Sarkıntılık Yapan Birisi Ne Kadar Ceza Alır? – Av. Ozan Soylu
Sarkıntılık, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar arasında yer alan ve Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) düzenlenen bir fiildir. Bu makalede, sarkıntılık suçunun tanımı, unsurları ve cezai yaptırımları ele alınacaktır. Ayrıca, bu suçun diğer cinsel suçlardan farkları ve yargı kararlarındaki yorumlar da incelenecektir.
Sarkıntılık suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102. ve 103. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu suç, cinsel saldırı ve cinsel istismar suçlarının daha az cezayı gerektiren nitelikli hali olarak karşımıza çıkmaktadır. Kanun koyucu, 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle birlikte, sarkıntılık fiilini açıkça tanımlamış ve cezai yaptırımını belirlemiştir. Bu düzenlemeyle birlikte, önceden basit cinsel saldırı veya basit cinsel istismar olarak değerlendirilen bazı fiiller, artık sarkıntılık kapsamında ele alınmaktadır:
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
Cinsel saldırı
Madde 102- (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
Çocukların cinsel istismarı
Madde 103–
(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır.
Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
Sarkıntılık suçunun oluşabilmesi için, failin cinsel amaçlı olarak mağdurun vücuduna temas etmesi gerekmektedir. Ancak bu temas, ani ve kesiklik gösteren hareketlerle sınırlı olmalıdır. Örneğin, bir Yargıtay kararında “sanığın mağdurenin cinsel organını sıkması nedeniyle mağdurenin bağırması ve tanığın gelmesi üzerine sanığın olay yerinden ayrılması şeklindeki ani nitelikte, devamı bulunmayan, kesik biçimde gerçekleştirdiği eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığı” belirtilmiştir. Bununla birlikte, failin davranışının yoğunluğu, etkisi ve devamlılığı dikkate alındığında, eylem sarkıntılık boyutunu aşıyorsa, basit cinsel saldırı veya basit cinsel istismar suçu oluşacaktır.
TCK’nın 102/1 maddesine göre, cinsel saldırı suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde fail, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Öte yandan, TCK’nın 103/1 maddesinde düzenlenen cinsel istismar suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde ise fail, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Ancak, mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması durumunda, sarkıntılık halinde verilecek ceza beş yıldan az olamaz. Bu düzenleme, çocukların cinsel istismarına karşı daha ağır yaptırımlar öngörmektedir.
Sarkıntılık suçunun failinin kim olabileceği konusunda kanun herhangi bir sınırlama getirmemiştir. Dolayısıyla, bu suçun faili kadın veya erkek herkes olabilir. Ayrıca failin yaşı da önem taşımamaktadır. Ancak, cinsel istismar suçunun sarkıntılık düzeyinde kalmış halinde failin çocuk olması durumunda, soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Bu düzenleme, çocuk faillerin korunması amacıyla getirilmiştir.
Sarkıntılık suçunun mağduru, cinsel saldırı suçu bakımından on sekiz yaşından büyük kişiler, cinsel istismar suçu bakımından ise on sekiz yaşını doldurmamış olan çocuklardır. Ancak, on beş yaşını tamamlamış çocuklar açısından sarkıntılık fiilinin cezalandırılabilmesi için, bu eylemin cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Bu yaş grubundaki mağdurun sarkıntılık teşkil eden eyleme rıza göstermiş olması halinde, cezai sorumluluk söz konusu olmayacaktır.
Sarkıntılık suçunun manevi unsuru kasttır. Failin, cinsel tatmin amacıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Bir Yargıtay kararında, “sanığın mağdureye yönelik eliyle öpücük göndermekten ibaret eylemi”nin cinsel amaç taşımadığı için sarkıntılık suçunu oluşturmadığı belirtilmiştir. Dolayısıyla, failin şehvet hissi olmadan yaptığı hareketler, somut olayın özelliğine göre kasten yaralama, hakaret veya tehdit gibi başka suçların oluşmasına neden olabilir.
Sarkıntılık suçuna teşebbüs mümkündür, ancak sadece icra hareketlerinin kısımlara ayrılabildiği durumlarda söz konusu olabilir. Örneğin, failin mağdurun vücuduna dokunmaya çalıştığı esnada, üçüncü kişilerin faili engellemesi ya da mağdurun kaçması nedeniyle mağdura dokunamaması durumunda sarkıntılık teşebbüs aşamasında kalacaktır. Ayrıca, fail sarkıntılık teşkil eden eylemin icra hareketlerinden gönüllü vazgeçerse, TCK’nın 36. maddesi uyarınca teşebbüsten değil, o ana kadar işlenen suçtan sorumlu tutulacaktır.
Sarkıntılık suçunda iştirakin her şekli mümkündür. Ancak, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hali, TCK’nın 102/3-d ve 103/3-a maddelerinde cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Bu durumda cezanın artırılabilmesi için, suçun en az iki kişi tarafından müşterek fail boyutunda iştirak edilerek işlenmesi gerekmektedir.
Failin bir suç işleme kararının icrası kapsamında mağdura karşı değişik zamanlarda gerçekleştirdiği ani nitelikte vücuda temas içeren davranışlarının bulunması halinde, TCK’nın 43/1 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır. Ancak, failin sarkıntılık teşkil eden fiiline yönelik iddianame düzenlendikten sonra, aynı mağdura karşı gerçekleştirdiği sarkıntılık fiillerinden dolayı ayrıca cezalandırılması gerekir. Bu durumda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.
Sarkıntılık suçunun soruşturulması ve kovuşturulması konusunda da bazı özellikler bulunmaktadır. Cinsel saldırı suçunun sarkıntılık şeklinde gerçekleşen halinin soruşturulması şikayete tabidir. Buna karşılık, cinsel istismarın sarkıntılık şeklinde gerçekleşen hali kendiliğinden soruşturulur. Ancak, sarkıntılık düzeyinde kalmış cinsel istismar suçunun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır.
Sarkıntılık suçuna ilişkin davalara asliye ceza mahkemeleri bakmakla görevlidir. Ancak, özellikle geçitli suç niteliği taşıması dolayısıyla iddianamede yargılama konusu yapılan olay dikkate alınmak suretiyle görevli mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir. Bir Yargıtay kararında, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçlarından sanığın yargılanmasında, iddianamede olayın anlatılış biçimine göre asliye ceza mahkemesinin görevli olduğu” belirtilmiştir.
Sonuç olarak, sarkıntılık suçu, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar arasında özel bir yere sahiptir. Bu suçun cezası, işlendiği koşullara, mağdurun yaşına ve failin özelliklerine göre değişiklik göstermektedir. Sarkıntılık fiilini gerçekleştiren kişinin alacağı ceza, iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası arasında değişebilmektedir. Ancak, her somut olayın kendi özellikleri içinde değerlendirilmesi ve suçun unsurlarının dikkatle incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, sarkıntılık suçundan yargılanan kişilerin mutlaka bir ceza avukatından hukuki yardım almaları önerilmektedir.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.