Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

mirasın hükmen reddi

Mirasın Hükmen Reddi

MİRASIN HÜKMEN REDDİ: YASAL ÇERÇEVE VE UYGULAMA

Miras bırakanın ölümüyle birlikte miras hukukunda önemli bir kavram olan “mirasın hükmen reddi,” Türk Medeni Kanunu’nun 605. ve 618. maddeleri arasında detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu kavram, mirasçıların mirası reddetmelerine olanak tanıyan bir hukuki düzenlemeyi ifade eder. Bu makalede, mirasın hükmen reddi kavramının temel prensipleri ve uygulama süreçleri incelenecektir.

Miras, miras bırakanın vefatıyla birlikte açılır ve varisler, külli halefiyet prensibi doğrultusunda murisin mirasçısı olma vasfına sahip kişilerdir. Külli halefiyet ilkesi, bir mal varlığının bütün olarak, tek bir hukuki olayla ve ayrı ayrı işlemlerle uğraşmadan mirasçıya geçmesini ifade eder. Miras ortaklığı ise birden fazla mirasçı olduğunda ortaya çıkar ve bu durumda mirasçılar, mirasın paylaştırılana kadar el birliği ile hak sahibi olurlar.

Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği belirtilmiştir. Yasal mirasçılar, kanun tarafından belirlenen kişilerdir, atanmış mirasçılar ise miras bırakanın mirasçı olmayan birisine ölüme bağlı tasarruf yaparak mirasçı atamasıdır. Bu kişilerin mirasçılık sıfatını kazanmaları için herhangi bir işlem yapmalarına gerek yoktur.

Mirasın reddi, sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Ret beyanı kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesi tarafından tutanak altına alınır. Bu beyan, hükümsüzlük doğuran bir hakkın kullanılmasıdır. Süresi içinde yapılan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğe kaydedilir ve reddeden mirasçı isteği halinde bir belge verilir.

MİRASIN GERÇEK REDDİ VE MİRASIN HÜKMEN REDDİ

Mirasın gerçek reddi, mirasçının tek taraflı irade beyanıyla yapılır. Gerçek ret, TMK’nın 609. maddesi uyarınca sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır ve 3 ay içinde gerçekleştirilmelidir. Bu süre hak düşürücüdür ve mahkeme tarafından re’sen dikkate alınır. Hükmen red ise belirli şartların varlığında herhangi bir irade beyanına gerek olmadan mirasın reddedilmesini ifade eder.

Hükmen redde ilişkin şartlar arasında, miras bırakanın ölüm tarihinde ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olması bulunmaktadır. Bu durumda, miras reddedilmiş sayılır. Hükmen red, belirli bir süreye tabi olmadığından, herhangi bir irade beyanına gerek duyulmaz. Ancak, mirasçılar, aksi bir durumu ispat etme imkanına sahiptir.

Mirasın hükmen reddi, Türk Medeni Kanunu’nda detaylı bir şekilde düzenlenmiş bir hukuki kavramdır.  Yasal çerçeve içinde mirasçıları koruma amacını taşıyan bu düzenleme, mirasın gerçek veya hükmen reddedilmesi durumlarına açıklık getirmektedir. Miras hukuku alanında bu kavramın anlaşılması ve uygulanması, mirasçıların haklarını koruma adına önemlidir.

MİRASIN HÜKMEN REDDİNİN ŞARTLARI VE AÇILABİLECEK DAVALAR

Mirasın hükmen reddi, Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen şartlara tabidir.

HÜKMEN REDDİ ŞARTLARI

1. Miras Bırakanın Ölüm Anında Borçlarını Ödemekten Aciz Olması

Miras bırakanın ölüm anında borçlarını ödemekten aciz olması, terekenin borca batık olması ile aynı değildir. Terekenin borca batık olması, terekenin aktifinden çok pasifi olması anlamına gelir. Ancak, miras bırakanın borçlarını ödemekten sürekli olarak aciz olması durumunda, mirasın hükmen reddi söz konusu olabilir. Bu durumun geçici bir maddi sıkışıklık olmamasına özellikle dikkat edilmelidir.

2. Miras Bırakanın Aczinin Açıkça Belli veya Resmen Tespit Edilmiş Olması

Miras bırakanın aczi, ya açıkça belli olmalı ya da resmi bir şekilde tespit edilmiş olmalıdır. Açıkça belli olması, miras bırakanın ekonomik durumunu çevresindekilerin bilmesini ifade eder. Resmi tespit ise icra takibi sonucu düzenlenen aciz vesikası ile sağlanabilir. Bu durum, miras bırakanın borçlarını ödemekten aciz olduğunun resmen tespit edildiği anlamına gelir.

3. Mirasçıların Mirası Açık veya Zımni Olarak Kabul Etmemiş Olması

Mirasçılar, mirası hükmen reddetmek istiyorlarsa, mirası önceden açık bir beyanla kabul etmemiş veya mirası kabul anlamına gelebilecek davranışlarda bulunmamış olmalıdır. Örneğin, mirasın aktiflerini kullanmak, satmak veya devretmek, mirasın borçlarını ödemek veya terekenin yönetimine aktif bir şekilde katılmak gibi davranışlar mirası kabul anlamına gelebilir.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Yetkili Mahkeme

Davanın yetkili mahkemesi, davalının dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak, bu yetki kesin yetki değildir.

Görevli Mahkeme

Görevli mahkeme ise davanın miktarının bir önemi olmaksızın Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASINI AÇMA HAKKINA SAHİP KİŞİLER

Mirasın hükmen reddi davasını, miras bırakanın yalnızca ölüm anında borçlarını ödemekten aciz olması veya terekenin borca batık olması yeterli değildir. Bu durumun ya açıkça belli olması ya da resmi bir şekilde tespit edilmesi gereklidir. Bu tespit için ilgili kişinin hukuki yararı devam ettiği sürece her zaman bir tespit davası açılabilir. Bu davayı açan mirasçı, elde edilen kararı olası takip veya davalara karşı savunma olarak kullanabilir.

Mirasın gerçek reddi davası hasımsız olarak görülebilirken, mirasın hükmen reddine ilişkin dava tereke alacaklılarına karşı açılır. Bu durumda, davacılar mirası reddetmek isteyen mirasçılardır.

Mirasın hükmen reddi, belirli şartlara tabi bir hukuki süreçtir. Mirasçılar, bu şartların sağlanması halinde mirasın hükmen reddine ilişkin dava açabilirler. Davanın yetkili ve görevli mahkemeleri belirlenmiştir ve miras bırakanın aczi gibi önemli unsurların tespiti için dava açma hakkına sahip kişiler belirlenmiştir. Bu çerçevede, mirasın hükmen reddiyle ilgili davalarda dikkatli bir hukuki süreç izlenmelidir.

Mirasın hükmen reddi konusunda daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

MİRASIN HÜKMEN REDDİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

‘’Türk Medenî Kanununun 605/1. maddesinde “gerçek ret”, 605/2. maddesinde ise “hükmen ret” düzenlenmiştir. TMK’nın 605/1. maddesi uyarınca miras ancak üç ay içinde reddolunabilir. (TMK m. 606) Bu dava hasımsız açılabilir. Görevli mahkeme ise sulh hukuk mahkemesidir. Hükmen ret ise süreye tabî değildir. Hükmen ret istemli davada terekenin borcu, terekenin alacaklılarının kimliği konusunda açıklama yaptırılarak davanın alacaklılara yöneltilmesi, taraflara delil bildirme olanağı sağlanması, terekenin aktif ve pasifinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Somut olayda davacıların, TMK’nın 605/1 maddesinde öngörülen, mirasbırakanın ölümünden itibaren üç aylık süre içerisinde, hasımsız olarak ve dava değeri belirtmeksizin mirasın kayıtsız ve şartsız reddedildiğini belirterek dava açtıkları ve Türk Medenî Kanununun 606. Maddesi gereğince mirasın gerçek reddini talep ettiği anlaşılmaktadır.’’ (YARGITAY 20. HD 2016/3386 E., 2016/5323 K.)

‘’ 23.12.1942 günlü ve 24/29 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme borç miktarına göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihten önce yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde ise asliye hukuk ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olup olmadığının tayin ve tespiti konusunda, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır. Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra terekenin borca batık olduğunun tespitine, “mirasın hükmen reddine” ilişkin olarak açılacak davalarda davanın değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu durumda uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.’’ (YARGITAY 20. HD 2015/16253 E., 2016/2200 K.)

Yazıyı paylaşın: