Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Türk Hukukunda Erginlik: Kazanılması ve İstisnai Durumlar

Türk hukuk sisteminde erginlik kavramı, kişilerin hukuki işlem yapabilme yeteneklerini belirleyen temel unsurlardan biridir. Medeni Kanun‘un sistematiğinde fiil ehliyetinin ana şartlarından olan erginlik, kişinin kendi fiilleriyle hak edinebilmesi ve borç altına girebilmesi için gerekli olan hukuki olgunluğa erişme durumunu ifade eder. Bu çalışmada, erginliğin kazanılma yolları, hukuki sonuçları ve özel durumları incelenecektir.

 

Türk Hukukunda Erginlik Kavramı

1. Erginlik Kavramı ve Önemi

1.1. Erginliğin Temel Tanımı

Erginlik, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ve kişinin fiil ehliyetinin temel şartlarından birini oluşturan hukuki bir kavramdır. TMK madde 11’e göre erginlik, kural olarak kişinin 18 yaşını doldurmasıyla başlar. Bu yasal düzenleme, kişinin hak ve fiil ehliyetinin tam olarak kazanılması için gerekli olan yaş sınırını belirler.

1.2. Hukuki Sistemdeki Konumu

Erginlik kavramı, Türk hukuk sisteminde medeni hakları kullanabilmenin temel koşullarından biridir. Kişinin kendi fiilleriyle hak edinebilmesi ve borç altına girebilmesi için ergin olması gerekir. Medeni Kanun’un sistematiğinde erginlik, ayırt etme gücü ve kısıtlı olmama durumu ile birlikte fiil ehliyetinin üç temel unsurundan birini oluşturur.

1.3. Fiil Ehliyeti Açısından Önemi

Erginlik, kişinin hukuki işlem yapabilme yeteneğinin kazanılması açısından kritik öneme sahiptir. Fiil ehliyetinin kazanılması için gereken bu şart, kişinin kendi iradesiyle hukuki sonuçlar doğurabilecek işlemler yapabilmesini sağlar. Bu kapsamda ergin olan kişi, sözleşme yapabilme, dava açabilme, ticari faaliyette bulunabilme gibi hukuki işlemleri tek başına gerçekleştirebilir.

 

2. Erginliğin Kazanılma Yolları

2.1. Normal (Doğal) Yolla Erginlik

2.1.1. On Sekiz Yaşın Doldurulması Kuralı

Türk Medeni Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca, erginliğin doğal yolla kazanılması 18 yaşın doldurulması ile gerçekleşir. Burada önemli olan nokta, kanunun “yaşın doldurulması” ifadesini kullanmış olmasıdır. Bu ifade, kişinin tam olarak 18 yılı tamamlaması gerektiğini gösterir. Kanun metni özellikle “yaşa girme” ifadesini kullanmaktan kaçınmıştır, çünkü yaşa girmek ile yaşı doldurmak arasında hukuki açıdan önemli bir fark bulunmaktadır.

2.1.2. Yaş Hesaplama Yöntemi

Erginlik yaşının hesaplanmasında kullanılan yöntem, kişinin doğum tarihinin bulunulan tarihten çıkarılması şeklindedir. Bu hesaplamada gün, ay ve yıl dikkate alınır. Örneğin, bir kişi 17 yıl 11 ay 30 gün yaşında ise, henüz 18 yaşını doldurmamış sayılır. Yargıtay kararlarında da bu hesaplama yöntemi titizlikle uygulanmakta ve tam 18 yılın tamamlanması aranmaktadır.

2.1.3. Doğal Erginliğin Sonuçları

On sekiz yaşın doldurulmasıyla kazanılan erginlik, kişinin kendiliğinden ve başka bir işleme gerek kalmaksızın tam fiil ehliyetini kazanmasını sağlar. Bu durumda kişi üzerindeki velayet veya vesayet kendiliğinden sona erer ve artık tüm hukuki işlemlerini bizzat yapabilme ehliyetine sahip olur. Normal yolla erginliğin kazanılması, diğer erginlik kazanma yollarına göre en yaygın ve doğal süreç olarak kabul edilir.

2.2. Evlenme Yoluyla Erginlik

2.2.1. Evlenmenin Erginlik Kazandırması

Türk Medeni Kanunu’nun 11. maddesinin ikinci fıkrasına göre, evlenme kişiyi kendiliğinden ergin kılar. Bu düzenleme, erginliğin kazanılmasında yaş şartına getirilen önemli bir istisnadır. Evlenme yoluyla kazanılan erginlik, kişinin yaşına bakılmaksızın tüm hukuki sonuçlarını doğurur ve kişiyi tam ehliyetli hale getirir.

2.2.2. Evlenme Yaşı ve Yasal Düzenlemeler

Türk Medeni Kanunu’na göre normal evlenme yaşı 17 yaşın doldurulmasıdır. Ancak olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan kişilerin evlenmesine mahkemece izin verilebilir. Kanun koyucu, 16 yaşından küçüklerin evlenmesine kesinlikle izin vermemiştir. Evlenme izni için velinin rızası ve hakimin onayı gereklidir. Yargıtay kararlarında, özellikle olağanüstü durumların değerlendirilmesinde titiz bir inceleme yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.

2.2.3. Evliliğin Sona Ermesi ve Erginlik

Evlenme yoluyla kazanılan erginlik durumu, evliliğin boşanma veya ölüm gibi sebeplerle sona ermesi halinde devam eder. Bu durum, kanunun “kazanılmış hak” ilkesinin bir yansımasıdır. Ancak evliliğin mutlak butlan ile sakat olması durumunda, erginliğin devam edip etmeyeceği kişinin iyiniyetli olup olmadığına göre belirlenir. İyiniyetli eşin kazandığı erginlik korunurken, kötüniyetli eşin erginliği sona erer ve tekrar velayete tabi olur.

2.3. Mahkeme Kararıyla Ergin Kılınma

2.3.1. Ergin Kılınmanın Temel Koşulları

Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca, mahkeme kararıyla ergin kılınma (kazai rüşt) için öncelikle kişinin 15 yaşını doldurmuş olması gerekir. Bu yol, normal erginlik yaşından önce bazı özel durumlarda kişinin ergin sayılmasını sağlayan istisnai bir yöntemdir. Ergin kılınma kararı verilebilmesi için kişinin ayırt etme gücüne sahip olması da zorunlu bir koşuldur.

2.3.2. Başvuru ve Yargılama Usulü

Ergin kılınma davası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre çekişmesiz yargı işlerindendir ve sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girer. Başvuruyu küçük bizzat yapabileceği gibi, yasal temsilcisi aracılığıyla da yapabilir. Mahkeme, yargılama sürecinde küçüğün menfaatlerini gözetmek zorundadır ve bu kararın küçüğün aleyhine bir durum oluşturup oluşturmayacağını değerlendirir.

2.3.3. Gerekli İzinler ve Mahkemenin Değerlendirmesi

Ergin kılınma kararı için küçüğün kendi isteğinin bulunması ve velisinin rızasının olması şarttır. Eğer küçük vesayet altında ise, vesayet ve denetim makamlarının izni gerekir. Mahkeme, tüm bu şartların varlığını araştırdıktan sonra, ergin kılınmanın küçüğün yararına olup olmadığını değerlendirir. Örneğin, babanın işini devam ettirecek olan çocuğun durumu veya varlıklı bir küçüğün mallarını yönetme ihtiyacı gibi durumlar, mahkemenin olumlu karar vermesini sağlayabilecek haklı sebepler olarak kabul edilmektedir.

 

3. Erginliğin Hukuki Sonuçları

3.1. Tam Fiil Ehliyetinin Elde Edilmesi

Erginliğin kazanılmasıyla birlikte kişi, diğer şartların da varlığı halinde tam fiil ehliyetine sahip olur. Bu durum, kişinin kendi fiilleriyle hak edinebilmesi ve borç altına girebilmesi anlamına gelir. Ergin olan kişi, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı değilse, artık her türlü hukuki işlemi tek başına yapabilme yetkisine kavuşur. Örneğin, sözleşme imzalayabilir, dava açabilir, ticari faaliyette bulunabilir ve taşınmaz alım satımı yapabilir.

3.2. Yasal Temsil Yetkisinin Sona Ermesi

Erginliğin kazanılmasıyla beraber kişi üzerindeki velayet veya vesayet kendiliğinden sona erer. Bu, önemli bir hukuki sonuçtur çünkü artık kişinin anne-babasının veya vasisinin onayına ihtiyaç duymadan işlem yapabilmesini sağlar. Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, ergin olan kişi adına velisi tarafından açılan davalar geçersiz sayılır ve ergin kişinin bizzat dava açması veya yeni bir vekaletname düzenlemesi gerekir.

3.3. Haklar ve Sorumluluklar Bakımından Değişiklikler

Erginlikle birlikte kişi, medeni hakları kullanma bakımından tam bir özerklik kazanır. Ancak bu özgürlük beraberinde bazı sorumlulukları da getirir. Ergin kişi artık kendi hukuki işlemlerinden tam olarak sorumludur ve yaptığı işlemlerin sonuçlarına katlanmak zorundadır. Bununla birlikte, bazı özel düzenlemeler gereği ergin olmanın tek başına yeterli olmadığı durumlar da vardır. Örneğin, ergin olduğu halde eğitimine devam eden kişinin nafaka alma hakkı devam edebilir veya bazı kamu görevlerine girebilmek için daha ileri yaş şartları aranabilir.

 

4. Erginlik ile İlgili Özel Durumlar

4.1. Eğitimde Olan Ergin Çocuğun Durumu

Türk Medeni Kanunu’nun 328. maddesi, ergin olduğu halde eğitimine devam eden çocuklar için özel bir düzenleme getirmiştir. Bu düzenlemeye göre, erginlik kazanılmış olsa bile eğitim devam ediyorsa, anne ve babanın nafaka yükümlülüğü devam eder. Ancak Yargıtay kararlarında vurgulanan önemli bir nokta, bu nafakanın otomatik olarak devam etmediği, ergin çocuğun bizzat açacağı yeni bir dava ile talep edilmesi gerektiğidir. Bu durumda yardım nafakası niteliğindeki ödemenin devamı, çocuğun eğitimini sürdürmesi ve kendi geçimini sağlayacak durumda olmaması şartlarına bağlıdır.

4.2. Erginliğin Sınırlandığı Haller

Ergin kişiler, her ne kadar tam fiil ehliyetine sahip olsalar da, bazı işlemleri yapabilmek için ek şartları yerine getirmeleri gerekir. Örneğin, mahkeme kararıyla ergin kılınan bir kişi, yasal evlenme yaşına ulaşmadan evlenemez, sürücü belgesi alamaz veya siyasi haklarını kullanamaz. Bu sınırlamalar, kanun koyucunun bazı işlemler için özel olarak belirlediği yaş sınırlarından kaynaklanır ve erginlik statüsünden bağımsız olarak uygulanır.

4.3. Yargı Uygulamalarındaki Değerlendirmeler

Yargıtay’ın çeşitli kararlarında erginlik konusu farklı açılardan ele alınmıştır. Özellikle ceza hukuku alanında, kişinin ergin olması tek başına belirleyici değildir. Örneğin, Yargıtay kararlarına göre, evli olması nedeniyle ergin sayılan ancak 18 yaşını doldurmamış kişiye karşı işlenen cinsel suçlarda, fail hakkında çocuğa karşı işlenen suçlara ilişkin hükümler uygulanır. Bu durum, hukuki erginlik ile ceza hukukundaki çocuk kavramının farklı değerlendirildiğini gösterir.

 

5. Erginliğin İstisnai Durumları

5.1. Erginlik ve Kısıtlılık İlişkisi

Ergin olmak, her zaman kişinin tam fiil ehliyetine sahip olacağı anlamına gelmez. TMK’nın öngördüğü bazı hallerde, ergin kişiler kısıtlanabilir ve fiil ehliyetleri sınırlandırılabilir. Kısıtlama sebepleri arasında akıl hastalığı, akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı ve kişinin talebi sayılabilir. Bu durumda kişi ergin olmasına rağmen, vesayet altına alınır ve hukuki işlemlerini yasal temsilcisi aracılığıyla yapmak zorunda kalır.

5.2. Ergin Olmayanların Hukuki Durumu

Ergin olmayan kişiler, sınırlı da olsa belirli bir hak ehliyetine sahiptir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, ergin olmayan kişi her ne kadar dava açamaz ve kendi başına hukuki işlem yapamaz ise de, kendisine karşı dava açılabilir. Bu durumda davanın yasal temsilciye yöneltilmesi ve tebligatın ona yapılması gerekir. Ayrıca ergin olmayanlar, günlük hayatın olağan işlerini kendileri yapabilirler. Bu, TMK’nın küçüklere tanıdığı sınırlı bir hareket alanıdır.

5.3. Dürüstlük Kuralının Etkisi

Erginlik kurallarının uygulanmasında dürüstlük kuralı önemli bir yer tutar. Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere, ergin olmadığı için işlemin geçersizliğini ileri sürmek bazen hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olabilir. Örneğin, bir sözleşmeyi yapan kişinin sonradan ergin olmadığını ileri sürerek sözleşmeden kurtulmaya çalışması, eğer karşı taraf iyiniyetli ise ve işlemin yapıldığı sırada kişinin ergin olduğuna haklı olarak güvenmişse, dürüstlük kuralına aykırı kabul edilebilir. Bu gibi durumlarda mahkemeler, somut olayın özelliklerini dikkate alarak hakkaniyete uygun kararlar vermeye çalışır.

 

Sonuç:

Erginlik, Türk hukuk sisteminde kişilerin hak ve fiil ehliyetlerinin belirlenmesinde kritik öneme sahip bir kavramdır. Normal şartlarda 18 yaşın doldurulmasıyla kazanılan erginlik, evlenme ve mahkeme kararıyla da elde edilebilmektedir. Ancak erginliğin kazanılması her zaman tam fiil ehliyetinin varlığı anlamına gelmez. Kısıtlılık halleri, özel durum ve istisnalar ile dürüstlük kuralı çerçevesinde yapılan değerlendirmeler, erginlik kavramının hukuki sonuçlarını şekillendiren önemli faktörlerdir.

 

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Ozan Soylu

Türk Hukukunda Erginlik

Yazıyı paylaşın: