Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Iskat

Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat) Nedir?

Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat) Nedir? Miras bırakan yani ölen kişi, bazı durumlarda mirasçıları mirastan mahrum bırakabilir. Bu mahrum bırakma yalnızca saklı paylı mirasçılar için geçerli olmaktadır. Normal şartlarda miras bırakan, mirasından pay almalarını istemese dahi saklı paylı mirasçıların miras hakkı korunmaktadır.

Kimdir saklı paylı mirasçılar? Saklı paylı mirasçılar, kanunda açıkça tanımlanmıştır. Bunlar; anne, baba varsa sağ kalan eş ve altsoydur. Altsoydan kasıt çocuklardır. Çocuklar hayatta değilse torunlardır.

MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA ŞARTLARI NELERDİR?

Mirasçılıktan çıkarmanın koşullarının oluşabilmesi için birtakım durumlar söz konusudur. Cezai nitelikte ve koruyucu nitelikte olmak üzere iki durum mevcuttur. Cezai olarak;

• Saklı paya sahip tarafın mirasçılıktan çıkarılabilmesi için, mirasçının, miras bırakan ya da yakınlarına karşı ağır bir suç işlemiş olması gerekmektedir. ‘’Ağır suç’’ kavramı hakimin takdir yetkisi alanına girer. Aile bağlarını koparıcı nitelikte bir suç meydana gelmiş olmalıdır.

Saklı paylı mirasçının, miras bırakana ya da ailesine karşı, aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması. Mirasçı eğer ki ailesine karşı sadakat, bakım, gözetim ve yardım gibi hususlardaki görevlerini yerine getirmemiş ise bu durum ortaya çıkar. Ayrıca kötü bir hayat sürmesi, kötü alışkanlıklara sahip olması da bu yükümlülüklerini yerine getirmede aksatmaya yol açarsa bu da mirasçılıktan çıkarma sebebidir.

Yukarıda bahsedilen koşullar cezai nitelikteki koşullardır. Bir de mirasçıyı koruyucu nitelikte, mirasçılıktan çıkarma söz konusudur.

Bu da;

• Borç Ödemeden Aciz Olma Sebebiyle Mirasçılıktan Çıkarma,

Miras bırakan burada mirasçıyı korumakta, ölümden sonra borçlardan sorumlu tutulmamasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Şartları;

1. Mirasçı borç ödemede aciz olmalıdır

2. Mirastan çıkarılan mirasçının altsoyu olması gerekir

3. Koruyucu çıkarma altsoyun doğmuş ya da doğacak çocukları lehine yapılmalıdır

4. Koruyucu çıkarma vasiyet ya da miras sözleşmesiyle yapılmalıdır

MİRASÇILIKTAN ÇIKARMANIN SONUÇLARI NELERDİR?

Mirasçılıktan çıkarılma ile, mirasçının, mirasçı olma sıfatı sona erer. Bu kimse mirastan pay alamaz ve tenkis davası da açamaz.

Miras bırakanın ölümünden sonra malvarlığı, alacak ve borçlar, mirasçılara geçmektedir. Iskat edilen yani mirasçılıktan çıkarılan kişi borçlardan da sorumlu olmayacaktır.

MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA İPTAL EDEBİLİR Mİ?

Her ne kadar miras bırakan böyle bir hukuki işlem yapmış olsa da, ıskat edilen mirasçı, belirli koşullarda bu işlemi iptal edebilir.Tasarrufun iptali ya da tenkis davası ile mirasçılıktan çıkarmanın haksız olduğunu ve korunması gereken menfaatinin bulunduğunu bu davalar yoluyla ispat edebilirse mirasçılıktan çıkarma işlemi iptal ettirilebilir.

YARGITAY KARARLARINDA MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA

Çıkarmadan Yararlananların Çıkarma Sebebinin Doğruluğunu İspat Etmesi Gerekliliği

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 26.3.2019 tarih ve 2017/13850E-2019/2573K sayılı kararında ‘’Miras bırakan, 05/09/2007 tarihli vasiyetnamesinde mirasçılıktan çıkarma sebebini, hastalığına rağmen kızları olan davacıların kendisine bakmamaları olarak göstermiştir. Somut olayda; miras bırakanın köyde ikamet ettiği, hastalığı sebebiyle zaman zaman …’ya giderek tedavi olduğu, eşinin 03/07/2007 tarihinde öldüğü, bir süre sonra miras bırakanın …’da oturan davalı oğlu …nin yanına taşındığı ve 17/11/2007 tarihindeki vefatına kadar burada kaldığı, … ve …’da ikamet eden davacıların taşındığı tarihe kadar kadar köye gelerek miras bırakana karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirdikleri, dinlenen tanık beyanları ile sübuta ermiş; eş söyleyişle, çıkarmadan yararlanan davalılar, gösterilen sebebin doğruluğunu kanıtlayamamışlardır.’’ denilmiştir. Karar incelendiğinde, bir mirasçı mirasçılıktan çıkarıldığında diğer mirasçıların bu çıkarma sebebinin doğruluğunu ispatlamakla yükümlü olduğu görülmektedir. Karara konu olayda miras bırakan kızlarının kendisine hasta zamanlarında bakmadığını gerekçe göstererek onları mirasçılıktan çıkarmıştır. Davacılar da bunun üzerine çıkarmanın iptali talepli olarak dava açmışlardır. Bu davada davalı olan diğer mirasçılar, çıkarma sebebinin geçerli olduğunu ispatla yükümlü olmalarına rağmen bu hususu ispatlayamamışlar ve dinlenen tanıklarla davacıların aile yükümlülüklerini ihmal etmedikleri ve mirasçılıktan çıkarmanın haksız olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Boşanmada Kusurlu Eşin Mirasçı Olamayacağı

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 18.10.2017 tarih ve 2016/14899E-2017/7670K sayılı kararında ‘’Bilindiği gibi, boşanmada kusurlu bulunan diğer eşin mirasçı olamayacağı TMK’nın 181. maddesinde hüküm altına alınmış olup bu yönde bir tespite dair ayrı bir dava da açılamaz. Farklı bir ifadeyle, boşanma davası sırasında ölen eşin mirasçılarından birinin davaya devam etmesi halinde diğer eşin kusurlu olup olmadığının tespiti yapılacak olup, böylesi bir tespit sonucu da anılan yasal düzenleme gereği yasal mirasçı olup olamayacağı saptanmış olacaktır. Açılacak mirasçılık belgesi verilmesi istemli davada da, bu tespit hükmü gözetilerek yasal mirasçılar ile miras paylarının belirleneceği kuşkusuzdur. Bundan ayrı; Türk Medeni Kanunu’nun 510/1 maddesi gereğince mirasçılıktan çıkarma ancak ölüme bağlı bir tasarrufla yapılabilir. Davacı …’in davalıyı mirasçılıktan çıkardığı ölüme bağlı bir tasarruf da bulunmamaktadır. O halde, mirasçılıktan çıkarma koşulları oluşmadığından anılan yasal düzenlemenin (TMK’nın 510. maddesinin) somut olayda uygulanamayacağı açıktır.’’ denilmiştir. Somut olayda boşanma davası sırasında ölen miras bırakan eşin mirasçıları, diğer eşin boşanmada kusurlu olduğunu iddia ederek mirasçılıktan çıkarılmasını talep etmektedirler. Ancak miras bırakan mirasçılıktan çıkarma için herhangi bir ölüme bağlı tasarrufta bulunmamıştır. Yargıtay ise doğru bir gerekçeyle boşanmada kusurlu olan eşin tespitinin istendiği davada mirasçılıktan çıkarmaya karar verilemeyeceğini, eş zaten kusurlu ise Kanun gereği mirasçı olamayacağından bu davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini istemiştir.

Mirasçılıktan Çıkarma Sebebinin İspat Edilememesi Halinde Saklı Payın Korunması

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22.2.2018 tarih ve 2017/17228E-2018/1512K sayılı kararında ‘’Davada, 14/07/2009 tarihli vasiyetnamede ıskat sebebi yazılmasına rağmen delillere göre yasada aranan ıskat sebeplerinin gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Aynı şekilde mirasçılıktan çıkarma haricinde vasiyetname bölümü yönünden de davacı iptal sebeplerini ispatlayamamıştır. Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, miras bırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur.” hükmü getirilmiştir. Davalılar, mirastan ıskat sebebini ispat edemediğinden TMK’nın 512/3. maddesi gereğince mirastan ıskatın miras bırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olması gerekir. Başka bir ifadeyle tasarruf nisabı sınırları içerisinde geçerli olmak üzere vasiyetnamenin ıskatına ilişkin bölümün hükümsüzlüğüne karar verilerek davacının saklı payını talep edebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edileceği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.’’ denilmiştir. Bu kararda Yargıtay mirasçılıktan çıkarmaya gerekçe olarak gösterilen sebeplerin davalılar tarafından ispat edilememesi halinde mirastan çıkarılan mirasçının saklı payının korunacağını ancak bunun üzerinde bir tasarruf bulunmakta ise bu tasarrufun geçerli olacağını ifade etmiştir. Bu hususu bir örnekle ifade etmek gerekirse, miras bırakanın iki çocuğunun olduğu ve bir çocuğunu mirasçılıktan çıkardığı durumda mirastan çıkarılan çocuğun saklı payı ¼ olduğundan miras bırakan mirastan çıkarılmayan diğer çocuğunun saklı payını koruyarak mirasının ¾’lük oranında tasarrufta bulunduğunda artık mirastan çıkarılan çocuk ¼ miras payını alacak ve ½ oranındaki tasarruf geçerliliğini koruyacaktır.

Mirasçılıktan Çıkarılmayan Diğer Mirasçıların Çıkarmanın İptali Davasını Kabul Etmesi

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 28.2.2019 tarih ve 2017/14122E-2019/1702K sayılı kararında ‘’Miras bırakan yaptığı vasiyetnamede mirasçılıktan çıkarma sebeplerini göstermiştir. Dava konusu olayda mirasçılıktan çıkarma sebepleri oluşmuş ise de davalılar … ve … davayı kabul etmiştir. Bu durumda, Türk Medeni Kanunu’nun 512/3. maddesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmanın miras bırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı, başka bir ifade ile davacının kabul eden davalılar yönünden saklı paylarını isteyebileceği gözetilmeden isteğin tümden reddi doğru görülmemiştir. O halde; kabul davayı sona erdiren bir işlem olup yargılamanın her aşamasında yapılabileceğinden bir kısım davalılar vekilinin davayı kabul beyanı hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.’’ denilmiştir. Karar incelendiğinde miras bırakanın usulüne uygun olarak ölüme bağlı tasarruf çerçevesinde çıkarma sebebini gösterdiği, bu çıkarmadan yararlanan mirasçıların çıkarmanın iptali davasında davayı kabul etmelerine rağmen yerel mahkemenin çıkarmanın geçerli olduğuna dair karar verdiği görülmektedir. Kabul beyanı, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu ve ancak irade bozukluğu hâllerinde iptali istenebildiğinden yerel mahkemece çıkarmanın iptaline karar verilmeliydi. Çünkü çıkarmanın iptali davasında ispat yükü davalılardadır, davalıların çıkarma sebebini ispat edememesi veya davayı kabul etmeleri halinde artık geçerli bir çıkarmadan söz edilemez.

Mirasçılıktan Çıkarma hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için iletişim sayfamızdan bize ulaşabilirsiniz

Yazıyı paylaşın: