Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

limited şirketlerde ortaklıktan çıkma

Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkma ve Çıkarılma

LİMİTED ŞİRKETLERDE ORTAKLIKTAN ÇIKMA VE ÇIKARILMA

Bu kapsamlı incelememizde, limited şirketlerde ortaklar için çok önemli olan gönüllü olarak ortaklıktan çıkma ve böylece şirketle ilgili tüm hak ve sorumluluklardan kendini kurtarma hakkına ilişkin açıklamalarımız yer almaktadır. Ortaklıktan çıkma, tipik olarak, hisse devri prosedürü sırasında ortaklık unvanının başka bir kişiye devredilmediği durumlara ilişkin kapsamını ele alacağız. Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 638. Maddesinde limited şirket ortaklarına iki şekilde şirketten ayrılma hakkı tanınmıştır. İlk yöntem şirket sözleşmesinde yer alan bir hükümle kolaylaştırılırken, ikincisi haklı sebeplerin varlığına dayanan mahkeme kararıyla sağlanmaktadır. Ayrıca, birleşme sürecinde ek bir çıkış stratejisi sağlayan takdir hakkının da bulunduğu söylenebilmektedir. Anılan seçenekler kapsamında ortaklıktan ayrılma ile ilgili nüansları TTK hükümleri uyarınca aşağıda değerlendirilmiştir.

1. ESAS SÖZLEŞME UYARINCA ORTAKLIKTAN ÇIKMA HAKKI VE KULLANILMASI

Bir limited şirketten gönüllü olarak ayrılma, çıkma kavramı, ortakların şirketle olan ilişkilerini gönüllü olarak feshetmelerine olanak tanıdığından, kurumsal faaliyetlerin dinamiklerinde kilit bir unsurdur. Bu ayrılma prosedürü Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 638. maddesinde düzenlenmiştir. Ancak, bir ortağın ayrılma kararının geçerli bir hukuki zemine oturabilmesi için; sadece kişisel iradesi yeterli olmamakta, meşru yasal temellere dayanma zarureti bulunmaktadır.  TTK m. 638, bir ortağın ayrılması için iki ana yol tanımlar. İlk yöntem, şirketin çalışma kurallarını düzenleyen bir belge olan şirket ana sözleşmesinde ortaklıktan çıkma hakkı düzenlenmişse, bu halde ortağın esas sözleşme kapsamında ele alınan prosedüre uygun şekilde ayrılmasına izin verilmektedir. Yani, şirketin kuruluş belgesi bir ortağa ayrılma hakkı verebilmektedir. Bu hüküm, esas sözleşmenin baştan itibaren bir parçası olabilir veya daha sonra bir sözleşme tadili yoluyla düzenleme altına alınabilir. Ana sözleşmede ayrılma koşulları belirtildiği takdirde, tüm ortaklar bunlara uymakla yükümlü hale gelmektedir.

Şirket ana sözleşmesi, ortaklarına limited şirketten koşulsuz veya koşullu ayrılma hakkı sunabilir. Koşulsuz haklarda ortak, herhangi bir özel sebep ve şartın sağlanmasına gerek kalmaksızın, sadece tek taraflı irade beyanı ile şirketten ayrılabilir. Alternatif olarak, şirket ana sözleşmesi, bir ortağın ayrılma haklarını kullanabilmesi için yerine getirmesi gereken bazı koşullar belirleyebilir. Böyle bir durumda, bu koşullar yerine getirildiğinde ortak, bir tüzel kişinin herhangi bir kararına ihtiyaç duymadan ayrılma niyetini beyan edebilir. Bu koşullar, şirketin belirli performans ölçütlerini karşılayamaması veya belirli sözleşme şartlarını ihlal etmesi gibi olayları içerebilecektir.  Ancak ortakların bu ayrılma hakkını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük ilkelerine uygun olarak kullanmaları beklenmektedir. Ayrılma hakkı da esas sözleşmeye göre belirli sürelere bağlanabilir.

Ayrılma hakkının resmi olarak kullanılabilmesi için, ayrılmayı düşünen ortağın şirket esas sözleşmesinde belirtildiği şekilde şirkete tek taraflı beyanda bulunması gerekir. TTK, bu çıkış bildiriminin iletilmesi için belirli bir yöntem öngörmemekle birlikte, kanıt açısından yazılı bir beyanda bulunulması tavsiye edilir. Çıkış bildirimi daha sonra şirketin yönetim kuruluna veya şirket müdürüne iletilir. Şirket tarafından alındıktan sonra yürürlüğe girer. Şirket sözleşmesinde belirli bir çıkış tarihi belirtilmişse, çıkış bildiriminin hukuki sonuçları belirtilen tarihten itibaren yürürlüğe girer. Ayrılma koşullarının yerine getirilmesine ilişkin uyuşmazlıklarda, ayrılma nedenlerinin geçerli olduğunu kanıtlama külfeti ayrılmayı düşünen ortaktadır. Buna karşılık, şirket, ortağın ayrılma hakkının bulunmadığını ileri sürerse, ispat sorumluluğu şirkete aittir.

Netlik sağlamak ve olası yanlış anlaşılmaları veya anlaşmazlıkları önlemek için, ana sözleşmede önemli noktaların açıkça belirtilmesinde fayda vardır. Bu, çıkış bildiriminin alıcısının, bildirimin sonuçlarının ve ortağın ayrılmasıyla ilgili diğer şartların belirtilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu, sürecin mümkün olduğunca açık ve sorunsuz olmasını sağlayarak anlaşmazlık ve dava riskini en aza indirir.

2. HAKLI SEBEPLERİN VARLIĞI HALİNDE ORTAKLIKTAN ÇIKMA HAKKI VE KULLANILMASI

Şirketler hukuku alanında, özellikle limited şirketlerin yapısı söz konusu olduğunda “haklı sebep” bir ortağın bir şirketten yasal olarak çekilmesini veya ihraç edilmesini sağlama gücüne sahip olması sebebiyle büyük önem taşımaktadır. Limited şirketlerde ortakların haklı nedenle ortaklıktan çıkma hakkı, bireysel ortakların haklarını korumayı amaçlayan Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) temel bir unsurunu oluşturur. Bu ilke, özellikle şirketin eylemlerinden veya kararlarından olumsuz bir şekilde etkilenebilecekleri durumlarda, kurumsal bir yapıdaki ortaklar için daha geniş güvence sisteminin bir parçasını oluşturur.

Türk Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca dürüstlük ilkesine ve kişi özgürlüğünün korunmasına dayanmakta olan “haklı sebep”, tüm kalıcı hukuki ilişkilerde ilişkiyi sona erdirme imkânı veren önemli bir sebebi ifade eder.  Ancak haklı sebebin kanun koyucunun hukuki ilişkiyi sona erdirme kastını gösteren daha belirgin bir sebep olduğu anlaşılmalıdır. Bu, her önemli nedenin hukuk bağlamında haklı bir neden olarak kabul edilemeyeceği anlamına gelmektedir.

Bir şirkette ana sözleşme, haklı sebeple çıkma nedenlerini öngörebilir. Ancak, azınlığın ayrılma hakkını engelleyecek hükümlerin anlaşmanın bir parçası olamayacağını ima ederek, azınlığın ayrılma hakkını zorlaştıramazlar. Şirket sözleşmesi, düşük karlılık veya FAVÖK oranının karşılanamaması gibi tek başına haklı sebep teşkil etmeyen durumları da içerebilir. Ayrıca taraflar sözleşmede, haklı nedenle ayrılma hakkının kullanılmasına ilişkin koşulları veya bu hakkın kullanılmasının sonuçlarını belirleyebilme olanağını da haizdir. Esas sözleşmede listelenen nedenlerin kapsamlı değil, örnek niteliğinde olduğunun anlaşılması önemlidir. Mahkeme, belirtilen sebebin gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit etmek ve çıkışa karar vermekle yükümlüdür.

Haklı sebep kurumu, göreceli bir kavramdır ve her tür şirket ve ihtilaf konusu duruma göre farklılık gösterir. Haklı neden, her özel durumda farklı şekilde ortaya çıkabilir ve bu da genel olarak uygulanabilir bir tanım oluşturmayı imkansız hale getirir. Öngörülemeyen veya gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlara çözüm getirmeyi ve böylece somut bir olay senaryosunda adaletin tecelli etmesini sağlamayı amaçlar.

Türk Ticaret Kanunu, hangi durumların haklı sebep teşkil edebileceğini göstermek için bazı örnekler sunmaktadır. Ancak bunlar hakimi sınırlayıcı veya bağlayıcı değildir. Bir ortak için haklı sebep olarak kabul edilebilecek bir şeyin, bir başkası için öyle görülmeyebileceğini not etmek yerinde olacaktır. Bu nedenle haklı sebep belirlenirken talep eden ortağın özellikleri değerlendirilmelidir.

Haklı sebep, ortağın ayrılmak istemesi, şirketin kendisi, ortaklar arasındaki ilişkiler veya kişiliğe bağlı olmayan maddi gerçekler gibi çeşitli kaynaklardan doğabilir. Ortakların kişisel durumları veya ekonomik zorluklar gibi çeşitli koşullar haklı sebep oluşturmaya katkıda bulunabilir. Ancak böyle bir olayın şirket ilişkisinin devamını objektif olarak çekilmez hale getirmesi esastır.

Haklı nedenle ortaklıktan çıkma hakkı tesis edilirken, ortakların sorumluluklarından veya taahhütlerinden kaçmalarına bir araç olarak görülmemelidir. Bir ortak savunulamaz bir duruma düştüğünde son çare olarak kullanılması amaçlanmıştır.

Haklı bir neden olup olmadığını belirleme sorumluluğu nihai olarak mahkemelere aittir. Ayrılma hakkını talep eden ortak, haklı bir sebebin varlığına dair somut deliller sunarak iddiasını ispatlamak zorundadır. Dava sürecinde mahkeme, davacı ortağın çıkarlarını korumak için de tedbirler alabilir.

Ayrılmanın kesinleşmesi üzerine şirket yöneticileri, ayrılmayı ticaret siciline tescil ve ilan ettirmek zorundadır. Bu, ayrılığın yasal olarak tanınmasını sağlar ve ilgili tüm tarafların şirket yapısındaki değişiklikten haberdar olmasını sağlar. Ayrıca şirketin, kalan ortakların ve şirketle iş yapabilecek üçüncü şahısların hak ve çıkarlarını korumaya hizmet eder.

Sonuç olarak, Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) yer alan haklı sebep hükmü, şirket ortakları için dayanılmaz durumlar karşısında şirketten ayrılmalarına olanak tanıyan çok önemli bir hukuki koruma sağlamaktadır. Bununla birlikte, uygulanması ve yorumlanması, yargının kurumsal yapının bütünlüğünün ve işleyişinin korunmasındaki öneminin altını çizerek mahkemelere aittir.

HAKLI SEBEBE DAYANARAK ORTAKLIKTAN ÇIKMA DAVASI 

Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 638/2 maddesi uyarınca bir limited şirkette ortaklıktan ayrılma, haklı gerekçeleri gerektiren önemli bir karardır ve çoğu zaman karmaşık bir yasal süreçtir. Haklı sebep olarak adlandırılan gerekçenin, ortaklıktan ayrılmaya yönelik açık ve tek taraflı bir niyet olduğunu gösteren bir dava yoluyla resmi olarak takip edilmesi gerekir.

TTK, tüzel kişi olanlar da dahil olmak üzere ortakların, mahkemeye gitmeden önce ayrılma niyetlerini bildirmelerine olanak tanımış olup şirket genel kurulunun uygun görmesi halinde bu çıkış, ortak bilgilendirildikten sonra hüküm ifade edecektir. Ancak, çıkış resmi olarak ticaret siciline tescil ile tasdik edilir. Şirket ayrılma talebini reddederse ortak durumu mahkemeye taşıyabilir.

Mahkemenin ortaklıktan çıkma nedenlerinin haklı olup olmadığına ilişkin kararı çok önemlidir. Mahkemenin kararı kesinleştiğinde, çıkış yürürlüğe girer. İlginç bir şekilde, yasa bu süreç için bir süre sınırlaması getirmemektedir, ancak ortakların iyi niyetle hareket etmeleri beklenmektedir, aksi takdirde yasal etik ihlali olarak görülebilir.

Ortaklardan birinin ayrılmak istemesi halinde, şirket sözleşmesinde ayrılma payının gerçek değerinden daha düşük bir değer belirlenebilir. Ayrılma sebepleri şirket sözleşmesinde belirtilmiş olsa dahi davacı, sözleşmeden çıkma hakkını talep etmeksizin haklı nedenle dava açabilir.

Dava, asliye ticaret mahkemesinde görülecektir. İddianın değeri ne olursa olsun, şirketin merkezinin bulunduğu mahkemesi yetkili olacaktır.

Böyle bir davada davacı, çıkmak isteyen ortaktır ve davanın nihai kararına kadar durumunu korumak zorundadır. Yöneticileri tarafından temsil edilen şirket davalı olup, davacı ortağın ihraç edilmesini karşı talep edebilir. Davacı haklı sebeplerini kanıtlamak zorundadır.

Her şirket benzersiz olduğundan, birinde haklı sebep teşkil eden bir durum diğerinde geçerli olmayabilir. Bu nedenle hakim, diğerlerinin yanı sıra şirketin türü, sermayesi ve hissedar yapısı ve şirketten ayrılmanın sonuçları gibi çeşitli faktörleri dikkate almalıdır.

Ortaklıktan çıkmak bir ceza değil, meşru çıkarları korumanın bir yoludur. Bu nedenle mahkeme, tarafların ayrılma haklarını birbirlerine karşı bir silah olarak kullanmamalarını sağlamalıdır. Tarafların kusuru, doğası gereği haklı bir sebep oluşturmaz. Hakim, her özel durumda bir ayrılmayı veya çıkarmayı gerekçelendirmenin adil olup olmadığına karar verirken hata durumlarını dikkate almalıdır.

Ayrılan ortağın şirketteki hak ve yükümlülükleri mahkeme kararını verene kadar devam eder. Ancak dava sürecinde ortağın ve şirketin menfaatlerinin korunması için ihtiyati tedbirler gerekebilir.

3. BİRLEŞME ESNASINDA ORTAKLIKTAN ÇIKMA 

Türk Ticaret Kanunu (TTK), ticari şirketlerin dahil olduğu birleşme işlemleri kapsamında ortaklıktan ayrılma hakkı tanımaktadır. Birleşmeye katılan şirketler, birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilirler. Bu düzenleme, ortaklara iki seçenek sunmaktadır: hisse ve ortaklık haklarının alınması veya ayrılma akçesi yoluyla ortaklıktan çıkma.

Bu hüküm, devreden şirketin birleşmeye karşı çıkan ve işleme katılmak istemeyen ortaklarına kendi istekleri ile şirketten ayrılma hakkı tanımaktadır. Dolayısıyla, birleşmeye karşı olan ve bunu kendi çıkarlarına aykırı bulan ortaklar, devralan şirkette kalmak zorunda değildir. Böylece, bir ortak, devralan veya yeni kurulan şirkette ortak olarak kalma veya gerçek değerine göre bir pay alarak şirketten ayrılma seçeneğine sahiptir.

Ayrılma akçesi birleşme sözleşmesinde isteğe bağlı bir hak olarak belirtilmişse, ortaklar fonu kabul etmekte ve ortaklıktan çıkıp çıkmamaya karar vermekte serbesttirler. Birleşme sözleşmesinde öngörülmesi halinde ortaklar, devralan veya yeni kurulan şirketteki ortaklık durumlarını devam ettirebilecekleri gibi, birleşme sözleşmesinde belirtilen ayrılma akçesini alarak şirketten ayrılabilirler.

4. AYRILMA AKÇESİ 

Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 641/I maddesi uyarınca, limited şirketten ayrılan her ortak, sermayedeki asli paylarının gerçek değerine denk gelen bir fona hak kazanır. Bu hak ellerinden alınmayacağı gibi ortakların kendileri bu haktan vazgeçemezler. Ayrılma akçesinin hesaplanması ve ödenmesine ilişkin TTK’da düzenlemeler yer alsa da, şirket sözleşmesinde ortaklıktan ayrılmaya ilişkin kurallar belirlenmişse, şirket sözleşmesinde ayrılma fonu için farklı bir düzenleme belirtilebilir. Bununla birlikte, esas sermaye payının gerçek değerine uyması koşulu dikkate alınarak sözleşme düzenlemeleri keyfi olmamalı ve hukukun genel ilkeleri, hakkaniyet standartları ve eşitlik ilkesi ile uyumlu olmalıdır. Hisselerin gerçek değeri “işletmenin sürekliliği”ne göre belirlenir. Bu süreklilik değerini tespit etmek için özel bir bilanço hazırlanmalı ve buna göre para çekme fonu hesaplanmalıdır.

Hukuk büromuzda, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen Limited Şirketten ayrılmanın inceliklerini kavramanın ne kadar hayati olduğunu anlıyoruz. Mevcut üç temel seçenek konusunda size rehberlik etmeye hazırdır. İlk olarak, ayrılmanız şirket sözleşmesi ile kolaylaştırılabilir. Bazı limited şirketlerin ana sözleşmelerinde ortaklara ayrılma hakkı veren bir madde vardır. Bu hak belirli önkoşullara bağlı olabilir veya alternatif olarak koşulsuz olabilir, ayrılmak isteyen ortağın yalnızca tek taraflı bir niyet beyanına ihtiyaç duyabilir. İkinci olarak, şirket sözleşmenizde belirli bir çıkış hükmü yoksa, şirket merkezinin bulunduğu bölgedeki asliye ticaret mahkemesinde dava açma hakkınız devam etmektedir. Bu eylemin geçerli bir sebep gerektirdiğini ve mahkemenin her davanın benzersiz özelliklerini göz önünde bulundurarak nihai olarak bu nedenin niteliğini ve geçerliliğini belirleyeceğini not etmek önemlidir. Üçüncüsü, yapısal bir değişikliği temsil eden bir şirket birleşmesi bağlamında, birleşen şirketler, limited şirket ortaklarına, işleme katılmamayı tercih etmeleri halinde gönüllü olarak ayrılma hakkı sunabilir. Tüm senaryolarda, ayrılan ortaklar, temel sermayenin gerçek değerindeki paylarına eşit bir ayrılma akçesi talep etme hakkını saklı tutar.

Limited şirketlerde ortaklıktan çıkma ve çıkarılma konusunda daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Yazıyı paylaşın: