Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Yardım Nafakası: Nedir, Şartları Nelerdir, Nasıl Hesaplanır?

Yardım Nafakası

Genel Olarak Yardım Nafakası

Tanımı ve Amacı

Yardım nafakası, yoksullaşan veya yoksullaşmaktan kurtulamayan, geçimini kendi imkânlarıyla sağlayamayan kimselere diğer aile üyelerinin güçleri oranında yaptığı mali yardımı ifade eder. Bu nafaka türü, aile içi dayanışmanın hukuki bir görünümü olarak ortaya çıkmış olup, başlangıçta ahlaki bir görev olarak kabul edilirken zamanla yasal bir yükümlülük haline gelmiştir. Temel amacı, aile bireylerinin ekonomik açıdan zor duruma düşmelerini önlemek ve aile içi yardımlaşmayı güvence altına almaktır.

Hukuki Niteliği

Yardım nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun “Aile Hukuku” kitabının “Nafaka Yükümlülüğü” başlıklı bölümünde (TMK m.364-366) düzenlenmiş bir kurumdur. Kamu düzenine ilişkin olan bu nafaka türü, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak niteliğindedir. Bu özelliği nedeniyle devredilemez, feragat edilemez ve mirasçılara geçmez. Nafaka alacağı, alacaklının şahsına bağlı olduğundan, ancak onun yaşamı süresince devam eder ve ölümüyle sona erer.

Diğer Nafaka Türlerinden Farkları

Yardım nafakası, diğer nafaka türlerinden özellikle üç temel noktada ayrılır. Birincisi, bu nafaka türü sadece yoksulluğa düşen veya düşme tehlikesi altında olan kişiler için söz konusu olabilir. İkincisi, nafaka yükümlüleri kanunda sınırlı sayıda belirtilmiştir ve yükümlülük karşılıklıdır. Üçüncüsü ise, bakım nafakasından farklı olarak, yardım nafakası alacaklısının zorunlu ihtiyaçları ile sınırlıdır ve eski yaşam standardını devam ettirme amacı gütmez.

 

Yardım Nafakası İlişkisinin Tarafları

Nafaka Yükümlüleri

1. Üstsoy ve Altsoy İlişkisinde Yükümlülük

Türk Medeni Kanunu’nun 364. maddesine göre, üstsoy ve altsoy kan hısımları birbirlerine karşı nafaka yükümlüsüdür. Bu yükümlülük çift yönlü olup, örneğin ebeveynler çocuklarına karşı nafaka ödemekle yükümlü olduğu gibi, çocuklar da ebeveynlerine karşı nafaka ödemekle yükümlüdür. Aynı şekilde büyükanne ve büyükbaba ile torunlar arasında da karşılıklı nafaka yükümlülüğü bulunmaktadır.

2. Kardeşler Arasında Yükümlülük

Kardeşler arasındaki nafaka yükümlülüğü, diğer yükümlülüklerden farklı olarak özel bir şarta bağlanmıştır. TMK m.364/2 uyarınca kardeşler ancak refah içinde bulunmaları halinde birbirlerine karşı nafaka yükümlüsü olurlar. Refah hali, kişinin normal ihtiyaçlarının üstünde bir ekonomik güce sahip olması ve nafaka ödemesi halinde kendi yaşam standardının düşmeyecek olması anlamına gelir.

3. Evlat Edinme İlişkisinde Yükümlülük

Evlat edinme işlemiyle kurulan soy bağı, taraflar arasında karşılıklı nafaka yükümlülüğü doğurur. Evlat edinen ile evlatlık arasındaki nafaka yükümlülüğü, doğal soy bağından kaynaklanan yükümlülükle aynı hukuki sonuçları doğurur. Evlatlık ilişkisinin sona ermesi halinde nafaka yükümlülüğü de sona erer.

Nafaka Alacaklıları

Yardım nafakası talep edebilecek kişiler, nafaka yükümlülüğünün karşılıklı olması ilkesi gereğince, üstsoy ve altsoy kan hısımları ile kardeşlerdir. Evlatlık ve evlat edinen de karşılıklı olarak birbirlerinden nafaka talep edebilir. Nafaka alacaklısının bakımını üstlenen resmi veya kamuya yararlı kurumlar da TMK m.365/4 uyarınca nafaka davası açabilirler.

Nafaka Yükümlülük Sırası

Yardım nafakası davası, TMK m.365/1’de düzenlendiği üzere mirasçılıktaki sıra gözetilerek açılır. Bu sıraya göre öncelikle altsoydan nafaka talep edilir. Altsoyun bulunmaması veya ödeme gücünün olmaması halinde üstsoya başvurulur. Nafaka alacaklısı, öncelikle çocuklarına, torunlarına, bunların bulunmaması halinde anne babasına, onların da bulunmaması halinde refah içinde bulunmak kaydıyla kardeşlerine başvurabilir.

 

 

Yardım Nafakasının Şartları

Nafaka Alacaklısı Açısından Şartlar

1. Yoksulluk Durumu

Yardım nafakası talep edebilmek için alacaklının yoksulluğa düşmüş olması veya düşme tehlikesi altında bulunması gerekir. Yargıtay içtihatlarına göre yoksulluk, kişinin yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde gelirinin olmaması durumudur. Nafaka talep eden kişinin öncelikle kendi imkanlarını kullanmış olması ve tüm çabasına rağmen geçimini sağlayamaması gerekmektedir.

2. Kusur Durumu

Türk hukukunda, nafaka talep eden kişinin yoksulluğa kendi kusuruyla düşmüş olması, yardım nafakası talep etme hakkını ortadan kaldırmaz. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, yardım nafakası ahlaki kaideler ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir vazife olarak görüldüğünden, kişinin kumar, içki gibi kötü alışkanlıklar veya kendi iradesiyle yoksulluğa düşmesi durumunda dahi nafaka talep edilebilir.

Nafaka Borçlusu Açısından Şartlar

1. Ödeme Gücü

Nafaka borçlusunun, nafaka ödeme yükümlülüğünü yerine getirirken kendi yaşamını sürdürebilecek mali güce sahip olması gerekir. Nafaka miktarı belirlenirken borçlunun ekonomik durumu, bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin varlığı ve yaşam standardı dikkate alınır. Borçlunun ödeme gücü değerlendirilirken eşinin geliri ve malvarlığı hesaba katılmaz.

2. Refah Hali

Kardeşler arasındaki nafaka yükümlülüğünde aranan özel şart olan refah hali, Yargıtay kararlarında “normal ihtiyaçlar dışında lüks sayılabilecek şeyleri almaya mali durumun elverişli olması” şeklinde tanımlanmıştır. Refah halinde bulunan kişi, ailesinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra elinde para kalıyor ve nafaka alacaklısının nafakasını mali sıkıntıya düşmeden ödeyebilecek durumda olmalıdır.

 

 

Yardım Nafakasının Uygulanması

Nafakanın Miktarı ve Belirlenmesi

Yardım nafakasının miktarı belirlenirken hem alacaklının zorunlu ihtiyaçları hem de borçlunun ekonomik gücü dikkate alınır. TMK m.365/2 uyarınca, nafaka miktarı alacaklının geçimi için gerekli ve borçlunun mali gücüne uygun olmalıdır. Hâkim, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, ülkenin ekonomik koşullarını ve TMK m.4’teki hakkaniyet ilkesini göz önünde bulundurarak nafaka miktarını belirler.

Ödeme Şekli ve Zamanı

Yardım nafakası genellikle nakden ve aylık periyotlarla peşin olarak ödenir. Tarafların anlaşması halinde yabancı para ile de ödenebilir. İstisnai durumlarda nafaka alacaklısının rızasıyla aynî olarak veya nafaka borçlusunun yanında bakılmak suretiyle de ödenebilir. TMK m.365/5 uyarınca hâkim, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda ne miktarda ödeneceğini, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre belirleyebilir.

Nafakanın Başlangıcı

Nafakanın başlangıç tarihi, davanın açıldığı tarihtir. Nafakanın artırılması veya azaltılması davalarında da istemde bulunma tarihi esas alınır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, nafakaya ilişkin davalarda dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hüküm verilmesi gerekmektedir.

Nafakanın Sona Ermesi

Yardım nafakası, nafaka alacaklısı veya borçlusunun ölümü ile kendiliğinden sona erer. Bunun yanında, nafaka alacaklısının evlenmesi, yoksulluk durumunun ortadan kalkması veya nafaka borçlusunun ödeme gücünü kaybetmesi gibi durumlarda mahkeme kararıyla sona erdirilebilir. Evlatlık ilişkisinin sona ermesi halinde de nafaka yükümlülüğü ortadan kalkar.

Nafakanın Değiştirilmesi veya Kaldırılması

Hâkim, değişen koşulları dikkate alarak nafaka miktarını artırabilir, azaltabilir veya tamamen kaldırabilir. Örneğin, nafaka borçlusunun mali durumunun kötüleşmesi, ödeme gücünün azalması veya nafaka alacaklısının ekonomik durumunun iyileşmesi halinde nafaka miktarı değiştirilebilir. Tarafların ve toplumun ekonomik koşullarındaki değişiklikler de nafakanın yeniden değerlendirilmesini gerektirir.

 

 

Usuli Hükümler

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Yardım nafakası davalarında yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir. Nafaka alacaklısı dilerse kendi yerleşim yeri mahkemesinde, dilerse nafaka borçlusunun ikametgâhı mahkemesinde dava açabilir. Görevli mahkeme ise Aile Mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde, aile mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakmakla görevlidir.

İspat Yükü

Nafaka alacaklısı, yoksulluk içinde bulunduğunu ve nafaka borçlusu ile arasındaki hısımlık bağını ispatlamakla yükümlüdür. Buna karşılık nafaka borçlusu, mali durumunun nafaka ödemeye elverişli olmadığını veya kendisinden önceki ya da kendisiyle aynı sırada başka mirasçıların bulunduğunu ispat etmelidir. Nafaka alacaklısı, nafaka borçlusunun varlıklı olduğunu ispat etmek zorunda değildir. Nafaka miktarının değiştirilmesi davalarında ise, koşulların değiştiğini iddia eden taraf bunu ispatla yükümlüdür.

Zamanaşımı

Yardım nafakası davaları için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Nafaka alacaklısı, nafaka borçlusuna karşı dava açarak nafaka ilamı almadığı veya İcra İflas Kanunu’nun 38. maddesinde sayılan belgeler dışında anlaşma vb. yollarla nafakaya hak kazanmadığı durumlarda, geriye dönük olarak ancak 5 yıllık nafaka talep edebilir. Muaccel olan nafaka alacakları için ise 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır.

 

 

Yardım Nafakasının Diğer Özellikleri

Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Olması

Yardım nafakası hakkı, nafaka alacaklısının şahsına bağlı bir haktır. Bu niteliği sebebiyle nafaka alacağı mirasçılara geçmez ve alacaklının ölümüyle sona erer. Ancak hak sahibinin sağlığında kendisine ödenmeyen nafaka alacakları terekeye dahil olacağından, bu alacaklar mirasçılar tarafından talep edilebilir. Aynı şekilde nafaka yükümlülüğü de kişiye bağlı olduğundan, borçlunun ölümüyle sona erer.

Feragat ve Devir Yasağı

Yardım nafakası alacağı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için üçüncü kişilere devredilemez. Türk Borçlar Kanunu’nun 183. maddesinde atıf yapılan devir yasağı, nafaka alacağında da geçerlidir. Henüz doğmamış nafaka alacağından feragat edilemez, ancak işlemiş nafaka alacağından feragat mümkündür. Bu özellik, nafakanın sosyal amacına uygun olarak, nafaka alacaklısının korunması amacıyla öngörülmüştür.

Takas Yasağı

Nafaka borçlusu, yardım nafakası borcunu, nafaka alacaklısından olan herhangi bir alacağı ile takas edemez. Bu yasak, nafaka alacaklısının rızası olmadığı sürece geçerlidir. Ancak nafaka alacaklısı, nafaka borçlusuna olan muaccel bir borcunu, nafaka alacağı ile takas edebilir. Bu tek yönlü takas yasağı, nafaka alacaklısının korunması amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir.

Haciz Yasağı

İlama dayalı nafaka alacakları haczedilemez. Bu yasak, nafakanın amacına uygun olarak alacaklının temel ihtiyaçlarını karşılamasını güvence altına almak için öngörülmüştür. Ancak sözleşmeye dayalı nafaka alacaklarının kısmen haczi mümkündür. Haciz yasağı da nafakanın sosyal niteliğinin bir sonucu olup, kamu düzenine ilişkindir.

 

İlginizi Çekebilir: Yardım Nafakası Kesinleşmeden İcraya Konulabilir mi?

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Ozan Soylu

Yardım Nafakası: Nedir, Şartları Nelerdir, Nasıl Hesaplanır?

Yazıyı paylaşın: