Ayni Sermaye Değer Tespiti Davası – Av. Ozan Soylu
Ayni sermaye değer tespiti davası, anonim ve limited şirketlerin kuruluşunda veya sermaye artırımında kritik öneme sahip bir hukuki süreçtir. Bu değer tespiti davası, şirkete konulacak para dışındaki ayni sermaye unsurlarının gerçek değerinin mahkeme tarafından belirlenmesini amaçlar. TTK m.343 uyarınca açılan bu dava, şirket sermayesinin korunması ve alacaklıların menfaatlerinin gözetilmesi açısından büyük önem taşır. Mahkemece atanan bilirkişilerin incelemesi ve değerlendirmesi sonucunda tespit edilen değer, şirketin kuruluş veya sermaye artırım işlemlerinde esas alınır. Bu yazıda, ayni sermaye değer tespiti davasının hukuki çerçevesi ele alınmaktadır.
Ayni sermaye nedir ve hangi unsurlar ayni sermaye olarak konulabilir?
Ayni sermaye, para dışında kalan ve ekonomik değeri olan mal ve hakların şirkete sermaye olarak konulmasıdır. TTK m.342 ve 581’e göre üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Örneğin taşınmazlar, taşınırlar, fikri mülkiyet hakları, alacak hakları ayni sermaye olarak konulabilir. Ancak hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.
Ayni sermaye değer tespiti davası nedir ve neden açılır?
Ayni sermaye değer tespiti davası, anonim veya limited şirkete sermaye olarak konulacak ayni sermayenin gerçek değerinin mahkemece tespit edilmesi amacıyla açılan bir davadır. TTK m.343 gereğince, ayni sermayeye ve devralınacak işletme ve ayınlara değer biçilmesi için şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bilirkişi atanması talep edilir. Bu dava ile ayni sermayenin gerçek değeri tespit edilerek, şirket sermayesinin korunması ve şirket alacaklılarının menfaatlerinin gözetilmesi amaçlanır.
Ayni sermaye değer tespitinde bilirkişi raporunun önemi nedir?
Ayni sermaye değer tespitinde bilirkişi raporu büyük önem taşımaktadır. Mahkemece atanan bilirkişiler, ayni sermayenin niteliğine göre gerekli incelemeleri yaparak gerçek değerini tespit eder ve raporunda ayrıntılı gerekçelerle açıklar. Bilirkişi raporunda, seçilen değerleme yönteminin somut olay için en adil ve uygun yöntem olduğunun gerekçeleriyle açıklanması şarttır. Mahkeme, bilirkişi raporunu değerlendirerek ayni sermayenin değerini belirler. Bir Yargıtay kararında “(…) bilirkişi heyetinin raporunun TTK’nun 329 vd. maddeleri özellikle 343. maddesinde belirtilen nitelikte değerlendirme kriterlerine göre değer tespitinin yapıldığı anlaşılmakla söz konusu raporun onaylanması uygun görülmüştür (…)” şeklinde hüküm verilerek bilirkişi raporunun önemi vurgulanmıştır.
Ayni sermaye değer tespiti davasında mahkemenin rolü nedir?
Mahkeme, ayni sermaye değer tespiti davasında aktif bir rol oynar. Öncelikle bilirkişi atanmasına karar verir ve uygun niteliklere sahip bilirkişileri seçer. Bilirkişi raporunu değerlendirir, gerekirse ek rapor aldırabilir veya yeni bilirkişi atayabilir. Nihai olarak ayni sermayenin değerini tespit eder ve bu değeri onaylar. Mahkemenin bu kararı, ayni sermayenin şirkete getirilmesi ve sermaye artırımının tescili aşamalarında esas alınır. Mahkeme ayrıca, tarafların ve menfaat sahiplerinin itirazlarını da değerlendirir.
Ayni sermaye değer tespitinde hangi yöntemler kullanılır?
Ayni sermaye değer tespitinde, sermayenin niteliğine göre farklı değerleme yöntemleri kullanılabilir. Taşınmazlar için emsal karşılaştırma, gelir yöntemi veya maliyet yöntemi; makine ve teçhizat için yeniden üretim maliyeti veya ikame maliyeti yöntemi; fikri mülkiyet hakları için gelir yöntemi veya piyasa değeri yöntemi gibi yöntemler kullanılabilir. Bilirkişiler, somut olayın özelliklerine göre en uygun yöntemi seçmeli ve gerekçesini açıklamalıdır. Örneğin bir taşınmaz değerlemesinde, hem emsal karşılaştırma hem de gelir yöntemi kullanılarak sonuçlar karşılaştırılabilir.
Ayni sermaye değer tespiti davasında taraflar kimlerdir?
Ayni sermaye değer tespiti davası, çekişmesiz yargı işi niteliğindedir. Davayı açan taraf genellikle şirket veya şirket kurucularıdır. Ancak davanın tarafları klasik anlamda davacı-davalı şeklinde değildir. Şirket, kurucular, ayni sermaye getiren ortak ve diğer pay sahipleri ilgili olarak davaya katılabilir ve görüşlerini bildirebilir. Ayrıca mahkeme, gerekli gördüğü kişileri dinleyebilir. Örneğin, bir taşınmazın ayni sermaye olarak konulması durumunda, taşınmazın maliki olan ortak davanın tarafı olabilir.
Ayni sermaye değer tespiti davasında süreç nasıl işler?
Ayni sermaye değer tespiti davası şu aşamalardan geçer:
- Dava dilekçesinin mahkemeye sunulması
- Mahkemenin bilirkişi atanmasına karar vermesi
- Bilirkişilerin inceleme yapması ve rapor hazırlaması
- Raporun mahkemeye sunulması ve taraflara tebliği
- Varsa itirazların değerlendirilmesi
- Gerekirse ek rapor alınması
- Mahkemenin nihai kararını vermesi ve değeri onaylaması
Bu süreç genellikle birkaç ay içinde tamamlanır, ancak somut olayın özelliklerine göre süre uzayabilir.
Ayni sermaye değer tespitinde dikkate alınması gereken faktörler nelerdir?
Ayni sermaye değer tespitinde şu faktörler dikkate alınmalıdır:
- Sermayenin niteliği ve özellikleri
- Piyasa koşulları ve emsal değerler
- Sermayenin kullanım amacı ve potansiyeli
- Varsa üzerindeki sınırlamalar ve yükler
- Değerleme tarihi itibariyle ekonomik koşullar
- Sektörel trendler ve beklentiler
- Sermayenin yasal durumu ve mevzuattaki yeri
- Teknolojik gelişmeler ve sermayenin güncelliği
Örneğin bir patent değerlemesinde, patentin kalan koruma süresi, ticarileşme potansiyeli ve sektördeki teknolojik gelişmeler mutlaka dikkate alınmalıdır.
Ayni sermaye değer tespitinde sıkça karşılaşılan sorunlar nelerdir?
Ayni sermaye değer tespitinde sıkça karşılaşılan sorunlar şunlardır:
- Uygun değerleme yönteminin seçilmemesi
- Piyasa koşullarının yeterince analiz edilmemesi
- Sermayenin özel niteliklerinin gözardı edilmesi
- Bilirkişilerin yeterli uzmanlığa sahip olmaması
- Değerleme tarihinin doğru belirlenmemesi
- Üzerindeki yüklerin etkisinin hesaplanmaması
- Gelecekteki potansiyelin abartılması veya gözardı edilmesi
- Yasal kısıtlamaların dikkate alınmaması
Bu sorunların önüne geçmek için, mahkemenin uygun niteliklere sahip bilirkişileri seçmesi ve raporu titizlikle incelemesi önem taşır.
Ayni sermaye değer tespitinde ipotek veya haciz bulunan malvarlığı unsurları nasıl değerlendirilir?
TTK m.342 ve 581’e göre üzerinde haciz veya ipotek bulunan malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulamaz. Ancak bu düzenleme doktrinde eleştirilmektedir. Bazı yazarlar, üzerinde ipotek veya haciz bulunan malvarlığı unsurunun, bu yükler düşüldükten sonraki net değeri üzerinden ayni sermaye olarak kabul edilebileceğini savunmaktadır. Bir Yargıtay kararında “(…) taşınmazın gerçek değerinin, onu kısıtlayan ipotek bedelinden fazla olduğu bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir. Buna göre taşınmazın gerçek değerinin, onu kısıtlayan ipotek bedelinden fazla olduğu hallerde ayni sermaye olarak kabulüne olanak tanınmalıdır (…)” şeklinde hüküm verilerek bu görüşü destekler nitelikte bir yaklaşım sergilenmiştir.
Ayni sermaye değer tespitinde fikri mülkiyet hakları nasıl değerlendirilir?
Fikri mülkiyet haklarının (patent, marka, telif hakkı gibi) değerlemesi özel uzmanlık gerektirir. Bu haklarda genellikle gelir yöntemi veya piyasa değeri yöntemi kullanılır. Değerlemede şu hususlar dikkate alınır:
- Koruma süresi ve kapsamı
- Ticarileşme potansiyeli
- Lisanslama imkanları
- Sektördeki teknolojik gelişmeler
- Benzer hakların piyasa değeri
- Geçmiş gelir verileri ve gelecek projeksiyonları
- Hakkın ihlal edilme riski ve korunma maliyetleri
Örneğin bir marka değerlemesinde, markanın tanınırlığı, hedef kitle üzerindeki etkisi, gelecekteki büyüme potansiyeli gibi faktörler mutlaka değerlendirilmelidir.
Ayni sermaye değer tespitinde taşınmazlar nasıl değerlendirilir?
Taşınmazların değerlemesinde genellikle emsal karşılaştırma, gelir yöntemi veya maliyet yöntemi kullanılır. Değerlemede şu hususlar dikkate alınır:
- Konum ve ulaşım imkanları
- İmar durumu ve yapılaşma hakları
- Fiziksel özellikleri ve kullanım alanı
- Benzer taşınmazların satış fiyatları
- Kira getirisi ve potansiyeli
- Yatırım değeri ve gelişme potansiyeli
- Üzerindeki yapıların durumu ve değeri
- Çevresel faktörler ve altyapı olanakları
Örneğin bir ticari gayrimenkulün değerlemesinde, hem emsal satışlar hem de kira gelirleri üzerinden hesaplama yapılarak sonuçlar karşılaştırılabilir.
Ayni sermaye değer tespitinde makine ve teçhizat nasıl değerlendirilir?
Makine ve teçhizatın değerlemesinde genellikle yeniden üretim maliyeti veya ikame maliyeti yöntemi kullanılır. Değerlemede şu hususlar dikkate alınır:
- Üretim yılı ve teknolojik güncelliği
- Fiziksel durumu ve bakım geçmişi
- Üretim kapasitesi ve verimliliği
- Piyasadaki benzer makinelerin fiyatları
- Yenileme veya ikame maliyeti
- Ekonomik ömrü ve amortisman durumu
- Özel nitelikleri ve kullanım alanları
- Yedek parça ve servis imkanları
Örneğin bir CNC tezgahının değerlemesinde, hem mevcut durumu hem de piyasadaki muadillerinin fiyatları dikkate alınarak bir değer belirlenir.
Ayni sermaye değer tespitinde ticari işletme nasıl değerlendirilir?
Ticari işletmenin değerlemesinde genellikle indirgenmiş nakit akımları yöntemi veya piyasa çarpanları yöntemi kullanılır. Değerlemede şu hususlar dikkate alınır:
- Geçmiş finansal performans ve gelecek projeksiyonları
- Pazar payı ve rekabet durumu
- Maddi ve maddi olmayan varlıkların değeri
- Yönetim kalitesi ve insan kaynakları
- Müşteri portföyü ve iş ilişkileri
- Marka değeri ve piyasa itibarı
- Sektörel trendler ve büyüme potansiyeli
- Risk faktörleri ve yasal düzenlemeler
Örneğin bir perakende işletmesinin değerlemesinde, hem mevcut mağazaların performansı hem de gelecekteki büyüme planları dikkate alınarak bir değer belirlenir.
Ayni sermaye değer tespitinde değerleme tarihi nasıl belirlenir?
Ayni sermaye değer tespitinde değerleme tarihi önemlidir çünkü sermayenin değeri zaman içinde değişebilir. Genel olarak, değerleme tarihi şu kriterlere göre belirlenir:
- Şirketin kuruluş tarihi veya sermaye artırım kararı tarihi
- Mahkemeye başvuru tarihi
- Bilirkişi inceleme tarihi
Mahkeme, somut olayın özelliklerine göre en uygun tarihi belirler. Örneğin, hızlı değer değişimine konu olan varlıklarda bilirkişi inceleme tarihi esas alınabilirken, daha stabil varlıklarda kuruluş veya sermaye artırım kararı tarihi tercih edilebilir.
Ayni sermaye değer tespitinde yapılan itirazlar nasıl değerlendirilir?
Ayni sermaye değer tespitinde taraflar ve ilgililer, bilirkişi raporuna ve mahkeme kararına itiraz edebilir. İtirazlar şu şekilde değerlendirilir:
- İtirazlar yazılı olarak mahkemeye sunulur.
- Mahkeme, itirazları bilirkişilere iletebilir ve ek rapor isteyebilir.
- Gerekirse yeni bilirkişi atanabilir veya keşif yapılabilir.
- Mahkeme, itirazları değerlendirerek karara bağlar.
Bir Yargıtay kararında “(…) Resmî nitelik taşıyan bu rapora mahkemede, kurucular, kuruluş denetçisi ve menfaat sahipleri itiraz edebilir (…)” şeklinde hüküm verilerek, itiraz hakkının kapsamı belirtilmiştir.
Ayni sermaye değer tespitinde mahkeme kararına karşı hangi yollara başvurulabilir?
Ayni sermaye değer tespiti davası çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğundan, mahkeme kararına karşı başvurulabilecek yollar sınırlıdır. Genel olarak:
- Kararın tavzihi (açıklanması) istenebilir.
- Maddi hataların düzeltilmesi talep edilebilir.
- Yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir.
Ancak normal bir temyiz yolu bulunmamaktadır. Bununla birlikte, kararın kesin hüküm teşkil etmediği ve ileride açılacak davalarda tartışma konusu yapılabileceği kabul edilmektedir.
Ayni sermaye değer tespitinin sermaye artırımı sürecindeki rolü nedir?
Ayni sermaye değer tespiti, sermaye artırımı sürecinde önemli bir rol oynar. Bu süreçteki rolü şu şekildedir:
- Sermaye artırımına karar verilir.
- Ayni sermayenin değeri mahkemece tespit ettirilir.
- Tespit edilen değer üzerinden sermaye artırımı yapılır.
- Ticaret sicilinde tescil işlemleri gerçekleştirilir.
Mahkemece tespit edilen değer, sermaye artırımının üst sınırını oluşturur. Şirket bu değeri aşmamak kaydıyla sermaye artırımı yapabilir. Örneğin, bir taşınmazın değeri 3.000.000 TL olarak tespit edilmişse, şirket bu taşınmaz karşılığında en fazla 3.000.000 TL’lik sermaye artırımı yapabilir.
Ayni sermaye değer tespitinde vergi ve muhasebe açısından dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
Ayni sermaye değer tespitinde vergi ve muhasebe açısından şu hususlara dikkat edilmelidir:
- Değer artış kazancı ve vergilendirilmesi
- KDV istisnası ve şartları
- Damga vergisi yükümlülükleri
- Şirket bilançosuna kaydedilme şekli
- Amortisman uygulamaları
- Değerleme farkları ve muhasebeleştirilmesi
- Sermaye koyma işleminin belgelendirilmesi
- Ayni sermayenin türüne göre özel vergi düzenlemeleri
Örneğin, bir taşınmazın ayni sermaye olarak konulması durumunda, taşınmazın gerçek değeri ile kayıtlı değeri arasındaki fark vergilendirilmeyebilir, ancak bu istisnanın şartlarına dikkat edilmelidir.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.