Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Terk Nedeniyle Boşanmada İhtar *2024

Türk Medeni Kanunu’nda özel bir boşanma sebebi olan “terk”, bir eşin ortak konutu terk etmesi ve geri dönmemesidir. Terk nedeniyle boşanma davası açabilmenin esaslı unsuru olan “ihtar” ise, terk eden eşin ortak konuta dönmesi için gönderilen bir hukuksal bir uyarıdır.

 

Bu makalemizde ihtarın davaya etkisini, ihtarın usulünü ve sürelerini inceleyeceğiz. Ardından ihtar ile ilgili örnek Yargıtay kararı sunacağız.

 

Terk, özel bir boşanma sebebidir ve bu sebeple boşanma davası açmak isteyen eşin, terk eden eşin ortak konuta dönmesi gerektiğini belirten bir ihtar göndermesi gereklidir. Bu ihtar, hâkim veya noter aracılığıyla yapılabilir ve terk eden eşin dönmemesi durumunda ortaya çıkacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunmalıdır.

 

Türk Medeni Kanunu‘nun 164. maddesinde düzenlenen terk, mutlak bir boşanma sebebi olduğundan, hâkimin terk olgusu sebebiyle diğer eş için ortak yaşamın çekilmez hale gelip gelmediğini araştırmadan boşanmaya karar vermesi gerekmektedir.

 

Yargıtay kararlarına göre, terk ihtarının sadece terk sebebiyle açılan boşanma davalarında değil, diğer boşanma sebepleri, özellikle de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında da sonuç doğurduğu görülmektedir.

 

Bu kararlara göre, evine dönmesi için eşi tarafından ihtar edilen eş, bu davetle birlikte önceden yaşanan kusurlu davranışları affetmiş veya en azından hoşgörüyle karşılamış olmalıdır.

Dolayısıyla, evine dönmesi için ihtar eden eş, bu ihtardan önceki olaylara dayanarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açamaz.

Yargıtay, aynı gerekçeyle terk sebebine dayanan boşanma davalarında da, davacı eşin manevi tazminat talebini reddetmektedir.

 

İhtarda Süreler

Kanun, terkin en erken dördüncü ayından itibaren ihtarın yapılmasını öngörmektedir ve ihtardan sonra en az iki ay geçmeden boşanma davası açılamaz (TMK m.164 II c.3).

Bu süreler, dava şartı olarak hâkim tarafından kendiliğinden araştırılacak ve dikkate alınacaktır.

 

İhtarın yapılmasından sonraki iki aylık sürenin, ayrılığın en az altı ay sürmüş olması gerektiği düşünüldüğünde (TMK m.164 I c.1), bu sürenin dört ayının ihtardan önce ve iki ayının ise ihtardan sonra geçmiş olması gereklidir.

Ancak terk ihtarının mutlaka ayrılıktan dört ay sonra yapılması zorunlu değildir; örneğin, ayrılıktan bir yıl sonra yapılabilir, ancak bu durumda bile boşanma davası açılabilmesi için iki ay beklenmesi gerekmektedir.

İhtarın ardından iki ay geçmeden terk nedenine dayanarak boşanma davası açıldığında ise süre şartı gerçekleşmediğinden dava reddedilecektir.

 

İhtarda Usul

Terk ihtarı, hâkim veya noter tarafından yapılabilir (TMK m.164 II c.1), bu yetki 2011 yılında Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde yapılan değişiklikle noterlere de verilmiştir.  Hâkim veya noter, ihtarın haklı olup olmadığını ve terk sebebiyle boşanma davasının şartlarının boşanma davasında inceleneceğini belirler. Ancak hâkimin terkin süresinin dolup dolmadığını incelemesi gerekmektedir; böylece süre şartının gerçekleşmediği durumlarda ihtar talebi reddedilebilir.

 

İhtarda Belirtilecek Bilgiler

“Terk Eden Esin Ortak Konuta Davet Edilmesi İşlemlerinin Noterler Tarafından Yapılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ‘in 8. maddesine göre, terk eden esin gönderdiği ihtar şu bilgileri içermelidir:

 

– İhtar gönderen eşin adı, soyadı ve adresi,

– İhtar gönderilen eşin adı, soyadı ve adresi,

– Davet edilen ortak konutun adresi,

– Davet edilen eşin ve yanında varsa çocuklarının ortak konuta dönmesi için gereken giderler ile konuta kabul edilmemesi durumunda dönüş için yol ve konaklama giderlerini karşılayacak yeterli paranın konutta teslim edileceği şeklinde açıklama,

– Davet edilen konuta ait anahtarın bulunduğu yer,

– İki ay içinde dönmesi gerektiği, dönmemesi halinde Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesine göre boşanma davası açılabileceği hususlarını kapsar.

 

Davaya hakkı olan eşin talebi üzerine, terk eden eş, yukarıda belirtilen içeriği içeren bir ihtarla uyarılacak ve iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi durumunda doğacak sonuçlar hakkında bilgilendirilecektir. Gerektiği takdirde, terk ihtarı ilan yoluyla da gerçekleştirilebilir (TMK m.164 II c.2).

 

İhtarda Dürüstlük Kuralı

Terk ihtarının amacı, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla ortak konutu terk eden ve haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmeyen eş için mahkeme aracılığıyla son bir çağrı yapmak ve ona evlilik birliğini devam ettirme olasılığı tanımaktır.

İhtar gönderenin samimiyeti, ihtarın ardından da devam etmelidir. Terk eden eşe karşı ihtar hakkı, yasal bir hak olsa da, bu hakkın dürüstlük ilkesi çerçevesinde kullanılması gerektiği vurgulanır. Aksi takdirde, ihtarın geçersiz olacağı ve hukuki sonuç doğurmayacağı kabul edilir.

Örneğin, bir eşin ceza davası açması ve aynı zamanda ortak hayata devam etmek istediğini bildirmesi ya da bir eşin diğerini acımasızca dövdükten sonra evi terk etmesi durumunda, yaralı eşin hala nefret ve öfke duyduğu bir dönemde yapılan bir ihtar samimi olarak kabul edilmez.

 

Yargıtayın diğer kararlarında, davacı kocanın ihtar sürecinde gerçekte evlilik birliğini sürdürme niyetinin olmadığını, zaten başka biriyle imam nikâhıyla ilişkide olduğunu beyan etmesi veya başka biriyle nişanlandığının anlaşılması durumunda veya başka bir kadınla evlilik dışı ilişki yaşayıp bu ilişkiden çocukları olduğunun anlaşılması durumunda, söz konusu terk ihtarı samimi bulunmamıştır.

 

 

İhtardan Sonra Dava Açma Süresi

Terk ihtarının hukuki etkilerinin değerlendirilmesinde önemli bir husus, ihtarın yapıldıktan sonra davacının terk nedeniyle dava açma süresidir.

Öğretide, terk eden eşe ihtarın gönderilmiş olmasına rağmen eşin ortak konuta dönmemesi durumunda, terkten itibaren altı aylık bir süre geçmişse (terkten itibaren dördüncü ayda ihtar gönderilmiş ve ihtardan sonra da iki ay beklenmişse), terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için ek bir süreye gerek olmadan davanın her zaman açılabileceği kabul edilir.

 

İhtarın Manevi Tazminata Etkisi

Boşanma davası sonucunda boşanmaya karar verildiğinde, zarara uğrayan eşin hakları belirlenir. Bu eş, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesine göre maddi tazminat talep etme hakkına sahip olabilir.

Eğer, boşanma sonucunda maddi açıdan zor duruma düşecekse, 175. madde kapsamında yoksulluk nafakası talep etme hakkı da bulunur.

Ayrıca, boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik haklarına saldırıya uğradıysa, 174. maddenin ikinci fıkrasına dayanarak manevi tazminat talep edebilir.

Yargıtay kararlarında boşanmanın mali sonuçları açısından, özellikle manevi tazminat talebinde ihtar gönderiminin önemi vurgulanmıştır.

 

Terk Nedeniyle Boşanma Davası ilgili genel hükümleri ve Yargıtay kararlarını yazımızdan inceleyebilirsiniz.

Ayrıca;

Mal Paylaşım Davası Nedir?

Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Nedir?

İştirak Nafakası Nedir ve Koşulları Nelerdir?

 

Terk Nedeniyle Boşanma Davası Açmada İhtar ile İlgili Örnek Yargıtay Kararı


Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

 

1- Davalı-davacı (kadın) 20.09.2004 tarihinde eşine ihtar göndermiş, müşterek haneye davet etmiş, böylece bu tarihten önceki olayları affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamıştır.

Affedilen ve hoşgörüyle karşılanan olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemez. İhtardan sonrada kocadan kaynaklanan yeni bir hadise ispatlanamamıştır.

 

Bu halde davalı-davacının (kadın) boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü ile boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu husus davacı-davalı (koca) tarafından temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış yanılgıya işaret edinilmekle yetinilmiştir.

 

2- Temyiz sebeplerine dayanan yapılan incelemeye gelince;

A- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacının (kadın) tüm, davacı-davalının (koca) ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

 

B- Kadın, 20.09.2004 tarihinde mahkemeye başvurarak eşinin eve dönmesi için ihtar isteğinde bulunduğuna göre bu tarihten önceki olayları affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığı kabul edilmelidir.

Affedilen ve hoşgörüyle karşılanan hadiselerden dolayı artık koca kusurlu sayılamaz ve bu hadiselere dayanılarak diğer taraf lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemez. Davalı-davacının (kadın) tazminat isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

 

SONUÇ:  Hükmün yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA;

Hükmün bozma dışında kalan temyize konu bölümlerinin 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA;

Aşağıda yazılı harcın Yeşim’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcını yatıran Mahmut Taylan’a geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.


 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

terk boşanma ihtar

 

 

Yazıyı paylaşın: