Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Adli Para Cezası Nedir? *2025 – Güncellenmiş Ücretler

Türkiye’de yaşanan ekonomik gelişmeler ve enflasyonun artması sebebiyle, adli para cezalarında önemli güncellemeler yapılmıştır. 1 Haziran 2024 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan bu değişiklikler, adli para cezalarının güncel ekonomik koşullara uyum sağlamasını amaçlamaktadır.

 

Yapılan güncellemeler şu şekilde özetlenebilir:

  • Adli para cezasının alt sınırı, gün bazında 20 TL’den 100 TL’ye yükseltilmiştir
  • Üst sınır ise 100 TL’den 500 TL’ye çıkarılmıştır
  • Adli para cezasında mahsup durumunda, hükümlünün tutukluluk veya gözaltında geçirdiği sürelerin karşılığı olarak bir gün için 100 TL yerine 500 TL üzerinden hesaplanarak cezadan düşülecektir
  • Ön ödeme sisteminde bir günlük karşılık olarak belirlenen miktar, 30 TL’den 100 TL’ye yükseltilmiştir
  • Mahkemelerce doğrudan verilen adli para cezalarında kesinlik sınırı ise 3.000 TL’den 15.000 TL’ye yükseltilmiştir

 

Bu makalemizde, adli para cezasının hukuki niteliğinden başlayarak, benzer kurumlardan farkları, gün para cezası sistemi ve cezanın belirlenmesi sürecini inceleyeceğiz. Ardından adli para cezasının infaz aşamasını, ödeme kolaylıklarını, cebri infaz yöntemlerini ve kamuya yararlı işte çalıştırma gibi alternatif infaz usullerini ele alacağız.

 

Adli Para Cezası

1. Giriş

1.1. Adli Para Cezasının Tanımı ve Temel Özellikleri

Adli para cezası, kanunda suç olarak tanımlanan bir fiilin işlenmesi karşılığında, failin belirli bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesini gerektiren bir yaptırım türüdür.

Adli para cezasının en temel özelliği, failin ekonomik durumuna göre bireyselleştirilebilmesi ve hapis cezasının alternatifi olarak kullanılabilmesidir. Bu ceza türünün uygulanmasında, failin mali gücü, suçun ağırlığı ve haksızlık içeriği gibi faktörler dikkate alınarak cezanın belirlenmesi söz konusudur.

1.2. Ceza Hukukundaki Yeri ve Önemi

Ceza hukuku sistemimizde adli para cezası, hem bağımsız bir ceza türü olarak hem de kısa süreli hapis cezalarına seçenek yaptırım olarak düzenlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda gün para cezası sistemi benimsenmiş olup, bu sistem sayesinde cezanın bireyselleştirilmesi daha etkin bir şekilde sağlanmaktadır.

Özellikle hafif suçlar ve ekonomik suçlar bakımından tercih edilen bir yaptırım türü olan adli para cezası, hapis cezasının yaratabileceği olumsuz sonuçların önlenmesi açısından da önem taşımaktadır.

 

2. Adli Para Cezasının Hukuki Niteliği ve Özellikleri

2.1. Hukuki Niteliği

Adli para cezası, kamu hukuku yaptırımı niteliğinde bir ceza türüdür. Kanunda açıkça düzenlenmiş suçların karşılığı olarak, mahkeme kararıyla hükmedilebilen bu yaptırım türü, ceza hukukunun temel ilkelerine tabidir.

Para cezasının “adli” niteliği, idari para cezalarından farklı olarak, bir suç karşılığında ve yargı kararıyla uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Adli para cezasının hukuki niteliği, hem cezalandırma hem de önleme amacını bünyesinde barındırmaktadır.

2.2. Temel Özellikleri

Adli para cezasının temel özelliklerinin başında kanunilik ilkesine tabi olması gelmektedir. Bu cezaya ancak kanunda açıkça öngörülen hallerde hükmedilebilir.

Bir diğer önemli özelliği, şahsilik ilkesi gereği sadece suçu işleyen kişiye uygulanabilmesidir. Adli para cezası, ölçülülük ilkesi çerçevesinde failin ekonomik durumuna göre belirlenebilmekte ve gün para cezası sistemi sayesinde bireyselleştirilebilmektedir.

2.3. İnfaz Özellikleri

Adli para cezasının infaz özellikleri de onu diğer para cezası türlerinden ayırmaktadır. Cezanın ödenmemesi durumunda kamuya yararlı bir işte çalıştırılma veya tazyik hapsi gibi yaptırımlar uygulanabilmektedir.

Ayrıca, taksitlendirme veya erteleme gibi ödeme kolaylıkları sağlanabilmektedir. İnfaz sürecinde, hükümlünün ekonomik durumundaki değişiklikler de dikkate alınabilmekte ve cezanın amacına uygun şekilde yerine getirilmesi hedeflenmektedir.

2.4. Hukuki Sonuçları

Adli para cezası mahkumiyetinin önemli hukuki sonuçları bulunmaktadır. Tekerrüre esas teşkil etmesi, adli sicile kaydedilmesi ve bazı haklardan yoksunluk sonuçlarını doğurması bunlar arasındadır.

Bu ceza türü, hapis cezasından farklı olarak kişinin hürriyetini doğrudan kısıtlamamakta, ancak mali durumunu etkilemektedir.

Bununla birlikte, cezanın ödenmemesi durumunda hürriyeti bağlayıcı sonuçlar da ortaya çıkabilmektedir.

 

3. Benzer Kurumlardan Farkları

3.1. İdari Para Cezasından Farkları

Adli para cezası ile idari para cezası arasındaki temel fark, hukuki nitelik ve uygulama sürecinde ortaya çıkmaktadır. Adli para cezası bir suç karşılığında mahkeme tarafından hükmedilirken, idari para cezası kabahatler karşılığında idari merciler tarafından verilmektedir.

İnfaz usulleri de farklılık göstermektedir; adli para cezası ödenmediğinde hapis cezasına dönüşebilirken, idari para cezası yalnızca Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmektedir.

3.2. Tazminat Kabilindeki Para Cezalarından Farkları

Tazminat kabilindeki para cezaları, devletin veya kamunun uğradığı zararın giderilmesi amacını taşımaktadır. Adli para cezası ise cezalandırma ve önleme amacı taşıyan bir yaptırımdır.

Tazminat kabilindeki para cezalarında failin ekonomik durumu dikkate alınmazken, adli para cezasında gün para cezası sistemi ile failin ekonomik durumu gözetilmektedir.

Ayrıca tazminat kabilindeki para cezaları tekerrüre esas teşkil etmezken, adli para cezası tekerrür hükümlerinin uygulanmasına neden olabilmektedir.

3.3. Disiplin Para Cezalarından Farkları

Disiplin para cezaları, belirli bir kurumun işleyişine katılan kişilerin düzene aykırı davranışları nedeniyle uygulanan yaptırımlardır. Adli para cezasından farklı olarak, ceza mahkemesi tarafından değil, ilgili kurum tarafından verilmektedir.

Disiplin para cezaları kurumsal düzenin sağlanması amacını taşırken, adli para cezası genel olarak toplumsal düzenin korunması amacını taşımaktadır. İnfaz usulleri ve kanun yolları da iki kurum arasında farklılık göstermektedir.

3.4. Diğer Para Cezası Türlerinden Farkları

Mahkeme masrafları, önödeme ve medeni para cezaları gibi diğer para cezası türleri de adli para cezasından farklı özellikler taşımaktadır. Mahkeme masrafları yargılama giderlerinin karşılanması amacını taşırken, önödeme bir alternatif çözüm yoludur.

Medeni para cezaları ise hukuk muhakemesine ilişkin düzenin sağlanması amacıyla uygulanmaktadır. Bu kurumların her biri, adli para cezasından farklı olarak, ceza hukukunun temel ilkelerine ve infaz usullerine tabi değildir.

 

4. Adli Para Cezasının Belirlenmesi

4.1. Gün Para Cezası Sistemi

4.1.1. Gün Biriminin Belirlenmesi

Gün para cezası sisteminde, öncelikle suçun işleniş biçimi ve haksızlık içeriğine göre gün birimi belirlenmektedir. TCK’nın 52. maddesine göre, gün biriminin alt sınırı 5 gün, üst sınırı ise 730 gündür.

Hâkim, bu sınırlar içerisinde TCK’nın 61. maddesinde belirtilen ölçütleri dikkate alarak gün birimini tespit etmektedir. Seçimlik cezalarda veya hapis cezasıyla birlikte hükmedilen adli para cezalarında gün biriminin belirlenmesi özel kurallar içermektedir.

4.1.2. Gün Değerinin Belirlenmesi

Gün değeri, failin ekonomik ve şahsi halleri göz önünde bulundurularak, TCK’nın 52. maddesinin 2. fıkrasında en az 100, en fazla 500 Türk Lirası arasında bir miktar olarak belirlenmektedir. Gün değerinin tespitinde failin geliri, malvarlığı, aile yükümlülükleri ve kişisel özellikleri dikkate alınmaktadır. Bu değerlendirme, cezanın failin ekonomik durumuna uygun olmasını ve etkili bir yaptırım olarak uygulanmasını sağlamaktadır.

4.2. Nispi Para Cezası Şeklinde Belirlenen Adli Para Cezaları

Bazı suçlar için kanunda nispi para cezası öngörülmüştür. Bu durumda ceza, suçtan elde edilen menfaat veya verilen zararın belirli bir katı olarak hesaplanmaktadır.

Örneğin, dolandırıcılık suçunun bazı nitelikli hallerinde adli para cezası, elde edilen menfaatin iki katından az olamamaktadır.

Nispi para cezalarının belirlenmesinde önce gün para cezası sistemi uygulanmakta, sonra belirlenen miktar kanunda öngörülen nispi oranla karşılaştırılmaktadır.

4.3. Cezanın Mahsubu

Adli para cezasının mahsubu, hükümlünün tutukluluk veya gözaltında geçirdiği sürelerin cezadan düşürülmesi anlamına gelmektedir. TCK’nın 63. maddesine göre, her bir gün için 500 Türk Lirası mahsup edilmektedir.

Bu düzenleme, hürriyeti kısıtlayıcı tedbirlerin etkisinin adli para cezası üzerinde de gösterilmesini sağlamaktadır. Mahsup işlemi, hükümlünün mağduriyetini önlemek ve adil bir infaz sağlamak amacıyla yapılmaktadır.

 

5. Adli Para Cezasının İnfazı

5.1. İlamın İcraya Konulması

Adli para cezasının infazına başlanabilmesi için öncelikle hükmün kesinleşmesi gerekmektedir. Kesinleşen hüküm, mahkeme tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

Başsavcılık, hükümlüye ödeme emri tebliğ ederek otuz gün içinde adli para cezasının ödenmesini ister.

Ödeme emrinde, cezanın miktarı, ödeme süresi, taksitlendirilmiş ise taksit miktarları ve ödeme koşulları, ödenmemesi halinde uygulanacak yaptırımlar açıkça belirtilmelidir.

5.2. Ödeme Kolaylıkları

5.2.1. Mehil Verilmesi

TCK’nın 52. maddesinin 4. fıkrası uyarınca hâkim, hükümlünün ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak adli para cezasının ödenmesi için bir yıla kadar mehil verebilir.

Mehil verme kararı, hükmün kesinleşmesinden sonra cezanın muaccel olacağı tarihi ileriye almaktadır. Bu süre içinde hükümlü dilediği zaman cezayı ödeyebilir ve mehil süresi dolmadan yapılan ödemeler geçerlidir.

5.2.2. Taksitlendirme

Taksitlendirme iki aşamada gerçekleşebilir. İlk olarak, mahkeme hüküm kurarken TCK’nın 52. maddesinin 4. fıkrası uyarınca cezanın taksitle ödenmesine karar verebilir. Bu durumda taksit süresi iki yılı geçemez ve en az dört taksit yapılması zorunludur.

İkinci olarak, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun (CGTİHK) 106. maddesinin 6. fıkrası uyarınca infaz aşamasında, hükümlünün talebi üzerine adli para cezasının üçte birinin ödenmesi koşuluyla kalan kısmın iki eşit taksite bölünmesi mümkündür.

Her iki taksitlendirme türünde de taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde kalan kısmın tamamı muaccel olmaktadır.

5.2.3. Ödeme Kolaylıklarının Değerlendirilmesi

Ödeme kolaylıkları, adli para cezasının infazının etkinliğini artırmak ve hükümlünün ekonomik durumuna uygun bir ödeme planı oluşturmak amacıyla düzenlenmiştir. Bu kolaylıklar sayesinde hem cezanın caydırıcılık etkisi korunmakta hem de hükümlünün ekonomik yaşamının sürdürülebilirliği sağlanmaktadır.

Ancak, taksitlendirme veya mehil verme kararlarının gerekçelendirilmesi ve hükümlünün ekonomik durumunun gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesi önem taşımaktadır.

5.3. Cebri İnfaz

5.3.1. Kamuya Yararlı İşte Çalıştırma

Adli para cezasının ödenmemesi halinde, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun (CGTİHK) 106. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek hükümlü kamuya yararlı bir işte çalıştırılır.

Her iki saatlik çalışma, bir gün karşılığı adli para cezasından mahsup edilir.

Çalışma süresi, günlük en az iki, en fazla sekiz saat olarak belirlenir.

Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından belirlenen programa uygun olarak çalışmanın gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

5.3.2. Tazyik Hapsi

Hükümlünün kamuya yararlı işte çalışma yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda, ceza tazyik hapsi olarak infaz edilir. Tazyik hapsi, açık ceza infaz kurumunda çektirilir ve hükümlü her an adli para cezasını ödeyerek tahliyesini sağlayabilir.

CGTİHK’nın 106. maddesinin 7. fıkrası uyarınca, bir hükümle ilgili olarak tazyik hapsinin süresi üç yılı, birden fazla hükümle ilgili olarak ise beş yılı geçemez.

5.3.3. AATUHK’a Göre Tahsil

Tazyik hapsinin üst sınırının aşılması veya hükümlünün çocuk olması gibi bazı özel durumlarda, adli para cezası 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Bu aşamada ceza, bir kamu alacağına dönüşmekte ve ilam Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilerek tahsilat süreci başlatılmaktadır. Bu süreçte haciz, ihtiyati haciz gibi cebri icra yollarına başvurulabilmektedir.

5.3.4. Cebri İnfazın Değerlendirilmesi

Cebri infaz yöntemleri, adli para cezasının etkinliğini sağlamak için kademeli bir sistem öngörmektedir. Bu sistem, öncelikle hükümlünün topluma yararlı bir iş yaparak cezasını ödemesini amaçlamakta, bu mümkün olmadığında hürriyeti kısıtlayıcı tedbirlere başvurmakta ve son çare olarak genel icra hukuku yollarını devreye sokmaktadır. Bu yaklaşım, cezanın caydırıcılığını korurken, aynı zamanda orantılılık ilkesine de uygun bir infaz sistemi oluşturmaktadır.

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Ozan Soylu

Adli Para Cezası Nedir

Yazıyı paylaşın: