Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

evlenmeye izin davası

Evlenmeye İzin Davası

EVLENMEYE İZİN DAVASI 

Evlenmeye izin davası uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir süreçtir. Evlilik kurumu, toplumun temel yapı taşlarından birini oluşturan önemli bir husustur. Türk hukukunda evlilik ve aile hukukuyla ilgili temel yasal düzenlemeler Türk Medeni Kanunu’nda yer almaktadır. Bu kanun, evlilik birliğinin kuruluşundan sona ermesine kadar olan süreci detaylı bir şekilde düzenlemektedir. Evlilik, bireylerin birlikte yaşamak ve aile kurmak amacıyla yasal bir birliktelik oluşturdukları önemli bir adımdır. Türk Medeni Kanunu, evlilikte tarafların hak ve sorumluluklarını belirlerken, evlilik birliğinin kuruluş şartlarını, sona erme sebeplerini ve bu süreçlerdeki yasal prosedürleri açıkça ortaya koymaktadır.

Evlenme, biri kadın diğeri erkek, iki bireyin evlilik birliğini oluşturmalarını sağlamak amacıyla yapılan hukuki bir işlemdir. Kişilerin evlenebilmesi için kanunun aradığı birtakım şartlara sahip olmaları gerekmektedir. Evlilik akdinin yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu bazı maddi ve şekli şartlar aramaktadır. Evlenmek isteyen kişinin evlenme ehliyetine sahip olması evlenmenin maddi şartlarındandır. Evlenme yaşı da kişinin evlenme ehliyetine sahip olması bakımından önemli bir unsurdur.

Evlenmenin koşulları Türk Medeni Kanunu’nun 124. maddesinde düzenlenmiştir: ‘’Erkek veya kadın on yedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.’’ Hükmün mefhum-u muhalifinden anlaşılacağı üzere ancak on yedi yaşını dolduran erkek veya kadın evlenebilmektedir. Madde devamı şu şekildedir: ‘’Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.’’ TMK’nın 124. maddesindeki düzenlemeye göre evlenme bakımından olağan ve olağanüstü yaş şartı mevcuttur. Olağan evlenme yaşı on yedi yaş ve üzeri yaşlardır. On yedi yaşını doldurmuş ancak on sekiz yaşını doldurmamış bir bireyin evlenmesi için velisinin yoksa vasisinin izni gerekmektedir. Olağanüstü bir durumun varlığı halinde ise on yedi yaşını doldurmamış kişiler de evlenebilmektedir. Olağanüstü evlenme de hâkimin izni ile vuku bulabilmektedir. Evlenmeye izin davası da bu izinlerin alınması bakımından açılan davadır.

EVLENMEYE İZİN DAVASININ NİTELİĞİ

Evlenmeye izin davası olağan evlenmeye izin davası ve olağanüstü evlenmeye izin davası olarak iki ayrı başlıkta incelenebilir:

Olağan Evlenmede Evlenmeye İzin Davası

Olağan evlenmede evlenmeye izin davası olağan evlenme yaşı olan on yedi yaşını doldurmuş olup ancak on sekiz yaşını doldurmamış birey bakımından vasi veya velisi bu izni vermezse evlenmek isteyen kişi mahkemeye başvurarak evlenmeye izin davası açabilmektedir. Aynı zamanda on sekiz yaşını dolduran fakat kısıtlı olan kimse bakımından da evlenebilmesi için veli veya vasisinin iznine gerek vardır. Dolayısıyla bu kişinin de veli veya vasisi evlenmesine izin vermediği takdirde kişi evlenmeye izin davasını açabilecektir.

Mahkeme kararı kişinin evlenmesine izin vermeyen veli veya vasiyi dinler. Eğer bu kişiler evliliğe haksız olarak izin vermiyorsa bu durumda hâkim dinlemenin ardından evlenmeye izin kararını verir. Nitekim izin vermeyen tarafın dinlenilmesi gerekmektedir. Yasal temsilci tarafından açılan davada, mümeyyiz küçük de dinlenecek, evlenme için gerekli kişiliğe, bedeni ve fikri olgunluğa erişip erişmediği hâkim tarafından gözlenecektir.

Olağanüstü Evlenmeye İzin Davası

Olağanüstü evlenme Türk Medeni Kanunu’nun 124. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir: ‘’Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.’’

Olağanüstü evlenme on altı yaşını doldurmuş ancak on yedi yaşını doldurmamış kişiler bakımından söz konusu olmaktadır. Bu şartları taşıyan kimselerin evlenebilmeleri için olağanüstü bir durum mevcut olmalıdır. Dolayısıyla kişiler ancak bu durumda mahkemeden evlenmek için izin talep edebilmektedirler.

Olağanüstü evlilikte de olağan evlenmedeki gibi küçüğün yasal temsilcisi dinlenmektedir. Dinlenmenin yanı sıra evlenmek için olağanüstü bir halin varlığı gerekmektedir. Bu olağanüstü haller kanun koyucu tarafından kanunda gösterilmemiştir. Olağanüstü haller bakımından hâkimin bir takdir yetkisi söz konusudur.

Yargıtay kararları ışığında olağanüstü evlenme hallerine evlenmek isteyen kişinin hamile olması, kişinin kimsesiz veya yoksul olması gibi haller örnek olarak verilebilir.

EVLENMEYE İZİN DAVASININ SONUÇLARI

– Mahkeme evlenmek için istenen izin talebini kabul edebilir: Evlenmek için mahkemeden izin talebinde bulunan kişilerin bu talebi mahkemece kabul edilebilir ve evlenmelerine izin verilebilir.

– Mahkeme evlenmek için istenen izin talebini reddedebilir: Aynı zamanda mahkeme olağanüstü durumların yeterince belirgin olmadığı veya yasal gerekliliklerin yerine getirilmediği durumlarda, evlenmeye izin talebini reddedebilir. Mahkemenin red kararına karşı istinaf yolu açıktır.

Her iki kararı da hâkim takdir yetkisini kullanarak verebilir.

EVLENMEYE İZİN DAVASI AÇABİLECEK KİŞİLER

Evlenmeye izin davası çekişmesiz yargı işlerindendir. Dolayısıyla bu davayı açabilecek ilgili kişi, evlenmek isteyen ancak on sekiz yaşını doldurmamış olan on altı veya on yedi yaşındaki kişi ya da on sekiz yaşını doldurmuş ancak kısıtlı bir kimse olabilir. Yukarıda anılan madde gereğince, mümeyyiz küçük ya da onun yasal temsilcileri de davayı açabileceklerdir.

Olağanüstü evlenmeye izin davası husumetsiz görüldüğünden herhangi bir davalı taraf yoktur. Ancak olağan evlenmede evlenmeye izin davası bakımından dava veliye, veli yoksa vasiye karşı açılmaktadır.

Bu dava bakımından kanunda herhangi bir azami süre öngörülmemiştir.

EVLENMEYE İZİN DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME

Evlenmeye izin davasında görevli mahkeme, bir davaya o yerdeki mahkemelerden hangisinin bakması gerektiğini belirlemektedir. HMK’nın 383. maddesindeki düzenlemeye göre çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Ancak evlenmeye izin davası çekişmesiz yargı işi olsa da bu davada 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesine göre görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemesinin olmadığı yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile Mahkemesi sıfatıyla o davaya bakmakla görevli olmaktadır.

EVLENMEYE İZİN DAVASINDA YETKİLİ MAHKEME

Evlenmeye izin davasında yetkili mahkeme de bir davaya hangi yerdeki mahkemenin bakması gerektiğini belirlemektedir. Evlenmeye izin davası bakımından yetkili mahkeme, izin isteminde bulunan kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Dolayısıyla evlenmek için izin isteminde bulunan kişinin oturduğu yerdeki Aile Mahkemesi yetkili mahkeme olmaktadır.

EVLENMEYE İZİN DAVASINA İLİŞKİN YARGITAY KARARI ÖRNEKLERİ    

‘’4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi ile “Ancak hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.” hükmü getirilmiştir. Evlenmesine izin verilmesi istenilen 01.09.1991 doğumlu H…. P…..’ın dava tarihinde on altı yaşını doldurmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yasal şartın oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi hükmüne aykırı olarak evlenmeye izin verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.’’ (YARGITAY 2. HD. 2008/8644 E., 2009/4204 K.)

‘’4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 124/1. ve 126. maddeleri gereğince on yedi yaşını dolduran küçük, hakim kararına gerek olmaksızın yasal temsilcisinin izniyle evlenebilir. Medeni Kanunun 124/2. maddesi ile 128. maddesinde belirtilen durumlarda ise, küçüğün evlenmesine ancak mahkeme kararıyla izin verilebilir. Dosya kapsamına göre, evlenmesine izin verilmesi istenilen 20.07.1986 doğumlu L. G.’ün dava tarihinde on yedi yaşını doldurduğu, ayrıca evlenmesine anne ve babasının izin verdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, L. G.’ün evlenebilmesi için anne ve babasının izninin yeterli olduğu, hâkim kararına gerek olmadığı gözetilmeksizin davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.’’ (YARGITAY 2. HD. 2006/6903 E., 2006/14566 K.)

‘’Evlenmesine izin istenen Çiğdem 3.4.1987 doğumlu olup vesayet altındadır. Akrabaları tarafından bakılmakta, düzenli bir aile yaşam bulunmamaktadır. Bu durum Türk Medeni Kanunun düzenlediği 124/2. maddesine uygun pek önemli bir sebeptir. Davacı bir an önce evlenerek başkalarının yardımına bağımlı olmaktan kurtulacaktır. Evlenmeye ehliyet koşulları bu şekilde gerçekleştiğinden davanın kabulü gerekirken reddi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.’’ (YARGITAY 2. HD. 2003/7198 E., 2003/8271 K.)

 

 

Yazıyı paylaşın: