Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

TCK m. 191 Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu – 2024

“Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu (TCK Madde 191)”

 

Bu makalemizde uyuşturucu madde kullanma suçu, uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma suçu, ile uyuşturucu madde kabul etmek veya bulundurmak suçlarını ve hukuki süreçlerini inceleyeceğiz.

Türk Ceza Hukukunda uyuşturucu ile ilgili suçlar Türk Ceza Kanunu md. 191 ve devamında detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Bununla birlikte, 2014 yılında 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile bu düzenleme yeniden ele alınmıştır.

Bununla birlikte, bu yeni düzenlemede dikkate değer bir değişiklik madde başlığında kendini göstermektedir. Madde başlığı, “Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” şeklinde ifade edilmektedir. Bu başlık altında, yeni düzenlemenin öncelikli amacı, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını da suç kapsamına alarak ceza yaptırımına tabi tutmaktır.

 

Uyuşturucu kullanan biri kaç yıl ceza alır?

Yeni düzenleme ile birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden, bulunduran kişinin yanı sıra, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan bireyler de, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

Diğer yandan, yeni düzenlemenin bir diğer önemli özelliği, bu suçu işleyenler bakımından Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171. maddesinde yer alan sınırlamalar ve şartlar aranmaksızın, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesi imkanının getirilmiş olmasıdır.

Ayrıca, bu imkanın getirilmesi ile birlikte, söz konusu suç bakımından Cumhuriyet savcısına denetimli serbestlik tedbirine hükmetme yetkisi tanınmış, gerekirse şüpheliye tedavi altında bulundurma opsiyonu da öne çıkmıştır. Bu sayede, suç işleyenlerin topluma kazandırılması ve rehabilitasyon süreçlerine yönelik önemli bir adım atılmıştır.

 

Madde 191’nin alt maddeleri şu şekildedir:

TCK’ya Göre Uyuşturucu Kullanma Cezası Ne Kadardır?

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu

Türk Ceza Kanunu (TCK) m.191/1’e göre uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçu, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Ancak TCK m.51 ve m.50 hükümleri, cezanın tecil edilmesi veya adli para cezasına dönüştürülmesi gibi alternatif yaptırımlar da öngörmektedir.

Eğer verilecek ceza 2 yıl veya daha az ise, TCK m.51 uyarınca ceza tecil edilebilir. Ayrıca, cezanın süresi 1 yıl veya daha azsa, TCK m.50 hükmü gereğince ceza adli para cezasına veya diğer maddede belirtilen seçeneklere çevrilebilir.

TCK m.191 kapsamında değerlendirilebilmek için, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin sadece kişisel kullanım amacıyla satın alınmış olması gerekmektedir. Eğer fail, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kendi kullanımı dışındaki bir nedenle satın almışsa, temelde bu durum TCK m.188’de yer alan ticari amaçla uyuşturucu madde satın alma suçu kapsamına girmiş olacaktır.

Sanığın, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçunu (TCK m.191/1) işlediğine dair beyanı genellikle ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurma suçundan (TCK m.188) kurtulma amacına yöneliktir. Bu nedenle, sanık savunmasının bu açıdan detaylı bir şekilde incelenmesi son derece kritik bir öneme sahiptir.

UYARI: Yargıtay, ithal veya ihraç edilen uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarının çok az olması ve failin kendi uyuşturucu kullanımına yönelik olduğu durumda, kişisel gereksinimi için yeterli miktarı aşmayan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ithal veya ihraç edilmesinin, TCK m.188/1 hükmü kapsamındaki uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal veya ihraç suçu değil, TCK m.191 hükmü kapsamında “kullanmak için bulundurma” suçunu oluşturduğunu kabul etmektedir.

Yine Yargıtay bir kararında: ”Kenevir bitkisinin sapçık ve yapraklarının kurutulup ufalanarak toz esrar haline getirilmesi teknik yöntemi gerektirmeyen basit bir işlem olduğu gibi maddenin kimyasal yapısında değişiklik de sağlamadığından esrar imal etme sayılamaz (10. CD., 21.05.1992, 1992/5557-6015)” şeklinde hüküm vermiştir.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu

Kamu Davasının Ertelenmesi (Madde 191/2):

Suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171. maddesi şartları aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Ertelenme kararı süresince şüpheli, belirlenen yükümlülüklere uymalı ve yasakları ihlal etmemelidir.

 

Denetimli Serbestlik Tedbiri (Madde 191/3):

Şüpheliye, erteleme süresi içinde en az bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Denetimli serbestlik süresi, savcının veya denetimli serbestlik müdürlüğünün önerisi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararıyla en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Bu süre zarfında, denetimli serbestlik tedbiri altındaki kişi, ihtiyaç duyulması halinde tedaviye tabi tutulabilir.

TCK’nın m.191 hükmüne göre, denetimli serbestlik uygulanacak şüpheli için, kişinin genel durumu, uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığı derecesi, sosyal ve ekonomik durumu, mesleği, ailesi gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Nitekim Yargıtay bir kararında ”askerliğini yerine getiren bir kişi için denetimli serbestlik tedbirinin bu süreçte uygulanmamasına ve tedbirin askerlik hizmetinin tamamlanmasının ardından başlatılmasına” karar vermiştir.

TCK 191/3 uyarınca; “Denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerektiğinde, denetimli serbestlik tedbiri süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. “Bu ifadenin ışığında, denetimli serbestlik tedbiri kapsamında tedaviye tabi tutulmanın kesin bir zorunluluk olmadığı, bunun yerine diğer denetimli serbestlik tedbirlerinden biri olarak değerlendirilebileceği anlaşılmaktadır. Özellikle kamu davası açılmasının ertelenmesine karar verilen şüpheli durumunda, örneğin, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımıyla ilgili bir suç işlendiği tespit edilirse, denetimli serbestlik süreci içerisinde tedaviye de ayrıca karar verilebilir. Kısacası, şüpheli hakkında, diğer denetim yükümlülükleri yanı sıra özel bir durumda tedaviye de karar verilmesi mümkündür.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu

Yükümlülüklere veya Uygulanan Tedavinin Gereklerine Uygun Davranmamakta Israr Edilmesi:

Kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı alan şüpheli, bu kararın geçerli olduğu beş yıllık erteleme süresi içinde, kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi durumunda, kamu davası açılacaktır (TCK m.191/4). Bu bağlamda, uygun davranmamakta ısrar edilmesinin, yükümlülük veya tedavinin gereklerine bir defa değil, en az iki defa aykırı davranışı gerektirdiği vurgulanmaktadır.

 

Kamu Davası ve İhlal Durumları (Madde 191/4-5):

Ertelenmiş dava süresince şüpheli, kendisine yüklenen yükümlülüklere uymamak, tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak gibi durumlarla ihlalde bulunursa kamu davası açılır. İhlal durumları, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılır.

Erteleme Süresi Zarfında Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Alınması, Kabul Edilmesi, Bulundurulması veya Kullanılması (İhlal Nedeni):

Hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı verilen şüpheli, bu kararın geçerli olduğu beş yıllık erteleme süresi içerisinde, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması (TCK m.191/4-b), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması (TCK m.191/4-c) durumunda, kamu davası açılacaktır.

Ancak, TCK m.191/5 hükmü uyarınca; “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamaz.”

Bu bağlamda, ikinci eylem sadece kamu davasının açılmasını gerektiren bir ihlâl nedeni olarak kabul edilmelidir. İkinci eylemin tespiti durumunda, yürütülmekte olan suçun yargılaması için açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekmektedir.

evlenmeye izin davası

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu

 

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI

TCK m.191/7’e göre; “Şüpheli, erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı, ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir”.

TCK m.191/4’te belirtilen yükümlülükler şunlardır:

a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,

b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,

c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,

Şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildikten sonra şüphelinin yeniden TCK m.191 yazılı suçu işlemiş olması durumunda, hakkında Cumhuriyet savcılığı tarafından yeniden kamu davası açar.

Etkin Pişmanlık ve Geri Bırakılma (Madde 192):

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak eden kişi, suç ortaklarını veya suçun işlendiği yerleri haber vererek, cezadan muaf tutulabilir. Ayrıca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan kişi, suç haber alınmadan önce yetkililere bilgi verirse, cezadan muaf tutulabilir. Suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak yardım eden kişinin cezasında indirim yapılır.

Ceza Artırımı (Madde 191/10):

üsküdar boşanma avukatı

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu

Suçun, tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçlarla kullanılan bina ve tesislerin çevresinde işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır.

 

ETKİN PİŞMANLIK:

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak eden bireyler için etkin pişmanlık, 5237 sayılı Kanunun 192. maddesi altında detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu madde, suça karışmış kişilere tanınan bir fırsat olup, suç ortaklarının yakalanmasına veya uyuşturucu madde ele geçirilmesine katkıda bulunmaları durumunda cezadan muafiyet sağlamaktadır.

 

Madde 192’nin alt maddeleri şu şekildedir:

Suç Ortaklarını Bildirme (Madde 192/1):

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına karışmış kişi, resmi makamların haberdar olmadan önce diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri yetkililere bildirirse, ve bu bilgiler suç ortaklarının yakalanmasına veya uyuşturucu maddenin ele geçirilmesine katkı sağlarsa, bu kişi hakkında ceza hükmolunmaz.

 

Temin Bilgisi Verme (Madde 192/2):

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak amacıyla satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, suç işlenmeden önce, uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etme şekli, kişilerden ve zaman dilimi hakkında bilgi verirse, ve bu bilgiler suçluların yakalanmasına veya maddenin ele geçirilmesine yardımcı olursa, hakkında ceza hükmolunmaz.

hukuk sigortası

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu

 

Gönüllü Yardım ve İndirim (Madde 192/3):

Haber alındıktan sonra suçları bildiren kişi, suçun açığa çıkmasına yardımcı olursa indirim alabilir. Suç ortaklarının yakalanmasına katkıda bulunması durumunda cezası azalabilir. Bu indirim oranı dörtte birden yarısına kadar değişiklik gösterebilir.

Bu bağlamda, hizmet ve yardımdan bahsedilse de, “gönüllü” kelimesinden hareketle, bunun bir gönüllü vazgeçme durumu olmadığı anlaşılmalıdır. Çünkü, ilgili madde metni, temelde etkin pişmanlık durumunu düzenlemektedir. “Bu suçlar” ifadesiyle, TCK m.191’de yer alan suçlar yanı sıra, TCK m.188’de tanımlanan uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarını içermektedir.

Yargıtay’ın bir kararında “evinde yapılan aramada kullanma sınırı içerisinde (6 gr) uyuşturucu madde (esrar) ele geçirilen sanığın, tarlasında yetiştirmiş olduğu uyuşturucu maddeleri diğer sanığa para karşılığı verdiğini belirterek uyuşturucu madde ticareti yapmak suçunun ortaya çıkmasına yardım ve hizmet ettiğinin anlaşılması durumunda, TCK m.192/3 hükmünün uygulanması gerektiği ifade edilmektedir.” şeklinde bir hüküm vermiştir.

Yine Yargıtay, “Berber dükkanına gelen güvenlik güçlerine çekmecesindeki esrar maddesini teslim ederek, bunları kendisine traş için gelen şahsın verdiğini açıkça ifade eden, söz konusu şahsın adını ve yerini söylemek suretiyle, adını verdiği kimsede esrar maddesinin ele geçirilmesini sağlayan sanık hakkında, diğer sanığın adını verdiği ve yerini gösterdiği için TCK m.192/3 hükmünden istifade ettirilmesi gerektiğini” karara bağlamıştır.

 

Tedavi Başvurusu ve Cezadan Muafiyet (Madde 192/4):

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak amacıyla madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçlamasıyla soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi talep ederse, cezadan muafiyet sağlanır. Bu durumda, kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.

 

Teşebbüs:

Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçu çerçevesinde, özellikle satın alma ve kabul etme eylemleri bağlamında, teşebbüs kavramı ortaya çıkabilir. Örneğin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmak amacıyla satın alınması veya kabul edilmesi konusunda yapılan anlaşmanın ardından, ancak uyuşturucu veya uyarıcı maddenin zilyetliğinin alıcıya geçirilme aşamasında meydana gelen bir kesilme nedeniyle gerçekleşmeyen durumda, kullanmak için satın alma veya kabul etme suçu teşebbüs aşamasında değerlendirilmelidir.

Yargıtay, bir kararında, “Sanığın telefon ile eroin istemesi üzerine, diğer sanık tarafından oğluna verilip sanığa gönderilen suç konusu eroinin, sanığa teslim edilmeden, taşıyanın üzerinde ele geçirilmesi nedeniyle; sanığın satın alma fiilinin tamamlanmadığı ve uyuşturucu madde satın alma veya kabul etme suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı” değerlendirmesinde bulunmuş, bu durumda TCK’nın 35/2. maddesi uyarınca cezadan indirim yapılması gerektiği görüşünde bulunmuştur.

 

Gönüllü Vazgeçme

Teşebbüsle ilgili önemli bir başka husus, gönüllü vazgeçme durumudur. Fail, suçun işleme aşamalarından gönüllü olarak vazgeçerse, teşebbüs nedeniyle cezalandırılmayacaktır (TCK m.36/1). Örneğin, uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak amacıyla satıcıya ödeme yapmasına rağmen, maddeyi almaktan kendi iradesiyle vazgeçen bir kişiye, gönüllü vazgeçme (TCK m.36/1) hükümleri gereğince ceza uygulanmaz.

İşlenemez Suç:

Yargıtay’a göre, “Fail üzerinde yakalanan maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde olmadığının anlaşılması durumunda, sanığın ifadesinde daha önceleri kullandığını beyan ettiği maddelerin de ele geçirilmediği ve bu maddelerin uyuşturucu olup olmadığının belirlenmediği durumlarda, failin beraatine” karar verilmelidir. Suç konusu madde üzerindeki uzman değerlendirmesi olmadan, maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde olup olmadığına dair Emniyet veya Jandarma Kriminal Laboratuvarlarından veya Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden alınacak açıklayıcı bir rapor gereklidir.

Yargıtay bir kararında; ”Suç konusu madde üzerinde gerçekleştirilen uzman bilirkişi incelemesi sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, uzman olmayan bir polis memurunca düzenlenen yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak eksik araştırma sonucu hüküm kurulamaz. Bu nedenle, maddenin uyuşturucu madde olup olmadığı konusunda yeterli uzmanlık ve bilimsel değerlendirme eksikliği durumunda, hüküm verilmemeli ve ilgili makamlardan alınacak uzman raporu beklenmelidir (10.CD., 13.07.2005, 2005/4951-8680).” şeklinde bir hükümde bulunmuştur.

 

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

portföy yönetim şirketi

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunda davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. Teşebbüste son icra hareketinin yapıldığı, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir.

Suçun işlendiği yer belli değilse, şüpheli veya sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Şüpheli veya sanığın Türkiye’de yerleşim yeri yoksa Türkiye’de en son adresinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Mahkemenin bu suretle de belirlenmesi olanağı yoksa, ilk usul işleminin yapıldığı yer mahkemesi yetkilidir.

Uyuşturucu madde miktarı, kişisel kullanım sınırının belirlenmesinde olduğu kadar, aynı zamanda görevli mahkemenin tespitinde de kritik bir faktördür. Çünkü TCK m.191’de yer alan kullanmak için uyuşturucu satın almak, bulundurmak, kabul etmek ve uyuşturucu kullanmak suçu, asliye ceza mahkemesinin yargı yetkisi kapsamına girmekte olup, TCK m.188 hükmünde belirtilen uyuşturucu madde ticareti suçu ise ağır ceza mahkemesinin yetki alanına girmektedir.

 

Fiilin Temadisi ve Zincirleme Suç

Fiilin Temadisi

Hareket sonucunda ortaya çıkan durumun anında sona erdiği suçlar “ani” olarak sınıflandırılırken, neticenin devam ettiği suçlar ise “mütemadi suç” olarak adlandırılır. Aynı şekilde, bir failin kendi kullanımı için bir miktar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması veya kabul etmesi, ancak bu miktarın yetersiz olması sebebiyle daha fazla temin etmesi ve bunu farklı bir yerde saklaması durumunda, bu olayın yine tek bir bulundurma suçu olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Zincirleme Suç

Zincirleme (müteselsil) suç, bir suç işleme kararı alındığında, aynı kanun hükmünün birkaç kez ihlal edilmesi olarak kabul edilmektedir. Örneğin, aynı ekim döneminde farklı yerlerde bulunan iki ayrı bahçeye hint keneviri eken bir sanık hakkında Yargıtay’ın, suç işleme kararı çerçevesinde TCK 43. madde uygulanıp uygulanmayacağını tartışmaya açtığı bir karar verilmiştir.

SUÇ ZAMANAŞIMI

Suç zamanaşımı sürecini değerlendirdiğimizde, TCK m.66 hükmü uyarınca belirlenen azami 5 yıl hapis cezası göz önünde bulundurulmalı ve bu durumda suçun 8 yıllık suç zamanaşımına tabi olduğu ifade edilmelidir.

Yargıtay bir kararında ”sanık, kullanmak için uyuşturucu bulundurmak suçundan mahkum edilmiş ve verilen kararın tarihinden Yargıtay’da incelemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süre içinde, TCK m.66/1 (e) ve 67/2 hükümlerine göre belirlenen 8 yıllık asli zamanaşımı süresinin tamamlandığı anlaşılmaktadır. Bu süre zarfında zamanaşımını durduran herhangi bir işlem yapılmamıştır. Dolayısıyla, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerekmektedir (17. CD., 04.11.2015, 2015/11560).

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

kiracının hakları

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu

 

Yazıyı paylaşın: