Bize Ulaşın +90 537 430 75 73

Tanınma Tenfiz

Yabancı Kararların Tanınması ve Tenfizi

Yabancı Kararların Tanınması ve Tenfizi

Tanıma, yabancı bir mahkeme tarafından verilen kararın, diğer ülkelerde kesin hüküm olarak kabul edilmesidir. Ancak, yabancı mahkeme kararlarının etkisi genellikle verildiği ülke ile sınırlıdır. Türkiye’de bir yabancı mahkeme kararının etkili olabilmesi için o karara dayanarak bir tanıma veya tenfiz kararı alınması gerekmektedir.

Eğer Türk mahkemelerince tanıma veya tenfiz kararı verilmezse, yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları ve kanıt olarak kullanılması mümkün değildir. Ancak, bu kararlar takdiri delil olarak mahkemeye sunulabilir. Yabancı mahkemeler tarafından verilen tespit kararları ve inşaî nitelikteki (yenilik doğurucu) kararların Türk mahkemelerinde tanınması mümkün olabilir.

 

Tanıma ve Tenfiz Arasındaki Fark Nedir?

Tanıma, yabancı bir ülkenin mahkemesi tarafından verilen kararların yerel mahkeme özelinde kesin hüküm olarak kabul edilmesidir. Tenfiz ise başka bir ülkede geçerli olan bu kararların kesin hüküm statüsüne ek olarak icra edilebilmesidir.

 

Yabancı Mahkeme Kararları Nasıl Tanınır ve Tenfiz Edilir?

Türk hakimi, tanınmak istenen yabancı mahkeme kararında belirtilen koşulların bir arada bulunduğunu tespit ettiğinde tanıma kararı verecektir. Hakim, koşulların yerine getirilip getirilmediğini kontrol etme konusunda takdir hakkına sahip olsa da, koşullar sağlandığında artık tanıma kararı vermek zorundadır, takdir hakkı bulunmamaktadır.

 

Yabancı Kararların Tanınması ve Tenfizi için Şartlar Nelerdir?

Tanıma sürecinde aranan ön koşullar, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku (MÖHUK)’a göre belirlenir. Bu maddeye göre, tanınacak ilamın yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş olması ve ilamın o devletin kanunlarına göre kesinleşmiş olması gerekmektedir.

Türk mahkemesinin tanıma kararı verebilmesi için ilk şart yabancı mahkeme tarafından verilmiş bir ilamın bulunmasıdır. MÖHUK’un açık hükümleri doğrultusunda, mahkeme dışında başka bir makam tarafından verilen kararların Türkiye’de tanınması mümkün değildir.

 

Türkiye’deki taşınmazlar üzerindeki ayni hak davalarında, “taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkisini” kesin yetki olarak belirleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 12’de düzenlenmiştir. Bu nedenle, Türkiye’deki taşınmazların ayni haklarına ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi mümkün değildir.

Diğer bir şart ise, yabancı kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması gerekliliğidir. Kamu düzeninin niteliği gereği değişken olması sebebiyle, kanun koyucunun, kamu düzenine aykırı unsurları önceden belirlemesi mümkün olmadığından, MÖHUK kapsamında yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine engel olacak durumlar hâkimin takdirine bırakılmıştır.

 

Kararın tamamının değil sadece bir kısmının kamu düzenine aykırı olması durumunda, aykırı olmayan kısmının tanınması ve tenfiz edilmesi mümkündür. Çünkü davacının hukuki yararı varsa, yabancı mahkeme kararının sadece bu kısmı tenfiz davasının konusu yapılabilir (MÖHUK madde 52/I-c). Aynı prensip, nüfus kütüğüne tescil talep edilen kararlar için de geçerlidir. Yetkili nüfus müdürlüğü, yabancı kararın sadece açıkça Türk kamu düzenine aykırı olduğu durumda tescil talebini reddedebilir.

 

MÖHUK’un 54. maddesinin (ç) bendi, tanıma veya tenfiz istenen kişinin yabancı mahkeme önünde savunma haklarına riayet edilmiş olmasını şart koşmaktadır. Kişinin gıyaben veya yokluğunda verilen bir hükmün, savunma haklarının ihlal edilmiş olabileceği ihtimalini doğurabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumda, savunma hakkının ihlal edilip edilmediği, hükmü veren mahkemenin hukukuna göre değerlendirilmelidir. Çünkü bu konu usule ilişkindir ve usule ilişkin konularda hakimin hukuku uygulanır.

54. maddenin (ç) bendinde belirtilen hususların, tanıma veya tenfiz engeli olarak değerlendirilebilmesi için, aleyhine tanıma veya tenfiz talep edilen kişinin bu konuda “itiraz” etmiş olması gerekmektedir. Bu şart, hakimin re’sen dikkate alacağı bir şart değildir, yani tarafların bu hususu belirtmesi gerekir.

 

Tanıma ve Tenfiz Davalarında Usul Nasıldır?

Tanıma ve tenfiz davaları, basit yargılama usulüne tabidir ve yabancı kararların kesin hüküm kuvvetini kabul etmek amacıyla açılan tanıma davası, bir tespit davası niteliğindedir. Türk mahkemesinde, tanıma şartlarına sahip olduğu tespit edilen bir yabancı karara dayanarak Türkiye’de idari bir işlem yapılabilir. Ayrıca, yabancı kararın kesin hüküm veya kesin delil etkisinden yararlanılmak istenirse, Türkiye’de görülmekte olan bir davada bu yabancı kararın tanınması talep edilebilir.

 

Tanıma veya tenfiz talebi sonucunda, Türk mahkemesi kanunda belirtilen şartları değerlendirdikten sonra yabancı ilamın kısmen veya tamamen tanınması veya tenfizi ile ilgili bir karar verebilir. Eğer tanıma veya tenfiz kararı verilirse, bu karar yabancı mahkeme ilamının altına yazılır, hâkim tarafından mühürlenir ve imzalanır. Ayrıca, yabancı ilâmın Türk hukukunda tanınması veya tenfizi için belirlenmiş herhangi bir süre bulunmamaktadır. Bu nedenle, yabancı ilamın tanınması ve tenfizi her zaman Türk mahkemesinden talep edilebilir.

Tanıma ve tenfiz davasının süresi, belgelerin hazırlanması, yargı sürecinin karmaşıklığı ve diğer değişkenlere göre değişkenlik gösterir. Genellikle 3-4 ay sürebilir, ancak belgelerin, tarafların durumu ve mahkeme yoğunluğu olumlu seyrederse birkaç hafta içinde de sonuçlanabilir.

 

Tanıma ve Tenfiz Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

Yabancı Kararların Tanınması ve Tenfizi

Yabancı Kararların Tanınması ve Tenfizi

Tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme, Asliye Mahkemesidir. Ancak, aile hukukuna ilişkin davalarda yetkili mahkeme Aile Mahkemeleridir. Ayrıca, MÖHUK madde 51/2’ye göre, tanıma ve tenfiz istenen tarafın Türkiye’deki yerleşim yeri veya, yoksa bulunuyorsa sâkin olduğu yer mahkemesi yetkilidir. Eğer Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse, Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden biri yetkili olacaktır.

Türk idarî makamları, yalnızca Türk mahkemelerinden çıkan kararlara uymak zorundadır. Bu nedenle, kişi hallerine ilişkin yabancı kararlara dayanarak Türkiye’de nüfus kütüğüne tescil gibi bir idarî işlem yapılması gerektiğinde, yabancı kararın Türk mahkemesi tarafından tanınması gereklidir.

 

Yabancı Kararların Nüfus Kütüğüne Tescili İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?

Yabancı ülke mahkeme kararıyla verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tescili için şu şartlar geçerlidir: Tarafların bizzat veya vekilleri aracılığıyla birlikte başvurması, kararın verildiği devletin kanunlarına göre yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması, ayrıca Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gerekmektedir.

Eğer bu şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilirse, kararın Türkiye’de tanınması, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca yapılır.

 

Boşanma Davası Özelinde Tenfiz ve Tanıma Süreci Nasıl İşler?

Boşanma davasının tanınması ve tenfizi, yabancı ülkede verilen kararın yerel mahkeme özelinde kabul edilmesi ve icra edilebilmesi süreçlerini kapsar. Tanıma, kararın resmi olarak tanınmasını sağlar. Tenfiz ise kararın icra edilebilirliğini temin eder.

MÖHUK’ta yabancı bir kararın tanınmasını hukuki menfaati olan herkes talep edebilirken, evliliğin sona erdiğine dair yabancı bir kararın Türkiye’deki nüfus kaydına işlenebilmesi için tarafların birlikte başvurması gereklidir. Yani, taraflar evliliğin sona erme işlemi için birlikte başvuru yaparken, taraflardan biri öldüyse, mirasçılarının Nüfus Müdürlüğü’ne değil, mahkemeye başvurmaları gereklidir.

Evliliği sona erdiren yabancı kararın tanınması için yetkili aile mahkemesinde ayrı bir tanıma davası açılmasına gerek yoktur. Çünkü yabancı kararın tarafları, bizzat kendileri veya vekilleri aracılığıyla, bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlüklerine birlikte başvurduklarında, gerekli şartlar sağlandığında, yabancı kararın nüfus kütüğüne tescili mümkün olacaktır.

Tarafların birlikte başvurmasının yanı sıra, yabancı kararların nüfus kütüğüne tescili için bir diğer gereklilik ise, kararın verildiği devletin kanunlarına göre kesinleşmiş olmasıdır.

 

Boşanma Tanıma Tenfiz Davası ile detaylı yazımıza ulaşabilirsiniz.

 

Tescil Talebine İlişkin Kararlar Nasıl Alınır ve İşlenir?

Yurt dışında verilen kararlar için, dış temsilcilikler; yurt içinde ise, Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından Nüfus Kütüğüne yapılacak tescil işlemleri gerçekleştirilecektir (Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 27/A(2)).

Nüfus Müdürlüğü, yabancı kararın kanunda belirtilen şartlara uygun olup olmadığını belirlemek için bir inceleme yapacaktır. Yabancı kararın gerekli şartları taşıdığı tespit edilirse, evliliğin sona ermesi nüfus kütüğüne kaydedilecektir. Ancak, yabancı kararda belirtilen şartlardan biri eksikse, talep reddedilecektir. Yabancı kararı veren merciinin mutlaka bir mahkeme olması gerekmektedir. Mahkeme dışında diğer idarî bir merci vermişse, MÖHUK’a göre tanınma mümkün olmayacaktır.

 

Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Yabancı Kararların Tanınması ve Tenfizi

Yabancı Kararların Tanınması ve Tenfizi

Yazıyı paylaşın: