Almanya’da Düzenlenen Vasiyetnamenin Geçerliliği
Yabancı ülkelerde düzenlenen vasiyetnamelerin Türkiye’de geçerli olup olmadığı, milletlerarası özel hukuk kapsamında önemli bir konudur. Bu bağlamda, Almanya’da düzenlenen bir vasiyetnamenin Türkiye’de geçerliliği, çeşitli hukuki düzenlemeler ve prensipler çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Öncelikle, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) madde 20/4‘e göre, ölüme bağlı tasarrufların şekli, bu Kanunun hukukî işlemlerin şekline ilişkin hükümlerine tâbidir. Bununla birlikte, ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerli kabul edilir. Bu hüküm, vasiyetnamelerin şekli geçerliliği konusunda geniş bir esneklik sağlamaktadır.
MÖHUK madde 7‘ye göre, hukukî işlemler, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukukî işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun maddî hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir. Bu düzenleme, Almanya’da yapılan bir vasiyetnamenin, Alman hukukuna uygun olarak düzenlenmiş olması halinde Türkiye’de de şeklen geçerli sayılabileceğini göstermektedir. Ancak, dikkat edilmesi gereken nokta, vasiyetnamenin esasına ilişkin konuların ayrıca değerlendirilmesi gerektiğidir.
Öte yandan, Türkiye’nin de taraf olduğu 1961 tarihli “Vasiyet Tasarruflarının Biçimine İlişkin Kanun Uyuşmazlıkları Konusunda La Haye Sözleşmesi“, bu konuda daha geniş bir çerçeve sunmaktadır. Sözleşmenin 1. maddesine göre, bir vasiyetname şu hukuklardan herhangi birine uygun olarak düzenlenmişse şeklen geçerli sayılır: vasiyetin yapıldığı yer hukuku, vasiyetçinin millî hukuku, ikametgâhının veya mutad meskeninin bulunduğu yer hukuku (vasiyetin yapıldığı an veya ölüm anında), taşınmazlar için malların bulunduğu yer hukuku. Bu düzenleme, vasiyetnamelerin geçerliliğini sağlamak adına oldukça geniş bir yelpaze sunmaktadır.
Bir Yargıtay kararında “(…) vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte Türkiye’nin de taraf olduğu Vasiyet Tasarruflarının Biçimine İlişkin Kanunun Uyuşmazlıkları konusunda 1961 tarihli La Haye Sözleşmesi nazara alınmadan (…) eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır” şeklinde hüküm verilerek, bu sözleşmenin uygulanmasının önemi vurgulanmıştır. Dolayısıyla, Almanya’da düzenlenen bir vasiyetnamenin geçerliliği değerlendirilirken, bu sözleşme hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Bununla beraber, vasiyetnamenin esasına ilişkin konular, MÖHUK madde 20/1 uyarınca mirasbırakanın millî hukukuna tâbidir. Ancak, Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır. Bu durumda, Almanya’da düzenlenen bir vasiyetname ile Türkiye’deki taşınmazlar hakkında tasarrufta bulunulmuşsa, bu tasarrufların geçerliliği Türk hukukuna göre değerlendirilecektir. Örneğin, Türk hukukunda kabul edilmeyen bir tasarruf şekli, şeklen geçerli olsa bile esasen geçersiz sayılabilir.
Vasiyetnamenin ehliyet yönünden geçerliliği ise MÖHUK madde 20/5’e göre belirlenir. Buna göre, ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki millî hukukuna tâbidir. Dolayısıyla, Almanya’da düzenlenen bir vasiyetnamede mirasbırakanın ehliyeti, vasiyetnamenin düzenlendiği andaki millî hukukuna göre değerlendirilecektir. Ancak, dikkat edilmesi gereken nokta, mirasbırakanın birden fazla vatandaşlığı varsa, MÖHUK madde 4 hükümlerinin uygulanacağıdır.
Yargıtay bir kararında “(…) vasiyetçinin millî kanununa uygun olarak tanzim edildiğinin tespit edilmesi (…)” gerektiğini belirterek, vasiyetnamenin geçerliliğinde millî hukukun önemini vurgulamıştır. Bu nedenle, Almanya’da düzenlenen bir vasiyetnamenin geçerliliği incelenirken, mirasbırakanın millî hukukunun da dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, ortak vasiyetnameler konusu özel bir dikkat gerektirmektedir. Türk hukukunda kabul edilmeyen ortak vasiyetnameler, Alman hukukunda geçerlidir. Bu konuda doktrinde genel olarak kabul edilen görüş, ortak vasiyetnamelerin ölüme bağlı tasarrufun şeklinden ziyade esasına ilişkin olduğu ve miras statüsüne tabi olduğu yönündedir. Dolayısıyla, mirasbırakanın millî hukuku ortak vasiyetnameye izin veriyorsa, Almanya’da düzenlenen bir ortak vasiyetname Türkiye’de de geçerli sayılabilir.
Vasiyetnamenin iptali konusunda ise, genel olarak miras statüsü (MÖHUK md. 20/1) uygulanır. Ancak, şekil şartlarına aykırılık nedeniyle iptal söz konusu olduğunda, vasiyetnamenin şekline uygulanacak hukuk (MÖHUK md. 20/4 ve 7) belirleyici olacaktır. Bu durumda, Almanya’da düzenlenen bir vasiyetnamenin şekil yönünden iptali için, düzenlendiği yer olan Alman hukukunun veya diğer yetkili hukukların şekil şartları dikkate alınmalıdır.
Son olarak, Almanya’da düzenlenen vasiyetnamelerin Türkiye’de kullanılması durumunda tasdik zorunluluğu konusu da önem taşımaktadır. Türkiye’nin de taraf olduğu 1961 tarihli “Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi” (Apostille Sözleşmesi) uyarınca, Almanya’da düzenlenen bir vasiyetnamenin Türkiye’de kullanılabilmesi için apostil şerhi yeterli olacaktır. Bu durum, vasiyetnamelerin uluslararası dolaşımını kolaylaştırmaktadır.
Sonuç olarak, Almanya’da düzenlenen bir vasiyetnamenin Türkiye’de geçerliliği, çeşitli hukuki düzenlemeler ve prensipler çerçevesinde değerlendirilmelidir. Şekli geçerlilik konusunda geniş bir esneklik sağlanmış olmakla birlikte, vasiyetnamenin esası ve ehliyete ilişkin konularda mirasbırakanın millî hukuku belirleyici olmaktadır. Ayrıca, Türkiye’deki taşınmazlara ilişkin tasarruflar ve vasiyetnamenin iptali gibi konularda Türk hukukunun uygulanması söz konusu olabilmektedir. Bu hukuki süreci doğru şekilde yönetebilmek için deneyimli bir avukattan yardım almak doğru olacaktır.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.