Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

taksirle yaralama suçu

Taksirle Yaralama Suçu ve Cezası

TAKSİRLE YARALAMA SUÇU 

Taksirle yaralama suçu, Türk Ceza Kanununda düzenlenmiş suç tiplerinden biridir. Taksirle yaralama suçu, kasten yaralama suçundan farklıdır. TCK madde 89 uyarınca taksirle yaralama suçu düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmıştır. Taksirle yaralama suçunun düzenlenmesinin en temel amacı vücut dokunulmazlığını korumaktır. Belirtmek gerekir ki, Türk Hukukunda taksirle işlenen fiiller ancak kanunda açıkça cezalandırılacağı belirtildiği takdirde cezalandırılabilir. Yaralama halinde de kanun koyucu ilgili maddede taksirle işlenilmesi halini de öngörerek yaptırıma bağlamıştır.

TAKSİR NEDİR?

Taksir en genel tanımıyla dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış sonucunda meydana gelen öngörülmemiş neticedir. Taksir; normal ve bilinçli olmak üzere iki farklı şekilde olabilir. Bilinçli taksir, failin öngördüğü neticeyi istememesi halinde söz konusu olur ve yaptırımı daha ağırdır. Taksirle bir suç işlemiş kişiye verilecek ceza ise kural olarak failin kusuruna göre belirlenecektir. Takdirle işlenen suçu birden çok fail işlemiş ise her fail kendi kusurundan sorumlu olacaktır. Belirtmek gerekir ki, bazı hallerde taksirle suç işleyen kişiye verilecek ceza indirilebileceği gibi bazı hallerde ise ceza verilmeyebilir.

TAKSİRLE YARALAMA NEDİR?

Taksirle yaralama suçu, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak bir kişiyi yaralaması neticesinde oluşmaktadır. Somut olayın özellikleri araştırılarak failin dikkat ve özen yükümlülüğünün sınırları çizilecek ve bunlar aykırı davranışlarının olup olmadığı suçun oluşumu için tespit edilecektir. Taksirli davranış ile mağdurun vücuduna acı vermek veya mağdurun sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olunduğunda taksirle yaralama suçu oluşacaktır. Bu bağlamda taksirle yaralama suçunun oluşabilmesi için;

– Kişinin vücuduna acı verilmesi

Vücut dokunulmazlığının ihlali ile bir kimsenin bedenine verilen rahatsızlık, acı, ağrı, sızı bu kapsamda değerlendirilir. Acının devamlı olması şart değildir. Anlık hissedilmesi yeterlidir. Bu bağlamda mağduru dikkatsizce itelemek de taksirle yarama suçuna sebebiyet verebilir.

– Sağlığının bozulması

Mağdurun normal çalışan organizmasının bozulması yani hastalanması bu kapsamda değerlendirilir. Bir kişiye istemeden bir virüs bulaştırmak da taksirle yaralama teşkil eder. Ruh ve akıl sağlığının bozulması da bu kapsamda değerlendirilir.

– Algılama yeteneğinin bozulması

Bir kimsenin sarhoş edilmesi de algılama yeteneğinin bozulması kapsamındadır. Travmalar bu kapsamdadır.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNUN CEZASI NEDİR?

Taksirle yaralama suçu, kanun koyucu tarafından cezai yaptırıma tabi kılınmıştır. İlgili maddeye göre taksirle başka bir kişiyi yaralayan 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır. Yani faile hem hapis cezası hem de adli para cezası birlikte verilebileceği gibi iki tür cezadan yalnızca biri de verilebilir. Hakim somut olayın özelliklerini göz önünde bulundurarak ceza tayini yapacaktır. Belirtmek gerekir ki, bilinçli taksir hali saklı kalmak üzere taksirle yaralama suçunun soruşturulması için mağdurun şikayeti aranmaktadır.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNDA NETİCE SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ HALLER

Türk Ceza Kanunu, Madde 89, 2. ve 3.fıkrasında taksirle yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri düzenlenmiştir. Buna göre;

Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

  • Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
  • Vücudunda kemik kırılmasına
  • Konuşmasında sürekli zorluğa,
  • Yüzünde sabit ize,
  • Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
  • Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına
  • İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
  • Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
  • Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
  • Yüzünün sürekli değişikliğine,
  • Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine

Sebebiyet vermesi halinde faile verilecek ceza arttırılacaktır.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNDA KUSUR 

Failin cezalandırılabilmesi için kusur yeteneğine sahip olması gereklidir. Failde haksızlık bilinci olmalıdır. Örneğin, kırmızı ışığın yandığını bilmesine rağmen bir sorun olmayacağını düşünerek yoluna devam eden kişi haksızlık bilincine sahiptir. Fail kusuru oranında cezalandırılacağı için taksirle yaralama suçunda taksir önem arz etmektedir. Fail gerek algılama gücü, tecrübesi, hayat koşulları, eğitimi, bilgi düzeyi doğrultusunda kendisinden beklenecek olan dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmelidir.

BİRDEN FAZLA KİŞİYİ TAKSİRLE YARALAMA

Taksirle yaralama suçu tek bir davranışla birden çok kişiye karşı işlenebilir. Bu durumdan aynı neviden fikri içtima kuralları gereğince altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacaktır. Birden fazla kişiyi taksirle yaralama durumunda adli para cezası seçeneği yoktur. Bu durumda hapis cezası söz konusu olacaktır. Failin gerçekleştirdiği hareket birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verirse bu durumda fail daha ağır bir ceza alacaktır. Birden fazla kişiyi taksirle yaralayan kişi alt sınır 6 ay olmak kaydıyla 3 yıla kadar hapis cezası alacaktır. Örneğin, failin mazot deposuna kaynak işlemi yapılırken failin yaptığı hatalı işlem sonucu patlama meydana gelip orada bulunan birkaç kişinin yaralanması bu duruma örnektir.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNDA ŞAHSİ CEZASIZLIK SEBEBİ VE CEZADA İNDİRİM 

Şahsi cezasızlık sebebi suçun fail üzerinde artık ceza verilmesini gereksiz kılacak derecede ağır bir etki doğurması halinde gündeme gelir. Olayda bilinçli taksir söz konusu ise ceza verilir ama indirim yapılır. Kanun koyucu gerekçede özellikle kırsal bölgede yaşayan köylü halka değinmiştir. Buna göre köylü kadınların gündelik uğraşları ve hayat zorlukları sebebiyle küçük çocuklarına yeterince dikkat ve özen gösterememeleri yüzünden çocukların yaralandığı ve hatta öldüğü gözlemlenmiştir. Bu durumda çocuğunu kaybeden annenin aynı zamanda taksirli suçtan ötürü kovuşturmaya uğrayıp ceza alması suç siyasetine uygun düşmemektedir. Şahsi cezasızlık sebebi için aranan iki koşul;

1. Meydana gelen neticenin, ceza vermeyi gereksiz kılacak derecede mağduriyete yol açması

2. Mağduriyetin münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu hakkında olması

Bu bağlamda ölen kişi ve fail arasında akrabalık ilişkisi mevcut olmalıdır. Örneğin, failin ağaca çarpması durumunda yan koltukta oturan eşinin zarar görmesi halinde ayrıca taksirli suçtan ceza alması söz konusu olmayacaktır.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNUN SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ

Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. Şikayet olmadan ilgili birimler kendiliğinden taksirle yaralama olayı hakkında soruşturma ve kovuşturma yapamazlar. Ancak söz konusu olay bilinçli taksirle meydana gelmişse bu durumda bu olay re’sen soruşturulacak, şikayete tabi kılınmayacaktır. Yargıtay görüşü uyarınca birden fazla kişinin yaralanması halinde içlerinden birinin şikayeti olayın soruşturulması için yeterli olmayıp şikayetçi olanların ve olmayanların sayısına göre soruşturma ve kovuşturma yapılabilecektir. Şikayet süresi kural olarak 6 aydır. Bu süre suçun işlenmesinden ve failin öğrenilmesinden itibaren başlayacaktır.

Taksirle yaralama suçu hakkında daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇUNA İLİŞKİN YARGITAY KARAR ÖRNEKLERİ

“…oldukça yaşlı olan katılanın düşmesi halinde kemik kırığı oluşabileceğini öngören sanığın gerçekleşmesi mümkün ve muhtemel neticeyi tasavvur etmesine rağmen sonucu kabullenerek katılan iteklemek suretiyle vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralama eylemi olası kastla işlediğinin kabulu gerekirken yazılı şekilde taksirle yaralama suçundan hüküm kurulması…” 8. Ceza Dairesi         2019/12992 E.  ,  2019/15464 K.

“Sanığın 107 promil alkolün etkisiyle ve tanık beyanına göre kırmızı ışık ihlali yaparak araç sevk ve idare etmek suretiyle mağdurun yaralanmasına neden olduğu olayda, bilinçli taksirin unsurları oluştuğu halde ve bu itibarla sanık hakkında TCK’nın 22/3. maddesindeki hükümlerin uygulanması gerektiği gözetilmeden, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi..” 12. Ceza Dairesi         2012/1813 E.  ,  2012/19921 K.

“…sanık …’in sevk ve idaresindeki araçla, gece, aydınlatma bulunan, bölünmüş, tek yönlü yolun orta şeridinde seyir halinde iken, sağ şeride kontrolsüzce geçtiği esnada, sağ şeritte seyir halindeki 110 promil alkollü olan diğer sanık …’nın aracına arkadan çarpması ve sola kontrolsüzce manevra yaparak, direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı yönden gelen katılan …’nın aracı ile çarpışması sonucu karşı yöndeki araç içinde bulunan üç kişinin kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına neden olduğu olayda; sanık ……’in tam kusurlu, sanık …’nın kusursuz olduğu anlaşılmakla; tebliğnamede kusurun belirlenmesi yönünden Adli Tıp Kurumu ya da teknik üniversitelerin ilgili bölümlerinden rapor alınması gerekçesiyle eksik inceleme ile hüküm kurulması…” 12. Ceza Dairesi         2013/10570 E.  ,  2014/5033 K.

“Sanığın 123 promil alkollü olarak kullandığı otomobil ile kontrolsüz kavşağa geldiğinde, solundan kavşağa giren katılan …’ın kullanmış olduğu motorsiklete çarpması sonucu, motorsiklet sürücüsü ….’ın basit tıbbi müdahaleyle giderilemez ve 2. Derecede kemik kırığı oluşacak şekilde, motorsiklette yolcu olarak bulunan …. ‘ın ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları olayda, bilinçli taksirle yaralama suçundan açılan davanın yapılan yargılaması neticesi, mahkemece sanığın kusuru bulunmaması nedeniyle taksirle yaralama suçu yönünden beraat kararı verildiği, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; taksirle yaralama suçunun zarar suçu, TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu olması, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu kriterinin esas alınması, buna göre; sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK’nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiğinin kabul edilmesi karşısında; taksirle yaralama suçundan dolayı açılan davanın sanığın kusurunun bulunmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi karşısında, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet kararının verilmesinin gözetilmemesi…” 12. Ceza Dairesi         2017/7410 E.  ,  2019/2219 K.

Yazıyı paylaşın: