Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Türk Medeni Hukukunda Evlilik Birliğinin Kapsamı ve Niteliği

Evlilik birliği, modern hukuk sistemlerinin en temel kurumlarından biridir. Türk Medeni Kanunu’nun getirdiği düzenlemeler çerçevesinde evlilik birliği, sadece aile hukukunun değil, aynı zamanda toplumsal düzenin de yapı taşını oluşturmaktadır. Bu çalışmada, evlilik birliğinin hukuki niteliği, eşlerin karşılıklı hak ve yükümlülükleri ile birliğin temsil ve yönetim esasları kapsamlı bir şekilde ele alınacaktır. Özellikle 2002 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’nun getirdiği eşitlikçi yaklaşım ve bu yaklaşımın uygulamadaki yansımaları incelenecektir.

 

1. Evlilik Birliği Kavramı

a. Tanımı ve Kapsamı

Evlilik birliği, kadın ve erkeğin hukuki bir bağ ile birleşerek oluşturdukları en küçük toplumsal birimdir. Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesine göre, evlenme töreni ile kurulan bu birlik, eşlerin hayatın zorluklarını ve sevinçlerini paylaşmak amacıyla bir araya geldiği özel bir birliktedir. Bu birlik, eşlerin birbirleri ile ve varsa çocukları ile arasındaki karşılıklı sevgi, saygı ve fedakarlığa dayanmaktadır.

b. Kuruluşu ve Sona Ermesi

Evlilik birliği, yetkili evlendirme memuru önünde yapılan resmi nikah ile kurulur. Dini nikah ya da fiili birliktelikler evlilik birliği oluşturmaz ve evlilik hükümlerine tabi değildir. Bu birlik, eşlerden birinin ölümü, evlenmenin mutlak ya da nispi butlanına karar verilmesi, boşanma ya da ölüm karinesi ile sona erer. Evlilik birliğinin butlanına karar verilmesi durumunda bile, hâkimin kararına kadar geçerli bir evliliğin tüm sonuçlarını doğurur.

c. Hukuki Niteliği

Evlilik birliğinin tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Bu durumun temel sonucu olarak, evlilik birliğinin ayrı bir malvarlığına sahip olmamasıdır. Bununla birlikte kanun koyucu, evlilik birliğinin eşlerden ayrı bir varlığı olduğunu kabul etmiş ve evlilik birliğini bir tüzel kişiye benzeterek düzenlemiştir. Bu özel yapı, eşlere hem haklar tanımakta hem de yükümlülükler yüklemektedir.

 

2. Evlilik Birliğinin Korunması

a. Korumanın Önemi

Evlilik birliğinin korunması, toplumun temel yapı taşı olan ailenin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı ve huzurlu bir toplum için, aile yapısının da bu nitelikleri taşıması gerekmektedir. Evlilik birliğinin sağlıklı işleyişi, birliğin yapısında meydana gelen sorunların barışçıl yollarla çözülmesi ve birliğe dahil olacak çocukların topluma kazandırılması için, evlilik birliğinin korunması hayati bir öneme sahiptir.

b. Korunmada Gözetilen İlkeler

Evlilik birliğinin korunmasında temel olarak eşitlik ilkesi gözetilmektedir. Bu ilke, 1982 Anayasası’nın 10. maddesinde güvence altına alınmıştır. Bir diğer önemli ilke, eşlerden birinin ya da her ikisinin talebi halinde hâkimin müdahale edebilmesidir. Ancak hâkim kendiliğinden müdahalede bulunamaz; bunun için taraflardan en az birinin bu müdahaleyi talep etmesi gerekir. Çocuklara ilişkin önlemler açısından ise hâkimin müdahalesi için talep şart değildir. Ayrıca evlilik birliğinin korunmasına ilişkin hükümler emredici niteliktedir.

c. Koruma Hükümlerinin Türleri

Evlilik birliğini korumaya yönelik hükümler iki farklı türde karşımıza çıkmaktadır. İlk grupta, henüz eşler arasında bir anlaşmazlık doğmadan önce ve doğabilecek muhtemel uyuşmazlıkların önüne geçebilmek için getirilmiş önleyici hükümler yer alır. İkinci grupta ise, eşler arasında bir uyuşmazlık meydana geldiğinde, hâkim ya da uzman müdahalesi ile uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasını amaçlayan hükümler bulunur. Bu hükümler evlilikteki krizi en az zararla çözmeyi hedeflemektedir.

 

3. Eşlerin Yükümlülükleri

a. Birliğin Mutluluğunu Sağlama Yükümlülüğü

Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesinin 2. fıkrasına göre, eşler evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlüdürler. Bu yükümlülük, evlilik hukukundaki en önemli ve vazgeçilmez ilk kuraldır. Eşlerin sadece iyi günlerde bir arada olmalarını değil, kötü zamanlarda da birbirlerine destek olmalarını, üzüntüyü ve acıyı paylaşmalarını ifade eder. Mutluluğun sağlanması için eşler arasındaki cinsel yakınlığın da önem taşıdığı kabul edilmektedir.

b. Sadakat Gösterme Yükümlülüğü

Sadakat yükümlülüğü, eşlerin birbirlerine karşı koşulsuz ve mutlak bağlılığını ifade eder. Bu yükümlülük yalnızca cinsel sadakatle sınırlı olmayıp, duygusal, ekonomik ve fikri sadakat yönleri de mevcuttur. Örneğin, bir eşin diğer eşin önemli bir sırrını üçüncü kişi yararına ifşa etmesi veya eşlerin kumar ya da içki kullanımı gibi nedenlerle ailenin kazancını azaltması, sadakat yükümlülüğünün ihlali anlamına gelir.

c. Çocukların Bakım ve Gözetimine İlişkin Yükümlülükler

Eşler çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Bu yükümlülük sadece ortak çocukları değil, eşlerin ortak olmayan çocuklarını da kapsar. Bakım yükümlülüğü, çocukların hasta olmaları halinde tedavilerinin sağlanmasını, eğitimleri için gerekli harcamaların yapılmasını ve tüm temel ihtiyaçlarının karşılanmasını içerir. Bu yükümlülük, velayet hakkından bağımsızdır ve velayetin kaldırılması halinde dahi devam eder.

d. Birlikte Yaşama Yükümlülüğü

Eşler aynı konutu paylaşarak birlikte yaşamak zorundadır. Ancak tutukluluk, askerlik, sağlık nedeniyle tedavi ya da çalışma koşulları nedeniyle görevlendirme gibi yasal ya da zorunlu sebepler yüzünden ayrı yaşamaları, bu yükümlülüğün ihlali sayılmaz. Birlikte yaşama yükümlülüğünün ihlali, Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesine göre bir boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir.

e. Yardım ve Dayanışma Yükümlülüğü

Eşler birbirlerine maddi ve manevi olarak yardım etmekle yükümlüdür. Manevi yardım, bir eşin diğer eşin sağlık durumunun bozulması halinde ona bakması, moral vermesi, ekonomik durumu bozulduğunda manevi olarak yanında olduğunu hissettirmesi gibi durumları kapsar. Bu yükümlülük, TMK m. 186’daki eşlerin birliğin giderlerine katılmasından farklıdır ve daha geniş bir içeriğe sahiptir.

 

4. Evlilik Birliğinin Yönetimi

a. Ortak Konut Seçimi

Türk Medeni Kanunu’nun 186. maddesinin 1. fıkrasına göre, eşler oturacakları konutu birlikte seçmekle yükümlüdürler. Bu düzenleme, mülga Medeni Kanun’dan farklı olarak konut seçme hakkını sadece kocaya değil, her iki eşe birlikte tanımıştır. Eşler ortak konutu seçerken, ailenin ekonomik durumunu, ödeme gücünü ve konutun okula, işe yakınlığı dahil olmak üzere her türlü durumu dikkate almalıdır. Eşlerden birinin ötekini kendi anne ya da babası ile birlikte oturmaya zorlaması, konutu birlikte seçme kuralına aykırılık teşkil eder.

b. Birliğin Giderlerine Katılma

TMK m. 186/3 uyarınca eşler, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar. Bu düzenleme, edinilmiş mallara katılma rejimi ile de uyumludur. Eşlerin birlik giderlerine nasıl ve ne kapsamda katkıda bulunacağı, eşler arasında yapılan bir anlaşma ile belirlenebilir. Eşler bu konuda bir mutabakata varamadıkları takdirde, hâkim müdahalesini talep edebilirler. Giderlere katılma yükümlülüğü, evlilik birliğinin kurulmasından sona ermesine kadar devam eder.

c. Meslek ve İş Seçiminde Özen

TMK m. 192’ye göre, eşlerden her biri meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu özgürlüğün sınırı, evlilik birliğinin huzur ve yararıdır. Eşlerin maddi geliri ne kadar yüksek olursa olsun, evlilik birliğini ve aile üyelerini zor duruma sokacak, huzurlarını kaçırarak manevi açıdan olumsuz etkileyecek bir iş ya da mesleği devam ettirmemeleri gerekir.

 

5. Evlilik Birliğinin Temsili

a. Temsil Yetkisinin Kapsamı

Evlilik birliğinin temsili, birliğin ihtiyaçlarını gidermek ve ortak yaşamın amaçlarını gerçekleştirmek üzere eşlerden birinin üçüncü kişiler ile hukuki işlemlerde bulunmasını ifade eder. Türk Medeni Kanunu evlilik birliğinin temsilinde eşlerin eşitliği esasını temel almıştır. Temsil yetkisinin kullanılabilmesi için mevcut ve devam eden bir evliliğin olması, eşlerin ortak bir ev idaresi altında birlikte yaşamaları ve temsil yetkisini kullanan eşin fiil ehliyetine sahip olması gerekir.

b. Olağan Temsil

TMK m. 188/1’e göre eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder. Ailenin gıda, giyim, temizlik ihtiyaçları, kapsamlı olmamak üzere küçük bakım ve tamirat işleri, çocuklar için ihtiyaç duyulan kitap, oyuncak, kırtasiye giderleri ve hastalık halinde muayene olması gibi ihtiyaçlar bu kapsamdadır. Bu tür ihtiyaçlar için eşler bir diğerinin onayına veya katılımına gerek kalmaksızın tek başına hukuki işlem yapma yetkisine sahiptir.

c. Olağanüstü Temsil

Olağanüstü temsil yetkisi, ailenin ortak ihtiyaçları dışındaki diğer ihtiyaçları için söz konusu olur. Pahalı ev eşyaları almak, fazla masraf gerektiren büyük tadilatların yapılması gibi durumlar bu kapsamdadır. Bu hallerde eşlerin tek başına temsil yetkisi bulunmamaktadır. Ancak diğer eş veya hâkim tarafından yetkilendirilme ya da birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunan hallerde tek başına temsil mümkündür.

d. Temsil Yetkisinin Sınırları

Temsil yetkisi, ailenin ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin işlemler için geçerli olup, işlemin eşin bireysel, sanatsal veya mesleki ihtiyaçları ile ilgili olması halinde temsil hükümleri uygulanmaz. Eşlerin yatırım ve malvarlığını yönetme konusundaki işlemleri de temsil yetkisinin kapsamında değildir. Ayrıca temsil yetkisi kişiye sıkı sıkıya bağlı, devredilmez ve vazgeçilmez niteliktedir.

 

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Türk Medeni Hukukunda Evlilik Birliğinin Kapsamı ve Niteliği

Yazıyı paylaşın: