Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Ölümün Tespiti Davası

Ölümün Tespiti Davası – 2024

Ölüm Kaydı Nedir?

Ölüm kaydı, bir kişinin öldüğünü resmi olarak belgeleyen ve ölümün tarihini, yerini ve nedenini içeren bir belgedir. Bu belge, yasal olarak kişinin ölümünün tanınmasını sağlar ve çeşitli hukuki, idari ve kişisel işlemlerde kullanılır.

 

Ölümün Tespiti Davası: Kişinin Hala Sağ Göründüğü Durumlarda Başvurulan Hukuki Süreç

Ölümün tespiti davası, kişinin öldüğü halde hala yaşayan veya sağ görünen şekilde nüfus kayıtlarında kaydedilmesi durumunda açılan bir dava türüdür. Bu dava, ölümün resmi olarak tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi amacıyla başlatılır.

 

(…) Temyiz incelemesine konu dava, nüfus sicilinde sağ gözüken kişinin gerçekte ölü olduğunun tespiti yanında, sicilde “sağ” olarak belirtilen kaydın “ölü” olarak düzeltilmesini de amaçlayan; bu kişinin ölmüş olduğunun tespiti durumunda mirasçısı olacak kişi tarafından açılmış “ölümün tespiti davası” niteliğindedir. Dava bu hukuksal niteliğiyle; mirasçılık haklarını etkileyeceğinden Türk Medeni Kanunu’nu, nüfus sicilindeki eksik veya hatalı kaydın düzeltilmesini de amaçladığından 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nu ilgilendirmektedir. (…) 2. Hukuk Dairesi 2009/17090 E., 2010/21855 K.

 

 

Nüfus Sicili ve Ölüm Bildirimi: Resmi Kayıtların İşleyişi

Nüfus sicili, bir ülkenin vatandaşlarının doğumlarını, evliliklerini, ölümlerini ve diğer önemli olaylarını kaydeden resmi bir belgedir. Ölümün evde gerçekleşmesi durumunda Cenaze Hizmetleri Hattı aranmalı ve ardından ölüm nüfus müdürlüğüne bildirilmelidir. Hastanede veya adli bir vakada ise genellikle kurumlar tarafından nüfus müdürlüğüne bildirim yapılır.

 

Ölü olduğu halde aile kütüklerinde sağ görünen kişiler için ilgililer, ölüm olayını gösterir bir belge ile Nüfus Müdürlüklerine başvurduklarında, ölüm tutanağı düzenlenir ve ölüm tespit edilerek kayıtlara işlenir. Ancak ölüm olayını gösterir bir belge ibraz edilemezse, Nüfus Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma sonucunda ölüm tespit edilebilir ve kayıt işlemi gerçekleştirilir.

 

Bunun yanında, ölümün tespiti davası için nüfus müdürlüğüne başvurmak zorunlu değildir; ilgili kişi doğrudan ilgili mahkemeye başvurabilir

 

Mahkeme kararıyla gerçekleştirilen ölümün tespiti davası, mirasçılık haklarının belirlenmesi ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi amacıyla açılır. Nüfus Müdürlüğü, yanlış kayıtların düzeltilmesi için gereken belgeleri inceleyerek ölüm tarihini sicile işler.

 

(…) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Mahkemece ölü olduğunun tespitine karar verilen …’nin ölüm tarihi ile ilgili olarak 1982 yılındaki nakil belgesi, ilkokul kayıtları, vergi kayıtları, seçim kayıtlarının ilgili birimlerden sorulup toplanan delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile sadece ölü olduğunun tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir.(…) 8. Hukuk Dairesi 2017/7383 E.  ,  2018/16089 K.

 

Ölüm Tutanaklarının Düzenlenmesi ve İşleme Konulması: Prosedür ve Uygulama

Ölüm tutanağının düzenlenmesi için ilgili nüfus müdürlüğüne başvurulabilir ve ölümün delil niteliği taşıyan belgelerle doğrulanması halinde kayıt düzeltmesi yapılır. Ölümün tespit davası için bu tür başvurulara gerek duyulmaz, çünkü ölümün delillendirilmesiyle nüfus müdürlüğü tarafından ölüm tutanağı düzenlenir.

 

Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun ilgili maddesinde, ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görünenler için ölüm tutanaklarının düzenlenmesine dair prosedürler belirtilmiştir. Bu prosedürler çerçevesinde ölümün doğruluğu nüfus müdürlüğü tarafından tahkik edilir ve düzenlenen ölüm tutanağı, mülkî idare amirinin emri ile işleme konulur. Tespit edilen kayıtların araştırılması, mülki idare amirinin emriyle kolluk kuvvetlerine yaptırılır ve araştırma sonucunda ölü oldukları tespit edilenlerin ölümleri tescil edilir.

 

(…) Nüfus Kanununun 33. maddesi uyarınca ölen kişinin nüfus kütüğünden düşürülmesi işlemi idari bir işlemdir.
Mahkemece, sadece ölüm ve ölüm tarihinin tespitine karar verilmesi gerekirken, idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde nüfus kütüğündeki sağ kaydının ölü olarak tashihine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA,(…) 2. Hukuk Dairesi 2005/17894 E., 2006/2074 K.

 

 

Ölümün Tespiti Davalarında Tarafların Katılımı ve Mahkeme Süreci: Mirasçılık Hakları ve Düzeltme Prosedürleri

Ölümün tespiti davalarında, öldüğü iddia olunan kişinin tüm mirasçılarının dava sürecinde yer alması önemlidir. Ancak, dava sürecinde gerekli tarafların eksikliği, mahkemenin doğru karar vermesini engelleyebilir. Mahkeme, tarafların tamamının dava sürecine katılmasını sağlamadan hüküm kurmamalıdır; aksi durum usul ve yasalara aykırı olabilir.

 

(…) Ölüm kaydının düzeltilmesi miras hakkı ile ilgili bulunduğundan mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle tüm mirasçıların davaya katılması sağlanarak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden eksik hasımla yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA,(…) 2. Hukuk Dairesi 2005/17010 E., 2006/1130 K.

 

 

Ölümün Tespiti ve Mirasçılık Belgesi

Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesine göre, yasal mirasçı olduğu belirlenenlere sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Ancak, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davada, murisin ölümünün ve ölüm tarihini kanıtlamak gerekmektedir. Bu kanıtlar genellikle nüfus kayıtlarıyla sağlanır ve mahkeme çekişmesiz yargıda kendiliğinden araştırma ilkesine göre hareket eder.

 

(…) çocukları doğdukları tarihlerde sırasıyla 93, 98, 100 yaşında olduğu, bu nedenle murisin doğum tarihiyle çocuklarının doğum tarihleri arasında uyumsuzluk bulunduğu görülmekte ise de, mirasçı mirasçılık belgesini istediği murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorunda olup bu hususlar da dosya içerisindeki nüfus kayıtlarından bellidir.
Mahkemece, davacının göstereceği deliller ile birlikte çekişmesiz yargıya tabi davalarda kendiliğinden araştırma ilkesi gereğince hareket edilerek murisin torunu olduklarından başka mirasçısının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, araştırma sonucuna göre de mirasçılık belgesinin verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,(…) 14. Hukuk Dairesi 2016/6894 E.  ,  2017/8485 K.

Ölümün Tespiti Davası Görevli ve Yetkili Mahkeme

Ölümün Tespiti Davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise ölümü tespit edilmesi istenen kişinin yerleşim yeri veya davacının yerleşim yeridir

Ölüm tespiti davası için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre koşulu öngörülmemiştir, bu da bu tür bir davanın ilgililer tarafından herhangi bir zamanda açılabileceği anlamına gelir.

 

(…) 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Dolayısıyla mahkemece itiraz olup olmadığına bakılmaksızın bu husus mahkemece resen gözetilir.

Dosya kapsamından, ölü olduğunun tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi istenilen …’in nüfusa kayıtlı olduğu adresinin “Bozkurt / Kastamonu” olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hukuk Muhakemeleri Kanunun 21 ve 22. Maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE (…) 5. Hukuk Dairesi  2022/1040 E.  , 2022/1412 K.

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Danış

Ölümün Tespiti Davası

 

 

 

 

Yazıyı paylaşın: