
Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı ve Tazminat *2025
Zina sebebiyle boşanma, diğer boşanma sebeplerine göre mal rejiminin tasfiyesi ve tazminat talepleri açısından bazı özel düzenlemelere tabi tutulmuştur. Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 236/2 uyarınca zina sebebiyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak azaltabilir veya tamamen kaldırabilir. Ayrıca zina, şahsiyet haklarına ağır bir saldırı niteliğinde olduğundan, kusursuz eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin en tipik örneklerinden birini oluşturur.
Zina Halinde Mal Rejiminin Tasfiyesi
1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Zinanın Etkisi
Edinilmiş mallara katılma rejimi, TMK madde 218-241 arasında düzenlenmiştir ve yasal mal rejimi olarak kabul edilmektedir. Bu rejimde evlilik süresince edinilen mallar ile eşlerden her birinin kişisel malları ayrı ayrı değerlendirilir. Boşanma halinde, özellikle zina sebebiyle boşanmada, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi özel hükümlere tabidir.
Artık Değer Hesaplanması
Artık değer, TMK madde 231’de tanımlandığı üzere, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Bu hesaplamada öncelikle edinilmiş mallar ile kişisel mallar ayrılır, ardından edinilmiş mallara eklenecek değerler belirlenir ve son olarak borçlar düşülerek net artık değer tespit edilir.
Örneğin, Bay A evlilik süresince çalışarak 500.000 TL değerinde bir araba almıştır. Bu arabayı alırken 200.000 TL kredi kullanmıştır. Bay A’nın artık değeri hesaplanırken, araba edinilmiş mal olarak kabul edilecek ve değeri olan 500.000 TL’den, kredi borcu olan 200.000 TL düşülecektir. Böylece Bay A’nın arabasına ilişkin artık değeri 300.000 TL olarak tespit edilecektir. Eğer Bay A’nın başka edinilmiş malları da varsa, bunlar için de aynı hesaplama yapılacak ve tüm edinilmiş malların artık değerleri toplanarak toplam artık değer bulunacaktır.
Katılma Alacağının Azaltılması veya Kaldırılması
TMK madde 236/2’ye göre, zina sebebiyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. Bu düzenleme, Türk hukukuna özgü bir düzenlemedir. Zinada bulunan eşin, evlilik birliğine yaptığı katkı ve emeklerin görmezden gelinmesi anlamına gelebilecek bu düzenleme, doktrinde eleştirilere konu olmaktadır.
Hâkimin Takdir Yetkisi
Hakim, kusurlu eşin artık değerdeki payını belirlerken geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Bu yetkisini kullanırken evliliğin süresi, zinanın niteliği ve sürekliliği, eşlerin ekonomik durumları, evlilik birliğine yapılan katkılar gibi kriterleri değerlendirir. Hakimin takdir yetkisi mutlak olmayıp, hakkaniyet ölçütüyle sınırlandırılmıştır. Öğretide, hakimin bu yetkiyi kullanırken ihtiyatlı davranması ve mümkün olduğunca katılma alacağını tamamen kaldırmak yerine azaltma yoluna gitmesi gerektiği savunulmaktadır.
2. Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejiminde Zinanın Etkisi
Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi, TMK’nin 244-255. maddeleri arasında düzenlenmiş seçimlik mal rejimlerinden biridir. Bu rejimde de zina sebebiyle boşanmanın özel sonuçları bulunmaktadır. TMK madde 252 uyarınca, zina nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin payının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. Bu düzenleme, edinilmiş mallara katılma rejimindeki düzenlemeye paralel bir yapı göstermektedir.
Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde önemli olan nokta, burada katılma alacağı yerine doğrudan payın azaltılması veya kaldırılmasının söz konusu olmasıdır. Hakimin bu konudaki takdir yetkisi, edinilmiş mallara katılma rejimindeki gibi hakkaniyet ölçütüyle sınırlıdır. Hakim, zina sebebiyle boşanmada kusurlu eşin payını belirlerken, evliliğin süresi, tarafların ekonomik durumları ve evlilik birliğine yapılan katkıları dikkate alarak değerlendirme yapar.
3. Mal Rejimi Sözleşmelerinin Durumu
Eşler, TMK madde 202 uyarınca mal rejimi sözleşmesi yaparak yasal mal rejimi yerine başka bir mal rejimini seçebilirler. Zina sebebiyle boşanma halinde, eşlerin yapmış oldukları mal rejimi sözleşmelerinin akıbeti önem kazanmaktadır.
Eğer eşler mal rejimi sözleşmesiyle artık değere katılmada farklı bir oran belirlemiş iseler, doktrindeki hakim görüşe göre TMK madde 236/2’nin uygulanması mümkün olmayacaktır. Yani, eşler örneğin sözleşmeyle artık değere katılma oranını yüzde 40 – yüzde 60 olarak belirlemişlerse, zina sebebiyle boşanma durumunda bile hakim bu oranı değiştiremeyecek veya ortadan kaldıramayacaktır.
Çünkü TMK 236/2’nin uygulanması ancak yasal mal rejiminde öngörülen yüzde 50 oranının değiştirilmesi veya kaldırılması için mümkündür. Eşler sözleşmeyle farklı bir oran belirlemişlerse, bu onların ortak iradelerini yansıttığından, hakimin bu iradeye müdahale etmesi söz konusu olmayacaktır.
Mal rejimi sözleşmelerinin geçerliliği ve yorumu konusunda, sözleşme serbestisi ilkesi ile TMK’nin emredici hükümleri arasında bir denge kurulması gerekmektedir. Özellikle zina gibi kusurlu davranışların mal rejimine etkisini düzenleyen sözleşme hükümlerinin geçerliliği tartışma konusu olabilmektedir. Bu noktada hakimin, sözleşme hükümlerini hakkaniyet ölçütü çerçevesinde değerlendirmesi ve gerektiğinde müdahale etmesi mümkündür.
Zina Nedeniyle Tazminat
1. Maddi Tazminat
TMK madde 174/1 uyarınca, boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Bu hüküm, zina sebebiyle boşanma halinde özel bir önem kazanmaktadır.
Maddi Tazminatın Koşulları
Zina sebebiyle boşanmada maddi tazminata hükmedilebilmesi için belirli koşulların bir arada bulunması gerekmektedir. Öncelikle tazminat talebinde bulunan eşin, boşanma sebebiyle maddi bir zarara uğramış olması gerekir. Bu zarar, mevcut menfaatlerin kaybı şeklinde olabileceği gibi, beklenen menfaatlerin elde edilememesi şeklinde de ortaya çıkabilir. Örneğin, eşin sosyal güvencesinden yararlanma imkanının kaybı, ortak konuttan ayrılma zorunluluğu nedeniyle yapılan masraflar veya eşin gelirinden mahrum kalma gibi durumlar maddi zarar kapsamında değerlendirilir.
Maddi tazminat talebinde bulunabilmek için ikinci önemli koşul, tazminat talebinde bulunan eşin kusursuz veya daha az kusurlu olmasıdır. Zina durumunda, zinada bulunan eş ağır kusurlu kabul edildiğinden, aldatılan eş kural olarak maddi tazminat talep edebilecek konumda olacaktır.
Kusur ve Nedensellik Bağı
Zina sebebiyle boşanmada kusur ve nedensellik bağı özel bir önem taşımaktadır. Zinada bulunan eşin kusuru kural olarak sabittir ve bu kusur, boşanmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. Ancak maddi tazminat talep eden eşin de bazı kusurlu davranışları bulunabilir. Bu durumda hakim, tarafların kusur durumlarını karşılaştırmalı olarak değerlendirecek ve tazminat miktarını buna göre belirleyecektir.
Nedensellik bağı açısından ise, uğranılan zararın doğrudan boşanmadan ve zinadan kaynaklanması gerekir. Eğer zarar başka sebeplerden kaynaklanıyorsa veya boşanma ile zarar arasında uygun illiyet bağı yoksa, maddi tazminata hükmedilemez. Örneğin, eşin zina sebebiyle boşanma sonrasında yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle işini kaybetmesi durumunda, işsizlikten kaynaklanan maddi kayıplar ile boşanma arasındaki nedensellik bağı değerlendirilir.
Tazminat Miktarının Belirlenmesi
Zina sebebiyle boşanmada maddi tazminat miktarının belirlenmesi, hakimin takdir yetkisi kapsamında olmakla birlikte, bu yetki belirli kriterler çerçevesinde kullanılmaktadır. TMK madde 174/1’de “uygun bir maddi tazminat” ifadesi kullanılmış olup, bu uygunluğun tespitinde çeşitli faktörler dikkate alınır.
Hakim öncelikle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını değerlendirir. Bu değerlendirmede eşlerin mal varlığı, gelir durumu, yaşam standardı ve sosyal çevreleri gibi unsurlar göz önünde bulundurulur. Örneğin, yüksek gelir grubuna mensup bir ailenin boşanmasında, tazminat miktarı da buna uygun şekilde belirlenmelidir.
Evlilik süresinin uzunluğu da tazminat miktarının belirlenmesinde önemli bir kriterdir. Uzun süren bir evlilikte eşler arasındaki ekonomik bağımlılık ve beklentiler daha fazla olacağından, tazminat miktarı da buna göre artabilir. Ayrıca evlilik süresince eşlerin birbirlerinin mal varlığına yaptıkları katkılar da dikkate alınır.
Zina sebebiyle boşanmanın özelliği gereği, kusur durumu tazminat miktarının belirlenmesinde özel bir önem taşır. Zina eden eşin kusuru ağır olmakla birlikte, diğer eşin de bazı kusurlu davranışları varsa, bu durum TBK madde 51 ve 52 hükümleri çerçevesinde tazminat miktarının belirlenmesinde göz önünde bulundurulur.
Yargıtay içtihatlarında, maddi tazminatın boşanma sonrası yaşanabilecek ekonomik zorlukların giderilmesine yönelik bir telafi mekanizması olduğu vurgulanmaktadır. Bu nedenle tazminat miktarı, bir zenginleşme aracı olarak değil, gerçek zararın karşılanmasına yönelik olarak belirlenmelidir. Hakim, bu dengeyi gözetirken somut olayın tüm özelliklerini dikkate almalıdır.
2. Manevi Tazminat
Manevi Tazminatın Koşulları
TMK madde 174/2 uyarınca, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Zina sebebiyle boşanmada manevi tazminat talep edilebilmesi için birtakım koşulların varlığı aranmaktadır.
İlk olarak, manevi tazminat talebinde bulunacak eşin kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekir. Zinada bulunan eş ağır kusurlu kabul edildiğinden, aldatılan eş kural olarak bu koşulu sağlamış olacaktır. Ancak aldatılan eşin de bazı kusurlu davranışları söz konusu olabilir. Bu durumda hakim, kusur durumlarını karşılaştırmalı olarak değerlendirmelidir.
İkinci önemli koşul, boşanmaya sebep olan olaylarla kişilik haklarına saldırı arasında uygun nedensellik bağının bulunmasıdır. Zina fiilinin doğrudan kişilik haklarını ihlal edici nitelikte olması ve bu ihlal ile manevi zarar arasında nedensellik bağının bulunması gerekir.
Kişilik Haklarına Saldırı
Zinanın kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyıp taşımadığı konusunda doktrinde farklı görüşler bulunmakla birlikte, hakim görüş zinanın başlı başına kişilik haklarına ağır bir saldırı oluşturduğu yönündedir. Yargıtay da birçok kararında zina eyleminin aldatılan eşin onur ve saygınlığını zedelediğini, toplum içindeki konumunu sarstığını ve derin bir elem ve ızdıraba yol açtığını kabul etmektedir.
Zina fiilinin gerçekleştirilme biçimi, süresi ve yarattığı sonuçlar da kişilik haklarına saldırının ağırlığını belirlemede önem taşır. Örneğin, zinanın aleni şekilde gerçekleştirilmesi, ortak sosyal çevrede bilinir hale gelmesi veya evlilik dışı çocuk doğumu gibi durumlar, kişilik haklarına saldırının yoğunluğunu artıran faktörler olarak değerlendirilir.
Bununla birlikte, her zina vakasının otomatik olarak manevi tazminata hak kazandırmayacağı da kabul edilmektedir. Örneğin, eşin zinaya kayıtsız kaldığı, hatta teşvik ettiği veya kendisinin de benzer davranışlarda bulunduğu durumlarda manevi tazminat talep edilemeyeceği doktrinde kabul edilmektedir.
Tazminat Miktarının Belirlenmesi
Zina sebebiyle boşanmada manevi tazminat miktarının belirlenmesi, hakimin takdir yetkisi kapsamında olmakla birlikte, bu yetki hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde kullanılmalıdır. Yargıtay içtihatlarına göre, manevi tazminat bir zenginleşme aracı olmayıp, kişilik haklarına yapılan saldırının neden olduğu manevi zararın telafisi amacını taşımaktadır.
Hakim, tazminat miktarını belirlerken öncelikle tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını göz önünde bulundurur. Bu değerlendirmede eşlerin yaşam standartları, toplumsal konumları ve mali güçleri önem taşır. Ayrıca evliliğin süresi, zinanın gerçekleştirilme biçimi ve yarattığı toplumsal etki de dikkate alınması gereken faktörlerdir.
Manevi tazminat miktarı belirlenirken, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile tazminat miktarı arasında makul bir denge kurulmalıdır. Örneğin, zinanın aleni şekilde gerçekleştirilmesi, ortak sosyal çevrede bilinir hale gelmesi veya evlilik dışı çocuk doğumu gibi durumlar tazminat miktarının artırılmasını gerektirebilir.
Bununla birlikte, tazminat miktarı hiçbir zaman zenginleşme aracı haline gelmemeli ve kusurlu eşi ekonomik açıdan çöküntüye uğratacak düzeyde olmamalıdır.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında vurgulandığı üzere, manevi tazminat miktarı belirlenirken TBK’nin 51. ve 52. maddelerinde düzenlenen indirim sebepleri de dikkate alınmalıdır. Özellikle aldatılan eşin de bazı kusurlu davranışlarının bulunması halinde, bu durum tazminat miktarının belirlenmesinde göz önünde bulundurulur. Ancak bu değerlendirmede, zinanın ağır bir kusur teşkil ettiği ve kişilik haklarına ciddi bir saldırı oluşturduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Usul Hükümleri
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Zina sebebiyle boşanmadan kaynaklanan mal rejiminin tasfiyesi ve tazminat davaları için görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun uyarınca, mal rejiminin tasfiyesi ve tazminat talepleri aile mahkemesinin görev alanına girmektedir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise bu davalara Asliye Hukuk Mahkemesi bakar.
Yetkili mahkeme konusunda HMK’nin genel yetki kuralları uygulanır. Buna göre davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Ancak mal rejiminin tasfiyesi ve tazminat davaları, boşanma davasının fer’i (ikincil) niteliğinde ise, boşanma davasına bakan mahkemede görülebilir. Boşanma kararından sonra açılan bağımsız davalarda ise genel yetki kuralları uygulanır.
Dava Açma Süresi
TMK madde 178 uyarınca, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan maddi ve manevi tazminat talepleri, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmelidir. Bu süre hak düşürücü niteliktedir ve hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınır.
Mal rejiminin tasfiyesi davası açısından ise TMK’de özel bir süre öngörülmemiştir. Bu nedenle genel zamanaşımı süreleri uygulanır. Katılma alacağı ve değer artış payı alacağı için on yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur. Bu süre, mal rejiminin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
İspat Yükü
Mal rejiminin tasfiyesi davalarında ispat yükü, TMK madde 6 gereğince kural olarak hakkını dayandırdığı olguları ispat etmekle yükümlü olan tarafa aittir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, bir malın edinilmiş mal olduğunu iddia eden taraf bunu ispatla yükümlüdür. Kişisel mallar ise TMK madde 222 uyarınca belgelenmelidir.
Tazminat davalarında ise, maddi veya manevi tazminat talep eden eş, zararını ve bu zararla zina fiili arasındaki nedensellik bağını ispat etmelidir. Ayrıca zinadan kaynaklanan boşanma kararı kesinleşmiş ise, bu karar tazminat davası açısından kusuru ispatlayıcı kesin delil niteliğindedir.
Geçici Hukuki Korumalar
Mal rejiminin tasfiyesi ve tazminat davalarında, dava konusu mal varlığı değerlerinin korunması amacıyla geçici hukuki korumalar talep edilebilir. HMK madde 389 ve devamı hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Özellikle mal kaçırma tehlikesinin bulunduğu hallerde, malların devir ve temlikinin önlenmesi için tedbir kararı alınması mümkündür.
Ayrıca TMK madde 169 uyarınca, boşanma davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve malların yönetimine ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden alır. Bu kapsamda ortak konutun kullanımı, müşterek malların idaresi gibi konularda geçici düzenlemeler yapılabilir.
Sık Sorulan Sorular
Zina Eden Eş Hiç Katılma Alacağı Alamaz mı?
Zina sebebiyle boşanmada hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak azaltabilir veya tamamen kaldırabilir. Ancak eşin evlilik boyunca edinilmiş mallara yaptığı katkılar tamamen göz ardı edilemez. Uygulamada hakimler genellikle tamamen kaldırma yerine azaltma yoluna gitmektedir.
Zina Eden Eşin Katkı Payı Alacağı da Etkilenir mi?
Hayır. TMK 236/2 maddesi sadece artık değere katılma alacağı için geçerlidir. Değer artış payı ve katkı payı alacağı talepleri bu düzenlemenin kapsamı dışındadır. Zina eden eş bu alacaklarını tam olarak talep edebilir.
Her İki Eş de Zina Yapmışsa Tazminat Talep Edilebilir mi?
Eşlerin karşılıklı olarak zina yapması durumunda her iki taraf da eşit kusurlu sayılacağından, hiçbiri diğerinden maddi veya manevi tazminat talep edemez. Bu durumda yasal mal rejimi hükümleri normal şekilde uygulanır.
Boşanma Davası Devam Ederken Eş Ölürse Mal Paylaşımı Nasıl Olur?
Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi halinde, evlilik ölümle sona ermiş sayılır. Bu durumda TMK 236/2 uygulanamaz çünkü madde sadece zina sebebiyle boşanma halinde uygulanabilir. Ölen eşin mirasçıları mal rejiminin tasfiyesini genel hükümlere göre talep edebilirler.
Zina Nedeniyle İstenen Manevi Tazminat Taksitle Ödenebilir mi?
TMK 176/2’ye göre manevi tazminat bir defada ödenmelidir. Maddi tazminattan farklı olarak manevi tazminatın irat şeklinde ödenmesine karar verilemez.
Evlilik Süresince Edinilen Tüm Mallar Paylaşıma Konu Olur mu?
Hayır. TMK’ya göre kişisel mallar (miras, bağış yoluyla edinilen mallar, manevi tazminat alacakları gibi) paylaşıma konu olmaz. Sadece evlilik süresince çalışma veya emek karşılığı edinilen mallar, sosyal güvenlik ödemeleri gibi edinilmiş mallar paylaşıma tabidir.
Zina Eden Eş Kişisel Mallarını da Kaybeder mi?
Kesinlikle hayır. Zina sebebiyle boşanmada bile, kişisel mallar üzerindeki mülkiyet hakları etkilenmez. TMK 236/2 sadece edinilmiş mallardaki artık değere katılma payının azaltılması veya kaldırılmasına imkan verir.
Eşlerden Biri Zinaya Zorlanmışsa Tazminat Öder mi?
Hayır. Eğer eş zinaya zorlanmış veya tehdit edilmişse, ortada kusurlu bir davranış olmadığından tazminat ödemesi söz konusu olmaz.
Zina İspatlanamadı Ama Başka Sebeple Boşanıldı, Tazminat Alınabilir mi?
Evet, ancak bu durumda TMK 236/2’deki özel düzenleme uygulanamaz. Eğer boşanma başka bir sebeple gerçekleşmişse, genel hükümler çerçevesinde tazminat talep edilebilir.
Boşanma Kararı Kesinleşmeden Mal Paylaşımı Yapılabilir mi?
Hayır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, boşanma kararı kesinleşmeden mal rejiminin tasfiyesi yapılamaz. Mal rejimi davası açılmışsa, boşanma davası bekletici mesele yapılır.
Eşlerden Biri Evlilik Dışı Çocuk Sahibi Olduysa Tazminat Artar mı?
Evet, evlilik dışı çocuk sahibi olunması durumu manevi tazminatın belirlenmesinde ağırlaştırıcı bir faktör olarak değerlendirilir. Çünkü bu durum, aldatılan eşin kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığını artıran ve toplumsal etkisi daha yüksek olan bir durumdur.
Ortak Konut Zinada Bulunan Eşe Verilebilir mi?
Prensip olarak verilebilir, ancak hakim TMK 169 uyarınca geçici önlemler kapsamında ortak konutun kullanımını belirlerken, özellikle varsa çocukların yararını ve eşlerin kusur durumlarını göz önünde bulundurur. Uygulamada genellikle kusursuz eşe bırakılmaktadır.
Zina İddiası İspatlanamadıysa Tazminat Ödenebilir mi?
Eğer zina iddiası ispatlanamadıysa ve taraflar başka bir sebeple boşanmışsa, zina sebebine bağlı özel sonuçlar (TMK 236/2 gibi) uygulanamaz. Ancak genel hükümlere göre, kusur durumu ve diğer koşullar varsa tazminata hükmedilebilir.
Evlilik Süresince Alınan Krediler Nasıl Paylaştırılır?
Evlilik süresince edinilmiş mallar için alınan krediler, o malın değerinden düşülür. Örneğin evlilik süresince alınan bir ev için çekilmiş kredi, evin artık değer hesaplamasında borç olarak düşülür. Ancak önemli olan kredinin hangi mal için alındığı ve kimin üzerine olduğudur. Kişisel mallar için alınan krediler, o eşin kişisel borcu sayılır.
Zina Sebebiyle Boşanmada Çocuk Varsa Maddi Tazminat Artar mı?
Çocukların varlığı doğrudan maddi tazminat miktarını artıran bir sebep değildir, çünkü çocukların bakımı ve ihtiyaçları iştirak nafakası ile karşılanır. Ancak hakim, özellikle manevi tazminat miktarını belirlerken, zinanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini de değerlendirebilir.
Mal Rejiminin Tasfiyesi İçin Ayrı Dava Açılması Gerekir mi?
Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi, boşanma davası kesinleştikten sonra ayrı bir dava ile de istenebilir. Ancak uygulamada, davaların birlikte görülmesi usul ekonomisi açısından daha uygundur. Ayrı dava açılması halinde boşanma davası bekletici mesele yapılır.
İlginizi Çekebilir:
Zina Sebebiyle Boşanmada Nafaka Yükümlülüğü
Zina Davası 3. Kişiye Karşı Açılır mı?
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı ve Tazminat