Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Davadan Nasıl Feragat Edilir? *2024 Usul, Sonuçlar

Davadan Feragat Nedir?

İstem sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmek olarak tanımlanan davadan feragat, genellikle davacı tarafından gerçekleştirilir (HMK m. 307). Eğer karşı dava açılmışsa, asıl davada davalı konumunda olan taraf, karşı davadan feragat edebilir.

 

Davanın geri alınması ile davadan feragat iki yönden birbirinden ayrılmaktadır. Birincisi, feragatte davalının oluruna (muvafakatine) gerek yoktur. İkincisi, geri alınan dava yeniden açılabilir; ancak feragat edilen dava yeniden açılamaz. Davasını geri alan davacı, bu hakkından feragat etmiş olmamaktadır, aksine ileride dava açma hakkını saklı tutarak şimdilik açılan davayı açılmamış saydırmaktadır.

Davadan feragat” ile “ikrar sözleşmesi“ni birbirine karıştırmamak gerekir: Feragatte dava sona erer; oysa ikrar sözleşmesinde uyuşmazlık sona ermez, yalnızca kısmi bir anlaşma sağlanır.

 

Davadan Feragatte Usul

Feragat, Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun 309/1. maddesine göre dilekçeyle veya yargılama sürecinde sözlü olarak gerçekleştirilir. Avukatın davadan feragat edebilmesi için vekâletnamesinde açık yetkisinin bulunması gerekmektedir (HMK m. 74).

Davadan feragata ilişkin beyan, ilgili tarafın beyanı okunur ve imzası alınarak duruşma tutanağına yazılır (HMK m. 154/3).

Feragat, HMK’nın 309/4. maddesine göre kayıtsız ve koşulsuz olmalıdır; çünkü kayıt ve koşula bağlı beyanlar, uyuşmazlığın kısmen de olsa devam etmesine neden olur ve bu da davaya son veren işlemin tamamlanmamış olmasına yol açar.

Feragat hüküm yerine geçtiğinden, koşula bağlı hüküm de kurulamadığından, koşula bağlı feragat de yapılamaz. Ancak bu koşul, bir sulh teklifi olarak değerlendirilebilir.

 

Davadan kısmen ya da tamamen feragat mümkündür. Tam feragatte istem sonucundan tamamen vazgeçildiği için dava bütünüyle sona erer; buna karşılık kısmi feragatte ise yalnızca feragat edilen kısım için dava sona erip diğer kısım için davaya devam edildiğinden kısmen feragatte, feragat edilen kısmın, dilekçede ya da tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir (HMK m. 309/3).

 

Davadan Feragat Ne Zamana Kadar Yapılabilir?

Davadan feragat, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 310. maddesine göre hüküm kesinleşinceye kadar her zaman gerçekleştirilebilir. Feragat, davacının mahkemeye hitaben yapacağı tek taraflı, açık bir irade açıklamasıyla gerçekleşir. Feragatin hüküm ifade etmesi, HMK’nın 309/2. maddesine göre karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Mahkeme, sadece feragatin usul hukuku kurallarına uygun olup olmadığını inceler.

 

Davadan Feragatin Sonuçları

Feragat davaya son veren bir taraf işlemidir. 1086 sayılı eski Yasa’da “Feragat… kati bir hükmün hukuki neticelerini hâsıl eder.” şeklinde bir düzenleme mevcuttu (m. 95). Öğretide genel kabul gören görüş, feragatin yalnızca şekli anlamda kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuracağı, ancak maddi ve şekli anlamda kesin hüküm oluşturmayacağı şeklindeydi.

Zira burada davaya son veren yargısal bir karar olmayıp taraf usul işlemidir. Maddi anlamda kesin hüküm, yargısal kararlara tanınan yasal gerçeklik niteliğidir. Aynı şekilde, feragatte, şekli anlamda kesin hüküm oluşturulamaz. Zira dava taraf iradesiyle sona erdiği için ortada teknik anlamda bir hükümden söz edilemez.

Bu durumda feragat şekli veya maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde değildir; ancak şekli anlamda kesin hüküm gibi hukuksal sonuç doğurur. Yani davanın feragatle sona erdiğini belirleyen karara karşı olağan yasa yollarına başvurulamaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasası’na göre feragat, kesin hüküm gibi hukuksal sonuç doğurur (HMK m. 311). Böylece feragatin kesin hüküm niteliğinde olmadığı, ancak kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı vurgulanmış olmaktadır.

 

Davadan Feragat Durumunda Hâkim Nasıl Bir Karar Verir?

Feragat durumunda davanın reddi kararı verilemez. Zira ret kararı verilebilmesi için davacının istem sonucunun varlığını koruyor, davacı tarafından isteniyor olması gerekir. Oysa feragat durumunda, davacı istem sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmiştir ve dava bu nedenle sona ermiştir.

Dolayısıyla davacının feragat edilen kısım yönünden davasında haklı olup olmadığı incelenememektedir. Bu durumda mahkeme yalnızca davanın feragat nedeniyle sona erdiğini tespit eden bir hüküm vermelidir. Bu bakımdan feragat durumunda “feragat nedeniyle dava son bulduğundan karar verilmesine” yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

 

Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat, istem sonucunun yalnızca bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir (HMK m. 312/1).

Davacı, ilk oturumda davadan feragat ederse, kendisinden davanın reddi durumunda ödemesi gereken maktu karar ve ilam harcının (ret harcının) üçte biri, daha sonra feragat ederse üçte ikisi oranında harç alınır (Harçlar Y. m. 22).

Başvurma harcı davacı (feragat eden) üzerinde bırakılır. Feragat, kanıtların toplanmasına ilişkin ara kararın yerine getirilmesinden önce gerçekleşirse tarifedeki vekâlet ücretinin yarısına, daha sonra gerçekleşirse tamamına, davacı aleyhine hükmedilir (Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi).

Feragat durumunda, karşı taraf lehine yargılama giderleri ve eğer vekili varsa bu bağlamda vekâlet ücreti takdiri gerekir.

 

Davaya Son Veren Taraf İşlemleri

Feragat beyanından dönülemez. Ancak usul hukuku kurallarına aykırılık varsa yasa yoluna başvurulabilir. Örneğin mahkeme, davacının iradesini yanlışlıkla feragat olarak yorumlamışsa ya da özel yetkisi olmayan vekil davadan feragat etmişse veya yargılama giderleri yanlış hesaplanmışsa davacı yasa yollarına başvurabilir.

 

İrade bozukluğu durumlarında, feragatin iptali istenebilir (HMK m. 311). Feragate ilişkin irade beyanı, yanılma (hata), aldatma (hile), korkutma (ikrah) nedenlerinden biriyle sakatlanmış ise beyanda bulunan taraf, borçlar hukuku kuralları çerçevesinde, iradeyi sakatlayan nedeni ispat etmek koşuluyla, feragatin iptali için dava açabilir. Feragatin geçersiz olduğu aynı davada veya feragatin iptali için açılacak ayrı bir davada ileri sürülebilir.

 

Feragatle Sona Ermeyen Davalar

Kural olarak her tür davadan hiçbir kayda tâbi olmaksızın feragat mümkündür. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalardan bile feragat mümkündür.

Bu bakımdan davadan feragat, yalnızca tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği işlerden kaynaklanan davalarda değil, her türlü davada uygulanabilir. Örneğin davacı açtığı boşanma davasından feragat edebilir.

Ancak bazı davalar feragate rağmen sona ermez; yargıç feragate rağmen davaya devam etmekle yükümlüdür:

 

1- Yargıcın eylemi nedeniyle devlete karşı açılan sorumluluk (tazminat) davalarında feragat davayı sona erdirmez.

2- Sosyal sigortalılık süresinin tespiti için açılan hizmet tespiti davalarında feragat davayı sona erdirmez. Yargıtay’a göre, sigortalılık hakkından feragat edilemez.

Kamu düzenini ilgilendiren bu tür tespit davalarında yargıcın feragat nedeniyle davaya son vermeyip özel bir duyarlılık göstererek kanıtları kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Zira sigortalı hizmet tespiti davasının açılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu bir çalışma ilişkisinden haberdar olur ve gerektiğinde müfettiş incelemesi yaparak kendiliğinden prim tahakkuk ettirip, tahsil eder.

Bu bakımdan hizmet tespiti davaları Kurumun hak alanını da doğrudan ilgilendirmektedir. Öte yandan, hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle, bu davadan feragat eden davacı yalnızca açtığı davadan değil, “sigortalı olduğunun tespitinden” yani, “sosyal güvenlik hakkından” vazgeçmektedir.

3- İflasa karar verilmesinden sonra iflas davasından feragat geçersizdir (İİK md 165/5)

4- Çift taraflı davalarda, feragat davayı sona erdirmez. Zira çift taraflı davalarda, her iki taraf, hem davacı hem davalı olarak davada yer alır. Aslında, çift taraflı dava deyimi aldatıcıdır; tek taraflı davaların da olabileceği gibi bir sanı uyandırmaktadır. Oysa her davada, iki taraf bulunmak zorundadır. Buradaki çift taraflılık, bir kimsenin, aynı davada her iki sıfatı da (davacı ve davalı) taşıyor olmasındandır. Ortaklığın giderilmesi (izaleyi şüyu) davası çift taraflı bir davadır. Bu nedenle, davalının, davaya davacı sıfatıyla devam etmesi mümkündür.

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Davadan feragat

Yazıyı paylaşın: