Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

1 Yıl Dolmadan Boşanmak Mümkün müdür? *2025

BİR YIL DOLMADAN BOŞANMA

Türkiye’de boşanma oranları son yıllarda belirgin bir artış göstermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, evliliklerin önemli bir kısmının ilk yıl içerisinde sonlandırıldığını ortaya koymaktadır. Bu demografik gerçeklik, “1 yıl dolmadan nasıl boşanılır?” sorusunu Türk aile hukuku bağlamında kritik bir mesele haline getirmiştir.

Türk hukuk sisteminde evliliğin sonlandırılması, temelde anlaşmalı veya çekişmeli boşanma prosedürleri yoluyla gerçekleştirilmektedir. Ancak Türk Medeni Kanunu’nun dikkat çekici bir özelliği, anlaşmalı boşanma sürecini başlatabilmek için minimum 1 yıllık evlilik süresini zorunlu kılmasıdır. Bu inceleme, henüz bir yılını tamamlamamış evliliklerde hukuki olarak boşanma imkanlarını, bu süreçteki zorlukları ve izlenebilecek stratejileri analiz etmektedir.

 

TÜRK HUKUKUNDA BOŞANMA SÜRELERİ VE YASAL ÇERÇEVE

Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanmanın Karşılaştırmalı Analizi

Türk aile hukukunda boşanma davaları iki temel prosedür üzerinden yürütülmektedir:

Anlaşmalı Boşanma Çekişmeli Boşanma
Minimum 1 yıllık evlilik süresi şartı mevcuttur Evlilik süresi için herhangi bir asgari şart bulunmamaktadır (evliliğin ilk gününden itibaren dava açılabilir)
TMK 166/3 maddesine dayanır TMK 166/1-2 maddelerine dayanır
Eşlerin hem boşanma konusunda hem de mali hususlarda mutabakatı gereklidir Tek taraflı başvuru yeterlidir, karşı tarafın rızası gerekmez
İspat yükümlülüğü bulunmaz, 1 yıl şartının sağlanması yeterlidir Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının somut delillerle ispatı zorunludur
Genellikle tek duruşmada sonuçlanabilir, süreç oldukça kısadır (ortalama 1-3 ay) Tipik olarak birden fazla duruşma gerektirir ve uzun bir süreç olabilir (6 ay-2 yıl arası)
Tanık dinlenmesine gerek yoktur Tanık ifadeleri ve kapsamlı delil sunumu kritik önem taşır

Anlaşmalı Boşanmada 1 Yıl Şartının Analizi

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrası, anlaşmalı boşanmanın temel yasal dayanağını oluşturur. Bu hüküm açıkça şöyle belirtmektedir: “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır.”

Bu yasal düzenleme, kanun koyucunun evlilik kurumunun aceleyle ve düşünülmeden sonlandırılmasını önleme amacını yansıtmaktadır. Yasada belirtilen 1 yıllık süre, nikâhın kıyıldığı günden itibaren tam olarak 365 gün şeklinde hesaplanır. Örneğin, 15 Mart 2024 tarihinde resmi nikâh işlemi gerçekleştiren bir çift, anlaşmalı boşanma davası açabilmek için 15 Mart 2025 tarihini beklemek zorundadır.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, bu sürenin hesaplanmasında kesin olarak gün esası kabul edilmekte olup, ay veya yıl hesabı yapılmamaktadır. Hatta artık yıllarda bile süre uzatılmamakta, yine 365 gün esas alınmaktadır.

Çekişmeli Boşanmada Süre Şartının Bulunmaması

Çekişmeli boşanma davaları için Türk Medeni Kanunu’nda herhangi bir asgari evlilik süresi koşulu öngörülmemiştir. TMK 166/1-2 maddeleri kapsamında, evliliğin resmi olarak başladığı ilk günden itibaren çekişmeli boşanma davası açılabilmektedir.

Bu tür davalarda en kritik husus, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının hukuki standartlara uygun biçimde kanıtlanabilmesidir. Yargıtay’ın istikrar kazanmış içtihatlarına göre, evlilik ne kadar kısa süreli olursa olsun, eşler arasında şiddetli geçimsizlik veya evliliğin çekilmez hale geldiğinin ispatlanması durumunda boşanma kararı verilebilmektedir.

Ancak bu durumda ispat yükü, iddiada bulunan tarafın üzerindedir. Kısa süreli evliliklerde mahkemeler, tarafların birbirlerini tanımak için yeterli zamanı geçirmedikleri gerekçesiyle daha kapsamlı delil araştırmasına yönelebilmektedir.

 

ANLAŞMALI BOŞANMA VE 1 YIL ENGELİ

Anlaşmalı Boşanmada Aşılamayan Sınır

Türk hukuk sistemi içerisinde 1 yıl dolmadan anlaşmalı boşanma kesinlikle mümkün değildir. Mahkemeler, evlilik süresinin dava açıldığı tarihte 1 yılı tamamlayıp tamamlamadığını kendiliğinden (re’sen) incelemekte ve bu koşul gerçekleşmemişse anlaşmalı boşanma talebini reddetmektedir.

Uygulamada bazı avukatlar ve çiftler, bu süre şartını bertaraf etmek için çeşitli alternatif yöntemler denese de, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları bu konuda kesin ve nettir. Taraflar aralarında kapsamlı bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlemiş olsalar bile, evlilik henüz 1 yılını doldurmamışsa, mahkemeler bu protokolü hukuken dikkate alamamaktadır.

Dava Sürecinde 1 Yıl Dolması Durumunun Değerlendirilmesi

Bu spesifik durum hakkında hukukçular arasında farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Bir grup hukukçu, dava şartlarının dava açıldığı tarihte aranması gerektiğini savunurken, diğer bir grup ise yargılama sürecinde şartların tamamlanmasının yeterli olabileceğini ileri sürmektedir.

Bununla birlikte, Yargıtay’ın güncel içtihatları, “Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre karara bağlanacağından” ilkesi çerçevesinde şekillenmekte ve bu nedenle, dava devam ederken 1 yıllık süre dolmuş olsa bile, dava açılırken bu süre tamamlanmamışsa anlaşmalı boşanma hükümlerinin uygulanamayacağı yönünde kararlılık göstermektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin konuya ilişkin emsal bir kararında şu ifade yer almaktadır: “Bir yıllık sürenin davanın açıldığı tarihte mevcut olması gereklidir. Dava açıldıktan sonra bir yıllık sürenin gerçekleşmesi, yasal karinenin oluşması için yeterli değildir.”

 

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA YOLUYLA 1 YIL DOLMADAN BOŞANMA

Geçerli Kabul Edilen Boşanma Gerekçeleri

Evlilikte 1 yıl tamamlanmadan boşanmak için hukuki uygulamada en sık başvurulan gerekçe, şiddetli geçimsizlik (TMK 166/1) olarak öne çıkmaktadır. Kısa süreli evliliklerde boşanmanın hükme bağlanabilmesi için ciddi ve kalıcı nitelikte anlaşmazlıkların varlığı somut biçimde ortaya konulmalıdır.

Aile mahkemeleri, evliliğin kısa sürede çıkmaza girmesine neden olan sorunların niteliğini titizlikle incelemektedir. Özellikle fiziksel veya psikolojik şiddet, aldatma, terk gibi ağır kusur teşkil eden durumlar varsa ve bunlar ispat edilebiliyorsa, boşanma kararı alınabilmektedir.

Ayrıca kişilik yapılarının uyuşmazlığı, hayat tarzı farklılıkları, aile ilişkilerinde yaşanan derin uyumsuzluklar gibi nedenler de, somut olaylarla desteklendiğinde mahkemeler tarafından geçerli boşanma gerekçeleri olarak kabul edilebilmektedir.

İspat Hususları ve Delil Sunumu

1 yıl tamamlanmadan açılan çekişmeli boşanma davalarında, güvenilir tanık ifadeleri ve ikna edici nitelikte somut deliller hayati önem taşımaktadır. Tanıkların, evlilik birliğinin sarsıldığını gösteren olaylara bizzat şahit olmuş kişilerden seçilmesi gerekmektedir.

Aile mahkemeleri genellikle en az iki bağımsız tanık dinleme eğilimindedir. Bu tanıkların, eşler arasındaki anlaşmazlıkları, tartışmaları veya diğer olumsuz durumları doğrudan gözlemlemiş olmaları beklenmektedir. Yalnızca dolaylı bilgi ve duyuma dayalı ifadeler genellikle hukuki açıdan yeterli kabul edilmemektedir.

Delil olarak ayrıca dijital mesajlaşmalar, ses kayıtları, fotoğraflar, sağlık raporları, polis tutanakları ve benzer resmi belgeler de mahkemeye sunulabilmektedir. Bu delillerin, evliliğin sürdürülmesinin taraflardan makul şekilde beklenemeyecek derecede zorlaştığını göstermesi gerekmektedir.

Mahkeme Sürecinin Etkin Yönetimi ve Hızlandırılması

Bir yıl dolmadan çekişmeli boşanma davası açılsa bile, stratejik bir hukuki yaklaşım ve iyi bir hazırlıkla davanın tek celsede sonuçlandırılması mümkün olabilmektedir. Bunun için izlenmesi gereken adımlar:

  1. Dava dilekçesinin kapsamlı, detaylı ve ikna edici nitelikte hazırlanması
  2. Tanıkların önceden belirlenerek duruşmaya hazırlıklı şekilde getirilmesi
  3. Tüm delillerin sistemli biçimde organize edilerek dava dilekçesiyle birlikte sunulması
  4. Davalı tarafın davayı ve iddiaları kabul ettiğini açıkça beyan etmesinin sağlanması

Özellikle davalı tarafın duruşmaya katılarak iddiaları kabul etmesi durumunda, hakim somut olayın özelliklerine göre boşanma kararı verebilmektedir. Ciddi uyumsuzluk ve geçimsizlik vakalarında, tarafların samimi beyanları ve tanık ifadeleri yeterli görülebilmektedir.

Bu stratejik yaklaşım, teknik anlamda anlaşmalı boşanma olmasa da, pratik sonuçları bakımından benzer bir hızlı çözüm mekanizması sağlayabilmektedir.

 

1 YIL DOLMADAN BOŞANMANIN MALİ SONUÇLARI

Mal Paylaşımı Rejimi ve Uygulaması

1 yıl tamamlanmadan gerçekleşen boşanmalarda, mal paylaşımı genellikle komplike bir süreç değildir. Türk Medeni Kanunu’na göre, taraflar arasında evlilik öncesinde başka bir mal rejimi kararlaştırılmamışsa, edinilmiş mallara katılma rejimi yasal olarak geçerlilik kazanmaktadır.

Bu kadar kısa süren bir evlilikte genellikle ortak edinilmiş malvarlığı unsurlarının sayısı oldukça sınırlı olmakta veya hiç bulunmamaktadır. Çoğu durumda eşler, evlilik öncesi sahip oldukları kişisel mallarını yanlarında götürmektedir. Evlilik süresince birlikte satın alınan az sayıda eşya varsa, bunlar hakkaniyete uygun şekilde paylaştırılmaktadır.

Nafaka Talepleri ve Değerlendirme Kriterleri

1 yıllık süre dolmadan açılan boşanma davalarında teorik olarak nafaka talep edilebilir. Ancak mahkemeler hakkaniyetle karar vermekle yükümlü olduğundan, bu tür kısa süreli evliliklerde nafaka talepleri pratikte genellikle kabul görmemektedir. Özellikle 2-3 aylık evliliklerde, eşlerin birbirlerine karşı kalıcı bir ekonomik bağımlılık geliştirmiş olması gerçekçi görülmemektedir.

Aile mahkemeleri, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerini değerlendirirken evliliğin süresini önemli bir faktör olarak dikkate almaktadır. Kısa süreli evliliklerde nafaka talepleri genellikle reddedilmekte, çünkü tarafların evlilik öncesi ekonomik durumlarına hızla dönebilecekleri varsayılmaktadır.

Bununla birlikte istisnai durumlarda, örneğin taraflardan biri evlilik nedeniyle kariyerinden vazgeçmiş veya ciddi sağlık sorunları yaşıyorsa ve geçimini sağlayamıyorsa, kısa süreli evliliklerde bile nafakaya hükmedilebilmektedir.

Tazminat Hakları ve Kusur Durumu

Türk Medeni Kanunu’na göre, maddi ve manevi tazminat talepleri boşanma davalarında önemli bir hukuki boyut olarak gündeme gelebilmektedir. 1 yılını doldurmamış evliliklerde bu talepler, kusur durumunun objektif değerlendirilmesine bağlı olarak karara bağlanmaktadır.

Eğer eşlerden biri diğerine karşı ağır kusurlu davranışlar sergilemişse (örneğin aldatma, şiddet, onur kırıcı davranışlar), kusursuz veya daha az kusurlu olan eş tazminat talep edebilmektedir.

Mahkemeler, tazminat miktarını belirlerken evliliğin süresini, tarafların ekonomik durumunu, sosyal statülerini ve kusurun ağırlığını kapsamlı şekilde değerlendirmektedir. Kısa süreli evliliklerde genellikle makul ve ölçülü miktarlarda tazminata hükmedilmektedir.

Evlilik Masraflarının İadesi Meselesi

1 yılını tamamlamamış evliliklerde sıkça tartışılan konulardan biri de evlilik için yapılan masrafların iadesi hususudur. Bu konuda Türk hukukunda spesifik bir düzenleme bulunmamakta olup, uygulama doktrinde tartışmalıdır.

Evlilik öncesinde gerçekleştirilen düğün, nişan, çeyiz, mobilya ve benzeri harcamalar, genel hukuk prensipleri çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu masraflar çoğunlukla karşılıksız bağış niteliğinde kabul edildiğinden, evliliğin kısa sürmesi durumunda bile geri istenmeleri genellikle mümkün görülmemektedir.

Ancak Türk Borçlar Kanunu’nun bağışlamanın geri alınması ile ilgili 295. maddesi uyarınca, “bağışlananın bağışlayana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesi” ya da “bağışlayana karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması” halinde bağışlamanın geri alınabileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda, ağır kusurlu davranışların söz konusu olduğu kısa süreli evliliklerde, belirli masrafların iadesi talep edilebilmektedir.

 

YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA 1 YIL DOLMADAN BOŞANMA

Yargıtay, 1 yıl dolmadan boşanma konusunda çok sayıda emsal niteliğinde karar vermiştir. Bu kararlar iki temel ilke etrafında şekillenmektedir:

  1. Anlaşmalı boşanma için 1 yıllık sürenin dava açıldığı tarihte kesinlikle tamamlanmış olması zorunludur.
  2. Çekişmeli boşanma için süre şartı aranmamakta, ancak evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının somut delillerle ispatlanması gerekmektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin konuya ilişkin emsal bir kararında: “Dosyadaki nüfus kaydından tarafların evlendikleri ve davanın açıldığı tarihte henüz bir yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.” ifadesi açıkça yer almaktadır. Bu kararda yüksek mahkeme, dava tarihi itibariyle 1 yıllık sürenin dolmamış olduğu gerçeğini vurgulamıştır.

Aynı kararda Yargıtay: “Mahkemece tarafların gösterdikleri delillerin toplanarak, Medeni Kanunun 166/1-2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal şartlar oluşmadan tarafların kabulüne dayanılarak boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” şeklinde gerekçesini açıklamıştır.

Bu ifadeler, Yargıtay’ın 1 yıl dolmadan anlaşmalı boşanma konusundaki katı ve net tutumunu ortaya koymaktadır. Evlilik süresi 1 yılı doldurmamışsa, tarafların anlaşmalı boşanma yönündeki beyanları dikkate alınmamakta, çekişmeli boşanma prosedürünün eksiksiz işletilmesi gerekmektedir.

 

HUKUKİ STRATEJİLER VE PROFESYONEL ÖNERİLER

1 Yıl Dolmadan Boşanma Sürecinin Sistematik Aşamaları

Henüz bir yılını doldurmamış bir evlilikte boşanma süreci, belirli stratejik adımları takip ederek profesyonel biçimde yürütülmelidir. Aşağıdaki tablo, bu süreçteki kritik aşamaları ve atılması gereken adımları detaylandırmaktadır:

Süreç Adımı Yapılması Gerekenler ve Profesyonel Öneriler
1. Hukuki Danışmanlık Kısa süreli evliliklerde deneyimli bir boşanma avukatıyla kapsamlı bir görüşme yapılmalıdır. Avukatın özellikle bu spesifik konudaki uzmanlığı ve tecrübesi kritik önem taşımaktadır.
2. Sistemli Delil Toplama Geçimsizliği objektif biçimde ispatlayacak dijital mesajlar, görüntüler, ses kayıtları, tıbbi raporlar, polis tutanakları ve tanık ifadeleri sistematik şekilde toplanmalı ve kategorize edilmelidir.
3. Kapsamlı Dava Dilekçesi Çekişmeli boşanma davası dilekçesinde evlilik birliğinin neden temelinden sarsıldığı kronolojik, detaylı ve somut olaylarla açıklanmalı, tüm iddialar güçlü delillerle desteklenmelidir.
4. Stratejik Dava Açılması Yetkili Aile Mahkemesine usulüne uygun başvuru yapılmalıdır. Gerekli durumlarda tedbir nafakası ve diğer geçici hukuki koruma tedbirleri talep edilebilir.
5. Profesyonel Duruşma Hazırlığı Tanıklar, somut olaylara dair tutarlı ve gerçekçi beyanlarda bulunmak üzere önceden bilgilendirilmelidir. Tüm belge ve deliller sistematik şekilde organize edilmelidir.
6. Etkin Mahkeme Süreci Yönetimi Duruşmada abartıdan uzak, tutarlı ve samimi ifadeler verilmeli, hakimin evliliğin neden sürdürülemeyeceği konusunda hukuki ve vicdani kanaate ulaşmasına yardımcı olunmalıdır.
7. Hukuki Süreç Sonrası Boşanma kararı verilmesi halinde, karar yasal süre olan 2 hafta içinde temyiz edilebilir. Kesinleşen karar ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilir ve gerekli idari işlemler tamamlanır.

Anlaşmalı Boşanma Engeline Karşı Hukuki Stratejiler

1 yıl dolmadan anlaşmalı boşanma yasal olarak mümkün olmadığından, boşanmak isteyen çiftler ve onları temsil eden avukatlar alternatif hukuki çözümler geliştirmektedir. En yaygın ve etkili strateji, şeklen çekişmeli boşanma davası açıp tarafların duruşmada hem boşanma konusunda hem de mali konularda mutabık olduklarını sözlü olarak beyan etmeleridir.

Bu taktiksel yaklaşımda mahkeme, anlaşmalı boşanma hükümlerini doğrudan uygulayamaz, ancak çekişmeli boşanma prosedürünü önemli ölçüde hızlandırabilir. Tarafların ve tanıkların koordineli beyanları doğrultusunda, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına kuvvetli kanaat getirerek boşanma kararı verebilir.

Kritik bir nokta, yazılı bir anlaşma protokolünün mahkemeye kesinlikle sunulmaması gerektiğidir. Eğer yazılı bir protokol dosyaya sunulursa, bu durum davayı doğrudan “anlaşmalı boşanma” kategorisine sokabilir ve hakim 1 yıl şartını katı biçimde uygulayarak davayı usulden reddetme yoluna gidebilir.

 

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Türk hukuk sisteminde 1 yıl dolmadan boşanmanın tek hukuki yolu, çekişmeli boşanma davası açmaktır. Anlaşmalı boşanma için kanunun açıkça öngördüğü 1 yıllık asgari süre, dava açıldığı tarihte kesinlikle tamamlanmış olmalıdır.

Kısa süreli evliliklerde boşanmak isteyen çiftler, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösteren ikna edici ve somut deliller sunmalıdır. Fiziksel veya psikolojik şiddet, aldatma, terk, ciddi uyumsuzluk gibi durumlar, hukuki standartlara uygun şekilde belgelenirse, boşanma kararı alınması mümkündür.

Evliliğin kısa sürmüş olması tek başına boşanma talebinin reddine gerekçe oluşturmaz. Hukuken asıl önemli olan, taraflar arasındaki evlilik birliğinin objektif olarak çekilmez hale geldiğinin somut delillerle kanıtlanabilmesidir.

 

HUKUKİ DESTEK VE DANIŞMANLIK

Soylu Hukuk Bürosu olarak boşanma hukuku alanında uzmanlaşmış deneyimli avukatlarımızla müvekkillerimizin yanında yer almaktayız. Özellikle anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davalarında müvekkillerimize özel hukuki çözümler sunuyor, kısa süreli evliliklerde yaşanan yasal zorlukları aşmada profesyonel ve etik temelli destek sağlıyoruz.

Aile hukuku alanındaki kapsamlı bilgi birikimimiz, güncel içtihat takibimiz ve müvekkil odaklı yaklaşımımızla, boşanma sürecinizi en az duygusal ve ekonomik hasarla atlatmanız için titizlikle çalışmaktayız.

Bu konuda daha detaylı hukuki danışmanlık veya profesyonel temsil için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bir Yıl Dolmadan Boşanmak Mümkün müdür?

Yazıyı paylaşın: