Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Türkiye’den Sınırdışı Edilme Durumunda Ailenin Durumu

Aile kavramı, sınır dışı etme bağlamında nasıl tanımlanmaktadır?

AİHM ve Anayasa Mahkemesi, aile kavramını genellikle çekirdek aile olarak ele almaktadır. Bu, eşler arasındaki ilişkiler ile ebeveyn ve küçük çocuklar arasındaki ilişkileri kapsamaktadır. Bununla birlikte, bazı durumlarda büyükanne-büyükbaba ile torun arasındaki ilişkiler veya üçüncü derece ve sonrası aile ilişkileri de, aralarında olağan duygusal bağların ötesinde bir bağ mevcutsa kapsama dahil edilebilmektedir.

Dikkat edilmesi gereken nokta, AİHM’in aile bağlarının varlığını değerlendirirken resmi bir evliliğin varlığını şart koşmamasıdır. De facto aile bağları da yeterli görülebilmektedir.

Aile hayatına saygı hakkı değerlendirilirken hangi tarih esas alınır?

AİHM ve Anayasa Mahkemesi, aile hayatına müdahale oluşturan tedbirin veya yasağın kesinleştiği tarihi esas almaktadır. Bu tarih itibariyle mevcut bir aile hayatının olup olmadığı değerlendirilmektedir.

Anayasa Mahkemesi, 15.03.2022 tarihli A.A.A. Başvurusu (B. No: 2018/36516) kararında “sınır dışı işleminin tesis edildiği tarihte yabancı kişinin bulunduğu ülkede bir özel ve/veya aile hayatının mevcut olup olmadığının ortaya konulması zorunluluğuna” vurgu yapmıştır.

Sınır dışı etme kararında hangi menfaatler çatışmaktadır?

Sınır dışı etme kararlarında genellikle kamu düzeninin korunması, kamu güvenliği ve kamu sağlığı gibi kamusal menfaatler ile yabancının ülkedeki aile hayatına saygı hakkının korunması yönündeki bireysel menfaatler çatışmaktadır. Bu durumda, söz konusu menfaatler arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir.

AİHM, menfaat dengelemesinde hangi kriterleri göz önünde bulundurmaktadır?

AİHM, menfaat dengelemesinde “kanunilik, meşru amaç, demokratik toplum gerekliliklerine uygun olma ve orantılılık ilkelerini” göz önünde tutmaktadır. Müdahalenin milli güvenliğin korunması, kamusal güvenlik, ülkenin ekonomik refahı gibi amaçlarla ve suçun önlenmesi, sağlığın ya da ahlakın korunması ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması gerekliliğiyle ortaya çıkmış olması gerekmektedir.

Boultif kriterleri nelerdir ve ne amaçla kullanılmaktadır?

Boultif kriterleri, AİHM’in Boultif/İsviçre (B. No: 54273/00, 02.08.2001) kararında ortaya koyduğu ve sınır dışı etme kararlarında menfaat dengelemesi yaparken kullandığı kriterlerdir. Bu kriterler şunları içermektedir:

  • Başvurucunun sınır dışı edilmesine sebep olabilecek suçun niteliği ve ciddiyeti
  • Başvurucunun ülkede kalış süresi
  • Suçun işlenmesinden itibaren geçmiş olan süre ve bu süre boyunca başvurucunun gösterdiği tutum
  • İlgili kişilerin uyrukluğu
  • Başvurucunun ailevi durumu
  • Başvurucunun eşinin ilişkiye başladıkları sırada suçtan haberinin olup olmadığı
  • Çocukların yaşı
  • Gitmelerinin söz konusu olduğu ülkede eşin karşılaşabileceği zorlukların derecesi

Bu kriterler, sınır dışı etme kararlarında öngörüyü ve orantılılığı sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.

Üner/Hollanda kararında Boultif kriterlerine hangi ek kriterler getirilmiştir?

AİHM, Üner/Hollanda (B. No: 46410/99, 18/10/2006) kararında Boultif kriterlerine ek olarak şu kriterleri de değerlendirmeye almıştır:

  • Çocukların menfaati ve refahı
  • Çocukların gidecekleri devlette karşılaşacakları zorluklar
  • Ev sahibi ülke ve gidecekleri ülke ile sosyal, kültürel ve ailesel bağlarının sıkılığı

Bu ek kriterler, özellikle çocukların durumunu ve ülkeler arası bağları daha detaylı ele almayı amaçlamaktadır.

Anayasa Mahkemesi, menfaat dengelemesinde hangi ilkeleri göz önünde bulundurmaktadır?

Anayasa Mahkemesi, AİHM’e benzer şekilde, sınır dışı edilmekle korunmak istenen kamusal menfaatler ile aile hayatına saygı hakkının korunması arasındaki dengeyi gözetmektedir. Bu değerlendirmede Anayasa’nın 13. maddesinde yer alan “demokratik toplum düzeninin gerekleri” ve “ölçülülük” kriterlerini kullanmaktadır.

Mahkeme, “bireyden beklenen fedakârlık” ile “müdahalenin özünde yatan meşru amaç” arasında adil bir dengeleme yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.

Çocukların varlığı, sınır dışı etme kararlarında nasıl değerlendirilmektedir?

Çocukların varlığı, sınır dışı etme kararlarında özel bir önem taşımaktadır. AİHM ve Anayasa Mahkemesi, çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurmaktadır. Değerlendirmede çocuğun yaşı, sınır dışı edilecek ebeveyne bağlılığı ve muhtaçlık durumu, çocuğun hangi ülkede yaşamasının daha uygun olacağı gibi faktörler dikkate alınmaktadır.

Dikkat edilmesi gereken nokta, çocuğun üstün yararı ile sınır dışı edilme kararının altında yatan kamusal menfaat arasında bir denge kurulması gerektiğidir. Kamusal menfaat, ancak vazgeçilemez ve ödün verilemez nitelikte, toplumun geneline yoğunlaşmış bir menfaat ise ağır basmalıdır.

Yetkili makamların ve mahkemelerin sınır dışı etme kararlarındaki rolü nedir?

AİHM ve Anayasa Mahkemesi, yetkili makamların ve mahkemelerin sınır dışı etme kararlarında detaylı bir inceleme yapmasını ve yeterli gerekçe sunmasını beklemektedir.

Anayasa Mahkemesi, 15.3.2022 tarihli Gulnura Toktomambetova Başvurusu (B. No: 2018/29906) kararında, idare mahkemesinin “idari işlemin başvurucunun aile hayatı üzerinde doğuracağı etkiler bakımından bir inceleme ve dengelemenin yapılmamış olduğu, aile hayatına saygı hakkı ile ilgili hiçbir gerekçeye yer verilmediği” gerekçesiyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Sınır dışı edilecek kişinin ailesini başka bir ülkeye götürebilme olasılığı nasıl değerlendirilmektedir?

AİHM ve Anayasa Mahkemesi, sınır dışı edilecek kişinin ailesi ile birlikte başka bir ülkeye giderek orada yaşamını sürdürmesinin mümkün olup olmadığını değerlendirmektedir. Eğer aile başka bir ülkede birlikte yaşayabilecekse, bu durum aile yaşamının bozulmadığı yönünde bir kanaat oluşturabilmektedir.

Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, ailenin gidecekleri ülkede olağan dışı zorluklarla karşılaşıp karşılaşmayacağıdır. Özellikle çocukların varlığı halinde, çocuğun üstün menfaati göz önünde bulundurularak, olağan dışı uyum sorunları yaşama olasılığı değerlendirilmelidir.

Aile hayatına saygı hakkı kapsamında değerlendirme yapılamazsa, başka hangi hak kapsamında değerlendirme yapılabilir?

Aile hayatına saygı hakkı kapsamında değerlendirme yapılamaması durumunda, “özel hayata saygı” hakkı çerçevesinde de bir değerlendirme yapılabilir. Bu durumda, kişinin ülkeye entegrasyonunun boyutu göz önünde bulundurulur.

Özel hayata saygı hakkı kapsamında yapılacak değerlendirmede, kişinin ülkede geçirdiği süre, ülke ile kurduğu bağlar ve bu bağların kişinin yaşamına etkisi gibi faktörler dikkate alınabilir.

Sınır dışı edilme kararı kesinleştikten sonra aile bağı oluşursa ne olur?

Sınır dışı edilme kararının kesinleşmesinden sonra, örneğin evlilik veya çocuk sahibi olma gibi nedenlerle yeni bir aile bağı oluşursa, bu durumda yeni bir başvurunun idari makamlara yapılabileceği düşünülmektedir.

Bu yeni durum ışığında, idari makamlar yeni bir değerlendirme yapabilir ve yeni bir süreç başlatılabilir. Ancak bu konuda kesin bir düzenleme olmadığı için, her durum kendi özelinde değerlendirilmelidir.

Aile kavramı sadece resmi evlilik ilişkisini mi kapsar?

Hayır, aile kavramı sadece resmi evlilik ilişkisini kapsamamaktadır. AİHM, aile bağlarının varlığını değerlendirirken resmi bir evliliğin varlığını şart koşmamaktadır. De facto aile bağları da yeterli görülebilmektedir.

AİHM, K. ve T./Finlandiya ([BD], B. No: 25702/94, 12/7/2001) kararında “aile hayatının varlığının belirlenme

sinde esas ölçüt, resmi bir evlilik bağı değil; yakın kişisel bağların gerçekten var olup olmadığıdır” şeklinde hüküm vererek bu yaklaşımını ortaya koymuştur.

Sınır dışı etme kararlarında çocuğun üstün yararı nasıl değerlendirilmektedir?

Sınır dışı etme kararlarında çocuğun üstün yararı önemli bir değerlendirme kriteridir. AİHM ve Anayasa Mahkemesi, çocuğun yaşı, sınır dışı edilecek ebeveyne bağlılığı, muhtaçlık durumu, çocuğun hangi ülkede yaşamasının daha uygun olacağı gibi faktörleri dikkate almaktadır.

Üner/Hollanda (B. No: 46410/99, 18/10/2006) kararında AİHM, “çocukların menfaati ve refahı ile gidecekleri devlette karşılaşacakları zorluklar”ın değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu yaklaşım, çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

 

Bu konuyla ilgili detaylı bilgi almak için İstanbul / Üsküdar’daki hukuk büromuzu ziyaret edebilir ya da iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Ozan Soylu

Türkiye’den Sınırdışı Edilme Durumunda Ailenin Durumu

Yazıyı paylaşın: