Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

ihtiyari ve zorunlu arabuluculuk

İhtiyari ve Zorunlu Arabuluculuk

ARABULUCULUK NEDİR?

Arabuluculuk, uyuşmazlıkların çözümü için geleneksel dava yoluna bir alternatif olarak giderek daha popüler hale gelmektedir. Kimin doğru veya yanlış olduğunu belirlemek yerine ilgili tüm taraflara fayda sağlayan bir çözüm bulmaya öncelik veren daha işbirlikçi, esnek ve uygun maliyetli bir yaklaşım sunmaktadır. Arabuluculuk, özellikle iş ve işlemlerden kaynaklanan özel hukuk uyuşmazlıklarında, adalet arayan taraflar için daha erişilebilir ve pratik bir seçenek olduğundan faydalıdır.

Arabuluculuğun en önemli faydalarından biri maliyet etkinliğidir. Geleneksel dava, pahalı ve yargı üzerindeki iş yükü düşünüldüğünde oldukça zaman alıcı bir yöntemdir, bu da onu birçok kişi ve işletme için daha az uygulanabilir bir seçenek haline getirmiştir. Öte yandan, arabuluculuk genellikle daha hızlı ve daha ucuzdur, bu da onu adalet arayan taraflar için daha erişilebilir kılmaktadır. Arabuluculuğun işbirlikçi doğası, tarafların geleneksel dava yollarının getirdiği yüksek maliyetlere katlanmadan çıkarlarına uygun bir çözüm bulmalarını da sağlamaktadır.

Arabuluculuğun bir başka avantajı da esnekliğidir. Katı usul kurallarına tabi olan geleneksel davadan farklı olarak, arabuluculuk oldukça esnek bir süreçtir. Çevrimiçi de dahil olmak üzere çeşitli ortamlarda yürütülebilir, bu da onu farklı konumlardaki taraflar için erişilebilir ve uygun hale getirmektedir. Süreç, tarafların çıkarlarına hitap edildiğinden ve süreç boyunca kendilerini rahat hissettiklerinden emin olarak tarafların özel ihtiyaçlarına göre uyarlanabilmektedir.  Arabulucunun bu süreçteki rolü, tarafların etkili bir şekilde iletişim kurmasına ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme doğru iş birliği içinde çalışmasına yardımcı olduğundan çok önemlidir.

Gizlilik, arabuluculuğun bir başka avantajıdır. Süreç tamamen gizlilik çerçevesinde yürütülmektedir ve bu, anlaşmazlığını gizli tutmak isteyen taraflar için çok önemlidir. Mahkeme belgelerinin genellikle kamuya açık olduğu devlet yargısının aksine arabuluculuk, tarafların hassas bilgileri gizli tutmalarını ve mahremiyetlerini korumalarını sağlar. Bu, gizliliğin rekabet avantajını sürdürmek için kritik olabileceği ticari anlaşmazlıklarda özellikle önemli olabilir.

Arabuluculuk, sosyal düzenin kurulmasına da katkıda bulunabilir. Arabuluculuk, her iki tarafın da karşılıklı olarak faydalı bir sonuca yönelik çalıştığı ve davaya dönüşen anlaşmazlıkların sayısını azalttığı bir kazan-kazan yaklaşımını teşvik eder. Bu yaklaşım, çatışmaların düşmanca yöntemler yerine iş birliği içinde çözüldüğü daha uyumlu bir topluma yol açabilir.

Arabuluculuk, iş ve işlemlerden kaynaklanan çok çeşitli özel hukuk uyuşmazlıkları için uygundur. Ancak kamu düzenine ilişkin veya tarafların konuyu serbestçe yönetemedikleri hukuki uyuşmazlıklarda uygulanamaz. Taraflar arabuluculuk yapmayı kabul ettiklerinde arabuluculuk ücreti Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir. Arabuluculuk yoluyla çözülen hukuki ihtilafların ücreti, genellikle ihtilaflı miktarın yüzdesi olarak hesaplanır.

ARABULUCULUK SÜRECİNİN İLKELERİ 

Arabuluculuk, uyuşmazlık halindeki taraflar arasındaki müzakereleri kolaylaştıran üçüncü taraf bir arabulucuyu içeren alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Tarafların uyuşmazlık çözümünün sonucu üzerinde kontrol sahibi olduğu gönüllü bir süreçtir. Arabuluculuk esnek ve gizli bir süreçtir ve ticari, iş ve tüketici uyuşmazlıkları gibi çeşitli uyuşmazlık türlerinde kullanılabilir.

Tarafsızlık

Arabuluculuğun temel ilkelerinden biri tarafsız bir arabulucunun varlığıdır. Arabulucu karar verici değil, taraflar arasındaki iletişimi ve müzakereleri kolaylaştırır. Arabulucunun rolü, tarafların sorunları belirlemesine, seçenekleri keşfetmesine ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme ulaşmasına yardımcı olmaktır. Arabulucu tarafsız ve önyargısız olmalıdır, yani bir tarafı diğerine tercih etmemelidir. Arabulucunun tarafsızlığı, tarafların süreçte güven ve inanç oluşturmasına yardımcı olur ve onları açık ve dürüst olmaya teşvik eder.

Gizlilik

Gizlilik ilkesi arabuluculuğun bir diğer temel ilkesidir. Gizlilik, arabuluculuk sürecinde değiş tokuş edilen tüm bilgilerin gizli tutulması ve arabulucunun tarafların izni olmadan başkasına açıklayamaması anlamına gelir. Taraflar arasında güven oluşturmak ve onları ihtilaflı konularda açık ve dürüst olmaya teşvik etmek için gizlilik esastır. Aynı zamanda tarafların olası çözümleri herhangi bir yan etki veya sonuç korkusu olmadan keşfetmelerine olanak tanır.

İradilik

İradilik, arabuluculuğun bir başka temel ilkesidir. Taraflar, arabuluculuk sürecine gönüllü olarak katılırlar ve sürecin kendileri için işlemediğini hissederlerse istedikleri zaman geri çekilebilirler. Arabuluculuğun gönüllü doğası, tarafların uyuşmazlık çözüm sürecini sahiplenmelerine izin verir ve onları karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme doğru iş birliği içinde çalışmaya teşvik eder.

Taraf Egemenliği

Taraf Egemenliği ilkesi, arabuluculuğun bir diğer temel ilkesidir. Bu ilke, tarafların uyuşmazlık çözüm sürecinin sonucu üzerinde kontrole sahip olduğu anlamına gelir. Taraflar, bir yargıç veya hakem tarafından kendilerine bir karar empoze edilmesini beklemek yerine, ihtiyaç ve çıkarlarını karşılayan bir çözüm üzerinde müzakere etme ve anlaşma özgürlüğüne sahiptir. Tarafları uyuşmazlıklarını çözmek için sorumluluk almaya teşvik eder ve sonucun sürdürülebilir ve uzun süreli olmasını sağlamaya yardımcı olur.

Eşitlik İlkesi

Eşitlik ilkesi arabuluculuğun bir diğer önemli ilkesidir. Adillik, tarafların arabuluculuk sürecine katılmak için eşit fırsatlara sahip olması ve arabulucunun onlara saygılı ve onurlu davranması anlamına gelir. Arabulucu taraflardan birini diğerine tercih etmemeli ve olası çözümler araştırılırken her bir tarafın çıkarlarının ve ihtiyaçlarının dikkate alınmasını sağlamalıdır.

Kayıt Dışılık

Kayıt dışılık ilkesi arabuluculuğun önemli bir ilkesidir. Arabuluculuk, tarafları açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmaya teşvik eden gayri resmi bir süreçtir. Tarafların çatışmasız ve düşmanca olmayan bir ortamda olası çözümleri keşfetmelerine olanak tanır. Arabuluculuk faaliyeti esnasında tarafların ileri sürdüğü bilgi ve belgelerin delil olarak kullanılamaması, resmi yasal işlemlerle ilgili stres ve kaygıyı azaltmaya yardımcı olur ve tarafları, karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme doğru iş birliği içinde çalışmaya teşvik eder.

Sonuç olarak, arabuluculuk, uyuşmazlık halindeki taraflar arasındaki müzakereleri kolaylaştıran üçüncü taraf bir arabulucuyu içeren alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Tarafsızlık, gizlilik, iradilik, taraf egemenliği, eşitlik ve kayıt dışılık gibi arabuluculuk ilkeleri, sürecin başarısı için esastır. Arabuluculuk, tarafların uyuşmazlık çözüm sürecini sahiplenmelerine ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme doğru iş birliği içinde çalışmalarına olanak tanıyan esnek ve gizli bir süreçtir. Arabuluculuk ilkeleri, sürecin adil, saygılı ve etkili olmasını sağlamaya yardımcı olur ve tarafları çatışmacı olmayan ve düşmanca olmayan bir ortamda açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmaya teşvik eder.

ARABULUCUĞA ELVERİŞLİ UYUŞMAZLIKLAR NELERDİR?

Arabuluculuk, taraflara iletişim ve müzakere yoluyla anlaşmazlıkları çözmede yardımcı olan, arabulucu adı verilen tarafsız bir üçüncü tarafı içeren bir çatışma çözme sürecidir. Arabuluculuk özel hukuk uyuşmazlıklarında kullanılmaktadır. Arabulucunun rolü, taraflar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak, birbirlerinin bakış açılarını anlamalarına yardımcı olmak ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme ulaşmaktır.

Türkiye’de arabulucuların Bakanlığa kayıtlı olması ve yetkili kurumlardan temel arabuluculuk eğitimi almış olması gerekmektedir. Kamu düzenini ilgilendirmeyen ve sulh yoluyla çözümlenebilecek özel hukuk uyuşmazlıkları arabuluculuğa uygundur. Arabuluculuk, uyuşmazlıkları davaya gerek kalmadan çözmenin bir yoludur ve ilgili taraflar için zamandan ve paradan tasarruf sağlayabilir. Ancak her uyuşmazlık arabuluculuk için uygun değildir.

Maddi tazminat talepleri, evlilik süresince mal yönetimi, evliliğin sona ermesi halinde mal paylaşımı, boşanma halinde tazminat, nafaka gibi tarafların serbestçe tasarruf edebilecekleri aile hukuku uyuşmazlıkları da arabuluculuk yoluyla çözümlenebilmektedir. Ancak evliliğin iptali, nesep reddi, babalık, boşanma gibi konularda arabuluculuk yapılmaz.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne göre, aile içi şiddet içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa uygun değildir. Ayrıca, Sözleşme kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemiyle ilgili olarak arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm prosedürlerini yasaklamaktadır.

Türk hukukuna göre, tüketicinin korunması ve mülkiyet uyuşmazlıkları arabuluculuk yoluyla çözülebilir. Ayrıca haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklardan kaynaklanan tazminat davaları ile iktisabın iadesine ilişkin özel hukuk davalarında da arabuluculuk yapabilmektedir. Menfi tespit ve tazminat davaları, borçtan kurtulma, itirazın iptali, ihtiyati haciz konulan alacak davaları arabuluculuğa uygun uyuşmazlıklardandır. Müşterek sahip olunan bir ortaklığın feshi söz konusu ise, arabuluculuktan fayda sağlanabilecek yaygın bir ihtilaftır. Benzer şekilde, taraflar üçüncü tarafların onayına ihtiyaç duymadan kiralama koşullarına karar vermekte özgür olduklarından, kira ihtilaflarında da arabuluculuk yapılabilir.

Fikri mülkiyet uyuşmazlıkları genel olarak patentler, ticari markalar, telif hakları, endüstriyel tasarımlar, fikri ve sınai hakların ihlali veya bu hakların lisanslama yoluyla kullanılması ile ilgilidir. Türkiye’de fikri mülkiyet haklarının tescili Türk Marka ve Patent Kurulu tarafından yapılmakta olup, süreç kamu düzenini yakından ilgilendirmektedir. Sonuç olarak hükümsüzlük davasına konu olan uyuşmazlıklar arabuluculuk ve tenfiz için uygun değildir. Ancak fikri mülkiyet haklarına ilişkin bazı uyuşmazlıklarda, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olmak koşulu sağlandığı takdirde arabulucuya başvurmak, bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın genel olarak arabuluculuğa elverişli olup olmadığı, tarafların tacir olup olmadığı ve uyuşmazlığın fikri mülkiyet mevzuatından kaynaklanıp kaynaklanmadığı incelenmektedir.

Bir uyuşmazlığın arabuluculuğa uygun olup olmadığının belirlenmesinde temel kriter, tarafların uyuşmazlığı serbestçe çözüp çözemeyecekleridir.

İHTİYARİ ARABULUCULUK 

Uyuşmazlığın tarafları, dava öncesinde veya dava sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler ve mahkeme onları bu yönde teşvik edebilir. Taraflardan birinin arabulucuya başvurma teklifine 30 gün içinde olumlu cevap verilmezse teklif reddedilmiş sayılır. Arabulucu, uyuşmazlığın niteliğini ve tarafların isteklerini dikkate alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür. Sadece hakim tarafından yapılabilecek işlemler arabulucu tarafından yapılamaz. Dava açıldıktan sonra tarafların ortaklaşa arabulucuya başvurmaları halinde dava üç aya kadar ertelenir.

Taraflar arabuluculuk müzakerelerine bizzat veya kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilir ve bilirkişiler de hazır bulunabilir. Arabulucu, tarafların bir çözüm bulamamaları halinde bir çözüm önerebilir. Komisyon üyelerinin arabuluculuk faaliyeti kapsamında yaptığı çalışmalar ve aldığı kararlar nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.

Arabuluculuk süreci, tarafların ilk toplantıya davet edildiği tarihten itibaren başlar ve arabuluculuk sürecinin başlangıcından bitimine kadar geçen süre zamanaşımı ve zamanaşımı sürelerinin hesabında dikkate alınmaz. Arabuluculuk faaliyeti, taraflar anlaşmaya vardığında, arabulucu daha fazla çaba gösterilmesine gerek olmadığına karar verdiğinde, taraflardan biri geri çekildiğinde veya taraflar arabuluculuk faaliyetini sonlandırmayı kabul ettiğinde sona erer.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşıp anlaşamadığı veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanakla belgelenir. Arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elindeki belgeleri ve düzenlediği raporu beş yıl süre ile saklamakla yükümlüdür. Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflar tarafından belirlenir ve bir anlaşma belgesi düzenlenmesi halinde icrai bir unvan hükmündedir.

DAVA ŞARTI ARABULUCULUK 

İlgili kanunlarda dava şartı olarak kabul edilmesi halinde arabuluculuk sürecine uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamayacağını belirten nihai raporun aslını veya arabulucu onaylı örneğini eklemezse, mahkeme usul hukuku gereğince davayı reddedilmektedir. Arabulucular, Daire tarafından ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarına verilen listeden seçilmekte ve görev yerlerindeki arabuluculuk bürolarına bildirilmektedir. Arabulucunun başvuruyu sonuçlandırması için üç haftası vardır ve zorunlu hallerde bu süre bir hafta uzatılabilmektedir. Taraflar, aksi kararlaştırılmadıkça arabuluculuk ücretini eşit olarak ödemek zorundadır ve ücret iki saatlik ücretten az olamayacaktır. Taraflara ulaşılamaz, toplantı yapılamaz veya taraflar anlaşamaz ise ücreti Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenmektedir. İki saatten az süren müzakerelerde taraflar anlaşamazlarsa, iki saatlik ücret Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecektir ve iki saati aşan kısım taraflarca eşit olarak karşılanacaktır.

Tüketici Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk

Tüketicilerin, tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmaları gerekmektedir. Arabuluculuk artık dava için bir ön koşuldur. Ancak, bu kuralın belirli istisnaları vardır. Tüketici hakem heyetinin görev alanına giren uyuşmazlıklarda, tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlarda, tüketici örgütleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Bakanlık’ın; haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde açacağı davalarda, satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun tespiti, üretiminin veya satışının durdurulması, ayıbın ortadan kaldırılması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için Bakanlık, tüketiciler veya tüketici örgütlerinin açacağı davalarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz.

Tüketici uyuşmazlıklarının mahkemeye başvurmadan çözülmesinde arabuluculuğun bir araç olarak kullanılmasını teşvik etmeyi amaçlıyor. Taraflar arabuluculuk yoluyla bir anlaşmaya varabilirse, resmi mahkeme sürecine kıyasla zamandan, paradan ve çabadan tasarruf sağlayacaktır. Ancak, arabuluculuk başarısız olursa, taraflar yine de mahkemede iddialarını sürdürebileceklerdir.

Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk

Ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuğun önemli olmasının temel sebeplerinden biri, taraflara uyuşmazlığın sonucu üzerinde daha fazla kontrol olanağı sağlamasıdır. Buna karşılık, arabuluculukta taraflar, kendi özel ihtiyaçlarını ve çıkarlarını karşılayan bir çözüm bulmak için birlikte çalışabilirler.

Arabuluculuk, ticari ilişkilerin korunmasına yardımcı olduğu için ticari uyuşmazlıklarda özellikle önemlidir. Çoğu durumda, anlaşmazlığın taraflarının devam eden iş ilişkileri vardır ve yargı süreçleri onarılamayacak zararlar doğurabileceklerdir.

İş Hukukundan Doğan Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk

Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. İşverenler ile çalışanlar arasındaki yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, maaş, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı gibi tazminatlara ve işe iadeye ilişkin iş uyuşmazlıklarının zorunlu arabuluculuk yoluyla çözülmesi gerekmektedir. Tarafların iş davası açmadan önce aralarındaki hukuki sorunları çözmek için arabulucuya başvurmaları zaruri olup bunun yapılmaması, iş mahkemesinin “dava şartı yokluğu” nedeniyle davayı reddetmesine neden olacaktır.

İş uyuşmazlıklarının daha etkin ve verimli bir şekilde çözümlenebilmesi için zorunlu arabuluculuk uygulamasına geçilmiş, uzayan mahkeme süreçlerinin yükünün önüne geçilmiştir. Bir arabulucunun yardımıyla taraflar, bir mahkeme davasıyla ilgili masraf ve zaman gerektirmeden karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bulmak için birlikte çalışabilirler.

İhtiyari arabuluculuk ve zorunlu (dava şartı arabuluculuk) ile ilgili daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Yazıyı paylaşın: