Kardeş Vasi Olabilir mi? *2024 – Av. Ozan Soylu
Kardeşin Vasi Olarak Atanması
Vesayet, belirli durumlarda bireylerin korunması ve haklarının korunması amacıyla atanan bir temsilcinin, diğer bir deyişle vasinin, bireyin mal varlığını ve kişisel haklarını yönetmesi için yargı tarafından atanmasını gerektiren bir hukuki müessesedir. Vasi tayini, özellikle kişinin ayırt etme gücünün kaybolduğu ya da önemli ölçüde azaldığı durumlarda devreye giren bir süreçtir. Bu süreçte, kişinin ailesinden birinin vasi olarak atanması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu bağlamda, kardeşin vasi olarak atanması da mümkün ve oldukça yaygındır.
Kardeşin Vasi Olarak Atanma Şartları
Türk Medeni Kanunu’na göre, vasi tayininde öncelikle kişinin yakın akrabalarından biri, özellikle eşi veya birinci derece kan hısımları arasından seçilmesi esastır. Kardeşler, bu bağlamda vasi olarak atanabilecek kişiler arasında yer alır. Ancak, kardeşin vasi olarak atanabilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir:
- Reşit Olma Şartı: Kardeşin vasi olarak atanabilmesi için reşit olması, yani 18 yaşını doldurmuş olması gerekmektedir.
- Vesayete Engel Durumlar: Kardeşin vesayet görevini yerine getirebilmesi için vesayete engel olacak herhangi bir durumunun bulunmaması gerekmektedir. Örneğin, haysiyetsiz bir yaşam sürenler, kamu hizmetinden yasaklı olanlar veya vesayet altına alınacak kişiyle menfaat çatışması yaşayan kişiler vasi olamazlar.
- Yetkinlik ve Yeterlilik: Kardeşin, vesayet altına alınacak kişinin mallarını idare edebilecek, bakım ve korunmasını sağlayabilecek yetkinlik ve yeterlilikte olması gerekmektedir.
Vasi Atanma Süreci
Kardeşin vasi olarak atanması için genellikle Sulh Hukuk mahkemesine başvuru yapılması gerekmektedir. Bu süreçte, mahkeme vesayeti gerektiren durumun mevcut olup olmadığını değerlendirir ve resmi sağlık kurulu raporu gibi belgeler talep edebilir. Mahkeme, vesayet altına alınacak kişinin yararını göz önünde bulundurarak, kardeşin vasi olarak atanmasının uygun olup olmadığına karar verir.
Vasi Atanmasının Sonuçları
Vasi olarak atanan kardeş, vesayet altına alınan kişinin tüm hukuki işlemlerinde onu temsil etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda, taşınmaz malların yönetimi, kişisel hakların korunması gibi önemli sorumluluklar da vasiye aittir. Vasi, görevini yerine getirirken vesayet makamına hesap vermek zorundadır ve bu makamın izni olmadan bazı hukuki işlemleri gerçekleştiremez.
Kardeşin Vasi Olarak Atanması ve Örnek Yargıtay Kararları
Kardeşlerin vasi olarak atanması sürecinde Yargıtay kararları yol gösterici nitelikte olup, çeşitli hukuki kriterlerin nasıl uygulanması gerektiğini ortaya koyar.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2011/420 Esas, 2012/3434 Karar (05.03.2012)
Yargıtay, bu kararında, bir davada davalının kardeşi vasi olarak atanmış, ancak davalı ve vasisi arasında menfaat çatışması olduğu tespit edilmiştir. Mahkeme, menfaat çatışması nedeniyle vasi olarak atanmış olan kardeşin davayı takip etmesinin uygun olmadığına ve başka bir kayyım atanması gerektiğine karar vermiştir. Bu nedenle, davada vasinin değiştirilmesine yönelik karar verilmiştir
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2017/8075 Esas, 2018/566 Karar (16.01.2018)
Bu kararda, kısıtlı adına sözleşme imzalanması için izin verilmesi talebi değerlendirilmiştir. Vasi olarak atanan kardeş, kısıtlıya ait miras hakkından kendi lehine feragat edilmesi için izin istemiş, ancak mahkeme bu talebi reddetmiştir. Yargıtay, vesayet makamının bu tür talepleri denetleme yetkisini vurgulayarak, dosyanın mahkemeye iadesine karar vermiştir
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2012/17505 Esas, 2013/9882 Karar (05.06.2013)
Bu kararda, kardeşin vasi olarak atanması durumu değerlendirilmiştir. Kısıtlı S.Ç., akıl hastalığı nedeniyle kardeşi H.A.Ç.’nin vasiliğine bırakılmıştır. Mahkeme, vasinin kısıtlıyı temsil etmesi gerektiğini ve hukuki işlemler sırasında vasinin bilgilendirilmesinin zorunlu olduğunu vurgulamıştır. Vasiye tebligat yapılmadan alınan kararın hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2015/14565 Esas, 2016/5846 Karar (24.03.2016)
Yargıtay, davacının hükümlü olması nedeniyle kardeşi H.’in vasi olarak atanmasını ele almıştır. Mahkeme, davacının vesayet altında olması nedeniyle dava açılması için vesayet makamından izin alınması gerektiğini vurgulamıştır. Bu iznin alınmadan dava açılmasının usule aykırı olduğuna karar verilmiştir.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.