Annelik Davası: Nüfus Kaydının Düzeltilmesi ve Analık Davası Süreci
ANNELİK DAVASI ve SOYBAĞI TESPİTİ:
Annelik Davası Nedir?
Annelik davası olarak yaygın bir şekilde de bilinen ”anne ile soybağının tespiti davası”, aslına bakılırsa nüfus sicilinin düzeltilmesi davasıdır.
Annelik davası, çocuğun kimliği ve soy bağına ilişkin hukuki bir süreci temsil eder. Türk Medeni Kanunu’nun soybağı kurallarına göre, çocuk ile ana arasındaki soy bağı doğumla kurulur (TMK 282. madde). Bu düzenleme, çocuğu doğuran kişinin onun biyolojik annesi olduğunu belirtir. Ancak çeşitli durumlarda çocuk, nüfus kaydında biyolojik annesi dışında bir kadının kütüğüne kayıtlı olabilir. Bu durumda, biyolojik annenin analığı mahkeme tarafından tespit edilerek, yanlış nüfus kaydının düzeltilmesi için açılan dava anneliğin tespiti davası olarak adlandırılır.
Neden Annelik Davası Açılır?
Anne ile soybağının tespiti davası, genellikle soy bağının belirlenmesi amacıyla açılan bir hukuki süreci ifade eder. Bu dava, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir ve genellikle şu durumları içerir:
Nüfus Kaydının Hatalı Olması: Bir çocuğun nüfus kaydı, biyolojik annesi yerine başka bir kadının adına kaydedilmiş olabilir. Annelik davası, bu hatalı kaydın düzeltilmesi ve çocuğun gerçek biyolojik annesinin belirlenmesi için açılır.
Biyolojik Annenin Kimliğini Kanıtlamak: Çocuğu doğuran kişi, biyolojik annesi olmasına rağmen nüfus kaydında bu durum doğru şekilde yansıtılmamış olabilir. Annelik davası, biyolojik annenin kimliğini kanıtlamak ve soy bağını hukuki olarak tescil etmek amacıyla başlatılır.
Velayet ve Miras Haklarının Belirlenmesi: Annelik davası genellikle velayet durumu, miras hakları ve diğer hukuki konuları da içerir. Çocuğun biyolojik annesinin kim olduğunun belirlenmesi, bu hakların adil bir şekilde dağıtılmasını sağlar.
Biyolojik Anne İddialarının İncelenmesi: Bazı durumlarda, çocuğun biyolojik annesi olduğunu iddia eden bir kişi, bu durumu kanıtlamak amacıyla annelik davası açabilir. Diğer taraftan, başka bir kişi de çocuğun soy bağlarını sorgulayabilir ve bu durumu mahkemeye taşıyabilir.
Annelik Davası Nerede Açılır?
Annelik davası, soy bağlarının belirlenmesi sürecinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde başvuru yaparak açılır. Asliye Hukuk Mahkemeleri, medeni hukuk alanındaki davaların çoğuna yetkili mahkeme olarak atanmıştır. Bu nedenle, annelik davaları da bu mahkemelerde görülür ve çözüme kavuşturulur. Annelik davasında yetkili mahkeme ise davacının yerleşim yeri mahkemesidir.
Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası ve DNA Testi
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında DNA testi, biyolojik soy bağlarını belirlemede kullanılan önemli bir bilimsel yöntemdir. Bu test, genellikle kan veya tükürük örnekleri üzerinden gerçekleştirilir. Laboratuvar analizi ve sonuçların değerlendirilmesi aşamalarından geçen DNA testi, mahkemeye sunularak soy bağlarının kesin olarak belirlenmesine ve nüfus kaydının düzeltilmesine katkı sağlar. DNA Testi, Adli Tıp Kurumu ya da Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan genetik tanı laboratuvarlarında yapılır.
Annelik Davası Kime Açılır?
Annelik davasında davalı, kayden anne olarak görünen kişi ve Nüfus Müdürlüğü’dür. Bu dava, çocuğun soy bağlarını belirleme sürecinde açılır ve biyolojik anne olup olmadığını ispatlamak amacı taşır. Dolayısıyla, analık davasında davalı, Nüfus kayıtlarında anne olarak görünen kişi ve Nüfus Müdürlüğü olacaktır.
Annelik Davasını Kimler Açabilir?
Annelik davasında davacı aşağıda sayılan kişiler olabilir:
Biyolojik Anne: Bir kişi, kendi biyolojik anneliğini kanıtlamak veya tanımak amacıyla annelik davası açabilir.
Çocuğun Mirasçıları: Çocuğun biyolojik annesi olduğunu iddia eden birinin mirasçıları, soy bağına ilişkin belirsizlik durumunda annelik davası açabilir.
Nüfus Kaydı Yanlış Kaydedilen Çocuk veya Mirasçıları: Çocuğun nüfus kaydının yanlış biyolojik anne adına kaydedilmiş olması durumunda, çocuk veya mirasçıları, annelik davası açarak düzeltme talebinde bulunabilir.
Nüfusta Anne Olarak Kayıtlı Bulunan Kişi veya Mirasçıları: Nüfus kayıtlarında anne olarak görünen kişi veya onun mirasçıları, çocuğun gerçek biyolojik annesinin kim olduğunu tespit etmek amacıyla annelik davası açabilir.
Annelik Tespit Davası Masrafı Ne Kadar?
Annelik tespit davası masrafları, davaya konu olan duruma, kullanılan hukuki yöntemlere ve avukat ücretlerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Her dava benzersizdir ve masrafların belirlenmesinde çeşitli faktörler etkilidir. Ancak genel olarak şu unsurlar masrafları etkileyebilir:
Avukat Ücretleri: Annelik davası sürecinde bir avukattan hukuki destek almak yaygındır. Avukat ücretleri, avukatın deneyimi, davanın karmaşıklığı ve sürecin uzunluğuna bağlı olarak değişebilir.
Mahkeme Harçları: Mahkemeye başvururken ödenen harçlar, davaya bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Bilirkişi ve Uzman Raporları: DNA testi gibi bilimsel yöntemlerle yapılan incelemeler için gerekli olan bilirkişi ve uzman raporları da masrafları etkileyebilir.
Duruşma ve İcra Masrafları: Davanın duruşma aşamasına geçmesi durumunda, duruşma ve icra işlemleri için ek masraflar ortaya çıkabilir.
Tespit Davası Sonucunda Ne Olur?
Tespit davası, genellikle çeşitli hukuki nedenlerle belirsizlik içeren durumları çözmek veya netleştirmek amacıyla açılır. Bu tür bir davaya ilişkin olarak alınan kararlar, davaya konu olan duruma bağlı olarak değişiklik gösterebilir. İşte tespit davası sonuçlarından bazıları:
Haklı Bulunma veya Redd:
Mahkeme, tespit davasında delilleri değerlendirir ve çeşitli hukuki faktörlere göre karar verebilir. Davacı, biyolojik anne-baba ilişkisinin tanınmasını istiyorsa ve mahkeme bunu haklı bulursa, soy bağı tespit edilir. Aksi takdirde, mahkeme davayı reddedebilir.
Nüfus Kaydının Düzeltmesi:
Mahkeme, tespit davasının sonucuna bağlı olarak nüfus kaydını düzeltebilir. Eğer biyolojik anne-baba ilişkisi tespit edilirse, nüfus kaydında gerekli düzeltmeler yapılır.
Hak ve Sorumlulukların Belirlenmesi:
Mahkeme, tespit davası sonucunda çocuğun hakları, velayet durumu ve miras gibi önemli hukuki konuları belirleyebilir.
Velayet Durumu:
Annelik davası genellikle çocuğun velayet durumunu etkiler. Mahkeme, çocuğun biyolojik annesinin kim olduğunu belirledikten sonra velayet konusunda karar verebilir.
Analık Davası Hak Düşürücü Süre Ne Kadardır?
Analık davası için Türk Medeni Kanunu’nda belirli bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Yani, bu tür bir davayı açmak için belirli bir zaman sınırlaması bulunmamaktadır.
Anneliğin Tespiti Davası Ne Kadar Sürmektedir?
Anneliğin tespiti davasının süresi uygulamada 1-3 sene arası değişir.
ANNELİĞİN TESPİTİ DAVASINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
‘’Anneliğin tespiti istemi, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Davanın vekil eliyle açıldığı hallerde vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması şarttır (HMK mad.74). Buna göre, davacılar adına anneliğin tespiti başvurusunda bulunan Av. …’a özel yetki içeren vekâletname vermesi için uygun süre verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi; dava, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup kamu düzenine ilişkin olan bu tür davalarda, hâkim maddi olguları re’sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Türk Medeni Kanunu’nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 292/1. maddesinde, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak ve ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceği hükmü bağlandığından, mahkemece söz konusu hüküm çerçevesinde annelik iddiası ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulü, doğru görülmemiştir.’’ (YARGITAY 8. HD. 2017/10381 E., 2019/4602 K.)
‘’Somut olayda, davacı …’nin, davalılar…’nın annesi olduğu ileri sürüldüğüne göre, dava vatandaşlığın tespitine yönelik olmayıp, anneliğin tespiti istemine ilişkindir. Bu durumda anneliğin tespitini isteyen davacının dava açmakta hukuki yararı vardır. Davacının eldeki davayı açmadan önce herhangi bir idari makama başvuru zorunluluğu da bulunmadığına göre; toplanmış ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek işin esası hakkında karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.’’ (YARGITAY 8. HD. 2020/625 E., 2021/5258 K.)
‘’Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, “anne olduğu iddia edilen … … ile davacı arasında 17.08.2021 tarihli Ankara Adli Tıp Kurumu DNA raporuna göre … olduğu düşünülen müteveffanın, … için Biyolojik anneliği reddedildiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının talepleri arasında nüfusta kayden annesi olarak görünen …’nin annesi olmadığının tespiti olduğuna göre, nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, davacı ile davacının kayden annesi olarak görünen … … arasında DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek davacının bu talebi ile ilgili bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.’’ (YARGITAY 2.HD. 2022/6488 E., 2022/7402 K.)
‘’ Aile Mahkemeleri TMK’nın 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK’nın 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda, davacılar, kök muris … … kızı …’nin çocuksuz olarak İzzet’ten boşandığı ve …’in oğlu olduğu söylenen …’nın annesi olarak görünen …’nin, … … kızı … olmadığını iddia ederek nüfus kayıtlarının gerçek duruma uygun olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Türk Aile Hukukunda tüp bebek ve kiralık annelik dışında ana açısından soy davası olamaz. Bu haliyle dava, nüfus kayıtlarında ana adının düzeltilmesi/değiştirilmesine ilişkin olup, nüfus davası olarak asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir.’’ (YARGITAY 20. HD. 2015/3983 E., 2015/9817 K.)
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.