayan bir yüksek mahkemedir. Sayıştay tarafından verilen kararlar, kamu idareleri ve kamu görevlileri için oldukça önemlidir.
Peki, Sayıştay kararları kesinleşmeden icraya konulabilir mi?
Hayır, Sayıştay kararları kesinleşmeden icraya konulamaz. Bunun sebebi, Sayıştay kararlarının idari nitelikte olmasıdır. İdari işlemler, bir idarenin tek taraflı olarak yaptığı ve doğrudan hukuksal sonuçlar doğuran işlemlerdir. İdari işlemler, kural olarak yargısal denetime tabidir. Yargısal denetim sonucunda idari işlemin hukuka aykırılığına karar verilirse, işlem iptal edilir.
Sayıştay kararları da birer idari işlemdir ve yargısal denetime tabidir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Sayıştay kararlarının hukuka uygunluğunu denetler. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bir Sayıştay kararının hukuka aykırı olduğuna karar verirse, bu karar iptal edilir.
İdare Aleyhine Açılan Haciz veya İhtiyati Haciz Uygulamaları ile İlgili Davalarda Verilen Kararları
İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar, kural olarak kesinleşmeden icraya konulamaz. Bu kararların kesinleşmeden icraya konulamamasının sebebi, idari yargılama sisteminin özellikleri, kamu otoritesinin korunması, idare ile birey arasındaki dengenin gözetilmesi ve icra hukukundaki hukuki güvenlik ilkesidir.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.