Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Trafik Kazası ile Taksirle Adam Yaralama TCK – *2024

Türk Ceza Kanunu (TCK) 89 maddesi, taksirle adam yaralama suçunun kapsamını ve bu suça verilecek cezaları belirler. Trafik kazaları ise bu suçun oluşmasında sık karşılaşılan bir unsurdur. Ayrıca trafik kazasında verilecek ceza, Karayolları Trafik Kanunu (KTK) ve Borçlar Kanununu (BK) da ilgilendirdiğinden özel bir yere sahiptir.

Bu yazımızda trafik kazasının basit ya da bilinçli taksir durumunu, mağdurun maddi ve manevi tazminat talebini, uzlaşmayı ve Yargıtay kararlarını inceleyeceğiz.

 

Taksir ve Bilinçli Taksir Kavramı

Trafik kazasında taksirle adam yaralamaya neden olma suçunu incelerken öncelikle taksir ve bilinçli taksir ayrımını yapmak önemlidir. Çünkü bu ayrım cezanın belirlenmesinde ve şikayette ayırt edici unsurlardan biri olacaktır.

Taksir, kasıt olmaksızın, dikkatsizlik veya tedbirsizlik sonucu bir başkasının zarar görmesine neden olma durumudur. Örneğin; tüm trafik kurallarına uyan sürücünün bir anlık dikkatsizliği ile kazaya sebebiyet vermesi gibi.

Bilinçli taksir ise kişinin öngördüğü bir neticenin gerçekleşme ihtimalini bilerek, fakat gerçekleşmeyeceğini düşünerek hareket etmesi sonucu meydana gelen olaydır. Örneğin; sürücünün, karşıdan karşıya geçen yayanın kendisini uzaktan gördüğünü ve karşıya koşarak geçeceğini varsayarak hız limitini düşürmemesi ve kazaya sebebiyet vermesi gibi.

 

Cezai Yaptırımlar

Trafik kazası sonucu taksirle yaralama suçunun cezai yaptırımı, mağdurun yaralanma derecesine ve failin kusur oranına göre değişiklik gösterebilir. TCK md 89’a göre, basit yaralanma hallerinde 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüştür. Ancak, yaralanmanın daha ağır olması durumunda ceza artırılabilir.

Örneğin, mağdurun kemik kırığına neden olunmuşsa ceza yarı oranında artırılırken, mağdurun sürekli bir organ işlevinin kaybı, duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesi gibi durumlarda ceza bir kat artırılır.

Bunun yanında Karayolları Trafik Kanunu (KTK) özelinde sadece sanığı ilgilendiren cezalar da mevcuttur. Örneğin; kırmızı ışıkta geçerek taksirle adam yaralayan kişi mağdurda kemik kırığına neden olmuşsa TCK md 89/2-b hükmüyle taksirle adam yaralamadan ceza alacaktır. KTK md 47-b hükmü uyarınca ise kırmızı ışıkta geçme suçundan ayrıca cezalandırılacaktır.

Cezanın hapis ya da adli para şeklinde icra edilmesi, kazadaki tüm unsurlar değerlenirilerek hakimin takdir yetkisine bırakılmıştur.

 

Trafik Kazasında Birden Fazla Kişi Taksirle Yaralanırsa Ne Olur?

Trafik kazasında birden fazla kişinin taksirle yaralanmasına neden olunması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu hüküm TCK md 89/4’te düzenlenen nitelikli bir haldir. Bu nitelikli halin, suçun diğer hallerinden başka bir farkı ise hakime bu hususuta adli para cezasına çevirme imkanının verilmemiş olmasıdır.

Nitekim bir Yargıtay kararında da bu husus belirtilmiştir: “(…) her iki mağdurun da…. kırığın hayati fonksiyonlara etkisi ağır(5) ve orta(2) derece olacak nitelikte yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda; TCK’nın 89/4. maddesinde doğrudan ya da seçimlik olarak adli para cezası öngörülmemiş olmasına rağmen, mahkemece sanık hakkında doğrudan adli para cezası tayin etmek suretiyle TCK’nın 2 ve 61/10. maddelerine aykırı davranılması nedeniyle kararın BOZULMASINA (…)” 12CD, Esas: 2021/4196, Karar: 2022/809,Tarih: 08.02.2022

Ceza ve Tazminatın Miktarını Değiştirecek Unsurlar

Trafik kazası sonucu taksirle yaralama suçundan yargılanan kişinin alacağı ceza ya da ödeyeceği tazminat, kazanın koşullarına, kusur oranına ve delil durumuna göre belirlenecektir. Örneğin bir motokuryenin yayaya çarptığı olayda kusur %25 motokuryede %75 yayada ise, tazminatlar buradaki kusur oranlarına göre belirlenecektir. Tali kusur durumunda ise tazminat daha da düşecektir.

Sürücünün trafik kurallarına uygun davrandığı, kazanın kaçınılmaz olduğu veya üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana geldiği gibi savunmalar, mahkemede dikkate alınır. Ayrıca, failin kazadan sonra mağdura yardım etmesi, pişmanlık göstermesi ve zararı telafi etmeye çalışması da cezanın hafifletilmesine katkı sağlayacaktır.

 

Hukuki Süreç ve Mahkeme Aşaması

Trafik kazası sonucu taksirle yaralama suçu işlendiğinde, hukuki süreç genellikle olay yerinde başlayan polis soruşturması ile başlar. Polis, kazanın oluş şekli, tarafların beyanları, görgü tanıkları ve olay yerindeki deliller üzerinden bir tutanak hazırlar.

Bu tutanak, savcılığa iletilir ve savcı, olayla ilgili soruşturma başlatır. Savcı, gerekli gördüğü durumlarda bilirkişi incelemesi yaptırabilir ve kazanın oluş şekli hakkında teknik rapor alabilir.

Soruşturma sonunda, savcı eğer yeterli delil bulursa iddianame hazırlar ve dava açar. Dava sürecinde, mahkeme, tarafların beyanlarını, bilirkişi raporlarını ve diğer delilleri değerlendirir. Sanık, kendini savunma hakkına sahiptir ve avukat aracılığıyla deliller sunabilir, tanık dinletebilir. Mahkeme, tüm delilleri değerlendirdikten sonra kararını verir.

 

Mağdurun Hakları ve Tazminat Talepleri

Trafik kazası sonucu yaralanan mağdur, cezai davanın yanı sıra hukuki yollardan da haklarını arayabilir. Mağdur, maddi ve manevi zararlarının tazmini için hukuk mahkemelerine başvurarak tazminat talebinde bulunabilir.

Maddi tazminat, mağdurun kazanç kaybı, tedavi masrafları, iş gücü kaybı gibi doğrudan zararlarını kapsar.

Manevi tazminat ise, yaşanan acı, üzüntü ve sıkıntılar nedeniyle talep edilir. Manevi tazminat sadece para ile ödenir.

Tazminat davalarında, mağdurun zararının boyutu, failin kusur oranı ve kazanın oluş şekli dikkate alınarak bir değerlendirme yapılır. Mahkeme, mağdurun zararlarını belgelerle ispat etmesini isteyebilir ve bilirkişi incelemesi yaptırabilir.

 

Trafik Sigortasının Rolü

Trafik kazalarında, zorunlu trafik sigortası önemli bir rol oynar. Türkiye’de her motorlu taşıtın zorunlu olarak trafik sigortası yaptırması gerekmektedir. Bu sigorta, kazaya karışan tarafların maddi zararlarını belirli limitler dahilinde karşılar.

Kaza sonucunda yaralanan kişiler, sigorta şirketine başvurarak tedavi masraflarını ve diğer maddi zararlarını talep edebilirler.

Sigorta şirketi, kazanın oluş şekli ve tarafların kusur oranını değerlendirerek ödeme yapar. Ancak, bazı durumlarda sigorta şirketi, ödeme yapmayı reddedebilir veya düşük miktarda ödeme yapabilir. Bu durumda, mağdurlar sigorta tahkim komisyonuna başvurarak haklarını arayabilirler.

Yargılama Süreci Nasıldır?

Trafik kazası ile taksirle adam yaralama, genel anlamda cezası 3 ay ve 1 yıl arasında değiştiğinden basit yargılama usülüne tabidir. Fakat basit yargılama usulü, adli para cezası veya üst sınırı 2 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren suçlarda uygulanabileceğinden, eğer taksirle yaralama ağırlaştırıcı nitelikli haller ile 2 sene ve üzerinde bir cezaya tabiyse bu durumda duruşmalı dava uygulanır.

Basit yargılama usülü evrak üzerinden duruşmasız görülen davaları ifade eder ve cezadan yüzde 25 indirim yapılır.

Karşı taraf bu karara 7 gün içerisinde itiraz ederse, cezada yapılan indirim hali devam etmek kaydıyla, dava duruşmalı devam eder.

Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Trafik kazasında taksirle yaralama suçu işleyen kişilere mahkemeler, belirli şartların sağlanması halinde, cezayı erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verebilirler. Ceza erteleme, sanığın cezasının belli bir süre ertelenmesi ve bu süre zarfında yeniden suç işlememesi halinde cezanın infaz edilmemesi anlamına gelir. HAGB ise, sanığın belirli bir denetim süresi boyunca yükümlülüklere uyması durumunda cezanın açıklanmaması ve sabıka kaydına işlenmemesi demektir.

 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Hapis Cezasının Ertelenmesi
HAGB için 5 yıl denetim süresi öngörülmüştür. Ceza ertelenmesi için 1-3 yıllık süreler öngörülmüştür.
HAGB ile kurulan hüküm, sanık açısından hukuki sonuç doğurmaz, adli sicile işlenmez ve kendine özgü bir sisteme kaydedilir. Ceza ertelemede, sanık hakkında bir mahkumiyet hükmü vardır ve adli sicile işler.
HAGB kararı, tek tip cezanın öngörüldüğü veya hapis ile adli para cezalarının seçimlik ceza olarak düzenlendiği hallerde uygulanabilir. Ceza ertelemesi, yalnızca hapis cezaları için verilebilir.
HAGB kararı verilebilmesi için kişi daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum olmamalıdır. Ceza ertelenmesi için kişinin daha önceden kasıtlı bir suç nedeniyle 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemesi gerekmektedir.
HAGB kararı verilebilmesi için sanığın onayı gerekmektedir. Ceza ertelemesinde, şartların varlığı halinde mahkeme re’sen erteleme kararı verebilir.

Uzlaşma Sürecinin İşleyişi

Uzlaşma süreci, mağdurun ve failin rızası ile başlatılır. Suçun taksirle işlenmiş olması ve mağdurun da uzlaşma sürecine katılmak istemesi halinde, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından uzlaştırma bürosuna yönlendirme yapılır.

Uzlaştırma bürosu, taraflar arasında bir uzlaştırmacı atar. Uzlaştırmacı, tarafları bir araya getirerek, mağdurun zararının tazmin edilmesi ve failin de belirli yükümlülükleri yerine getirmesi şartıyla bir anlaşma sağlar.

Bu süreçte taraflar, maddi tazminat, özür dileme, belirli bir süre sosyal hizmetlerde bulunma gibi çeşitli çözüm yolları üzerinde uzlaşabilirler.

Uzlaşmanın Sonuçları

Uzlaşma sağlanması halinde, taraflar arasında yapılan anlaşma doğrultusunda, failin ceza alması engellenir ve dava açılmaz. Uzlaşma sonucu yapılan anlaşma, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından onaylanarak hukuki bağlayıcılık kazanır. Anlaşmanın yerine getirilmemesi durumunda ise, süreç yeniden başlatılarak dava açılabilir.

Zamanaşımı

Trafik kazası sonucu meydana gelen taksirle adam yaralama suçunda zamanaşımı süresi, Türk Ceza Kanunu (TCK), Borçlar Kanunu (BK) ve Karayolları Trafik Kanunu (KTK) olmak üzere farklı kanunlarda düzenlenen farklı süreleri kapsamaktadır. Bu durum, hukuki süreçlerin karmaşıklaşmasına neden olabilmektedir.

Zamanaşımı Süreleri ve Uygulama Alanları:

TCK’da Taksirle adam yaralama suçu: Genel olarak 8 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Ancak suçun niteliğine göre bu süre uzayabilir.

BK’da Maddi ve manevi tazminat: Zarar görenin, zararın ve zarara neden olan kişiyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl, her halükarda kaza tarihinden itibaren 10 yıl içinde tazminat davası açılması gerekir.

KTK’da Maddi tazminat: BK’daki süreler aynen uygulanır.

Hakim açılan davanın hukuki niteliğine bakarak zamanaşımının geçip geçmediği hususunda karar verecektir. Yargıtay kararlarını incelediğimizde mahkemelerin zaman zaman bu süreleri yanlış uyguladığı ve ilgili kararların Yargıtay tarafından bozulduğu görülmektedir.

Neden Farklı Zamanaşımı Süreleri Var?

Farklı Hukuki Nitelikler:
TCK: Suçun cezai yönünü, yani failin cezalandırılmasını düzenler.
BK: Zarar gören kişinin uğradığı maddi ve manevi zararın tazminini düzenler.
KTK: Trafik kazalarına özgü hukuki düzenlemeleri içerir.

Trafik Kazası ile Taksirle Adam Yaralama Şikayete Bağlı mıdır?

TCK ya göre trafik kazası ile taksirle yaralama suçunda soruşturma başlatması içn şikâyet gereklidir. Ancak suç bilinçli taksirle işlenmişse şikâyet aranmadan doğrudan soruşturma başlatılır.

Örneğin, alkollü araba kullanılarak bilinçli taksir ile yaralanma ile sonuçlanan bir kazada mağdurun şikayeti aranmadan savcı tarafından delil toplama işlemlerini başlatılır. Bunun tek istisnası basit tıbbi müdahele (BTM) ile giderilebilecek yaralanmalardır. Örneğin bir dikiş ya da pansuman ile giderilebilecek bir yaralanma BTM olarak değerlendirilir ve sürücü bilinçli taksir ile trafik kazasına sebep olmasına rağmen soruşturması için mağdurun şikayeti aranır.

Şikayetten Vazgeçme

Taksirle yaralama suçu, genel olarak mağdurun şikayetine bağlı bir suçtur. Bu nedenle, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi, ceza davasının seyrini doğrudan etkileyebilir.

Şikayetten Vazgeçmenin Sonuçları

Ceza Davasının Düşmesi: Mağdur, şikayetinden vazgeçtiğinde, ceza davası düşebilir. Ancak, şikayetten vazgeçme, yargılamanın her aşamasında mümkün değildir. Dava henüz açılmamışsa veya yargılama süreci devam ediyorsa, şikayetten vazgeçme dikkate alınır ve dava düşer.

Karar Aşamasında Vazgeçme: Eğer dava, mahkeme tarafından karara bağlanmışsa, şikayetten vazgeçme, verilen cezanın infaz edilmesine engel olmaz. Ancak, mağdurun şikayetten vazgeçmesi, failin cezasında indirim yapılması veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi sonuçlar doğurabilir.

Tazminat Talepleri ve Şikayetten Vazgeçme

Mağdurun şikayetten vazgeçmesi, failin hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Trafik kazaları sonucunda oluşan maddi ve manevi zararlar için tazminat davaları açılabilir. Şikayetten vazgeçme, sadece ceza davasını etkiler; tazminat talepleri bu durumdan bağımsız olarak değerlendirilir.

 

Trafik Kazasında Taksirle Yaralama Suçuna Yaya Sebep Olursa Ne Olur?

Trafik kazalarında sürücüler gibi yayaların da kendileri için öngörülen trafik kurallarına uymamak suretiyle kusurlu hareket ederek başkasının yaralanmasına veya ölümüne neden olması durumunda taksirli suçtan cezalandırılmaları mümkündür.

Nitekim bir Yargıtay kararında aksi yönde karar veren bir mahkeme kararı bozulmuştur: “(…) dolayısıyla trafik kazalarında sürücüler gibi yayaların da kendileri için öngörülen tafik kurallarına uymamak suretiyle kusurlu hareket ederek başkasının yaralanmasına veya ölümüne neden olması durumunda taksirle ilgili suçtan cezalandırılması mümkündür. Bu nedenle Özel Dairece yaya olan sanığın kusuruyla sebebiyet verdiği trafik kazasında sadece tazminat sorumluluğu bulunup ceza sorumluluğunun olamayacağının kabulünde isabet bulunmamaktadır (…)” CGK, Esas : 2014/67, Karar: 2016/45, Tarih: 09.02.2016

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Ozan Soylu

Trafik Kazası ile Taksirle Adam Yaralamaya Neden Olmak

 

 

Yazıyı paylaşın: