Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Eşin Haysiyetsiz Yaşamı Nedeniyle Boşanma *2025

Evlilik, iki insanın hayatlarını birleştirmesiyle ortaya çıkan ve hukuki sonuçları olan önemli bir kurumdur. Ancak bazı durumlarda evlilik birliğinin devamı çeşitli sebeplerle imkânsız hale gelebilir. Türk Medeni Kanunu bu durumları göz önünde bulundurarak, belirli koşullar altında eşlere boşanma hakkı tanımıştır. Bu boşanma sebeplerinden biri de “haysiyetsiz hayat sürme” olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peki nedir bu “haysiyetsiz hayat sürme”? Hangi davranışlar bu kapsamda değerlendirilir? Bir davranışın haysiyetsiz sayılması için hangi koşullar gerekir? Bu makale, Türk Medeni Kanunu‘nun 163. maddesinde düzenlenen haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma konusunu detaylı bir şekilde ele alacaktır.

 

Haysiyet Kavramı ve Hukuktaki Yeri

Haysiyet, kelime anlamı itibariyle bir kişinin sahip olduğu “itibar“, “saygınlık” ve “değer” anlamlarını taşımaktadır. Bu kavram, kişilik değerlerinin manevi unsurları içerisinde yer almaktadır ve toplum tarafından kişiye verilen manevi değerleri ifade eder.

Kişilik hakları genel olarak iki temel kategoriye ayrılır:

  • Maddi kişisel değerler: Kişinin yaşamı, sağlığı ve vücut bütünlüğü üzerindeki hakları
  • Manevi kişisel değerler: Kişinin manevi bütünlüğünün parçası olan unsurlar

Haysiyet kavramı, kişilik değerleri içerisindeki sosyal kişilik değerlerinin bir parçasıdır ve bir kişiye, toplum tarafından uyulması manen zorunlu olan ahlaki ilkelere sahip olmasından ötürü verilen değeri ifade eder.

 

Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanmanın Hukuki Dayanağı

Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesi şu şekildedir:

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

Bu madde, toplumsal değerlere aykırı bir şekilde yaşayan ve bunu bir yaşam biçimi haline getiren eşten, diğer eşin boşanma talebinde bulunabilmesine imkan tanımaktadır. Kanun koyucu, haysiyetsiz hayat sürme kavramını tanımlamamış, içeriğinin belirlenmesini doktrin ve yargı kararlarına bırakmıştır.

 

Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanmanın Koşulları

Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanmanın gerçekleşebilmesi için bazı koşulların bir arada bulunması gerekmektedir. Bu koşulları şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Haysiyetsiz Hayat Sürdürme Olgusu Bulunmalıdır

Haysiyetsiz hayat sürme, toplumun ahlaki değerleri ile şeref ve namusa aykırı bir yaşam biçimi benimsemek ve bunu sürdürmek anlamına gelmektedir. Yargıtay kararlarında haysiyetsiz hayatın varlığı için “yaşanılan toplumun değer yargılarına ters düşen namus, şeref ve haysiyet gibi kavramlarla bağdaşmayan bir hayat biçimini benimsemek ve devamlılık arz edecek şekilde yaşamış olmak” gerektiği belirtilmiştir.

Haysiyetsiz hayat olduğu noktasında üzerinde tartışma olmayan davranışlara örnek olarak şunlar sayılabilir:

  • Eşlerden birinin başka biriyle aşıkane ilişki yaşaması
  • Uyuşturucu madde ticareti
  • Hayat kadını olarak çalışma
  • İnsan ticareti yapmak
  • Teşhircilik
  • Ekonomik durumu iyi olduğu halde dilencilik yapmak

Dikkat edilmesi gereken nokta, bu davranışların üçüncü kişilerin katılımını gerektirmediğidir. Bir eş tek başına benimsediği uyuşturucu madde bağımlılığı ile de haysiyetsiz hayat sürme olgusunun gerçekleşmesine sebep olabilir.

2. Haysiyetsiz Hayat Süreklilik Arz Etmelidir

Kanun maddesinde “hayat sürme” ifadesi kullanıldığı için, tek sefere mahsus veya ara sıra gerçekleşen ahlaka aykırı davranışlar haysiyetsiz hayat sürme olarak kabul edilmez. Bu davranışların bir yaşam biçimi halini alması ve süreklilik göstermesi gerekmektedir.

Bir kere veya ara sıra gerçekleşen ahlaka aykırı davranışlar, evlilik birliğini sarsabilir ancak haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmaya gerekçe oluşturmaz. Bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166) nedeniyle boşanma davası açılabilir.

3. Kusur Bulunmalıdır

Haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmanın gerçekleşebilmesi için, eşin bu durumu kusuruyla yaratmış olması gerekir. Eğer eşin kusuru yoksa, haysiyetsiz hayat sürme olgusu gerçekleşse bile TMK m. 163 çerçevesinde boşanma sebebi oluşmaz.

Örneğin, akıl hastası olan bir eşin bu durumunun suiistimal edilmesi suretiyle kendisinden cinsel olarak istifade edildiği durumlarda ya da zorla uyuşturucu bağımlısı yapıldığı hallerde, kusur söz konusu olmadığı için haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmak mümkün değildir.

Hukukçular arasında, haysiyetsiz hayat sürdüren eşin kusurunun kast derecesinde olması gerektiği yönünde görüşler bulunmaktadır.

4. Ortak Hayat Sürdürülemez Hale Gelmiş Olmalıdır

Haysiyetsiz hayat sürme, nisbi bir boşanma sebebidir. Yani sadece haysiyetsiz hayat sürdürme olgusunun varlığı boşanma için yeterli değildir; aynı zamanda bu durumun diğer eş için evlilik birliğini çekilmez hale getirmesi gerekir.

Kanun maddesinde açıkça “…onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse…” ifadesi kullanılmıştır. Bu değerlendirme yapılırken, davanın taraflarının sosyal statüleri, şahsi durumları, yaşadıkları çevre, eylemlerin niteliği ile icra edildiği yer ve zaman gibi hususların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Evlilik birliğinin çekilmez hale gelip gelmediğini değerlendirirken aşağıdaki durumlar da önem taşır:

a) Davacı Eşin de Haysiyetsiz Bir Yaşam Sürdürmesi

Dava açan eşin de haysiyetsiz bir yaşam sürdürmesi durumunda, ortak hayatın sürdürülemez olduğunu iddia etmek hem dürüstlük kuralına aykırıdır hem de mantıklı değildir. Bu durumda haysiyetsiz hayat sürme gerekçesine dayanarak boşanma talep edilemez.

b) Evlenmeden Önce Haysiyetsiz Yaşam Sürdürüldüğünün Bilinmesi

Eşin, evlendiği kişinin haysiyetsiz bir yaşam sürdüğünü evlenmeden önce bildiği hallerde durum tartışmalıdır. Bazı hukukçular, bu durumda boşanma davasının reddedilmesi gerektiğini savunurken, diğerleri evlenmeden önce biliniyor olsa bile daha sonra evlilik birliğinin devamının diğer eş bakımından mümkün olmadığı hallerin söz konusu olabileceğini belirtmektedir.

c) Uzun Süre Geçtikten Sonra Dava Açılması

TMK m. 163’te dava açma süresi konusunda bir sınırlama yoktur. Ancak haysiyetsiz hayat sürme başladıktan çok sonra dava açılması durumunda, hakimin dürüstlük kuralı çerçevesinde bir değerlendirme yapması gerekir. Eş, sevgisi veya durumun düzeleceği umuduyla bir süre evliliği sürdürmüş olabilir. Bu durumda, dava açma hakkının kullanılmasında bir sorun olmadığı kabul edilir.

Ancak haysiyetsiz hayat sürme olgusunun sona ermesinin üzerinden uzun zaman geçtikten sonra dava açılması durumunda, haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmanın mümkün olmadığı kabul edilir.

d) Eşin Affetmesi veya Haysiyetsiz Yaşama Rıza Göstermesi

Kanunda açıkça belirtilmese de öğretide, affın haysiyetsiz hayat sürme bakımından boşanma hakkını ortadan kaldıran bir etkisi olduğu kabul edilmektedir. Haysiyetsiz hayat süren eşi affeden eşin, evlilik birliğini sürdürülemez bulduğunu söylemek mantıklı değildir.

Eşin, haysiyetsiz yaşam olarak nitelendirilen fiillere rıza göstermesi durumunda da çekilmezlik unsuru gerçekleşmez ve boşanma davası reddedilir.

 

Haysiyetsiz Hayat Sayılan ve Sayılmayan Durumlar

Haysiyetsiz hayat sürme konusunda bazı davranışlar üzerinde uzlaşma varken, bazılarında tartışmalar bulunmaktadır. Aşağıdaki tablo, bu konuda bir fikir vermektedir:

Genel Kabul Gören Haysiyetsiz Yaşam Örnekleri Tartışmalı Durumlar
Evli olduğu halde sürekli olarak başka bir kişiyle ilişki sürdürmek Randevu evi işletmeciliği
Uyuşturucu madde satışı Kumar
İnsan ticareti Alkol bağımlılığı
Hayat kadını olarak çalışma Telefonla başka biriyle sürekli görüşme
Teşhircilik
Ekonomik durumu iyi olduğu halde dilencilik

Randevu Evi İşletmeciliği

Randevu evi işletmeciliği, kanuna tabi bir şekilde vergi levhasına kaydolmak suretiyle icra edilebilen yasal bir faaliyettir. Ancak bu faaliyetin haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tartışmalıdır.

Bir görüşe göre, mesleğe kanunen izin verilmiş olsa bile, özü itibariyle insan onuru ile bağdaşmayan böyle bir faaliyetin icra edilmesi, haysiyetsiz yaşam sürme olarak kabul edilmelidir. Diğer görüşe göre ise, kanun koyucu tarafından izin verilmiş bir mesleğin haysiyetsiz yaşam sürmeye temel teşkil etmesi, kanun koyucunun temel amacı ile bağdaşmamaktadır.

Kumar

Kumar konusunda da farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı hukukçular kumarın ahlaka aykırı bir faaliyet olduğunu ve sürekli kumar oynamanın haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır.

Diğer bir görüşe göre ise, kumar ve bahis, bireyler için bir ihtiyaç olup çeşitli şekillerde toplumun her kesiminden insanlar tarafından eğlenceli bir faaliyet olarak kabul görmektedir. Bu sebeple, sadece kumar oynamanın haysiyetsiz hayat sürme olarak nitelendirilmemesi gerekir. Ancak kumarın aile sorumluluklarının yerine getirilmesini engellemesi durumunda, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talep edilebilir.

Alkol Bağımlılığı

Alkol bağımlılığı konusunda da dikkatli bir değerlendirme yapmak gerekir. Sadece alkol tüketiminin toplumsal değerlere aykırılık teşkil ettiğini söylemek zordur. Alkol kullanımı geçmişten günümüze toplumsal olarak belirli ölçüde kabul gören bir davranıştır.

Ancak alkol bağımlısı olan eş, alkol tüketiminin ardından toplum tarafından belirlenmiş prensiplere aykırı davranıyorsa, haysiyetsiz yaşam sürme olgusunun gerçekleştiği kabul edilebilir. Bu durumda bile haysiyetsiz yaşamın meydana gelmesi, alkol değil, alkol neticesinde işlenen fiillerden kaynaklanacaktır.

 

Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanmanın Diğer Boşanma Sebepleriyle Karşılaştırılması

Haysiyetsiz hayat sürme, diğer boşanma sebepleriyle bazı benzerlikler ve farklılıklar gösterir. Bu bölümde, haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanmayı diğer önemli boşanma sebepleriyle karşılaştıracağız.

Zina Sebebiyle Boşanma ile Karşılaştırma

Zina, kusura dayalı, özel ve mutlak bir boşanma sebebidir ve hak düşürücü sürelere tabidir. Zina sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için, zina olgusunun öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay ve her halükarda zina olgusunun gerçekleşme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde dava açılması gerekir.

Haysiyetsiz hayat sürme ise özel, nisbi bir boşanma sebebi olup, herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir.

Zina, bir eşin başka bir kimseyle cinsel ilişkisi neticesinde oluşur. Haysiyetsiz hayat sürme ise daha geniş bir kavramdır ve cinsel ilişki dışındaki pek çok ahlaka aykırı davranışı da kapsar.

Pratikte şu durumlar ortaya çıkabilir:

  • Eşin başkaları ile cinsel ilişkilerini sürekli hale getirmesi durumunda hem zina hem de haysiyetsiz hayat sürme söz konusu olabilir.
  • Zina olgusunu ispatlamanın güç olduğu durumlarda haysiyetsiz hayat sürmeye dayanmak daha kolay olabilir.
  • Zina davası açıldıktan sonra, bu davanın ıslah yoluyla haysiyetsiz hayat sürmeye dayalı olarak devam ettirilmesi mümkündür.

Cinsel İlişki Türlerinin Değerlendirilmesi

Zina konusunda üzerinde durulması gereken bir nokta da, normal olmayan cinsel birliktelikler ile eşcinsel birlikteliklerin nasıl değerlendirileceğidir. Geleneksel görüş, zinanın ancak normal ve karşı cinsle olan cinsel birliktelikler için geçerli olduğu, diğer türlerin ise haysiyetsiz hayat sürme kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündedir.

Ancak günümüzde cinsel ilişki, cinsel hazzı gerçekleştirmeye dönük her türlü yakınlaşmayı kapsar hale gelmiştir. Bu nedenle, cinsel ilişki türü ve eşin cinsiyeti ne olursa olsun, eşin başka biriyle yaşadığı cinsel birlikteliklerin hem zina hem de haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilmesi daha uygun olacaktır.

Küçük Düşürücü Suç İşleme ile Karşılaştırma

Küçük düşürücü suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme ile aynı maddede düzenlenmiş olup özel, nisbi ve kusura dayalı bir boşanma sebebidir. Bir eşin fiillerinin hem haysiyetsiz hayat sürme hem de küçük düşürücü suç işleme olarak değerlendirilmesi mümkündür. Örneğin, uyuşturucu madde ticareti veya hırsızlık yapmak gibi davranışlar süreklilik arz ediyorsa hem küçük düşürücü suç hem de haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilebilir.

Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma ile Karşılaştırma

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma, özel ve nisbi bir boşanma sebebidir. Akıl hastalığında, hasta eşin kusuru olmasa bile boşanma mümkündür.

Eşin kusurunu ortadan kaldıracak düzeyde akıl hastası olduğu hallerde, haysiyetsiz yaşam sürme olarak nitelendirilen davranışlar ortaya çıksa bile, kusurun bulunmaması nedeniyle TMK m. 163 çerçevesinde boşanmaya hükmedilemez. Bu durumda akıl hastalığı sebebiyle boşanma (TMK m. 165) daha uygun bir yol olacaktır.

Terk Nedeniyle Boşanma ile Karşılaştırma

Terk, özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Terk ile haysiyetsiz hayat sürme arasında genellikle bir bağlantı olmamakla birlikte, terk eden eşin ortak konuta dönmesi için ihtar çekildiği durumlar özellik arz eder.

Terk sebebiyle ihtarda bulunulduğunda, ihtarda bulunan eş ortak yaşamı yeniden kurma noktasında bir irade göstermiş olur. Bu nedenle, ihtar tarihine kadar gerçekleşen haysiyetsiz yaşam sürme fiilleri için ayrıca boşanma talep edilemez.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması ile Karşılaştırma

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166), genel bir boşanma sebebidir ve eşlerin kusurlu olmasını gerektirmez. Haysiyetsiz hayat sürme ise kusura dayalı özel bir boşanma sebebidir.

Eşlerden birinin haysiyetsiz bir hayat sürdürmesi durumunda, diğer eş hem TMK m. 163 hem de TMK m. 166/I hükümlerine dayanarak boşanma davası açabilir. Terditli (sıralı) dava açılması da mümkündür, yani öncelikle haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle, bu kabul edilmezse evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talep edilebilir.

 

Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanmanın İspat Yükü ve Deliller

Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davasında ispat yükü, TMK m. 6 gereğince davacı eşe aittir. Davacı eş, hem haysiyetsiz hayat sürme olgusunu hem de bu durumun evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini ispatlamak zorundadır.

İspat konusunda her türlü delile başvurulabilir:

  • Tanık ifadeleri: Özellikle haysiyetsiz yaşam tarzını gören veya bilen kişilerin tanıklığı önemlidir.
  • Adli sicil kaydı: Eşin işlediği suçlar varsa bu kayıtlar delil olarak kullanılabilir.
  • Fotoğraf ve video kayıtları: Eşin haysiyetsiz davranışlarını gösteren kayıtlar (hukuka uygun elde edilmişse) delil olabilir.
  • Sağlık raporları: Özellikle uyuşturucu veya alkol bağımlılığı iddialarında tıbbi raporlar önem taşır.
  • Sosyal medya paylaşımları: Eşin haysiyetsiz yaşam sürdüğünü gösteren sosyal medya içerikleri de delil olarak kullanılabilir.

Ancak delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması gerekir. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller, prensip olarak mahkemede kullanılamaz.

Hakim, sunulan delilleri serbestçe değerlendirir ve kanaatini oluşturur. Haysiyetsiz hayat sürme olgusunun ispatlanması durumunda bile, bunun evliliği çekilmez hale getirip getirmediğini de ayrıca değerlendirmek zorundadır.

 

Haysiyetsiz Hayat Sürmenin Hukuki Sonuçları

Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davasının kabul edilmesi durumunda çeşitli hukuki sonuçlar ortaya çıkar. Bu sonuçları maddi ve manevi tazminat, maddi sonuçlar ve velayet konuları altında inceleyebiliriz.

Maddi ve Manevi Tazminat Talebi

TMK m. 174 hükmüne göre, boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Ayrıca, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat talep edebilir.

Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davalarında, haysiyetsiz hayat süren eş genellikle tamamen kusurlu kabul edilir. Dolayısıyla diğer eş, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir.

Özellikle eşin haysiyetsiz hayat sürmesi, toplum içinde diğer eşi küçük düşürücü bir nitelik taşıyorsa, manevi tazminat talebi daha güçlü bir temele dayanır. Örneğin, eşin toplum içinde tanınan bir kişiyken fuhuş yapması, uyuşturucu ticareti ile uğraşması gibi durumlar, diğer eşin manevi olarak daha fazla zarar görmesine yol açabilir.

Mal Rejiminin Tasfiyesi ve Maddi Sonuçlar

Türk Medeni Kanunu’nun 236/II hükmüne göre, zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.

Dikkat ederseniz, bu hüküm sadece zina ve hayata kast hallerinde uygulanabilmektedir. Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanmada böyle bir düzenleme yoktur. Bu nedenle, haysiyetsiz hayat süren eş, mal rejiminin tasfiyesinde haksız olarak yoksun bırakılamaz.

Ancak burada önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir: Eğer haysiyetsiz hayat sürme kapsamındaki fiiller aynı zamanda zina oluşturuyorsa, bu durumda TMK m. 236/II hükmü uygulanabilir. Örneğin, eşin sürekli olarak başkalarıyla cinsel ilişki yaşaması hem haysiyetsiz hayat sürme hem de zina kapsamında değerlendirilebilir.

Velayet ve Çocukla Kişisel İlişki

Boşanma durumunda çocukların velayeti, çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenir. Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davalarında, haysiyetsiz hayat süren eşin davranışları çocukların ahlaki gelişimini olumsuz etkileyebilecek nitelikteyse, velayet genellikle diğer eşe verilir.

Ancak, eşin haysiyetsiz hayat sürmesi, tek başına velayet hakkından yoksun bırakılması için yeterli değildir. Hakim, somut olayın özelliklerini değerlendirerek karar verir. Örneğin:

  • Eşin uyuşturucu madde ticareti yapması veya kullanması
  • Fuhuş yapması veya yaptırması
  • Çocukların yanında ahlaka aykırı davranışlarda bulunması
  • Suç işlemeyi alışkanlık haline getirmesi

gibi durumlar, velayetin belirlenmesinde olumsuz etkenler olarak değerlendirilir.

Velayet kendisine verilmeyen eşin, çocukla kişisel ilişki kurma hakkı vardır. Ancak, haysiyetsiz hayat süren eşin çocukla kişisel ilişkisi, çocuğun ahlaki gelişimini olumsuz etkileyecekse, bu ilişki sınırlandırılabilir veya denetimli olarak gerçekleştirilmesi kararlaştırılabilir.

 

Yargı Kararlarında Haysiyetsiz Hayat Sürme

Yargıtay kararları, haysiyetsiz hayat sürme kavramının içeriğinin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Yüksek mahkemenin bu konudaki bazı örnek kararlarını inceleyebiliriz:

Haysiyetsiz Hayat Sürme Kabul Edilen Durumlar:

  • Evli olan bir kadının sürekli olarak başka bir erkekle vakit geçirmesi, onunla ilişki kurması
  • Başka bir erkekle buluşarak onunla sokakta öpüşen eşin fiili
  • Eşcinsel ilişkiler yaşayan eşin davranışları
  • Evli olduğu halde fuhuş yapma
  • Uyuşturucu madde satıcılığı yapma

Haysiyetsiz Hayat Sürme Kabul Edilmeyen Durumlar:

  • Telefonla sürekli bir şekilde başkasıyla görüşen eşin fiili (Yargıtay, bu durumun evlilik birliğini çekilmez hale getirmekle birlikte haysiyetsiz yaşam olarak kabul edilemeyeceğine hükmetmiştir)
  • Genelev işleten bir kimsenin yanında çalışarak o kimsenin çocuğuna bakma (Yargıtay, eşin bizzat haysiyetsiz hayat sürmediğine hükmetmiştir)
  • Tek seferlik veya nadiren gerçekleşen ahlaka aykırı davranışlar

Yargıtay’ın bu konudaki yaklaşımı, toplumun değer yargılarını göz önünde bulundurarak, süreklilik arz eden ve toplum tarafından kabul edilemeyecek nitelikteki davranışları haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirmektir.

 

Haysiyetsiz Hayat Sürmeye İlişkin Usul Hukuku Meseleleri

Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davalarında dikkat edilmesi gereken bazı usul hukuku meseleleri bulunmaktadır:

Yetkili Mahkeme

Boşanma davalarında yetkili mahkeme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 168. maddesine göre belirlenir. Buna göre yetkili mahkeme:

  • Eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya
  • Davacının davadan önce son altı aydır oturduğu yer mahkemesi

Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davalarında da bu genel yetki kuralı uygulanır.

Görevli Mahkeme

Boşanma davaları, aile mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakar.

Dava Açma Süresi

TMK m. 163 hükmünde, haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açılması için herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Dolayısıyla bu sebebe dayanarak istediğiniz zaman dava açabilirsiniz. Ancak davanın dürüstlük kuralına uygun bir sürede açılması önemlidir.

Aynı Davada Birden Fazla Boşanma Sebebine Dayanma

Boşanma davalarında, birden fazla boşanma sebebine dayanılması mümkündür. Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle dava açan eş, aynı zamanda evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine de dayanabilir. Bu durumda hakim, her iki sebep hakkında da inceleme yapar ve kararını ona göre verir.

Ayrıca, haysiyetsiz hayat sürme olgusunun ispatlanamaması durumunda terditli (sıralı) dava açılarak, öncelikle TMK m. 163’e, bu kabul edilmezse TMK m. 166/I’e dayanarak boşanma talep edilebilir.

 

Neler Yapılmalı? Haysiyetsiz Hayat Sürmeye Karşı Hukuki Adımlar

Eşinizin haysiyetsiz bir hayat sürdüğünü düşünüyorsanız, hukuki olarak yapabilecekleriniz şunlardır:

  1. Delil Toplayın: Eşinizin haysiyetsiz hayat sürdüğünü kanıtlayacak delilleri hukuka uygun yollarla toplayın. Tanık ifadeleri, fotoğraflar, videolar, sosyal medya paylaşımları gibi deliller önemlidir.
  2. Uzman Bir Avukata Danışın: Boşanma davaları, özellikle haysiyetsiz hayat sürme gibi özel durumlarda, uzman bir avukatın rehberliğinde yürütülmelidir.
  3. Dava Açın: Yeterli delilleriniz varsa, haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açabilirsiniz. Davanızı, terditli olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine de dayandırabilirsiniz.
  4. Geçici Tedbirler Talep Edin: Dava sürecinde, özellikle çocukların korunması için geçici tedbirler talep edilebilir. Örneğin, geçici velayet, nafaka veya ayrı yaşama izni gibi.
  5. Psikolojik Destek Alın: Boşanma süreci, duygusal olarak yıpratıcı olabilir. Kendiniz ve varsa çocuklarınız için profesyonel psikolojik destek almak önemlidir.

 

Güncel Gelişmeler ve Değişen Toplum Yapısının Haysiyetsiz Hayat Kavramına Etkisi

Toplumsal değer yargıları zaman içinde değişmektedir. Bu değişim, haysiyetsiz hayat kavramının içeriğini ve kapsamını da etkilemektedir. Geçmişte haysiyetsiz olarak kabul edilen bazı davranışlar, günümüzde normal karşılanabilmekte veya tam tersi olabilmektedir.

Özellikle dijital çağın getirdiği yeni davranış biçimleri, haysiyetsiz hayat sürme kavramının genişlemesine neden olmaktadır. Örneğin:

  • Sanal aldatma: İnternet üzerinden başkalarıyla duygusal veya cinsel içerikli yazışmalar yapma
  • Sosyal medya bağımlılığı: Sosyal medya platformlarında aşırı zaman geçirme ve aile sorumluluklarını ihmal etme
  • Çevrimiçi kumar: İnternet üzerinden kumar oynama

gibi davranışlar, günümüzde haysiyetsiz hayat sürme kapsamında değerlendirilebilmektedir.

Aynı zamanda, toplumsal cinsiyet rollerindeki değişimler de haysiyetsiz hayat sürme kavramının yorumlanmasını etkilemektedir. Geçmişte sadece kadınlar için haysiyetsiz sayılan bazı davranışlar, günümüzde cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin değerlendirilmektedir.

 

Sonuç

Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesinde düzenlenmiş özel bir boşanma sebebidir. Bu sebebe dayanarak boşanabilmek için, eşin toplumun ahlaki değerlerine aykırı bir yaşam biçimini süreklilik arz edecek şekilde benimsemesi, bu davranışlarında kusurlu olması ve bu durumun diğer eş için evlilik birliğini çekilmez hale getirmesi gerekir.

Haysiyetsiz hayat kavramının içeriği, toplumun değer yargılarına göre belirlenir ve zaman içinde değişebilir. Bu nedenle, hangi davranışların haysiyetsiz hayat sürme kapsamında değerlendirileceği konusunda mutlak bir liste sunmak mümkün değildir.

Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davalarında ispat yükü davacı eştedir. Davacı eş, hem haysiyetsiz hayat sürme olgusunu hem de bu durumun evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini ispatlamak zorundadır.

Sonuç olarak, haysiyetsiz hayat sürme, evlilik birliğini derinden sarsan ve diğer eş için çekilmez hale getiren bir durumdur. Böyle bir durumla karşılaşan eşin, hukuki haklarını bilmesi ve gerekli adımları atması önemlidir. Ancak öncelikle evliliği kurtarmak için çaba gösterilmesi, bu mümkün değilse boşanma yoluna gidilmesi daha sağlıklı olacaktır.

 

Soylu Hukuk Bürosu ve Aile Hukuku Davaları

Soylu Hukuk Bürosu olarak aile hukuku alanında uzmanlaşmış ekibimizle hizmetinizdeyiz.

Boşanma davaları, özellikle haysiyetsiz hayat sürme gibi özel durumlarda profesyonel danışmanlık ve hukuki temsil hizmetleri sunuyoruz.

Her müvekkilin durumunun kendine özgü olduğunu bilerek, kişiye özel çözümler üretiyor, haklarınızı korumak için yanınızda duruyoruz.

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Haysiyetsiz Yaşam Sebebiyle Boşanma

Yazıyı paylaşın: