Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

çek iptali davası

Zayii Nedeniyle Çek İptali Davası

ÇEKİN ZİYAI VE ÇEK İPTAL DAVASI  

Çek iptali davasına konu da olabilen çekler, günlük hayatta ticari güvenliğini ve etkinliğini sağlamak için çeşitli yasalarla düzenlenen popüler bir ödeme yöntemidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu çeklerin ödenmesine ilişkin kuralları düzenlemektedir. Çek, ibraz süreleri içinde ibraz edildiği, geçerli olduğu ve ibraz eden meşru hamil olduğu takdirde, muhatap banka çek tutarını o kişiye ödemekle yükümlüdür. Çekin ciro edilebilir olması ve ibrazda ödeniyor olması, keşideci ve meşru hamil açısından bazı riskler oluşturmaktadır.

Çek, ticari işlemlerde yaygın olarak kullanılan nakit benzeri bir ödeme aracıdır. Ancak, özellikle hamiline yazılı çeklerde, çekin yasal hamilin bilgisi ve rızası dışında bozdurulabilme riski bulunmaktadır. Ayrıca çek, yanma, yırtılma, suya düşme, kaybolma gibi çeşitli nedenlerle kullanılamaz hale gelebilmektedir. Bir çekin çalınarak veya ibraz edilemeden bir şekilde kaybedilmesi ciddi mali kayıplara yol açabilmektedir bu nedenle, bu tür olayların önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması şarttır. Bu gibi durumlarda meşru hamil kendini korumak için tedbir almak zorundadır. Bu tür durumlarda yapılması gerekenler konusunda yol gösterici olması için bu konudaki yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Çeki düzenleyeni ve hamilini korumanın bazı yasal yolları bulunmakta olup bunlardan birini de çekin iptali oluşturmaktadır.

Çek gibi kıymetli evrak söz konusu olduğunda, bunların içerdiği haklar ve senetler birbirinden ayrılamaz. Çekin ödenmesi ancak ibraz ile mümkündür ve hak sahibinin çeki elinde tutması çok önemlidir. Ancak, yıpranma, hırsızlık veya doğal afetler nedeniyle mülkiyeti kaybetme gibi durumlar çekin ibrazını imkânsız hale getirebilir. Bu durumlarda alacaklıya ulaşılamaması alacaklıya haksızlık olabilmektedir. Bu nedenle Türk Ticaret Kanunu’nun çeklerin zayi olmasına ilişkin özel düzenlemeleri bulunmaktadır.

Çekin zıyaı terimi, kayıp, hırsızlık, yırtılma, yanma ve hatta yıpranma ve bozulma nedeniyle kullanılamaz hale gelme gibi bir dizi durumu ifade ederken genel itibariyle hamilin rızası olmaksızın çekin elden çıkması veya bozulma veya aşınma nedeniyle kullanılamaması hallerini kapsamaktadır.

Çekin normal seyri dışında ibraz edilememesi veya ibraz edilmiş ancak anlaşılmaz ve eskimiş olması halinde çekin zayii olmasına ilişkin düzenlemeler devreye girmekte ve çekin iptali düzenlenmektedir. Muhatap bankaya ibraz edilmeme halleri iki türlüdür;

Mutlak ibraz etmeme (kimsenin ibraz etmesinin mümkün olmadığı haller) ve nispi ibraz etmeme (3. bir kişinin herhangi bir sebeple ibraz edebileceği) kayıp veya hırsızlık gibi.

Sonuç olarak, hak sahibinin çekin zilyetliğini elinde bulundurması esas olup, zayii olma hali çekin kaybolması veya çalınması hallerinde olduğu gibi zilyetliğin kaybedilmesinin bir sonucu olabileceği gibi çekin hasara uğraması halinde de mevzubahis yapılabilecektir. Çekin ibraz edilemeyeceği çok çeşitli durumları kapsayan Türk Ticaret Kanunu’nda çeklerin zayi olmasına ilişkin özel hükümler yer almaktadır.

ÇEKİN ZAYİ OLMASI HALİNDE BAŞVURULACAK YOLLAR NELERDİR?

Çek gibi değerli belgelerin kaybolması veya çalınması durumunda kişilerin haklarının korunması son derece önemlidir. Bu gibi durumlarda çeki bir başkasının ibraz ederek üzerindeki hakları talep etmesi ve hak sahibinin haklarının gasp edilmesi riski vardır. Özellikle çekler, hamilin rızası dışında kaybolması veya çalınması halinde hakların korunmasına ilişkin özel düzenlemelere tabidir. Çekin kaybolması veya çalınması halinde, kanuni ve gerçek hamili, gayri meşru hamilin ibrazını ve tahsilini engellemek için yetkili mahkemeye başvurabilir. Önleyici bir tedbir olarak alınacak ödeme yasağı kararı keşidecinin ve gerçek hamilin haklarını korumak için bir ilk basamaktır. Hırsızlık veya kaybolma gibi nispi kayıp durumlarında mahkemeden tedbir kararı talep edilebilir. Ancak senet üzerinde meydana gelen fiziki hasar hallerinde çekin zilyetliği başkası tarafından geri alınmayacağından ödeme yasağı tedbirine gerek yoktur. Bir çek düzenlendikten sonra muhatap bankanın ödeme yetkisinin ibraz süresi içinde geri alınamayacağına dikkat edilmelidir. Çekin ödenmemesi ancak çekten cayma ile mümkündür. Bu nedenle, nispi kayıp hallerinde, yasal hamilin ibraz süresi içinde çekin tamamını ödemesi gerekir. Ödeme yasağı ile ilgili hususun çözülmesinin akabinde çekin birisinin elinde olduğunun bilinmesi veya bilinememesi yahut birisinin elinde olma ihtimalinin bulunmaması halleri için farklı hukuki çareler bulunmaktadır. Çekin bir başkasının elinde bulunması halinde çekin iadesi davası açılabileceği gibi bu durumun bilinmediği yahut mümkün olmadığı durumlarda çek iptali davası edilebilecektir.

Sonuç olarak, çek gibi kıymetli evrakın kaybolması veya çalınması durumunda kişilerin haklarının korunması büyük önem arz etmektedir. Hak sahibinin haklarının gasp edilmesini önlemek için somut olaya uygun önleyici tedbirler ve ödeme yasağı kararı da dahil olmak üzere çeşitli tedbirler uygulamaya konulmuştur.

ÖDEMENİN YASAKLANMASI 

Çekin kaybolması veya çalınması durumunda kişinin haklarını korumak karmaşık ve zorlu bir süreç olabilir. Çek düzenlendiğinde, ibraz edildiğinde muhatap banka tarafından ödenmesi gereken değerli bir belge haline gelir. Ancak çekin kaybolması veya çalınması durumunda yanlış kişilerin eline geçmesi ve hileli olarak kullanılması ihtimali yüksektir. Kanun, bu tür durumların önüne geçmek için çekin düzenlenmesi ile muhatap bankaya verilen ödeme yetkisinin geri alınması anlamına gelen ödeme yasağına izin vermektedir. İradesi dışında çek elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın çeki ödemekten menedilmesini isteyebilir.

Sonuç olarak, ödeme yasağı, çekin kaybolması veya çalınması durumunda kişinin haklarının korunması için önemli bir yasal mekanizmadır. Ancak, mahkemeye ödemenin yasaklanması veya çek iptali için başvuruda bulunulabilmesi için, kayıp çekin, çekin zorunlu unsurlarını tam olarak taşıması esastır. Hukuk uzmanlarının yardımıyla bireyler bu karmaşık süreçte yol alabilir ve çıkarlarını koruyabilir.

İADE DAVASI 

Çekler ibraz edildiğinde ödenmesi gereken kıymetli evraklardır. Ancak çekin kaybolması veya çalınması halinde hak sahibinin haklarını korumak için yasal yollara başvurması gerekebilir. Alabilecekleri yasal tedbirlerden biri de çekin düzenlenmesi üzerine muhatap bankaya verilen ödeme yetkisinin geri alınmasını içeren ihtiyati ödeme yasağı olduğuna yukarıda değinilmiştir.

Ödeme yasağının alınmasının akabinde Türk hukukuna göre çekin sahibi biliniyorsa mahkeme tarafından belirlenen süre içinde iade davası açılabilmektedir. Bu süre içinde dava açılmaması ödeme yasağının kaldırılması sonucunu doğurur. Alternatif olarak malik, ihtiyati tedbir olarak ödeme yasağı talep edebilir ve verilen süre içinde iade davası açabilir. Kaybolan veya çalınan çekin sahibi mahkemece belirlenen süre içinde iade davası açmaz ise ödeme yasağı kaldırılarak çek ibraz edene iade edilir. Davacıya iade davası açması için süre tanınmadan ödeme yasağının kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu belirtmek gerekir.

Türk hukukunda çekin iadesi, hamilin kaybolan veya çalınan bir çek üzerindeki haklarını geri almasına olanak sağlayan yasal bir işlemdir. Ancak, bir iade davası açma süreci kolay değildir ve böyle bir davanın takip edilebilmesi için çeşitli koşulların karşılanması gerekir.

İade davası açılabilmesi için en önemli şartlardan biri, hamilin rızası olmaksızın çek üzerindeki zilyetliğini kaybetmiş olmasıdır. Çekin kaybolması veya çalınması hamilin ihmalinden kaynaklanmamışsa, haklarının geri alınması için yasal yollara başvurabilirler.

Bir iade davası açmanın bir başka kritik yönü de çeki elinde bulunduran kişinin kimliğinin tespit edilmesi ihtiyacıdır. İade davasının amacı, hamilden rızası olmaksızın alınan hakkı geri almaktır ve bu nedenle çeki elinde bulundurduğu için sorumlu tutulabilecek belirli bir kişinin bulunması gerekir.

Çeki elinde bulunduran kişinin kimliğinin bilindiği hallerde, hamilin çeki kötü niyetle veya ağır kusurla iktisap ettiğini ispat etmesi gerekir. Diğer bir deyişle hamil, çeki teslim aldığı anda çekin kaybolduğunu veya çalındığını biliyor olmalıdır.

Sonuç olarak, kayıp veya çalıntı bir çekin iadesi, takip edilebilmesi için çeşitli şartların yerine getirilmesini gerektiren hukuki bir süreçtir. Hamil, çeki rızası olmaksızın kaybetmiş, çeki elinde bulunduran kişinin kimliği tespit edilmiş ve hamilin çeki kötüniyetle veya ağır kusurla iktisap etmiş olduğu ispat edilmiş ise iade talebi ileri sürülebilecektir. Hamil bu şartları yerine getirmekle haklarını geri alabilir ve çekin yetkisiz kullanımını engelleyebilir. Çeki elinde bulunduran kişinin bilinmediği durumlarda süreç daha da karmaşık hale gelebilir. Bu gibi durumlarda, yasal tavsiye almak ve kişinin haklarını korumak için uygun önlemlerin alınması çok önemlidir.

ÇEK İPTALİ 

Çekler, ticari işlemlerin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ancak bazı durumlarda çeklerin kaybolması veya çalınması hamilinin çek üzerindeki haklarını kaybetmesine neden olabilmektedir. Türk hukukunda iade davasının, hamilin kaybolan veya çalınan bir çek üzerindeki haklarını geri almasına olanak tanıdığı yukarıda açıklanmıştır.  Ancak çekin kaybolması veya çalınması durumlarında kimin elinde olduğu bilinmiyorsa yahut senet üzerinde deformasyonlar meydana gelmesi halinde, daha fazla yetkisiz kullanımı veya hak kayıplarını önlemek için çek iptali gerekebilmektedir.

ÇEK İPTALİ DAVASININ ŞARTLARI 

Çek İptali Talebi

Çek gibi değerli bir belgenin iptali, Türk Ticaret Kanunu’nun öngördüğü özel prosedürlerin izlenmesini gerektirmektedir. İptal işlemleri ancak talep halinde başlatılır, mahkeme kendi inisiyatifiyle çekin iptaline karar verememektedir.

İptal isteminde bulunan kişinin, çekin elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermek yükümlülüğü bulunmaktadır. Mahkemenin yalnızca, talepte bulunan tarafından sağlanan delillerin kayıp çekin gerçek sahibi olduğunu güçlü bir şekilde göstermesi durumunda iptal kararı vereceğini belirtmek önemlidir.

Çek İptali Talep Eden Kişinin Hak Sahibi Olması 

Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. Çek iptali davasını çek hamili, vekil hamil ve avalist açabilecekken, keşidecinin çek iptali davasını açma hakkı bulunmamaktadır.

Çekin Zayi Olması

Mahkeme yoluyla bir çekin iptali söz konusu olduğunda, yerine getirilmesi gereken belirli koşullardan bir diğeri çekin hırsızlık, kayıp, gasp gibi çeşitli sebeplerle kaybolması veya senedin yıpranması dolayısıyla çekin asli unsurlarının zarar görmüş olması gibi sebeplerle muhatabına ibraz edilememesidir.

Çekin ibraz edilememesinin mutlak veya nispi olabileceği yukarıda açıklanmıştır. Çekin zayi olması, kıymetli kâğıdın maddi unsuruna ilişkin olup, senette yer alan hak varlığını ve geçerliliğini korumaya devam edecektir.

Senede Bağlı Bir Hakkın Bulunması

Senette yer alan hak henüz doğmamışsa veya zarardan sonra hakkın doğması mümkün değilse veya hak herhangi bir nedenle ortadan kalkmışsa, senedin iptaline gerek yoktur, mahkemece verilen iptal kararı, hak sahibinin kimliğinin tespit edilmesini sağlayarak, alacaklının hakkını iptal kararına uygun olarak senetsiz olarak talep etmesini sağlar.

Çeki Elde Etme İmkanının Bulunmaması

Kıymetli evrakın kaybolmasına dayanan iptal düzenlemesinin temel amacı alacaklının menfaatlerinin korunmasıdır. Bu nedenle iptal ancak kaybın devam etmesi ve zilyetliğin kalıcı olarak geri alınamaması durumunda yapılır. Çekin yanma, kaybolma gibi olaylar nedeniyle kaybedildiği durumlarda çekin zilyetliği mutlak olarak kaybedilmektedir. Çekin kaybı sürekli ise alacaklının çekteki hakkının korunması için iptal davası açılması gerekir.

Özetle, kıymetli evrakın kaybolmasına istinaden iptalin düzenlenmesi alacaklının menfaatlerinin korunması açısından önemlidir. İade davasının mı yoksa iptal davasının mı açılması gerektiğinin tespiti için çekin zayi olmasına neden olan hallerin tespit edilmesi gerekir. Çekin kaybı sürekli ise iptal davası açılması gerekir ve dava konusu olsa veya zamanaşımına uğramış olsa dahi çekin iptali mümkündür.

ÇEK İPTAL DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Yukarıda kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebileceğine değinilmiştir. Çekin zayi olması halinde iptal davasını, lehtarın, hamilin, tahsil cirosu ile senedi elinde bulunduran kişinin ve avalistin açabileceği açıklanmıştır.

Çekin iptaline ilişkin davalarda ödeme veya hamilin yerleşim yeri mahkemesi yetkili olup asliye ticaret mahkemesi görevlidir. İradesi dışında çek elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, çekin iptalini talep edebilmektedir.

ÇEK İPTALİ DAVASININ SONUÇLARI

Mahkeme, söz konusu işlemin niteliğini bir “çek” olarak belirledikten sonra, bir sonraki adım, mahkemede sunulan kanıtlara dayanarak zilyetlik ve kayıp olasılığını değerlendirmektir. Çekişmesiz yargı usulune giren davalarda hâkim, gerekli araştırmayı bizzat yapmak ve davacının iddialarının doğruluğunu teyit etmekle yükümlüdür. Hakim, kendi araştırmasını yaptıktan sonra, davacının iddialarının doğru olma ihtimalinin yüksek olduğuna karar verirse, çeki elinde bulundurandan belirli bir süre içinde çeki mahkemeye sunmasını isteyecektir. Yani Mahkeme, dilekçe sahibinin, çek elinde iken zıyaa uğradığına dair verdiği açıklamaları inandırıcı bulursa, verilecek ilanla, çeki eline geçireni, çeki belirli bir süre içinde getirmeye davet ve aksi takdirde çekin iptaline karar vereceğini ihtar eder. Çek sahibinin haberdar olabilmesi için mahkemenin Ticaret Sicili Gazetesi’nde en az üç ayrı ilan yayımlaması gerekir.

Mahkemenin alacağı karar, çek hamilinin ilan süresi içinde cevap verip vermemesine bağlıdır. Çekin bu süre içinde ibraz edilmesi halinde mahkeme davacıya iade davası açması için makul bir süre verir. Ancak çek hamili ilan süresi içinde gelmezse mahkeme çeki hükümsüz ilan eder.

Sonuç olarak, çekin ciro edilebilirliği ve likiditesi onu ticari işlemlerde değerli bir araç haline getirirken, içerdiği riskler de vardır. Çeklerin suiistimaline engel olmak ve keşideci ile meşru hamil haklarının korunması için yasal düzenlemelere uyulması ve gerekli tedbirlerin alınması esastır.

Çekler, kullanım kolaylıkları nedeniyle iş dünyasında yaygın olarak kullanılan bir ödeme şeklidir. Ancak, kaybolma, çalınma veya yırtılma riski gibi bazı zorluklar da ortaya çıkarabilirler. Bu durumda çekte yer alan haklar ve senetler senetsiz ileri sürülemez. Bu nedenle, bu tür olaylarda hem düzenleyeni hem de çek hamilini koruyan düzenlemelerin yürürlükte olması önemlidir. Çekin kaybolması, çalınması veya yırtılması durumunda hem düzenleyeni hem de çekin sahibini koruyan düzenlemelerin olması önemlidir. Bu düzenlemelere uyarak, işletmeler ve bireyler çek kullanımına güvenebilir ve finansal işlemlerinin güvenli olmasını sağlayabilir.

Zayii nedeniyle çek iptali konusunda daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Yazıyı paylaşın: