Vasiyetnamenin Tenfizi *2024 – Şartlar, Tapuya Tescil, Yargıtay Kararları
Vasiyetnamenin Tenfizi Nedir?
Vasiyetnamenin Tenfizi Davasının Şartları Nelerdir?
Belirli Bir Malın Vasiyetname ile Bırakılmış Olması
Vasiyetnamenin Hukuki Olarak Geçerli Olması
Vasiyetnamenin tenfizi için, geçerli bir ölüme bağlı tasarrufun var olması gerekmektedir. Bu bağlamda, vasiyetnamenin iptal edilmemiş olması önemlidir.
Ölüme bağlı tasarrufun iptali davası, belirli zaman dilimlerine tabidir; bu zaman dilimleri 1, 10 ve 20 yıllık hak düşürücü süreleri kapsar.
İptal davası, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendi hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten 1 yıl içinde açılabilir.
Her durumda, vasiyetnamelerde açılma tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı 10 yıl, kötüniyetli davalılara karşı ise 20 yıl geçtikten sonra bu hak düşer (TMK. m. 559/I).
Vasiyetnamenin İptali Davası ve Şartları Nelerdir?
Mirasın Reddinin İptali Davası Nedir?
Vasiyetnamenin Açılmış Olması
Vasiyetnamenin açılmış olması, bu belgenin ilgili mahkemeye sunulması ve orada mirasçılar huzurunda bir hakim tarafından okunması anlamına gelir. Sulh Hakimi belirlenen tarihte vasiyetnameyi açar. Ardından bu açılışın ve okumanın bir tutanağa kaydedilmesini temin eder. Son olarak kaydedilen tutanağın hazır bulunan kişiler tarafından imzalanmasını talep eder.
Ayrıca, gerekirse mirasçılara bir mirasçılık belgesi temin eder ve terekeye dahil olan malları yasal mirasçılara geçici olarak teslim edebilir.
Vasiyetnamenin açılmasında Sulh Hakiminin görevi sadece vasiyetnamenin açılmasıyla ilgilidir. Vasiyetnamenin geçerliliği veya tenfiz gibi esasa yönelik konular ise Asliye Hukuk Hakimine aittir.
Vasiyet Alacaklısı Kimdir?
Vasiyet alacaklısı, bir kimsenin vasiyetiyle kendisine bırakılan bir mal veya menfaati talep eden gerçek veya tüzel kişidir. Vasiyet alacaklısı, sadece vasiyetname ile bırakılan mal veya menfaati talep edebilir.
Mirasçı olmadığı gibi küllî halef sıfatına da sahip değildir. Yani, vasiyet alacaklısı, ölümle birlikte vasiyet konusu olan mal veya menfaat üzerinde doğrudan bir mülkiyet veya hak kazanmaz. Ancak vasiyet borcunun yerine getirilmesi için mirasçılara karşı alacaklı bir konuma geçer.
Vasiyet Borçları Nasıl Yerine Getirilir?
Taşınmazın Devri
Bir taşınmazın veya sınırlı bir ayni hakkın vasiyetname ile devredilmesi veya kurulması durumunda, bu taşınmaz veya hakın devri veya tesis edilmesi ancak Medeni Kanun‘un kabul ettiği ayni sistem ve tescil ilkesine göre tapuya tescil edildiğinde geçerli olur (MK m: 633).
Eğer tescil yapılmazsa, vasiyet borcu altında olan mirasçılar bu taşınmazın mülkiyetini veya diğer sınırlı ayni hakları kazanmış olurlar. Vasiyetin yerine getirilmesi sürecinde, birden fazla mirasçı varsa vasiyet borçlusu tüm mirasçılar için borçludur. Ancak miras paylaşımı yapıldıktan sonra, taşınmaz veya hak kime geçmişse, o mirasçı vasiyet borçlusudur.
Bir vasiyetnamede belirtilen bir taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı bir ayni hak varsa, mirasbırakanın ölümünden sonra bu taşınmaz, öncelikle tapuda miras ortaklığını oluşturan tüm mirasçılar adına kaydedilmelidir. Eğer bu tescil gerçekleşmezse, mirasçılar herhangi bir kazanç işlemi yapamaz veya tescil için talepte bulunamazlar.
3. Hukuk Dairesi 2013/20723 E. , 2014/5676 K. (…) Dosyanın incelenmesinden; el yazılı bu vasiyetnamenin usulüne uygun olduğu, davalılar tarafından açılan vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının reddedildiği ve kararın kesinleştiği, böylelikle de ortada geçerli ve infazı imkan dahilinde bulunan bir vasiyetnamenin olduğu anlaşılmıştır.
Ne var ki, mahkeme tarafından bu vasiyetnamenin içeriği dikkate alınmadan, sanki bu vasiyet yokmuş gibi, muristen intikal eden taşınmazlar tüm mirasçılar adına tapuya tescil edilmiştir (…)
Vasiyetnamede belirtilen taşınmaz tapuda tescil edildikten sonra, sadece vasiyetin yerine getirilmesini talep eden vasiyet alacaklısı için tescil işlemi gerçekleştirilebilir. Bu durumda, tescil işlemi vasiyetnamenin bir hukuki sebebi olarak kabul edilir ve miras ortaklığını oluşturan tüm mirasçılar bu hukuki sebep altında tescil için birlikte başvurmalıdırlar.
Vasiyetnamenin Tenfizi Tapuya Tescili Nasıl Yapılır?
Mirasçıların Talepleri:
Kanuni Mirasçıların Tescil Talebi: Kanuni mirasçılar, vasiyetnamenin açılıp okunmasından ve tenfizine karar verilmesinden sonra mirasçılık belgesi talep edebilirler. Bu belgede, atanmış mirasçının ismi de yer alır ve kanuni mirasçılar tarafından Tapu Sicil Müdürlüğü’ne intikal işlemi talep edilebilir. Bu işlemle taşınmaz mülkiyeti iştirak şeklinde geçer ve iştirak hükümleri uygulanır.
Atanmış (Mansup) Mirasçıların Tescil Talebi: Atanmış mirasçılar, vasiyetin tenfizine karar verildikten sonra hakimden mirasçılık belgesi talep edebilirler. Birden fazla mirasçı varsa, her biri adına ayrı ayrı belge alabilir ve intikal işlemi için Tapu Sicil Müdürlüğü’ne başvurabilir. İntikal işlemi genellikle iştirak şeklinde gerçekleşir ve sadece veraset ilamı gereklidir.
Lehine Belli Bir Mal Vasiyet Edilen Adına Tescil Talebi: Vasiyet alacaklısına veraset ilamı verilmez çünkü mirasçı değildir. Sadece belli bir mal kendisine bırakılmıştır ve vasiyet alacaklısıdır. Tescil için diğer mirasçılardan veya vasiyeti yerine getirme görevlisinden talepte bulunabilir. Veraset ilamı olmadığı için tescil talebi doğrudan vasiyet alacaklısı tarafından yapılır.
Vasiyet Alacaklısının Tescil Talepleri:
Mirasçılar veya Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisince İstenmesi: Mirasçılar veya vasiyeti yerine getirme görevlisi, vasiyet alacaklısı adına malı tescil ettirebilirler. Gerekli belgelerle tapu sicil müdürlüğüne başvurarak bu işlemi gerçekleştirebilirler.
Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisince İstenmesi: Vasiyeti yerine getirme görevlisi, vasiyet alacaklısı adına malı tescil ettirebilir ve gerekli belgeleri ibraz eder. Harç mükellefi vasiyet alacaklısı olduğundan, harç tahakkuku onun adına yapılır.
Vasiyet Alacaklısının Kendisinin Tescil İstemi: Mirasçılar veya vasiyeti yerine getirme görevlisi talepte bulunmazsa, vasiyet alacaklısı mahkemeye başvurarak tescil için yazı talep edebilir. Hakim tarafından verilen bu yazı ve gerekli belgelerle tapu sicil müdürlüğüne başvurarak tescil işlemi gerçekleştirilir.
Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) üzerinden tapu tescili nasıl yapılır?
Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS), tapu tescili sürecini dijitalleştirerek daha hızlı ve etkili bir şekilde yönetmeyi amaçlayan bir platformdur. TAKBİS üzerinden tapu tescili yapmak için gerekli belgeler ve işlemler şunlardır:
Gerekli Belgeler ve Açıklamalar:
İşlem Aşamaları:
Bu aşamalardan sonra işlem tamamlanır.
Taşınır Devri
Eğer vasiyetnamede belirtilen taşınır malın teslimi söz konusu ise, bu genellikle vasiyet alacaklısına teslim edilir. Ancak, teslim şekli vasiyetnamenin türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Vasiyet alacaklısı, malın teslimini, bu yükümlülüğü yerine getirmesi gereken mirasçılardan talep eder. Eğer mal kendisine rızaen teslim edilmezse, vasiyet alacaklısı ya vasiyetnameye dayalı bir dava açarak teslimi sağlamaya çalışır ya da doğrudan genel haciz yoluyla taşınır malın teslimini icra memuru aracılığıyla talep edebilir.
Tenkis Davası ve Mirasta Saklı Pay nedir?
Mirasta Denkleştirme Davası Nedir?
Alacak Hakkının Geçirilmesi
Alacağın devri gerçekleşene kadar, vasiyet borcuna tabi olan alacak, vasiyeti ifa borçlusu olan mirasbırakanın mirasçılarına yasal olarak devredilmiştir. Mirasbırakanın ölümünden önce alacak hakkının devrini talep ettiği kişiye vasiyet etmesine rağmen, vasiyet borçlusu bu devri gerçekleştirmemişse, vasiyet alacaklısı Borçlar Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca, bu alacağı devretmeyi reddeden vasiyet borçlusuna karşı yasal bir dava açarak alacağın kendisine devredilmesini (kazai temlik) mahkemeden talep edebilir.
Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davacı vasiyet alacaklısıdır. Vasiyetnamenin tenfizini talep eden kişi, mirasa ehil ve sağ olmalıdır. Eğer vasiyet alacaklısı, mirasbırakandan önce ölürse, vasiyet alacaklısının kendi mirasçıları tarafından aynı dava başlatılabilir.
Ancak, vasiyet alacaklısı olmayan bir kişi tarafından vasiyetnamenin tenfiziyle ilgili dava açılırsa, mahkeme bu konuda esasa yönelik bir karar vermez. Husumet eksikliği nedeniyle dava reddedilir.
Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat) Nedir?
Mirasçılık Belgesi Nedir ve Nasıl Alınır?
Vasiyetnamenin Tenfizi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Kimdir?
Vasiyetnamenin tenfizi davası malvarlığı haklarına ilişkin bir dava türüdür. Görevli mahkeme, dava konusunun değerine bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemesidir. Vasiyetnamenin açılıp okunmasıyla ilgili işlemlerde ise Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Ancak, uygulamada her iki davanın bir arada görülemeyeceği genel kabul görmüştür. Bazı görüşlere göre Sulh Hukuk hakiminin görevi sadece vasiyetnamenin açılmasıyla sınırlıdır ve ifaya yönelik karar verme yetkisi bulunmamaktadır.
Vasiyetnamenin tenfizi davasında da mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir ve bu mahkeme kesin yetkiye sahiptir.TMK. m. 576/II’deki bu düzenleme ile miras işlerinin, miras mallarının bulunduğu yerden bağımsız olarak tek bir mahkeme tarafından yürütülmesi öngörülmüştür. Örneğin, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde bu dava açılamaz.
Vasiyetin Tenfizi Davası ile İlgili Örnek Yargıtay Kararları
(…) Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının murisi Emine 21.05.1999 tarihli vasiyetname ile mal varlığını davacıya vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin açılıp okunması için Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan davanın takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek 21.05.1999 tarihli vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, vasiyetnameyi kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece; vasiyetnamenin okunması için öncelikli olarak vasiyetnamenin okunması ön şartı bulunduğunu, vasiyetname açılıp okunmadan, diğer mirasçılar haberdar olmadan tenfiz davası açılmayacağından bahisle, HMK’nun 114/h maddesinde açıklanan hukuki yarar yokluğundan HMK’nun 115. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Tarafların murisi Emine tarafından düzenlenen 21.05.1999 tarihli vasiyetname ile mal varlığını davacı yeğenine vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin açılıp okunması amacıyla Sulh Hukuk Mahkemesinde 13.08.2007 tarihinde açılan davanın davacı H.. Y.. tarafından takip edilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına 20.03.2009 tarihinde karar verildiği ve bir kısım mirasçılara tebligat yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin itiraza uğramaması, itiraz edilmiş ise vasiyetnamenin iptali davasının reddine karar verilmiş olması, başka bir deyişle vasiyetnamenin kesinleşmiş olması gerekmektedir. Bu amaçla vasiyetnameden bütün mirasçıların haberdar edilmesi ve hak düşürücü sürelerin başlaması için vasiyetnamenin açılıp okunması dosyasının kesinleşmiş olması gerekmektedir.
Davada, vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğinden tenfiz davası için dava açma şartı bulunmamaktadır.
Bu durumda, mahkeme gerekçesinde yer alan, HMK’nun 114/h maddesinde belirtilen davanın hukuki yarar yokluğundan reddine ilişkin gerekçenin değiştirilerek davanın HMK 114/2 maddesi gereğince dava açma şartı yokluğundan davanın HMK115. maddesi gereğince usulden reddine yazılmak suretiyle hükmün ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, 2.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 08.12.2015 günü oybirliğiyle karar verildi. 3. Hukuk Dairesi 2015/3636 E. ,2015/19881 K.
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; muris H. T. ‘un 10.02.1994 tarihli vasiyetname ile 6 adet taşınmazını davacıların murisi M. T. ‘a vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin okunması dosyası ile vasiyetnamenin kesinleştiğini belirterek, taşınmazların tapu kaydının davacılar adına tescili ile vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu vasiyetnamenin 10.02.1994 tarihinde düzenlendiği, vasiyet eden H. T. ‘un 14.03.1995 tarihinde vefat ettiği, vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesince 22.05.1995 tarihli karar ile okunduğu ve bu davanın 03.04.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemenin, davanın 10 yıllık süre içinde açılmadığından bahisle reddine dair verilen 20.06.2012 tarihli ilk kararının davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz 14.01.2013 tarihli ilamı ile ” Yanların ortak murisi H. T. ‘un 14.03.1995 tarihinde vefat etmesi nedeniyle, yürürlükte olan 743 sayılı Medeni Kanunun 580. maddesi gereğince sürenin hak düşürücü süre olmadığı, zamanaşımı süresi olduğu ve davalıların zamanaşımı def’i olmadığından davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiğinden” bahisle kararı bozduğu, Mahkemenin, Dairemizin kararına uyarak bu kez 08.05.2013 tarihinde davanın kabulü ile tapu kayıtlarının iptali ve taşınmazların davacıların murisi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verdiği, bu kararın davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz 03.12.2013 tarihli ilamı ile ” Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse gerekçeli kararda hisseler gösterilmediği gibi, gerekçeli kararda veraset ilamına atıf yapılmıştır. Bu nedenle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının” doğru olmadığından bahisle kararı bozduğu, Mahkemenin, Dairemizin bozma kararına uyarak 24.06.2014 tarihinde davanın kabulü ile, murisin ölüme bağlı vasiyetnamenin murisin tüm miras payı 6 pay hesabıyla, K. T. (K.) hissesinin 1/6, F. T. (D.) hissesinin 1/6, Ş. T. (Yardımcı) hissesinin 1/6, A.. T.. hissesinin 1/6, C.. T.. hissesinin 1/6, A. T. (K.) hissesinin 1/6 olarak kabul edilmesi suretiyle infazına ve bu şekilde tenfizine karar vermesi üzerine, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.
Muris H. T. ‘un davacıların babası M. T. ‘a vasiyet ettiği taşınmazların 74,65,1,14,679,29 nolu parseller olduğu ve bu parsellerin hüküm fıkrasında ada – parsel numarası olarak ayrıntılı yer almadığı anlaşılmaktadır.
HUMK.’nun 388.(HMK nın 297.) maddesi gereğince; dava sonunda oluşturulan hüküm ile taraflara yüklenen hak ve mükellefiyetlerde tereddüt yaratmayacak açıklıkta ve infazı kabil olmalıdır. Hükümde, sadece vasiyetnamenin infazına ve 1/6 hissedar olarak tenfizine karar verilmiş olup, tesciline karar verilen taşınmazların ada, parsel bilgilerinin kararda belirtilmemesi doğru görülmemiştir.
Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespit edilmesine ilişkin olup, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesi başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamamaktadır.
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur.
Bu durumda, mahkemece; vasiyetnamenin tenfizine karar verilirken, vasiyetnameye konu ………. Köyü, 119/74-109/65-158/1-154/14-121/679 ile 120/29 parselde bulunan taşınmazların ayrı ayrı belirtilmek suretiyle davacıların miras payları oranında tescili ile vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında ada-parsel numaralarının yazılmaması suretiyle hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 3. Hukuk Dairesi 2014/22023 E. , 2015/2921 K.
Bu konuda daha fazla yardım veya danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.