Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Nişan Bozma Nedeniyle Tazminat Davası *2025

Nişanın bozulması, hukuken ve duygusal açıdan zorlu bir süreç olup, tarafların haklarını ve yükümlülüklerini bilmesi büyük önem taşır. Türk Medeni Kanunu, nişanın bozulması durumunda maddi ve manevi tazminat hakları tanımakta, hediyelerin iadesi konusunda özel düzenlemeler getirmektedir. Bu hakların kullanılması için belirli şartların sağlanması ve yasal sürelere uyulması gerekmektedir. Bu rehber, nişan bozulması durumunda sahip olduğunuz hakları, dava sürecini ve dikkat edilmesi gereken hususları detaylı şekilde ele almaktadır.

 

 

Nişan Bozma Nedeniyle Tazminat

I. Giriş

1. Nişanlanmanın Hukuki Niteliği

Nişanlanma, karşılıklı evlenme vaadi ile kurulan bir aile hukuku sözleşmesidir. Türk Medeni Kanunu (TMK) m.118’e göre nişanlanmanın geçerli olabilmesi için tarafların karşılıklı olarak evlenme iradesini açıklamaları yeterlidir. Nişanlanma herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Nişanlanma, taraflara evlenme yükümlülüğü getirmemekle birlikte, bazı hukuki sonuçlar doğurur.

Not: Yazımızın son kısmında Kanunda bahsedilen nişanlanmada şekil serbestisi ile çelişen Yargıtay kararlarından bahsedilmiştir.

2. Nişan Bozmanın Hukuki Sonuçları

Nişanın bozulması halinde Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) üç temel hukuki sonuç öngörülmüştür. Bunlardan ilki maddi tazminat (TMK m.120), ikincisi manevi tazminat (TMK m.121), üçüncüsü ise hediyelerin geri verilmesi (TMK m.122) talepleridir. Nişanın haklı bir sebep olmaksızın veya diğer tarafın kusurlu davranışları nedeniyle bozulması halinde, kusursuz olan taraf kusurlu olan taraftan tazminat talep edebilir.

 

Nişan Bozulması Durumunda Maddi Tazminat Davası

Maddi Tazminat Davası Dava Açmadan Önce Bilmeniz Gerekenler

1. Hangi Durumlarda Dava Açabilirsiniz

Nişanınız bozulduğunda her durumda dava açma hakkınız bulunmamaktadır. Maddi tazminat davası açabilmeniz için karşı tarafın nişanı haksız olarak bozması veya kendi kusuruyla nişanın bozulmasına sebep olması gerekir. Örneğin, nişanlınız başka biriyle nişanlanmak için sizinle olan nişanını bozmuşsa veya sadakatsizlik göstererek nişanın bozulmasına neden olmuşsa dava açabilirsiniz. Ancak karşılıklı anlaşarak nişanı bozduysanız veya karşı tarafın haklı bir nedeni varsa tazminat talep edemezsiniz.

a. Haklı Neden Olmaksızın Nişanın Bozulması

Nişanlınız geçerli bir sebep olmadan nişanı bozarsa tazminat talep edebilirsiniz. Haklı bir neden olmaksızın nişanın bozulmasına örnek olarak, nişanlınızın başka biriyle evlenmek istemesi, mal varlığınız hakkındaki tahminlerinin yanlış çıkması veya ailenizin sosyal statüsünü beğenmemesi gibi durumlar gösterilebilir. Eğer nişanlınız bu tür sebeplerle nişanı bozarsa, yaptığınız masrafları tazmin ettirme hakkınız vardır.

b. Karşı Tarafın Kusuruyla Nişanın Bozulması

Nişanlınızın davranışları nedeniyle nişanı bozmak zorunda kaldıysanız, yine tazminat talep edebilirsiniz. Örneğin nişanlınızın sadakatsizliği, kumar veya alkol bağımlılığı, size veya ailenize hakaret etmesi, evlilik hazırlıklarına katkıda bulunmayı reddetmesi gibi durumlarda nişanı haklı olarak bozabilir ve tazminat isteyebilirsiniz. Burada önemli olan, nişanın bozulmasına neden olan olayları tanıklarla veya belgelerle ispatlayabilmenizdir.

c. Kusura Dayanan Diğer Durumlar

Bazı hallerde nişanı bozan siz olsanız bile tazminat talep edebilirsiniz. Örneğin, nişanlınızın ağır hastalığını nişandan sonra öğrenmeniz veya nişanlınızın sizi evlilik konusunda yanıltması durumunda haklı sebeple nişanı bozabilir ve tazminat isteyebilirsiniz. Ancak nişandan önce bildiğiniz durumları sonradan ileri sürerek tazminat talep edemezsiniz. Bu nedenle nişanlınız hakkında önemli bilgileri önceden araştırmanız ve öğrenmeniz sizin yararınıza olacaktır.

2. Kimler Dava Açabilir

Dava açma hakkı öncelikle nişanlı taraflara aittir. Bunun yanında, evlilik hazırlığı için masraf yapan anne-baba veya onlar gibi davranan üçüncü kişiler de dava açabilir. Örneğin çeyiz hazırlayan anne-baba veya nişanlıya kalan vasinin yaptığı masraflar için dava açma hakkı vardır. Ancak nişan törenine katılan misafirlerin yaptığı masraflar veya hediye veren üçüncü kişilerin harcamaları için dava açma hakları bulunmamaktadır.

3. Ne Kadar Sürede Dava Açmalısınız

Maddi tazminat davası açmak için yasal süreniz bir yıldır. Bu süre nişanın bozulduğu tarihten itibaren başlar. Bir yıllık süre hak düşürücü süredir, yani bu süreyi geçirdikten sonra dava açma hakkınız ortadan kalkar. Bu nedenle nişanın bozulduğu tarihi belgelemek ve süreyi kaçırmamak önemlidir. Örneğin, nişanın bozulduğunu gösteren mesajları, tanık beyanlarını veya diğer yazılı belgeleri saklamanız, dava açma süresinin başlangıcını ispat etmenize yardımcı olacaktır.

Maddi Tazminat Talep Edebileceğiniz Zararlar

1. Evlilik Hazırlığı İçin Yapılan Masraflar

Evlilik hazırlığı için yaptığınız tüm makul harcamaları talep edebilirsiniz. Bunlar arasında ev eşyası için ödediğiniz paralar, kira kontratı için verdiğiniz depozito, düğün için yapılan ön ödemeler sayılabilir. Ancak masraflarınızın sosyal ve ekonomik durumunuza uygun, makul düzeyde olması gerekir. Örneğin, mali durumunuzu aşan lüks harcamalar veya karşı tarafı zor durumda bırakmak için yapılan aşırı masraflar tazmin edilmeyebilir. Bu nedenle yaptığınız tüm harcamaların faturalarını, dekontlarını ve sözleşmelerini saklamanız önemlidir.

2. Nişan Töreni Masrafları

Nişan töreni için yapılan masrafları da talep edebilirsiniz. Bunlar arasında salon kirası, ikram giderleri, müzik ve organizasyon masrafları, nişan kıyafeti gibi harcamalar yer alır. Yeni Medeni Kanun’a göre nişan töreni masrafları açıkça tazminat kapsamına alınmıştır. Ancak bu masrafların da makul düzeyde olması ve belgelendirilmesi gerekir. Nişan törenine katılan misafirlerin yaptığı seyahat masrafları veya hediye giderleri gibi dolaylı masrafları talep edemezsiniz.

3. İş ve Eğitim Hayatındaki Kayıplar

Evlilik hazırlığı nedeniyle işinizden ayrıldıysanız veya eğitiminizi yarıda bıraktıysanız, bundan doğan zararları da talep edebilirsiniz. Örneğin, evlendikten sonra başka bir şehre taşınacağınız için işinizden ayrıldıysanız, kaybettiğiniz geliri veya iş fırsatlarını tazminat olarak isteyebilirsiniz. Benzer şekilde, evlilik planları nedeniyle eğitiminizi yarıda bıraktıysanız, ödediğiniz okul ücretlerini veya kaybettiğiniz burs imkanlarını da talep edebilirsiniz. Ancak bu kararları verirken nişanlınızın açık rızasının olması ve kararların makul olması gerekir.

4. Yargıtay Yaklaşımı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 20.10.2008 tarihli, 2008/14528 E. ve 2008/17279 K. sayılı kararında, nişanın bozulması nedeniyle talep edilebilecek maddi tazminatın kapsamını belirlemiştir.

Kararda, altın yüzük, altın kolye ve cep telefonu gibi değerli eşyaların bedeli tazminat kapsamında değerlendirilirken; kuaför masrafı, çiçek, çikolata, giyim eşyaları (elbise, terlik, ayakkabı, çanta, çorap, çizme), yakınlara alınan hediyeler (gömlek, hırka, etek, pantolon, başörtü, kumaş) gibi alışılmış (adet olan) eşyaların bedelinin tazminat kapsamı dışında olduğuna hükmedilmiştir. Bu karar, TMK m.120 kapsamında istenilebilecek maddi tazminatın sınırlarını çizmesi ve günlük kullanıma yönelik harcamaların tazmin edilemeyeceğini açıkça ortaya koyması bakımından önem taşımaktadır.

İspat Yükümlülüğünüz

1. Toplamanız Gereken Belgeler

Maddi tazminat davasında ispat yükü sizdedir. Öncelikle nişanlanmanın varlığını kanıtlayan fotoğraflar, videolar, sosyal medya paylaşımları, davetiyeler gibi belgeleri toplamalısınız. Bunların yanında yaptığınız tüm harcamaların faturalarını, banka dekontlarını, sözleşmeleri ve ödeme belgelerini saklamalısınız. Ayrıca nişanın bozulma sürecine ilişkin yazışmalar, mesajlar ve e-postalar da önemli delil niteliği taşır. Eve alınan eşyaların listesi, çeyiz için yapılan harcamalar, düğün hazırlıkları için verilen kaparo ödemeleri gibi belgeleri de mutlaka toplamalısınız.

2. Kanıtlamanız Gereken Hususlar

Davada başarılı olmak için üç temel hususu kanıtlamanız gerekir:

Birincisi, geçerli bir nişanlanmanın varlığını ispat etmelisiniz.

İkincisi, nişanın haklı bir neden olmaksızın bozulduğunu veya karşı tarafın kusuru nedeniyle bozulmak zorunda kaldığını göstermelisiniz.

Üçüncüsü ise, yaptığınız masrafların evlenme amacıyla ve dürüstlük kuralı çerçevesinde yapıldığını kanıtlamalısınız. Örneğin, ev eşyası için yaptığınız harcamaların gerçekten evlilik hazırlığı amacıyla yapıldığını ve tutarların makul olduğunu göstermelisiniz.

3. Tanık Beyanlarının Değeri

Tanık beyanları, özellikle yazılı belge bulunmayan durumlarda büyük önem taşır. Nişan törenine katılanlar, aile üyeleri, yakın arkadaşlar ve komşular tanıklık yapabilir. Tanıklar özellikle nişanın bozulma nedeni, karşı tarafın kusurlu davranışları ve yapılan masrafların niteliği konusunda bilgi verebilir. Ancak tanıkların tarafsız olması ve olayları doğrudan bilmesi önemlidir. Sadece duyuma dayanan tanık beyanları mahkemede yeterli delil sayılmayabilir. Bu nedenle tanıklarınızı seçerken, olayları bizzat gören ve tarafsız kişileri tercih etmelisiniz.

Dava Açma Süreci

1. Yetkili Mahkeme Seçimi

Nişanın bozulmasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında yetkili mahkeme, davalının (nişanı bozan veya bozulmasına sebep olan tarafın) yerleşim yerindeki Aile Mahkemesidir. Eğer bulunduğunuz yerde Aile Mahkemesi yoksa, Asliye Hukuk Mahkemesinde davanızı açabilirsiniz. Dava açmadan önce karşı tarafın güncel adresini tespit etmeniz önemlidir. Yanlış mahkemede açılan davalar zaman ve para kaybına neden olabilir. Ayrıca birden fazla yetkili mahkeme varsa, bunlardan birini seçme hakkınız vardır.

2. Dava Dilekçesinin Hazırlanması

Dava dilekçenizde öncelikle tarafların kimlik ve adres bilgilerini, nişanlanma tarihini, nişanın bozulma tarihini ve nedenlerini açıkça belirtmelisiniz. Talep ettiğiniz tazminat miktarını ve bu miktarın nasıl hesaplandığını detaylı şekilde açıklamalısınız. Yaptığınız her bir masraf kalemini ayrı ayrı göstermeli ve belgeleriyle birlikte sunmalısınız. Dilekçenizde ayrıca karşı tarafın kusurlu davranışlarını kronolojik sırayla anlatmalı ve varsa delillerinizi (fotoğraf, yazışma, tanık listesi gibi) eklemelisiniz. (Yazımızın ilerleyen kısımlarında dilekçe örneği mevcuttur)

Tazminat Miktarının Belirlenmesi

1. Hakimin Takdir Yetkisi

Maddi tazminat miktarı konusunda son söz hakimindir. Hakim, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, nişanlılık süresini, yapılan masrafların niteliğini ve her iki tarafın kusurunun derecesini değerlendirerek “uygun bir tazminata” hükmeder. Talep ettiğiniz miktarın tamamını alamayabilirsiniz. Örneğin, sizin de nişanın bozulmasında kısmi kusurunuz varsa, hakim tazminat miktarını kusur oranında indirebilir. Bu nedenle, dava dilekçenizde talep edeceğiniz miktarı belirlerken gerçekçi ve makul davranmalısınız.

2. Tazminatın Hesaplanması

Tazminat hesaplanırken öncelikle fiilen yapılan ve belgelendirilebilen masraflar dikkate alınır. Ancak bazı masrafların değeri düşebilir veya tamamen kaybolabilir. Örneğin, mobilya gibi eşyaları satarak zararınızı azaltabilirsiniz. Hakim, satıştan elde edilen bedeli tazminattan düşecektir. Ayrıca evlilik hazırlığı için işten ayrılma gibi durumlarda kaybedilen gelir de hesaplamaya dahil edilir. Hesaplama yaparken şu formülü kullanabilirsiniz: Yapılan masraflar + kaybedilen değerler – elde kalan malların değeri = tazminat talebi.

3. Makul Tazminat Kriterleri

Tazminat talebiniz makul olmalıdır. Burada önemli olan, masrafların evlenme amacıyla ve dürüstlük kuralına uygun şekilde yapılmış olmasıdır. Tarafların ekonomik durumlarına göre aşırı sayılabilecek lüks harcamalar, gereksiz yere yapılan masraflar veya karşı tarafı zor durumda bırakmak amacıyla yapılan harcamalar tazmin edilmeyebilir. Örneğin, mali gücünüzün çok üstünde mobilya takımları almış veya gereksiz yere pahalı bir nişan töreni düzenlemişseniz, bu masrafların tamamını talep etmeniz makul karşılanmayabilir. Masraflarınızı yaparken ortalama bir düğün veya ev kurma maliyetini göz önünde bulundurmalısınız.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

1. Sürelere Dikkat Edin

Maddi tazminat davası açmak için nişanın bozulduğu tarihten itibaren bir yıllık süreniz vardır. Bu süreyi kaçırırsanız dava açma hakkınızı tamamen kaybedersiniz. Nişanın bozulma tarihini net olarak belirleyemiyorsanız, en son yaşanan olayı veya yazışmayı esas almalısınız. Eğer karşı tarafla uzlaşma görüşmeleri yapıyorsanız, bu görüşmelere güvenerek dava açma süresini geçirmeyin. Görüşmeler olumsuz sonuçlanırsa dava açma hakkınızı kaybetmiş olabilirsiniz. En iyisi, uzlaşma görüşmelerini yaparken bir yandan da dava hazırlıklarına başlamaktır.

2. Karşı Tarafın Hukuki Durumu

Dava açtığınızda karşı taraf da kendi savunmasını yapma ve delillerini sunma hakkına sahiptir. Karşı taraf, nişanı haklı nedenle bozduğunu, masrafların abartılı olduğunu veya sizin de kusurlu olduğunuzu ileri sürebilir. Ayrıca karşı dava açarak sizden tazminat talep edebilir. Bu nedenle elinizde güçlü deliller olmadan dava açmanız risk oluşturabilir. Davanın başında yaptığınız masrafları kanıtlayamaz veya karşı tarafın haklı sebeplerini çürütemezseniz, dava masraflarını ödemek zorunda kalabilirsiniz.

 


Nişanın Bozulması Durumunda Manevi Tazminat

Manevi Tazminat Nedir ve Hangi Durumlarda Talep Edebilirsiniz?

1. Manevi Tazminatın Temel Tanımı

Eğer nişanınız bozuldu ve bu durum sizin kişilik haklarınıza zarar verdiyse, manevi tazminat talep etme hakkınız bulunmaktadır. Manevi tazminat, yaşadığınız üzüntü, elem ve sosyal çevrenizde oluşan olumsuz durumlar için talep edebileceğiniz parasal bir karşılıktır. Bu tazminat türü, maddi tazminattan farklı olarak doğrudan parayla ölçülemeyen zararlarınızı kapsar.

2. Talep Edebileceğiniz Durumlar

Nişanınızın bozulması tek başına manevi tazminat talep etmeniz için yeterli değildir. Ancak nişanın bozulma şekli ve sonrasında yaşanan olaylar tazminat talep etmenize neden olabilir. Örneğin, karşı tarafın sizi toplum içinde küçük düşürmesi, asılsız dedikodular yayması, nişanı evlenme niyeti olmaksızın yapmış olması gibi durumlar tazminat talep etmenize imkan sağlar.

3. Haksız Nişan Bozma Durumları

Her nişan bozulması durumunda manevi tazminat talep edemezsiniz. Karşı tarafın haklı bir nedeni varsa veya nişan karşılıklı anlaşmayla bozulmuşsa tazminat talep etmeniz mümkün olmayacaktır. Ancak örneğin karşı taraf başka biriyle ilişki yaşıyorsa, sizi aldatmışsa, evlenme niyeti olmadan nişanlanmışsa veya size hakaret edici davranışlarda bulunmuşsa, bu durumlar haksız nişan bozma kapsamında değerlendirilir ve tazminat talep edebilirsiniz.

Manevi Tazminat Talep Etme Şartları

1. Geçerli Bir Nişanın Varlığı

Manevi tazminat talep edebilmeniz için öncelikle hukuken geçerli bir nişanlanmanın olması gerekir. Evlenme vaadinin ciddi olması ve tarafların karşılıklı rızasıyla gerçekleşmiş olması önemlidir. Eğer sadece sosyal medyadan ilan edilmiş bir ilişki veya sözlü bir vaatte bulunulmuşsa, bu durum yasal anlamda nişanlanma sayılmayabilir. Bu nedenle tazminat talebinde bulunmadan önce nişanınızın hukuken geçerli olup olmadığını değerlendirmelisiniz.

2. Kişilik Haklarına Yönelik Saldırının Varlığı

Manevi tazminat talep edebilmeniz için nişanın bozulmasının sizin kişilik haklarınıza zarar vermiş olması gerekir. Her nişan bozulmasında yaşanan üzüntü ve hayal kırıklığı tek başına tazminat talep etmeniz için yeterli değildir. Örneğin, karşı tarafın sizi toplum içinde küçük düşürmesi, şeref ve haysiyetinizi zedeleyici davranışlarda bulunması, özel hayatınıza ilişkin bilgileri ifşa etmesi gibi durumlar kişilik haklarınıza saldırı olarak değerlendirilir.

Yaşadığınız çevrenin büyüklüğü veya küçüklüğü de tazminat talebinizi etkileyebilir. Küçük bir yerleşim yerinde yaşıyorsanız, nişanın bozulması sizin evlenme şansınızı azaltabilir ve bu durum kişilik haklarınıza saldırı olarak değerlendirilebilir. Ancak nişanın bozulmasından kısa süre sonra yeni bir nişan yapmışsanız, bu durumda tazminat talep etmeniz zorlaşır.

Örnek: Küçük bir kasabada yaşıyorsanız ve nişanın bozulması sizin toplum içindeki konumunuzu zedelemişse tazminat talep edebilirsiniz. Ancak bir ay sonra yeni bir nişan yaptıysanız, artık tazminat talep etmeniz mümkün olmayabilir.

3. Karşı Tarafın Kusurlu Olması

Tazminat talep edebilmeniz için nişanın karşı tarafın kusuru ile bozulmuş olması gerekir. Eğer nişanı siz bozdunuz veya nişan karşılıklı anlaşma ile bozulduysa tazminat talep edemezsiniz. Ayrıca karşı tarafın nişanı haklı bir sebeple bozmuş olması durumunda da tazminat talep etmeniz mümkün olmayacaktır. Burada önemli olan, karşı tarafın kusurlu davranışlarının nişanın bozulmasına neden olmasıdır.

3.1. Davalı Nişanlının Kusuru

TMK madde 121’e göre manevi tazminat ödemek durumunda olan nişanlının mutlaka kusurlu olması gerekir. Eğer nişanlınız haklı bir sebep olmadan nişanı bozmuşsa veya davranışlarıyla sizin nişanı haklı olarak bozmanıza sebep olmuşsa, kusurlu sayılır. Bu noktada nişanlınızın kusurunun ağır olması gerekmez, hafif bir ihmal bile tazminat talep etmeniz için yeterlidir.

Örnek: Nişanlınız çok fazla alkol kullanıyor ve bu nedenle siz nişanı bozmak zorunda kaldıysanız, nişanlınızın davranışı kusurlu sayılır ve tazminat talep edebilirsiniz.

3.2. Davacı Nişanlının Kusuru

Eğer siz tazminat talep ediyorsanız, tamamen kusursuz olmanız gerekmez. Önemli olan sizin kusurunuzun, karşı tarafın kusurundan daha az olmasıdır. Yani nişanın bozulmasında sizin de bir hatanız olsa bile, karşı tarafın kusuru daha ağır ise tazminat talep edebilirsiniz. Ancak sizin kusurunuz, karşı tarafın kusurlu davranışı ile tazminat arasındaki bağlantıyı koparacak kadar ağır olmamalıdır.

Örnek: Siz nişanlınıza karşı zaman zaman kırıcı sözler söylemiş olsanız bile, nişanlınız bir başkasıyla ilişki yaşayarak nişanı bozmuşsa, sizin kusurunuz daha az olduğu için tazminat talep edebilirsiniz. Ancak bu durumda tazminat miktarı, sizin de kusurlu olmanız nedeniyle azalabilir.

3.3.  Kusur Değerlendirmesinde Ayırt Etme Gücü

Nişanı bozan veya bozulmasına neden olan tarafın tazminat ödeyebilmesi için, nişanın bozulduğu sırada ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Eğer karşı taraf, nişanı bozduğu sırada ayırt etme gücünden yoksunsa, örneğin geçici bir akıl hastalığı durumu varsa, tazminat talep edemezsiniz.

3.4. Kusurun Tazminat Miktarına Etkisi

Nişanlınızın kusurunun ağırlığı, talep edebileceğiniz tazminat miktarını doğrudan etkiler. Eğer nişanlınızın kusuru çok ağırsa, daha yüksek miktarda tazminat talep edebilirsiniz. Aynı şekilde, sizin de kusurunuz varsa, bu durum talep edebileceğiniz tazminat miktarının azalmasına neden olabilir.

Örnek: Nişanlınız sizi toplum içinde küçük düşürerek ve aldatarak nişanı bozmuşsa, bu ağır kusurlu davranış nedeniyle yüksek miktarda tazminat talep edebilirsiniz. Ancak siz de nişanlınıza karşı zaman zaman uygunsuz davranışlarda bulunmuşsanız, talep edebileceğiniz tazminat miktarı bu oranda azalacaktır.

Tazminat Miktarı ve Hesaplanması

1. Tazminat Miktarını Etkileyen Faktörler

Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde birçok faktör rol oynar. Hakimler, miktarı belirlerken sizin ve karşı tarafın sosyal ve ekonomik durumunu, olayın gerçekleşme şeklini ve yarattığı etkileri değerlendirir. Şu faktörler özellikle önemlidir:

  • Nişanlılık süreniz ve ilişkinizin ciddiyeti
  • Yaşadığınız manevi zararın boyutu
  • Toplum içinde uğradığınız itibar kaybı
  • Karşı tarafın kusurunun ağırlığı
  • Tarafların ekonomik ve sosyal durumu

2. Tazminat Tutarları Hakkında Bilgi

Manevi tazminat miktarı her olayın özelliğine göre değişir ve kesin bir rakam vermek mümkün değildir. Hakimler, yukarıdaki faktörleri göz önünde bulundurarak uygun bir miktar belirleme yetkisine sahiptir. Önemli olan, talep edeceğiniz miktarın makul ve hakkaniyete uygun olmasıdır. Çok yüksek veya gerçekçi olmayan talepler davanın reddedilmesine neden olabilir.

3. Faiz Hakları ve Ödeme

Manevi tazminata, nişanın bozulduğu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesini talep edebilirsiniz. Ancak bunun için dava dilekçenizde faiz talebinde bulunmanız gerekir. Faiz talebi olmayan davalarda, mahkeme kendiliğinden faize hükmedemez. Tazminatın ödenmesi genellikle toptan yapılır, taksitlendirme talep edilemez. Ayrıca, kazandığınız davada karşı tarafın ödeme yapmaması durumunda icra takibi başlatma hakkınız vardır.

Dava Açma Süresi ve Zaman Aşımı

1. Yasal Süreler ve Önemli Bilgiler

Nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat davası açmak istiyorsanız, bunu mutlaka yasal süreler içinde yapmalısınız. Kanun size bu konuda bir yıllık süre tanımaktadır. Bu süreyi kaçırırsanız, haklı olsanız bile dava açma hakkınızı kaybedersiniz. Özellikle delillerinizi toplamak için zaman harcıyorsanız, bu bir yıllık sürenin hızla geçebileceğini unutmayın.

2. Sürenin Başlangıç Tarihi

Dava açma süresinin başlangıcı, nişanın bozulduğu tarihtir. Bu tarih:

  • Karşı tarafın nişanı açıkça bozduğunu bildirdiği gün
  • Evlenmekten vazgeçildiğinin açıklandığı gün
  • Nişanın fiilen sona erdiği gün olabilir

Bu tarihi belirlemek bazen karmaşık olabilir. Örneğin, karşı taraf size nişanı bitirdiğini söylememiş ama başka biriyle evlenmiş olabilir. Böyle durumlarda, evlenme tarihini nişanın bozulma tarihi olarak kabul edebilirsiniz.

Manevi Tazminat Talebinde Bulunamayacağınız Durumlar

1. Haklı Sebeple Nişanın Bozulması

Eğer karşı taraf haklı bir sebeple nişanı bozmuşsa, manevi tazminat talep edemezsiniz. Örneğin karşı taraf şu durumlarda haklı sebeple nişanı bozabilir:

  • Sizin sadakatsizliğiniz veya aldatmanız durumunda
  • Ailesine veya kendisine karşı şiddet veya kötü muamelede bulunmanız halinde
  • Sizin kumar, alkol veya madde bağımlılığınızın ortaya çıkması durumunda
  • Evliliği önemli ölçüde etkileyecek hastalıklarınızı gizlemiş olmanız halinde
  • Ciddi mali sorunlarınızı saklamış olmanız durumunda
  • Sizden kaynaklanan ve evlenmeyi imkansız kılan durumların ortaya çıkması halinde

2. Karşılıklı Anlaşma ile Nişanın Bozulması

Eğer nişanınızı karşılıklı anlaşarak, dostane bir şekilde bitirdiyseniz manevi tazminat talep edemezsiniz. Bu durum, her iki tarafın da özgür iradeleriyle aldıkları bir karar olarak değerlendirilir. Örneğin evlenmek istemediğinize birlikte karar vermiş olabilirsiniz veya karakterlerinizin uyuşmadığını fark ederek ortak bir kararla ayrılmayı tercih etmiş olabilirsiniz.

Benzer şekilde, ailevi veya ekonomik nedenlerle anlaşarak nişanı bitirme durumunda da tazminat hakkınız olmayacaktır. Aynı durum, her iki tarafın da gelecekle ilgili farklı planlar yapması ve bu nedenle dostane bir şekilde ayrılması halinde de geçerlidir. Bu gibi durumlarda ortada bir kusur veya kişilik haklarına saldırı olmadığı için, yaşanan üzüntü ve hayal kırıklığı ne kadar büyük olursa olsun, manevi tazminat talep etmeniz mümkün değildir.

Vefat Durumunda Haklar

Nişanlıların vefatı durumunda manevi tazminat haklarının nasıl kullanılacağı özel düzenlemelere tabidir. Manevi tazminat talebi kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu için, nişanlının vefatı halinde bu hak kendiliğinden mirasçılara geçmez. Ancak vefat eden nişanlı hayattayken dava açmış veya karşı taraf tazminat ödemeyi kabul etmişse, mirasçılar bu davayı devam ettirebilir veya tazminatı tahsil edebilirler.

Manevi Tazminat Davasını Kim Açabilir?

Manevi tazminat davasını yalnızca nişanlı olarak siz açabilirsiniz; yani annenizin, babanızın ya da üçüncü kişilerin dava açma hakları yoktur. Davacı olarak nişanlanmanın varlığını, bozulduğunu, kişilik haklarınızın ihlal edildiğini ve davalının kusurunu ispat etmek zorundasınız.

Manevi tazminat talebinizi kural olarak devredemez ve mirasçılarınıza geçiremezsiniz. Ancak sağlığınızda dava açmışsanız veya karşı tarafça kabul edilmişse, talebiniz miras yoluyla intikal edebilir. Davanızı Aile Mahkemelerinde açmanız gerekir ve bir yıllık zamanaşımı süresine dikkat etmelisiniz.

 

İpucu: Nişan bozmaya dayalı manevi tazminat açmak istiyorsanız ve davalının kusurunu ispatlamak için “tanık” yöntemini kullanmak istiyorsanız, davet ettiğiniz tanığın ya da tanıkların davalının kusuruna bizzat şahit olmaları gerekir. Tanıklar başklarından duyduklarını mahkemede aktararak davalının kusurunu kanıtlamış sayılmazlar. Örneğin bir Yargıtay kararında verilmiş şu hükmü ele alalım:

(…) Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından, davalı erkeğin nişanlılığın devamı sırasında başka birisiyle görüştüğü konusunda görgüye dayalı bilgileri olmayıp davacıdan duydukları anlaşılmakla, mahkemece manevi tazminata esas alınan durumun kanıtlandığı da kabul edilemez (…) 3HD Esas: 2003/10396 Karar: 2003/11650 Tarih: 06.10.2003

Görüldüğü üzere nişan bozma nedeniyle bir dava açılmış, yerel mahkeme tanıkların beyanı üzerine manevi tazminata hükmetmiş ama Yargıtay davacının mahkemeye çağırdığı tanıkların olaya bizzat şahit olmayıp davacıdan duyduklarını fark etmiş ve manevi tazminat kararını bozmuştur.

 

Manevi Tazminat ile İlgili Yargıtay Kararları

Nişanın bozulması sebebiyle açacağınız manevi tazminat davasında yerel mahkemeden ne gibi kararlar çıkabilir, buna mukabil Yargıtay’ın manevi tazminata yaklaşımı nasıldır, bunları görmek için iki Yargıtay kararını birbiriyle bağlantılı olarak analiz edelim:

Öncelikle Yargıtay’ın manevi tazminata genel yaklaşımını inceleyelim:

(…) Nişanın bozulmasından dolayı doğacak normal elem, üzüntü veya hayal kırıklığı ise manevi tazminata hükmedilmesini gerektirmez (…) 3HD Esas: 2001/6263 Karar: 2001/7857 Tarih: 18.09.2001

Görüldüğü gibi Yargıtay nişanın bozulmasından kaynaklı yaşanan elem, üzüntü ve hayal kırıklığını nişan bozulmasının doğal bir sonucu olduğu kanısında. Yani hayatın olağan akışında nişan bozulması sonrası bu gibi olumsuz duyguların yaşanmasını normal karşılıyor ve manevi tazminat için yeterli görmüyor.

 

Şimdi de ikinci Yargıtay kararına geçelim. Bu kararda ise yine nişanın bozulması sebebiyle açılan bir dava var ve manevi tazminat istemi söz konusu.

Yerel mahkeme yukarıda bahsettiğimiz Yargıtay’ın genel kuralına paralel hareket ediyor ve nişan bozulması sonrası yaşanan üzüntünün manevi tazminat istemi için yeterli olmadığı hususunda karar veriyor.

Nişanın bozulması sebebiyle yaşanan üzüntü ve menfaat ihlali hayatın olağan akışı içindedir ve bu durum manevi tazminat için yeterli değildir. (Yerel Mahkeme Kararı)

Yargıtay ise nişanın bozulması nedeniyle açılan bu davada manevi tazminat kısmını inceliyor ve Yerel mahkemenin verdiği genel kural doğrultusunda verdiği manevi tazminat isteminin reddi kararını bozuyor:

(…) Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir (…) 3. Hukuk Dairesi, 26.04.2018 tarihli, 2016/17785 E. ve 2018/4632 K. sayılı karar

Görüldüğü gibi Yargıtay nişanın bozulması nedeniyle açılan bu davada manevi tazminatın koşullarını değerlendirirken yukarıda bahsettiğimiz “nişanın bozulmasından dolayı doğacak normal elem, üzüntü veya hayal kırıklığı ise manevi tazminata hükmedilmesini gerektirmez” kuralının burada uygulanmayacağını belirtiyor.

 

Yani nişan bozma sebebiyle açacağınız manevi tazminat davasında şu 2 kuralın iyi bilinmesi gerekiyor:

  1. Nişanın bozulması durumunda her üzüntü manevi tazminat gerektirmez
  2. Manevi tazminat için kişilik haklarına saldırı veya olağanüstü bir zarar gerekir.

 

Nişan Hediyelerinin İadesi

Hangi Hediyeleri Geri İsteyebilirsiniz?

1. Alışılmış ve Alışılmışın Dışındaki Hediyeler

Nişanlılık sürecinde verilen hediyelerin tamamını geri isteyemezsiniz. Hukukumuz bu noktada “alışılmış” ve “alışılmışın dışında” olmak üzere bir ayrım yapmıştır. Alışılmış hediyeler; giyim eşyası, küçük ev eşyaları, çiçek gibi gündelik, makul değerdeki hediyelerdir. Bu tür hediyeleri geri isteme hakkınız bulunmamaktadır.

2. İade Edilebilecek Hediyeler

Alışılmışın dışında kabul edilen ve geri isteyebileceğiniz hediyeler genellikle yüksek ekonomik değere sahip olan eşyalardır. Özellikle takılar (nişan yüzüğü hariç olmak üzere), mücevherler, değerli saatler, elektronik eşyalar ve benzer kıymetli hediyeler bu kapsamda değerlendirilir. Bu tür hediyeleri, nişanın bozulması durumunda geri isteme hakkınız vardır.

3. Özel Durumlar ve İstisnalar

Para, gayrimenkul, araç gibi yüksek değerli varlıklar özellikle dikkatle değerlendirilir. Bu tür hediyelerin evlilik amacıyla verildiği açıksa, bunların iadesi talep edilebilir. Nişan yüzüğü özel bir durum oluşturur ve genellikle alışılmış hediye sayılarak iade kapsamı dışında tutulur. Ayrıca kullanılmış, tüketilmiş veya değeri önemli ölçüde azalmış hediyelerin iadesi talep edilemez.

Hediye İadesini Kimler Talep Edebilir?

1. Nişanlıların Talep Hakkı

Öncelikle siz ve nişanlınız, birbirinize vermiş olduğunuz hediyeleri geri isteme hakkına sahipsiniz. Bu hak, nişanı kimin bozduğuna veya kimin kusurlu olduğuna bakılmaksızın her iki tarafa da tanınmıştır. Nişan sürecinde verdiğiniz hediyeleri, evlilik gerçekleşmeden nişanlılık sona erdiği takdirde talep edebilirsiniz.

2. Ana-Baba ve Yakın Akrabaların Hakları

Eğer anne-babanız veya onlar gibi davranan kişiler (örneğin sizi büyüten akrabalarınız) nişanlınıza hediye vermişlerse, bu hediyeleri geri isteme hakları vardır. Burada önemli olan, hediyeyi veren kişinin konumu ve hediyenin nişanlılık sebebiyle verilmiş olmasıdır. Örneğin, bir teyzenin ya da amcanın nişanlıya verdiği hediyeler, eğer onlar size anne-baba gibi davranıyorlarsa geri istenebilir.

3. Mirasçıların Durumu

Nişanlılardan birinin vefatı durumunda, ölen kişinin mirasçıları hediye iade talebinde bulunabilir. Örneğin, nişanlınız vefat ettiyse ve siz kendisinden hediyeler almışsanız, onun mirasçıları (anne-babası, kardeşleri veya diğer yasal mirasçıları) bu hediyelerin iadesini sizden talep edebilir. Aynı şekilde, nişan bozulduktan sonra vefat eden eski nişanlının mirasçıları da hediye iadesini isteyebilir.

İade Talebinin Şartları

1. Nişanın Sona Erme Sebepleri

Hediye iadesi talep edebilmeniz için nişanlılığın evlenme dışında bir sebeple sona ermesi gerekir. İade talebinde bulunabileceğiniz durumlar şunlardır: Taraflardan birinin nişanı bozması, karşılıklı anlaşarak nişanın sonlandırılması, ölüm veya gaiplik hali, evlenme engelinin ortaya çıkması durumları. Ayrıca nişanın hukuka veya ahlaka aykırı bir sebeple sona ermesi durumunda da hediye iadesi istenemez.

2. Süre Sınırlaması

Hediye iadesi için yasal olarak belirlenmiş süre sınırlamasına dikkat etmelisiniz. Nişanın sona ermesinden itibaren bir yıl içinde hediye iadesi talebinde bulunmanız gerekir. Bu süreyi geçirirseniz, haklı olsanız bile hediye iadesi talep etme hakkınızı kaybedersiniz. Bu süre, tüm hediyeler ve tüm talep sahipleri için geçerlidir. Sürenin başlangıcı, nişanın sona erdiği tarihtir.

3. İstisnai Durumlar

Bazı özel durumlarda hediye iadesini talep edemezsiniz: Hediyenin ahlaki bir görevin yerine getirilmesi amacıyla verilmiş olması (örneğin hastalık masrafları için verilen para), hediyenin tüketilmiş veya kullanılarak değerini yitirmiş olması, hediyenin alışılmış hediye kapsamında olması durumlarında iade talep edemezsiniz. Ayrıca nişanlılık ilişkisi olmaksızın, örneğin flört döneminde verilen hediyelerin iadesi de istenemez.

Hediyelerin İade Şekli

1. Aynen İade

Hediyenin aynen iadesi, öncelikli tercih edilmesi gereken yöntemdir. Eğer hediye halen elinizde ve kullanılabilir durumdaysa, aldığınız şekliyle iade etmeniz gerekir. Özellikle takılar, mücevherler, elektronik eşyalar gibi değerli hediyeler mümkünse aynen iade edilmelidir. Bu durumda hediyenin orijinal halini, yıpranmamış ve zarar görmemiş şekilde teslim etmeniz beklenir.

2. Mislen İade

Hediyenin aynısını bulmanız mümkün değilse veya hediye artık elinizde değilse, aynı türden, aynı değerde ve aynı nitelikte başka bir eşya vererek iade yükümlülüğünüzü yerine getirebilirsiniz. Örneğin, size verilen 10 adet çeyrek altını kaybettiyseniz, aynı ayar ve gramajda 10 adet çeyrek altın vererek iadesini gerçekleştirebilirsiniz. Bu yöntem özellikle piyasada eşi bulunan, standart özellikteki hediyeler için uygundur.

3. Bedel Olarak İade

Hediyenin ne aynen ne de mislen iadesi mümkün değilse, son çare olarak bedel iadesi yapılır. Bu durumda hediyenin değerini para olarak ödersiniz. Bedel belirlenirken hediyenin verildiği tarihteki değeri değil, iade tarihindeki rayiç bedeli esas alınır. Özellikle altın, döviz gibi değeri sürekli değişen hediyeler için güncel piyasa değeri üzerinden ödeme yapmanız gerekir. Bedel konusunda anlaşmazlık çıkarsa, bilirkişi incelemesi ile değer tespiti yapılabilir.

Hediyelerin İadesinde Kusur Durumu

Hediyelerin iadesi konusunda kusur durumunun bir önemi yoktur. Nişanı kim bozmuş olursa olsun, kusurlu olup olmadığınıza bakılmaksızın hediyelerinizi geri isteyebilirsiniz. Örneğin, siz nişanı haklı bir sebeple bozmuş olsanız da, haksız sebeple bozmuş olsanız da verdiğiniz hediyeleri geri alma hakkınız vardır. Bu durum, tazminat davalarından farklı olarak hediye iadesinin kendine özgü bir özelliğidir.

Karşılıklı kusur oranlarının belirlenmesine gerek yoktur. Burada önemli olan, nişanlılığın evlenme dışında bir sebeple sona ermiş olması ve hediyelerin alışılmışın dışında olmasıdır. Kusur oranları sadece tazminat davalarında önem taşır.

Özel Durumlarda Hediye İadesi

1. Ölüm/Gaiplik Halinde İade

Nişanlılardan birinin vefatı veya gaipliğine karar verilmesi durumunda hediye iadesi mümkündür. Bu durumda ölen nişanlının mirasçıları veya gaip olan nişanlının yasal temsilcileri, verilen hediyelerin iadesini talep edebilir. Örneğin, nişanlınız vefat ettiğinde, onun ailesi size verilmiş olan hediyelerin iadesini isteyebilir. Ancak ölüm sebebiyle nişanlılık sona erdiğinde, hediyelerin manevi değeri de göz önünde bulundurulmalı ve iade talebi bu hassasiyetle değerlendirilmelidir.

2. Karşılıklı Anlaşmayla Nişanın Sona Ermesi

Nişanlılığı karşılıklı anlaşarak sona erdirmeniz durumunda da hediye iadesi mümkündür. Bu durumda en ideali, hediyeler konusunu da anlaşma sırasında karara bağlamanızdır. Hangi hediyelerin iade edileceği, hangilerinin karşı tarafta kalacağı konusunda mutabık kalmanız, ileride ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkları önler. Anlaşmalı olarak nişanı bozsanız bile yasal süre olan bir yıl içinde hediye iadesi talep edebilirsiniz.

3. Başlık Parası ve Benzeri Ödemelerin Durumu

Başlık parası, kalın, ağırlık gibi ödemeler, hediye kapsamında değerlendirilmez. Bu ödemeler, nişana özgü hediye niteliğinde olmadığı için TMK madde 122 kapsamında geri istenemez. Ancak bu tür ödemelerin iadesi için sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılabilir. Eğer size böyle bir ödeme yapılmışsa veya siz böyle bir ödeme yapmışsanız, bunun iadesini ayrı bir hukuki yolla talep etmeniz gerekir. Özellikle bu tür ödemelerin ahlaka aykırı olup olmadığı da değerlendirilmelidir.


Sık Sorulan Sorular

Nişan bozulursa ne olur?

Nişanın bozulması durumunda taraflar eski kişisel durumlarına dönerler. Taraflar birbirlerine verdikleri hediyeleri geri isteyebilir ve kusurlu taraftan maddi/manevi tazminat talep edilebilir. Bu taleplerin nişanın bozulmasından itibaren 1 yıl içinde yapılması gerekir.

Nişan bozulursa masrafları kim öder?

Nişan masraflarını kural olarak her iki taraf karşılar. Ancak nişan haksız yere bozulursa, kusurlu taraf karşı tarafın evlilik hazırlığı için yaptığı tüm makul masrafları tazmin etmek zorundadır. Bu masraflar arasında ev tutma, eşya alma gibi evlilik hazırlığı için yapılan harcamalar bulunur.

Nişanlı destekten yoksun kalma tazminatı alabilir mi?

Nişanlı kişiler yasal olarak destekten yoksun kalma tazminatı alamazlar. Çünkü henüz evlilik gerçekleşmemiş ve yasal bir birliktelik kurulmamıştır. Bu tazminat ancak evli eşler ve bakmakla yükümlü olunan kişiler için söz konusu olabilir.

Nişan bozulursa takılar kimde kalır?

Nişanda takılan takılar hediye niteliğindedir ve alışılmışın dışındaki (yüksek değerli) takılar geri istenebilir. Alışılmış (mutad) takılar ise geri istenemez. Takıların değerinin alışılmışın dışında olup olmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre değerlendirilir.

Nişan bozulursa tazminat alınır mı?

Nişanı haksız yere bozan veya bozulmasına sebep olan taraftan hem maddi hem manevi tazminat talep edilebilir. Maddi tazminat, evlenme hazırlığı için yapılan masrafları kapsar. Manevi tazminat ise kişilik haklarının ihlali durumunda söz konusu olur.

Nişanda takılan takılar nişan bozulursa kimde kalır?

Nişanda takılan takıların durumu, takının değerine ve niteliğine göre belirlenir. Yüksek değerli takılar ve alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa, mahkeme yoluyla iade talep edilebilir.

Evlilik vaadi nişan sayılır mı?

Sadece evlilik vaadi tek başına nişanlanma sayılmaz. Nişanlanmanın geçerli olması için tarafların karşılıklı olarak evlenme iradelerini açıklamaları gerekir. Ayrıca bu iradenin ciddi ve samimi olması şarttır.

Nişanlımdan ayrıldım altını alabilir mi?

Ayrılan nişanlı tek taraflı olarak takıları alamaz. Takıların iadesi için anlaşma yoluna gidilmeli veya dava açılmalıdır. Altının alışılmışın dışında değerli bir hediye olması halinde iade talep edilebilir.

Nişanlılık süresi ne kadar olmalı?

Kanunda nişanlılık süresi için belirlenmiş bir süre sınırı yoktur. Süre tarafların karşılıklı anlaşmasına bağlıdır. Makul bir süre olması ve evlilik hazırlıklarının tamamlanmasına yetecek kadar zaman tanınması önerilir.

Nişan olmadan evlilik olur mu?

Türk hukukunda evlilik için nişanlanma zorunlu değildir. Yasal evlilik şartlarını taşıyan kişiler doğrudan evlenebilirler. Nişanlanma sadece evliliğe hazırlık aşamasıdır.

Nişan evlilik sayılır mı?

Nişan evlilik sayılmaz, sadece evlenme vaadini içeren bir ön sözleşmedir. Nişanlılık taraflara evlenme zorunluluğu getirmez. Evlilik ancak resmi nikah ile gerçekleşir.

Nişan masraflarını kim öder?

Nişan masrafları kural olarak her iki tarafça karşılanır. Yerel örf ve adetlere göre masrafların paylaşımı değişebilir. Nişan haksız yere bozulursa kusurlu taraf, karşı tarafın yaptığı masrafları tazmin etmekle yükümlüdür.

Nişanlanma evlenme vaadiyle olur hangi hukuk kuralı?

Nişanlanma Türk Medeni Kanunu madde 118’de düzenlenmiştir. Kanuna göre nişanlanma, evlenme vaadiyle olur. Nişanlanmanın geçerli olması için tarafların karşılıklı olarak evlenme iradelerini açıklamaları gerekir.

Manevi tazminata faiz işler mi?

Manevi tazminata, nişanın bozulması tarihinden itibaren yasal faiz işler. Bunun için davacının ayrıca talepte bulunması gerekir. Faiz talebi dava dilekçesinde belirtilmelidir.

Tazminat davasında kazanılan para nasıl alınır?

Mahkeme kararı kesinleştikten sonra icra takibi başlatılabilir. Karşı taraf gönüllü ödemezse, maaş haczi veya mal haczi yoluna gidilebilir. İcra takibini avukat aracılığıyla yürütmek daha sağlıklı olur.

Davadan kazanılan para nereye yatar?

Mahkeme kararı sonucunda hükmedilen tazminat, alacaklının banka hesabına veya icra dairesine yatırılır. İcra dairesi parayı alacaklıya öder. Ödemeler genellikle banka hesabı üzerinden yapılır.


Nişanın Bozulması Tazminat İstemi Örnek Dilekçe

İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesi’ne

DAVACI : [Ad Soyad] (TC No:…) [Adres]

VEKİLİ : Av. Ozan Soylu [Adres]

DAVALI : [Ad Soyad] (TC No:…) [Adres]

KONU : Nişanın davalının kusurlu davranışları nedeniyle bozulmasından kaynaklanan 75.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Müvekkilim ile davalı 15.06.2024 tarihinde ailelerinin de katılımıyla düzenlenen törenle nişanlanmışlardır. (EK-1: Nişan fotoğrafları)
  2. Müvekkilim, nişanlanmanın ardından evlilik hazırlıkları için pek çok masraf yapmış, ev eşyaları almış ve düğün organizasyonu için çeşitli ödemelerde bulunmuştur. (EK-2: Faturalar ve ödeme belgeleri)
  3. Ancak davalı, nişanlanmadan kısa süre sonra müvekkilimin ailesine hakaret etmeye başlamış, müvekkilimin sosyal medya kullanımını kısıtlamaya çalışmış ve iş arkadaşlarıyla görüşmesini engellemeye kalkışmıştır.
  4. Bu süreçte davalının, eski sevgilisiyle halen görüşmeye devam ettiği ve onunla buluştuğu ortaya çıkmıştır. (EK-3: Mesajlaşma kayıtları ve fotoğraflar)
  5. Yaşanan bu olaylar neticesinde müvekkilim ciddi psikolojik sorunlar yaşamış ve tedavi görmeye başlamıştır. (EK-4: Doktor raporları ve reçeteler)
  6. Davalının kusurlu davranışları nedeniyle nişan 10.11.2024 tarihinde bozulmuş, müvekkilim hem maddi hem de manevi açıdan büyük zarara uğramıştır.

HUKUKİ SEBEPLER: TMK m.119, 120, 121, HMK ve sair ilgili mevzuat.

DELİLLER:

  • Nişan fotoğrafları ve videoları
  • Masraflara ilişkin fatura ve belgeler
  • Mesajlaşma kayıtları
  • Tanık beyanları
  • Doktor raporları
  • Her türlü yasal delil

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

  1. 40.000 TL maddi ve 35.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
  2. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. [Tarih]

Davacı Vekili

Av. Ozan Soylu [İmza]

EKLER:

  1. Nişan fotoğrafları
  2. Masraf belgeleri ve faturalar
  3. Mesajlaşma kayıtları ve fotoğraflar
  4. Doktor raporları ve reçeteler
  5. Vekaletname

Nişanın Bozulması Tazminat İstemi ve Şekil Kuralı ile Çelişkili Yargıtay Kararları

Nişan bozma nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açacak kişilerin şu hususta dikkatli olmaları gerekiyor: Yazımızın en başında “Nişanlanma, karşılıklı evlenme vaadi ile kurulan bir aile hukuku sözleşmesidir. TMK m.118’e göre nişanlanmanın geçerli olabilmesi için tarafların karşılıklı olarak evlenme iradesini açıklamaları yeterlidir. Nişanlanma herhangi bir şekil şartına tabi değildir” demiştik.

Ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018 yılında verdiği iki önemli karar, bu yerleşik hukuki anlayışla çelişir nitelikte olup, nişanlanmanın geçerliliği için bazı şekli şartlar aramaktadır. Yüksek mahkeme bu kararlarında, “Nişanın hukuken geçerli olması için belli bir ritüel içinde yapılmış olması, nişanın duyurulması (ilan edilmesi) ve aile bireylerinin şahitliği çerçevesinde yapılması gerekmektedir” şeklinde bir içtihat geliştirmiştir.

Bu yaklaşım, Türk özel hukukunun temel prensiplerinden biri olan sözleşme özgürlüğü ve bunun alt kolu olan şekil serbestisi ilkelerine açıkça aykırıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. TMK’da da nişanlanma için herhangi bir şekil şartı öngörülmemiştir.

Doktrinde de nişanlanmanın şekle tabi olmadığı açıkça ve tereddütsüz bir şekilde kabul edilmektedir. Tarafların evlenme konusundaki iradeleri açık (sözle veya yazıyla) olabileceği gibi örtülü (özellikle iradeyi ortaya koyan davranışlarla) de olabilir. Nişan töreni yapılması veya yüzük takılması gibi durumlar, sadece tarafların bu konudaki iradelerini göstermeleri açısından bir ispat vasıtası olarak dikkate alınabilir.

Yargıtay’ın bu kararları uygulamada önemli sorunlara yol açabilecek niteliktedir. Örneğin, karşılıklı evlenme iradesiyle bir araya gelmiş, hatta evlilik hazırlıklarına başlamış çiftlerin, sırf geleneksel bir nişan töreni yapmadıkları gerekçesiyle nişanlılık statüsünden ve bunun sağladığı yasal korumadan mahrum kalmaları gibi hakkaniyete aykırı sonuçlar doğabilir.

Bu nedenle, nişan bozma nedeniyle maddi ve manevi dava açacak kişilerin, her ne kadar kanunda şekil şartı öngörülmemiş olsa da, Yargıtay’ın bu içtihadı karşısında iddialarını ispat açısından nişanın varlığını gösteren delilleri (tanık beyanları, fotoğraflar, yazışmalar, evlilik hazırlıklarına ilişkin belgeler vb.) özenle toplamaları ve dava dosyasına sunmaları önem arz etmektedir. Yani sunacağınız bu deliller, mahkeme nezdinde en az bir nişan töreni delili kadar güçlü olmalıdır. Aksi takdirde Yargıtay kararı ile çelişmek istemeyen yerel mahkemeler davanızı reddedebilir.

İlgili karardan alıntı:

Nişan; evlenme yaşına gelmiş kız ve erkeğin aileleri ile yakın dostları tarafından yörenin örf ve adetleri doğrultusunda evleneceklerine ilişkin bir çeşit söz vermedir. Nişanlanma, bir aile hukuku sözleşmesi olup, TMK’nın 118’inci maddesinde düzenlenmiş ve şekil şartı koyulmamıştır. Nişanın hukuken geçerli olması için belli bir ritüel içinde yapılmış olması, nişanın duyurulması(ilan edilmesi) ve aile bireylerinin şahitliği çerçevesinde yapılması gerekmektedir.Davacı dava dilekçesinde nişanın bozulması nedeni ile kişilik haklarının zedelendiğini iddia ederek, maddi ve manevi tazminat ile alacak isteminde bulunmuş ise de; taraflar arasında geleneksel anlamda nişan merasimi bulunmamaktadır. Somut olayda; taraflar gayri resmi şekilde bir araya gelmiş olup, bu durumda nişandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün değildir. Dosya kapsamından tarafların nişanlanmadıkları anlaşıldığına göre, taraflar arasındaki ilişkinin aile hukuku prensiplerine göre değil, borçlar hukuku kurallarına, özellikle de haksız eyleme ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekmektedir. 3HD Esas: 2016/22515 Karar: 2018/9548 Tarih: 04.10.2018

 

Sonuç:

Nişan bozulması durumunda tazminat talep etmek için bir yıllık hak düşürücü süre bulunmaktadır. Bu süre içinde haklarınızı kullanmak, gerekli delilleri toplamak ve hukuki süreci doğru yönetmek önemlidir. Özellikle Yargıtay’ın son yıllardaki kararları ışığında, nişanın geçerliliğini ispat edecek delillerin özenle toplanması ve saklanması gerekir. Her durumda, hukuki haklarınızı kullanırken bir avukata danışmanız, sürecin sağlıklı yürütülmesi açısından faydalı olacaktır.

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Ozan Soylu

Nişan Bozma Nedeniyle Tazminat Davası

 

Yazıyı paylaşın: