Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

kadastro tespitine itiraz

Kadastro Tespitine İtiraz ve Tapu İptali Tescil Davası

KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ VE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI

Kadastro tespitine itiraz ve tapu iptal ve tescil davası yolsuz tescile ilişkin bir davadır. Bu davanın konusu kadastro işleminin hukuka aykırı olduğudur. Kural olarak her türlü delille hukuka aykırılık iddianızı kanıtlayabilirsiniz. Özellikle bu davada belgeye dayalı itiraz koşulu olmaması davacıyla önemli kolaylık sağlamaktadır.

KADASTRO NEDİR ?

Kadastro tarih boyunca taşınmazların yasal sınırlarını ve içeriğini belirlemede önemli bir araç olmuştur. Günümüzde ise değişen yaşam koşulları ile birlikte kadastronun uygulama alanı oldukça genişlemiştir. İyelik, planlama, değerlendirme gibi ihtiyaçlarla bağlantılı olarak kadastro, kalkınmanın bir parçası haline gelmiştir. En genel tanımıyla kadastro, toprakla ilgili her türlü plan, proje ve hizmete altlık oluşturan bir bilgi sistemidir. Kadastro insanlara yasal güvence sağlayarak yatırım değerini de arttırmaktadır.

Kadastro ile ülkemizdeki her çeşit arazi ve mülklerin yer ve konumlarını, alanlarını, değerlerini, üzerlerindeki hak ve yükümlülükleri tespit edilir. Bu tespitle birlikte plana bağlama işine de kadastro denir. Mülkiyet hakkının güvenliği için ve sınır güvenliği için kadastro oldukça büyük bir öneme sahiptir. Kadastro, arazinin kullanımına ait bilgilerin elde edilmesi için oldukça gereklidir. Arazi tasarrufu kadastroyu gerekli kılar. Bununla birlikte kadastro faaliyetleri mahkemelerin iş yükünü de azaltmaktadır. Bu faaliyetler sonucunda taşınmazla ilgili gerekli teknik ve hukuki bilgi ve belgelere ulaşılabileceğinden ötürü mahkemeler de daha hızlı karar alabilmektedir.

KADASTRO ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

1. Vergi kadastrosu

2. Hukuki kadastro

3. Ekonomik kadastro

4. Çok amaçlı kadastro

5. Arazi bilgi sistemleri

Günümüzde sıklıkla çok amaçlı kadastro kullanılmaktadır.

KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

Uygulamada bazen kadastro tespiti sırasında bazı hatalar yapılmaktadır. Tapu sicil tüzüğü bu hataların düzeltilmesine imkan tanımıştır. Kimi durumlarda hatayı yapan kadastroya başvurarak resen bu hatanın giderilmesi sağlanabilir. Kimi durumlarda ise dava yoluna başvurmak gerekir.

Kural olarak kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hataları kadastro müdürlüğü kendiliğinden düzeltecektir. Bunun için müracaat etmeniz yeterlidir. Bu düzeltme taşınmaz malikleri ve diğer hak sahiplerine de tebliğ edilecektir. 30 gün içinde bu düzeltmenin kaldırılmasını talep etmezler ise yapılan bu düzletme kesinleşecektir. Düzeltmeye itirazınızı sulh hukuk mahkemesinde yapmanız gerekmektedir.

Bununla birlikte kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüz ölçümü farklılıklarından bazıları kadastro müdürlükleri tarafından kendiliğinden düzeltilir. Bunun için müracaata gerek yoktur. Önemli olan söz konusu hatanın kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalmasıdır.

HANGİ KADASTRO HATALARI DÜZELTİLEBİLİR ?

– Paftasında parselin yüz ölçümünün yanlış hesaplanması

– Sınır çizimindeki hatalar

– Yanlış okuma ve yazmadan kaynaklanan hatalar

– Yanlış işaretlemeler

– Yanlış noktaların birleşmesi sonucu oluşan fenni hatalar

KADASTRO HATALARI DÜZELTMEYİ ENGELLEME DAVASI

Yapılan düzeltmeye karşı ilgililer dava açabilir. Bu dava ile yapılan düzeltmenin kaldırılmasını talep ederler. Kural olarak düzeltmenin yapıldığına dair gelen tebligattan itibaren 30 gün içinde düzeltmenin kaldırılması için dava açılmalıdır. Görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise düzeltmenin yapıldığı yer mahkemesidir. Ancak dava yoluna başvurmanın önünde yasal bir engel vardır. Söz konusu kaydın düzeltilmesi başvurusunda bulunmadan doğrudan dava açılamaz. Öncelikle ilgili kadastro müdürlüğüne başvuruda bulunulmalıdır. Örneğin, yüzölçümü miktarına ilişkin olarak yapılan düzeltmeye karşı sulh mahkemesinde dava açmadan önce kadastro müdürlüğüne gidilmelidir. Kadastro hukuku oldukça teknik bir alan olduğundan hukuki sürecinizde Gayrimenkul Avukatına danışmanız lehinize olacaktır.

KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

Kadastro Kanunu madde 9 uyarınca kadastro tespitine itiraz etmek hukuken mümkündür. Kural olarak kadastro tutanağı düzenlendikten sonra kadastro ekibi çalışma alanında işlerini bitirinceye kadar tespitlere itiraz edebilirsiniz.

Söz konusu itiraz ise kadastro teknisyenliğine veya kadastro müdürlüğüne yapılmalıdır. İtiraz tutanağınız en geç 10 içinde kadastro komisyonuna yöneltilir. İtiraz konusunu sadece uygulanan belgelerin geçerliliği olabilir. Bir belgeye dayanmayan itirazlar dikkate alınmaz ve incelenmez.

KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZDAN SONRAKİ SÜREÇ

İtiraz tutanakları en geç 1 ay içinde sonuçlandırılmalıdır. Ancak gerekçe gösterme kaydıyla inceleme süresi kadastro ekibinin çalışma alanındaki faaliyetleri sona erinceye kadar devam edebilir. Bu süreçte bilirkişi ve muhtarlık bilgilerinden yararlanılır. Ancak belgeye karşı şahitler dinlenmez. Bu incelemeler sonucunda eski tutanağın yerine geçen ve hak sahibini belirleyici yeni bir tutanak düzenlenir. Komisyon kararı askı ilanı ile duyurulur.

KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ DAVASI

Kadastro çalışması sonrasında tutanaklara göre yapılan tespitler askı ile ilan edilirler. İlan süresi ise kural olarak 30 gündür. Bu süre içinde kadastro tespitine itiraz davası açmak mümkündür. Bu dava kamu düzenine ilişkindir. Dolayısıyla davanızı görevli ve yetkili mahkemede açmalısınız. Kadastro tespitinin yapıldığı yer kadastro mahkemesinde hukuki sürecinizi başlatabilirsiniz. 30 günlük süre içinde dava açılmaması yapılan tespitin kesinleşmesi sonucunu doğuracaktır. Kesinleşen tutanak ve kadastro mahkemesi kararları üç ay içerisinde tapu kütüğüne kaydedilir. Bunun önemli bir sonucu olarak, kesinleşen kadastro tespitine karşı itiraz davası açılamaz. Ancak tapu iptal ve tescil davası açılabilir.

KADASTRO TESPİTİ SONRASI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI

Kadastro tespitine itiraz etmek için hak düşürücü süre vardır. Yukarıda bahsettiğimiz süre geçtikten sonra ilgililer dava açma hakkını kaybederler. Ancak bazı durumlarda tapu iptal ve tescil davası açılması mümkündür. Tapu iptal ve tescil davası yolsuz tescile ilişkin bir davadır. Bu davanın konusu kadastro işleminin hukuka aykırı olduğudur. Kural olarak her türlü delille hukuka aykırılık iddianızı kanıtlayabilirsiniz. Özellikle bu davada belgeye dayalı itiraz koşulu olmaması davacıyla önemli kolaylık sağlamaktadır.

KADASTRO TESPİTİ SONRASI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI NE ZAMAN AÇILIR?

Hukuka aykırı kadastro işlemine karşı tapu iptal ve tescil davası açma süresi de hak düşürücü süreye tabidir. Kural olarak tutanakların kesinleşme tarihinden itibaren 10 Yıl içinde tapu iptal ve tescil davası açılmalıdır. Davanızı davya konu olan taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemelerinde açabilirsiniz. Bu süreye riayet edilmemesi halinde dava açma hakkınızı kaybedersiniz.

Kadastro tespitine itiraz ve tapu iptal tescil davası konusunda daha detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ KONUSUNDAKİ KARARLARDAN ÖRNEK ALINTILAR

“Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Gerek 766 sayılı Yasa, gerekse 3402 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitine itiraz davalarında husumetin yararına tespit tutanağı düzenlenen kişilere yöneltilmesi zorunludur. Dava 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Dava konusu taşınmazın kadastro tutanağında tespit malikinin HAZİNE, beyanlar hanesinde kullanıcısının … olduğu belirtildiğine göre, bu davada davalı olarak tespit maliki HAZİNE ile beyanlar hanesinde adı yazılan …’nın gösterilmesi gerekirdi. Ancak, dava kadastro müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin kadastro müdürlüğü değil, Hazine olduğu belirgin olup, ortada belirgin bir biçimde temsilde yanılma hali bulunduğundan bu durumun mahkemece resen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasıma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması ve tespit maliki Hazine davaya dahil edilerek taraf oluşturulup, savunma ve delilleri sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.”

  1. Hukuk Dairesi         2011/10040 E.  ,  2011/10587 K.

“Kadastrotespit tutanağına, hak sahiplerinden biri için askı ilân süresi içerisinde itiraz edilmesi halinde, bu itirazın sonuçlanmasına kadar tutanak diğer hak sahipleri yönünden de kesinleşmez. Bu durum karşısında; davaya konu taşınmazla ilgili kadastro tespit tutanağının yasal süresi içerisinde itiraz edilmiş olması nedeniyle, söz konusu tutanak sadece itirazda bulunan yönünden değil tüm hak sahipleri yönünden de kesinleşmemiştir.”

  1. Hukuk Dairesi         2016/10056 E.  ,  2016/11345 K.

“…somut olaya dönüldüğünde, davacılar vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı 3278 ve 3279 sayılı parseller 1999 yılında yapılan kadastrosırasında davacılar adına tespit edilmiş ise de, …nin açtığı kadastro tespitine itiraz davası ile davacılar adına tapu kaydı oluşmadan kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile davacılar adına yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan parsellerin kadastro tespitlerine esas alınan Ekim 1944 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin ise, davacılar değil “… Vakıflar Baş Müdürlüğü” olduğu gözetildiğinde, davacılar vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı taşınmazlar yönünden müvekkili adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmadığından, bunun doğal sonucu olarak davacıların tapu sicilinin tutulmasından doğan veya kaynaklanan bir zararı da söz konusu olamayacağına göre, mahkemece yazılı biçimde davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.”

  1. Hukuk Dairesi         2016/3281 E.  ,  2016/5875 K.

 

Yazıyı paylaşın: