Boşanma Davası Nasıl Açılır? *2024 – Av. Ozan Soylu
Bu makale, 2024 yılında boşanma davası açma sürecini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Av. Ozan Soylu tarafından hazırlanan içerik, boşanma davasının hukuki boyutlarını, aşamalarını ve dikkat edilmesi gereken noktaları detaylı olarak açıklamaktadır. Makalede, boşanma sebepleri, dava açma süreci, mahkeme aşamaları, avukat tutmanın önemi ve boşanma kararının sonuçları gibi konular incelenmektedir.
Boşanma Davası Nedir?
Boşanma davası, evlilik birliğini sona erdirmek için mahkemeye yapılan resmi bir başvurudur. Türk Medeni Kanunu’nun 161-166. maddeleri arasında düzenlenen boşanma sebeplerinden birine dayanılarak açılır. Bu dava, eşlerin hukuki olarak ayrılmasını, mal paylaşımını, çocukların velayetini ve nafaka gibi konuları içerebilir. Önemle belirtmek gerekir ki, boşanma kararı yalnızca hakim tarafından verilebilir.
Boşanma Davası Açmadan Önce Bilinmesi Gerekenler
Boşanma davası açmadan önce, hangi boşanma sebebine dayanılacağının tespiti büyük önem taşır. Zira, yanlış bir boşanma sebebine dayanan dava reddedilebilir. Bununla birlikte, eşler anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi boşanacaklarına karar vermelidir. Anlaşmalı boşanma için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması şarttır. Ancak, taraflardan biri boşanmak istemiyorsa veya boşanmanın sonuçları konusunda anlaşma sağlanamıyorsa, çekişmeli boşanma davası açılır.
Dava açıldıktan sonra, davacının dava dilekçesi ve mahkemenin verdiği tensip zaptı davalı tarafa tebliğ edilir. Bu tebligat tarihi önemlidir, çünkü davalının cevap verme süresi bu tarihten itibaren işlemeye başlar. Ayrıca, delillerin toplanması ve sunulması da kritik bir aşamadır. Bir Yargıtay kararında belirtildiği üzere, “Delilleri olmayan bir davacının açmış olduğu boşanma davası hakim tarafından reddedilir.” Bu nedenle, dava açılmadan önce delillerin iyi değerlendirilmesi gerekir.
Boşanma davası sürecinde tarafların duruşmalara katılımı da önemlidir. Eğer davacı duruşmalara katılmazsa, davası takipsizlik nedeniyle düşebilir. Öte yandan, davalının duruşmalara katılmaması halinde dava yokluğunda devam eder, ancak davalı yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.
Son olarak, şiddet gören eşlerin dava açarken koruma talep etme hakları vardır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca, eşin kendisine saldırmasını, hakaret etmesini ve yaklaşmasını engellemek için uzaklaştırma kararı talep edilebilir. Bu koruma sadece kadınlar için değil, erkekler için de geçerlidir.
Boşanma Sebepleri ve Türleri
Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri, özel ve genel sebepler olmak üzere iki ana başlık altında düzenlenmiştir. Özel sebepler, TMK madde 161-165 arasında sayılmıştır ve bunlar zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır. Genel sebep ise TMK madde 166’da düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır. Bu sebeplerin varlığı halinde, eşler anlaşmalı veya çekişmeli olarak boşanma davası açabilirler.
1. Anlaşmalı Boşanma
Anlaşmalı boşanma, TMK madde 166/3’te düzenlenmiş olup, eşlerin karşılıklı anlaşarak boşanmalarını ifade eder. Bu boşanma türünde, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması şarttır. Ancak, bu süre dolmadan önce de eşler anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayabilirler. Dikkat edilmesi gereken nokta, anlaşmalı boşanma protokolünün hakim tarafından uygun bulunması gerektiğidir.
Anlaşmalı boşanmada eşler, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında anlaşmış olmalıdırlar. Bunun yanında, bir Yargıtay kararında “Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hükümlerin bulunması zorunlu değildir” şeklinde hüküm verilerek, mal rejiminin tasfiyesinin ayrı bir dava konusu olabileceği belirtilmiştir.
2. Çekişmeli Boşanma
Çekişmeli boşanma, eşlerin boşanma konusunda anlaşamamaları veya boşanmanın sonuçları hakkında mutabık kalamamaları durumunda söz konusu olur. Bu durumda, TMK’da sayılan boşanma sebeplerinden birine dayanılarak dava açılır. Özellikle belirtmek gerekir ki, çekişmeli boşanma davalarında tarafların kusur oranları önem taşır ve bu oranlar tazminat ve nafaka gibi talepleri etkileyebilir.
Çekişmeli boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılması en sık başvurulan sebeptir. TMK madde 166/1’e göre, “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.” Ancak, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber, TMK madde 166/2 uyarınca, bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa, boşanmaya yine de karar verilebilir.
Çekişmeli boşanma davalarında, tarafların iddialarını ispatlamaları büyük önem taşır. Bir Yargıtay kararında, “Boşanma davasında, delilleri olmayan bir davacının açmış olduğu davanın hakim tarafından reddedileceği” vurgulanmıştır. Bu nedenle, dava açılmadan önce delillerin iyi değerlendirilmesi ve dava dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerekir.
Boşanma Davası Açma Süreci
1. Yetkili ve Görevli Mahkeme
Boşanma davalarında görevli mahkeme, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi uyarınca aile mahkemeleridir. Ancak, aile mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakar. Bu düzenleme, boşanma davalarının özel uzmanlık gerektiren niteliğini göz önünde bulundurarak yapılmıştır.
Yetkili mahkeme konusunda ise Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesi açık bir düzenleme getirmiştir. Buna göre, boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Bu yetki kuralı kesin yetki kuralı değildir, dolayısıyla taraflar yetki itirazında bulunmazsa, yetkisiz mahkeme de davaya bakabilir.
Anlaşmalı boşanma davalarında ise yetkili mahkeme konusunda daha esnek bir yaklaşım benimsenmiştir. Eşler, anlaşmalı boşanma davası için Türkiye’deki herhangi bir aile mahkemesine başvurabilirler. Bu esneklik, anlaşmalı boşanma sürecini hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla tanınmıştır.
2. Gerekli Belgeler ve Hazırlıklar
Boşanma davası açılırken, bazı belgelerin hazırlanması ve mahkemeye sunulması gerekmektedir. İlk ve en önemli belge, aile mahkemesine hitaben yazılan boşanma talepli dava dilekçesidir. Bu dilekçenin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak hazırlanması büyük önem taşır. Aksi takdirde, hakim davanın reddine karar verebilir.
Dava dilekçesinin yanı sıra, tarafların kimlik fotokopileri, varsa evlilik cüzdanının bir örneği ve nüfus kayıt örneği de dava dosyasına eklenmesi gereken belgeler arasındadır. Ayrıca, boşanma sebebini ispatlayacak delillerin de dilekçe ekinde sunulması gerekir.
Eğer boşanma davası bir avukat aracılığıyla açılacaksa, avukata verilecek vekaletnamenin de hazırlanması gerekir. Vekaletnamede özellikle boşanma davası açma yetkisinin bulunduğunun belirtilmesi önemlidir. Bunun yanında, vekaletname için iki adet vesikalık fotoğraf da gerekecektir.
Boşanma davasında tanık dinletilmesi talep edilecekse, tanıkların ad, soyad ve adreslerinin de dava dilekçesinde belirtilmesi gerekir. Ancak, HMK madde 240 uyarınca, tanık listesinin verilmesi için mahkeme tarafından iki haftalık kesin süre verilebileceği de unutulmamalıdır.
Son olarak, dava açılırken mahkeme harç ve giderlerinin de yatırılması gerektiği unutulmamalıdır. Bu harçlar, başvurma harcı, peşin harç ve gider avansından oluşmaktadır. Harçlar yatırılmadan davanın görülmesi mümkün değildir ve hakim tarafından eksik harç ve giderlerin tamamlanması için süre verilir. Bu süre içinde tamamlanmazsa, davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilir.
3. Dava Dilekçesinin Hazırlanması
Boşanma davası dilekçesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak hazırlanmalıdır. Dilekçede mahkemenin adı, tarafların ve varsa vekillerinin kimlik ve iletişim bilgileri, davanın konusu, davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği ve hukuki sebepler yer almalıdır. Ayrıca, açık bir şekilde talep sonucu da belirtilmelidir. Dikkat edilmesi gereken nokta, bu unsurların eksik olması durumunda hakimin davayı reddetme yetkisinin bulunmasıdır.
Boşanma sebebi olarak hangi gerekçeye dayanıldığı dilekçede açıkça belirtilmelidir. Türk Medeni Kanunu’nun 161-166. maddeleri arasında düzenlenen boşanma sebeplerinden hangisine dayanıldığı açıkça yazılmalıdır. Örneğin, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılıyorsa, TMK madde 166’ya dayanıldığı belirtilmelidir.
İddia edilen her vakıa için deliller açıkça belirtilmeli ve mümkünse dilekçe ekinde sunulmalıdır. Tanık deliline dayanılıyorsa, tanıkların ad, soyad ve adreslerinin de dilekçede yer alması gerekir.
4. Mahkemeye Başvuru ve Harçların Ödenmesi
Boşanma davası açmak için hazırlanan dava dilekçesi ve ekleri, yetkili aile mahkemesinin bulunduğu adliyenin tevzi bürosuna sunulur. Tevzi bürosu, dilekçeyi ilgili aile mahkemesine gönderir. Ancak, dava açılabilmesi için bazı harç ve giderlerin ödenmesi zorunludur.
Harçlar Kanunu’na göre, boşanma davası açılırken başvurma harcı ve peşin harç ödenmelidir. Ayrıca, HMK madde 120 uyarınca, davacı tarafından dava açılırken yatırılması gereken gider avansı da bulunmaktadır. Bu gider avansı, yapılacak yargılama işlemleri için gerekli olan giderleri karşılamak üzere alınır.
Önemle belirtmek gerekir ki, harç ve giderler yatırılmadan davanın görülmesi mümkün değildir. HMK madde 150/1 uyarınca, gider avansının yatırılmaması halinde, hakim tarafından davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Bu süre içinde gider avansı yatırılmazsa, davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
Ancak, maddi durumu yetersiz olan kişiler için adli yardım imkanı bulunmaktadır. HMK madde 334 ve devamı maddelerinde düzenlenen adli yardım, yargılama giderlerini karşılayamayacak durumda olan kişilerin dava açabilmelerini sağlar. Adli yardım talebi kabul edilirse, kişi yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulur.
Son olarak, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden de dava açılması mümkündür. E-devlet şifresi veya elektronik imza ile UYAP Vatandaş Portalı’na giriş yapılarak, hazırlanan dava dilekçesi elektronik ortamda gönderilebilir ve harçlar online olarak ödenebilir. Bu yöntem, zaman ve maliyet açısından avantaj sağlayabilir.
Boşanma Davasının Aşamaları
1. Dilekçeler Aşaması
Dilekçeler aşaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 126-136. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, boşanma davasının ilk aşamasını oluşturur. Bu aşama, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesinden oluşur. Öncelikle, davacının dava dilekçesi davalıya tebliğ edilir. Davalı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde cevap dilekçesini mahkemeye sunmak zorundadır. Ancak, HMK madde 127 uyarınca, davalının talebi üzerine bu süre bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.
Cevap dilekçesinin davacıya tebliğinden itibaren iki hafta içinde davacı, cevaba cevap dilekçesini; bunun davalıya tebliğinden itibaren iki hafta içinde ise davalı, ikinci cevap dilekçesini mahkemeye sunabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta, bu sürelerin hak düşürücü nitelikte olmasıdır. Süresinde verilmeyen dilekçeler, mahkemece dikkate alınmaz.
2. Ön İnceleme Duruşması
Dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra, HMK madde 137-142 uyarınca ön inceleme aşamasına geçilir. Bu aşamada hakim, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verir, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve tarafların delillerini sunmaları veya başka yerden getirtilecek deliller için gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar uyuşmazlık konularını belirler ve hakim tarafından tahkikat için gerekli olan hazırlık işlemleri yapılır. Bir Yargıtay kararında, “Ön inceleme aşamasında, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tek tek tespit edilmelidir” şeklinde hüküm verilerek, bu aşamanın önemi vurgulanmıştır.
3. Tahkikat Aşaması
Tahkikat aşaması, HMK madde 143-185 arasında düzenlenmiş olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispat etmeye çalıştıkları aşamadır. Bu aşamada tanıklar dinlenir, bilirkişi incelemesi yapılır ve diğer deliller incelenir. Boşanma davalarında özellikle tanık beyanları büyük önem taşır. Ancak, TMK madde 184/4 uyarınca, hakim boşanma davalarında delilleri serbestçe takdir eder.
Tahkikat aşamasında, gerekli görülürse sosyal inceleme raporu da alınabilir. Özellikle çocukların velayeti konusunda karar verilirken, bu raporlar büyük önem taşır. Bir Yargıtay kararında, “Velayet düzenlemesinde çocuğun üstün yararı gözetilmeli ve bu konuda uzman görüşüne başvurulmalıdır” şeklinde hüküm verilerek, sosyal inceleme raporunun önemi vurgulanmıştır.
4. Sözlü Yargılama ve Karar
Tahkikatın tamamlanmasından sonra, HMK madde 186 uyarınca sözlü yargılama aşamasına geçilir. Bu aşamada taraflar son kez iddia ve savunmalarını tekrar eder ve hakim gerekli gördüğü hususlarda taraflardan açıklama isteyebilir. Sözlü yargılamanın tamamlanmasından sonra hakim, kısa kararını tefhim eder.
Boşanma kararı verilirken, TMK madde 174 uyarınca maddi ve manevi tazminat, TMK madde 175 uyarınca yoksulluk nafakası, çocuk varsa TMK madde 182 uyarınca velayet ve iştirak nafakası gibi konularda da karar verilir. Ayrıca, TMK madde 173 uyarınca kadının evlenme ile kazandığı kişisel durumu hakkında da karar verilmelidir.
Kararın verilmesinden sonra, gerekçeli karar yazılarak taraflara tebliğ edilir. Taraflar, kararın kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde istinaf yoluna başvurabilirler. İstinaf incelemesinden sonra da Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir. Ancak, TMK madde 184/5 uyarınca, boşanma kararının kesinleşmesiyle evlilik birliği sona erer.
Boşanma Davası Süresince Dikkat Edilmesi Gerekenler
Boşanma davası sürecinde, tarafların bazı hususlara özellikle dikkat etmesi gerekmektedir. Öncelikle, TMK madde 166/III uyarınca, anlaşmalı boşanma davasında tarafların bizzat mahkemede hazır bulunmaları şarttır. Hakim, tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmelidir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma davalarında duruşmaya katılım büyük önem taşır.
Çekişmeli boşanma davalarında ise davacının duruşmalara katılması veya bir vekil ile temsil edilmesi gerekir. HMK madde 150/1 uyarınca, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan davacı duruşmaya gelmez ve vekili de bulunmazsa, davalının talebi üzerine yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği gibi, kanunda belirtilen istisnalar dışında, delil de gösteremez. Ayrıca, HMK madde 150/4’e göre, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
Boşanma davası sürecinde delillerin toplanması ve sunulması da büyük önem taşır. Bu nedenle, taraflar iddialarını ispatlayacak tüm delilleri zamanında ve usulüne uygun şekilde mahkemeye sunmalıdır.
Ayrıca, TMK madde 169 uyarınca, boşanma davası açıldığında hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. Bu nedenle, taraflar geçici önlem taleplerini mahkemeye bildirmelidir.
Boşanma Davasında Avukat Tutmanın Önemi
Boşanma davalarında avukat tutmak, hukuki bir zorunluluk olmamakla birlikte, birçok açıdan büyük önem taşır. Öncelikle, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca, avukatlar hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak yetkisine sahiptir.
Boşanma davaları, karmaşık hukuki süreçler içerebilir ve tarafların haklarını etkileyebilecek önemli kararlar alınır. Bir avukatın hukuki bilgi ve tecrübesi, davanın doğru şekilde yönetilmesini ve müvekkilin haklarının korunmasını sağlar. Örneğin, dava dilekçesinin hazırlanması, delillerin toplanması ve sunulması, duruşmalarda doğru argümanların ileri sürülmesi gibi konularda avukatın desteği büyük önem taşır.
Ayrıca, boşanma davalarında sıklıkla karşılaşılan mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi konularda avukatın uzmanlığı, müvekkilin haklarının korunmasını sağlar. Bir Yargıtay kararında, “Mal rejiminin tasfiyesi, teknik bilgi gerektiren bir konu olup, tarafların bu konuda uzman bir hukukçudan yardım almaları önerilir” şeklinde hüküm verilerek, avukat desteğinin önemi vurgulanmıştır.
Bunun yanında, avukatlar müvekkillerini duygusal süreçten uzak tutarak, daha objektif ve rasyonel kararlar alınmasına yardımcı olur. Bu da davanın daha sağlıklı yürütülmesini sağlar. Ayrıca, HMK madde 74 uyarınca, dava ehliyeti olan herkes, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabilir ve takip edebilir. Avukat tutulması halinde, tarafların bizzat duruşmalara katılma zorunluluğu ortadan kalkar, bu da iş hayatı açısından kolaylık sağlar.
Sonuç olarak, boşanma davalarında avukat tutmak, hukuki sürecin doğru yönetilmesi, hakların korunması ve adil bir sonuca ulaşılması açısından büyük önem taşır. Ancak, avukat tutma imkanı olmayan kişiler için HMK madde 334 ve devamı maddelerinde düzenlenen adli yardım imkanı da bulunduğu unutulmamalıdır.
Boşanma Davasının Süresi ve Maliyeti
Boşanma davasının süresi, davanın türüne ve özelliklerine göre değişkenlik gösterir. TMK madde 166/III’e göre açılan anlaşmalı boşanma davaları genellikle tek celsede sonuçlanır ve ortalama 1-2 ay içinde tamamlanabilir. Ancak, çekişmeli boşanma davaları daha uzun sürebilir. HMK madde 30’da düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gereğince, yargılamanın makul süre içinde ve düşük maliyetle sonuçlandırılması amaçlanır, fakat pratikte çekişmeli boşanma davaları 1-3 yıl arasında sürebilmektedir.
Davanın maliyeti konusunda, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre, boşanma davası açılırken başvurma harcı ve peşin harç ödenir. Ayrıca, HMK madde 120 uyarınca gider avansı da yatırılmalıdır. Bunun yanında, avukatlık ücreti de maliyete dahildir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen ücret, davanın türüne ve süresine göre değişiklik gösterir.
Dikkat edilmesi gereken nokta, maddi durumu yetersiz olan kişiler için HMK madde 334 ve devamı maddelerinde düzenlenen adli yardım imkanının bulunmasıdır. Adli yardım talebi kabul edilirse, kişi yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulur.
Boşanma Kararının Kesinleşmesi ve Sonuçları
Boşanma kararının kesinleşmesi, HMK madde 341 ve devamı maddelerinde düzenlenen kanun yollarına başvuru sürelerinin dolması veya başvuru yapılmaması ile gerçekleşir. Taraflar, kararın kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde istinaf yoluna başvurabilirler. İstinaf incelemesinden sonra da belirli koşullarda Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir.
Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte, TMK madde 181 uyarınca evlilik birliği sona erer. Bu durumun sonuçları şunlardır:
1. Eşler arasındaki evlilik birliği sona erer ve taraflar yeniden evlenme hakkına sahip olur.
2. TMK madde 173 uyarınca, kadın evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Ancak, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verebilir.
3. TMK madde 176 uyarınca, nafaka yükümlülüğü başlar. Maddi tazminat ve yoksulluk nafakası, toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenebilir.
4. Çocuklar varsa, TMK madde 182 uyarınca velayet düzenlemesi yapılır ve iştirak nafakası belirlenir.
5. TMK madde 225 ve devamı maddelerine göre, mal rejiminin tasfiyesi gerçekleştirilir.
6. TMK madde 181/II uyarınca, boşanan eşler bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.
Son olarak, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra, kararın nüfus kütüğüne işlenmesi için ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Boşanma davası açmak için evliliğin belirli bir süre devam etmiş olması gerekir mi?
Çekişmeli boşanma davası açmak için evliliğin belirli bir süre devam etmiş olması şartı yoktur. Ancak, TMK madde 166/III uyarınca anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması şarttır. Bu şart, evliliğin korunması amacıyla getirilmiştir.
2. Boşanma davası sırasında ayrı eve çıkabilir miyim?
Evet, boşanma davası sırasında ayrı eve çıkabilirsiniz. Ancak, TMK madde 164 uyarınca, eşlerden biri ortak hayatı terk ederse, diğeri boşanma davası açmadan önce noter aracılığıyla veya mahkeme kararıyla ihtarda bulunarak eşinin iki ay içinde geri dönmesini istemelidir. Bu süre içinde dönmeyen eş aleyhine terk sebebiyle boşanma davası açılabilir.
3. Boşanma davası sırasında nafaka talep edebilir miyim?
Evet, TMK madde 169 uyarınca, boşanma davası açıldığında hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin geçimine ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. Bu kapsamda tedbir nafakasına hükmedilebilir. Ayrıca, boşanma kararı ile birlikte TMK madde 175 uyarınca yoksulluk nafakasına da karar verilebilir.
4. Boşanma davası sırasında çocuğumun velayeti kimde olacak?
TMK madde 169 uyarınca, boşanma davası sırasında hakim, çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. Bu kapsamda geçici velayet düzenlemesi yapılabilir. Kesin velayet düzenlemesi ise boşanma kararı ile birlikte TMK madde 182 uyarınca yapılır. Bir Yargıtay kararında, “Velayet düzenlemesinde çocuğun üstün yararı gözetilmeli ve bu konuda uzman görüşüne başvurulmalıdır” şeklinde hüküm verilerek, velayet düzenlemesinde dikkat edilmesi gereken hususlar vurgulanmıştır.
5. Boşanma davası sırasında mal paylaşımı nasıl yapılır?
Mal paylaşımı, genellikle boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava konusu olur. Ancak, taraflar anlaşırlarsa boşanma davası sırasında da mal paylaşımı yapılabilir. TMK madde 225 ve devamı maddeleri uyarınca, evlilik birliği içinde edinilen mallar, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiye edilir.
6. Boşanma davası açtıktan sonra vazgeçebilir miyim?
HMK madde 123 uyarınca, davacı, davalının açık rızası olmadan davasını geri alamaz. Ancak, davasından feragat edebilir. Feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur ve davacı bir daha aynı davayı açamaz.
7. Yurt dışında alınan boşanma kararı Türkiye’de geçerli midir?
Yurt dışında alınan boşanma kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi için, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 50-59. maddeleri uyarınca tanıma ve tenfiz davası açılması gerekir. Bu dava sonucunda yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tanınmasına karar verilirse, karar Türkiye’de de hüküm ve sonuç doğurur.
8. Boşanma davasında uzlaştırma veya arabuluculuk mümkün müdür?
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 1/2 maddesi uyarınca, aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir. Ancak, HMK madde 137/1 uyarınca, hakim ön inceleme duruşmasında tarafları sulhe teşvik eder. Taraflar sulh olurlarsa, TMK madde 166/III kapsamında anlaşmalı boşanma hükümleri uygulanabilir.
Sonuç
Boşanma davası, evlilik birliğini sona erdiren önemli bir hukuki süreçtir. Türk Medeni Kanunu’nun 161-166. maddeleri arasında düzenlenen boşanma sebeplerinden birine dayanılarak açılan bu dava, eşlerin hukuki statüsünü, mali durumunu ve çocukların geleceğini doğrudan etkiler. Bu nedenle, boşanma davasının açılmasından kararın kesinleşmesine kadar olan süreçte, tarafların haklarını ve yükümlülüklerini iyi bilmeleri ve hukuki süreci doğru yönetmeleri büyük önem taşır.
Boşanma davası açmadan önce, hangi boşanma sebebine dayanılacağının ve anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi boşanılacağının iyi değerlendirilmesi gerekir. Anlaşmalı boşanma, TMK madde 166/III uyarınca daha hızlı sonuçlanabilir ve taraflar arasındaki anlaşmazlıkları en aza indirebilir. Ancak, anlaşma sağlanamadığı durumlarda çekişmeli boşanma davası açılması kaçınılmazdır.
Dava sürecinde, delillerin toplanması ve sunulması, duruşmalara katılım, geçici önlem taleplerinin bildirilmesi gibi hususlara özen gösterilmelidir.
Boşanma davalarında avukat tutmak, hukuki sürecin doğru yönetilmesi ve hakların korunması açısından büyük önem taşır. Özellikle mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi karmaşık konularda avukatın uzmanlığı, müvekkilin haklarının korunmasını sağlar.
Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte, TMK madde 181 uyarınca evlilik birliği sona erer ve taraflar için yeni bir hukuki durum ortaya çıkar. Bu durumun sonuçları, soyadı kullanımı, nafaka yükümlülüğü, velayet düzenlemesi, mal rejiminin tasfiyesi ve miras hakları gibi birçok alanı etkiler.
Sonuç olarak, boşanma davası, hukuki ve duygusal açıdan zorlu bir süreç olabilir. Ancak, tarafların haklarını bilerek hareket etmesi, gerektiğinde uzman yardımı alması ve süreci kanunlara uygun şekilde yönetmesi, adil ve hakkaniyete uygun bir sonuca ulaşılmasını sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, boşanma kararı, taraflar ve varsa çocuklar için yeni bir hayatın başlangıcıdır ve bu sürecin en az hasarla atlatılması, gelecekteki yaşamları açısından büyük önem taşır.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.